DREAMCATCHER

Annalù’s work has always been linked to the natural world but with a dreamlike vision in which lightness is always at the root of the work.

The dreamcatchers or "dream catchers" recall the Indian ones by evocation but in their shape of the works there is a metamorphosis of invented butterflies or ginkgo leaves. In these works the world of water and air intersect and dialogue with each other. These are butterflies that swim and the central splash becomes a sort of stargate towards other dimensions.

The butterflies or leaves used were all designed by Annalù: they are therefore impossible metamorphoses ... but Art can play these illusion games.Generally she start from a center like in the mandalas and let the shape disintegrate externally by fragmenting the wings and using the ash to create the fading effect.

The choice of the butterfly is also linked to its strong symbolism: the word butterfly derives from the Greek psyche which means both butterfly and soul. So Annalù like to think that the dreamcatcher is a sort of network, of stargates for souls in which all the power of the cosmos is condensed.

But above all, the center is the most precious part of the work because it is composed of a Murano glass disk made with a technique unique in the world. The furnace in which she made these glass circles has been active since 1300, and is the only one in all of Venice to make these discs for her.Inside this disc, the incandescent murrina exploded according to a secret technique and made only in this furnace.

Annalù'nun eserleri her zaman doğal dünyayla bağlantılı olmuştur, ancak işin temelinde her zaman hafifliğin olduğu rüya gibi bir vizyon vardır.

Dreamcatcher’ın biçiminde, amerika yerlilerinin “Dreamcatchers” olarak adlandırdıkları düş kapanlarını hatırlatan , yapay kelebekler ve ginkgo yapraklarının bir başkalaşımı vardır.Yüzen kelebekler ve merkezde bulunan spiral sıçramanın, diğer boyutlara doğru uzanan bir geçidi temsil ettiği eserde, su ve hava dünyası kesişir ve birbirleriyle diyalog kurar.

Kullanılan kelebeklerin ve yaprakların tümü Annalù tarafından tasarlandı: bunlar aslında doğal olarak imkansız görünen metamorfozlar ama sanat bize bu gibi illüzyon oyunları oynayabilir.Annalù, eserlerine genellikle mandalalardaki gibi merkezden başlar ve solma efekti oluşturmak için külü kullanarak kanatları parçalar ve dışa doğru dağılmasına izin verir.

Kelebek kelimesi, hem kelebek hem de ruh anlamına gelen Yunan psişesinden türemiştir, bu nedenle eserin ana figürünün sembolizmle güçlü bir bağlantısı bulunuyor.Bu yüzden Annalù, eserin, kozmosun tüm gücünün yoğunlaştığı ruhlar için geçitlerden oluşan bir tür ağ olduğunu düşünmekten hoşlanıyor.

Ama hepsinden önemlisi eserin merkezi, dünyada eşi benzeri olmayan bir teknikle yapılan Murano cam diskten oluştuğu için eserin en nadide parçası. Bu cam halkaların yapıldığı fırın 1300 yılından beri aktif olarak kullanılan bir fırın ve tüm Venedik'te bu diskleri Annalù için yapan tek fırın. Disklerin içindeki akkor murrina camları, gizli bir teknikle yalnızca bu fırında yapılmaktadır.