Son dönem böbrek hastalıklarının tedavi seçenekleri arasında diyaliz ve böbrek nakli yer almaktadır. Böbrek nakli ameliyatında hastaya gerçek bir organ nakil edildiği için diyaliz tedavilerine göre kan, tam olarak temizlenir ve böbreğin hormonal fonksiyonu da eksiksiz yerine gelir.
Böbrek nakli için canlı veya kadavradan böbrek alınabilmektedir. Canlı böbrek naklinde hasta, 4. dereceye kadar akraba veya eşinden böbrek alabilir. Vericide de bağışa engel tıbbi bir problem yoksa ameliyat programına girer. Böbrek nakli ameliyatına hazırlama süreci ortalama 5 gündür.
Canlı vericili ameliyat artık kapalı (laparoskopik) yöntemle yapılmaktadır. Kapalı böbrek verici ameliyatında vericinin sadece kasık bölgesinde 4-5 cm lik bir yarası olmaktadır.
Laparoskopi cerrahide iyileşme ve normal yaşama dönüş hızlıdır. Hasta ameliyattan bir gün sonra taburcu olur ve iş gücü kaybı azalır.
Tek Böbrekli Kalmanın Tıbbi Problem Yaratmadığı İspatlanmıştır
Kadavradan böbrek nakli için sıra bekleyen hastalar, ilgili testler tamamlandıktan sonra uygun görülürse 14-18 saat içinde ameliyata alınır.
Günümüzde batı ülkelerinde yapılan böbrek nakillerin çoğunluğu ölüden alınan böbreklerle yapılmaktadır. Ülkemizde ise canlı vericili böbrek nakli oranı % 80’dir.
Böbrek nakli ameliyatı, karın zarı dışından, kasık damarlarına ulaşılarak yapılan bir ameliyattır. Böbrek nakli ameliyatında böbrek, orijinal yerine değil, sağ veya sol kasık bölgesine yerleştirilir. Hastanın çalışmayan böbrekleri çoğunlukla çıkartılmaz.
Ameliyat sırasında bağırsaklar ile temas olmadığından, hasta ameliyattan sonra çok çabuk beslenmeye başlar ve hızla iyileşir.
Ameliyat sonrası yakın takip edilen hastaya eğer canlı vericiden böbrek nakli yapıldıysa, erken fonksiyon görüldüğü için 5. gün taburcu edilir. Fakat kadavradan böbrek nakli yapıldıysa, böbrek birkaç gün içinde görevini yapmaya başlayacağından 8. veya 9. gün taburcu olabilir.
Hasta taburcu edilmeden önce kullanacağı ilaçlarla ilgili bir eğitim verilir. Hasta taburcu edildikten sonra ilk haftalar, haftada iki gün kan tahlilleri için merkeze çağrılır. Zamanla takip aralıkları uzar.
Böbrek nakli ameliyatından sonraki ilk altı ayda enfeksiyon ve akut red nöbetleri görülebilir. Bu gibi durumlarda hastanın tedavisi için hastaneye yatışı istenebilir.
Günümüzde, bağışıklık baskılayıcı ilaçların gelişmesi ile böbrek nakli ameliyatında, özellikle erken dönemde başarı oranı yükselmiştir. Her yaştaki hastaya böbrek nakli ameliyatı yapılabilmektedir.
Hastaya ameliyat öncesinde ayrıntılı kardiyolojik muayene yapılmalıdır. Alıcı ve vericinin operasyonları ve sağlık kontrolleri SGK anlaşmalı olarak yapılmaktadır.
Böbrek Nakli Riskleri Nelerdir?
Böbrek nakli ameliyatı, sadece cerrahi bir uygulama değildir. Uzun süreli böbrek yetmezliği vücuttaki asit baz, hormonal, sıvı ve metabolik dengesini bozmaktadır. Bu durumdaki vücuda cerrahi uygulama yapılırken, ek olarak bağışıklama azaltıcı ilaçlar uygulanmaktadır.
Bu nedenle böbrek nakli komplike bir cerrahi uygulamadır. Komplike uygulamalarda bazı sorunlar ortaya çıkabilmektedir ve tedavi riskli tedaviler sınıfına girmektedir. Böbrek nakli olanlara böbrek naklinin riskleri, detaylı olarak anlatılır. Bununla birlikte, böbrek yetmezliği ile yaşamanın riskleri, böbrek nakli risklerinden daha fazladır.
Böbrek Nakli Riskleri Ana Başlık Olarak Aşağıdaki Şekilde Özetlenebilir;
- Cerrahi riskler
- Medikal riskler
- İmmunolojik (bağışıklama) riskler
Hastanın koroner damar problemleri nedeniyle kan sulandırıcı kullanması ameliyat sırası ve sonrasında kanama ve hematom riski oluşturur. Aldığı bağışıklama azaltıcı ilaçlar nedeniyle yara enfeksiyonu normal kişilere göre fazladır.
Hastanın kronik böbrek yetmezliğine ek hipertansiyon ve veya diyabeti de varsa damar yapısı bozulmuştur.
Damar endotelinin (iç yapı) bozulması, dikiş hattında pıhtı oluşmasına ve bazen damarın tıkanmasına neden olur.
Bunun sonucu olarak atardamarı veya toplardamarı tıkanabilir. Damarların tıkanması organ kaybı nedenidir.
Medikal olarak, ameliyat sonu erken dönemde kullanılan steroid ve diğer ilaçlar, sindirim sistemi ve merkezi sinir sisteminde yan etkilere neden olabilir. Periferik tromboembolik (küçük damarların pıhtı ile tıkanması) riskler artmıştır.
Ameliyat sonrası yakın gözlem, böbrek naklinin olası riskleri ile daha etkin mücadele ve tedavi olanağı sağlar.
Böbrek nakli riskleri arasında enfeksiyonlar da önemli bir yer tutar. Özellikle ameliyattan sonraki ilk altı ay içinde başta üriner enfeksiyon olmak üzere mikrobik hastalıklar sık olarak görülür.
Enfeksiyonlarla etkin mücadele edilmez ise bedenin böbreği red krizleri tetiklenebilir. Ayrıca sık enfeksiyonların tedavisi sırasında kullanılmak zorunda kalınan ilaçlar böbreğe toksik etki yaparak böbrek fonksiyonlarını bozabilir.
Kullanılan immun bağışıklama ilaçlarının yan etkisi olarak diyabet gibi hormonal dengesizlikler ortaya çıkabilir. Bu nedenle nakil hastası çok uzun süre yakından takip edilmelidir.
İmmunolojik risk olarak red krizleri ortaya çıkabilir. Ameliyat öncesi çok detaylı tetkiklere ve normal görünen karşılaştırma testlerine rağmen hastada, takılan böbreğe karşı hücresel veya antikor aracılığıyla meydana gelen red krizleri görülebilir.
Her ne kadar steroid, ATG ve plazmaferez gibi etkin tedavilere rağmen bu krizler tekrarlayıcı veya süreğen olabilir ve böbrek fonksiyonları bozulabilir. Hastanın böbrek nakli risklerini değerlendirirken, böbrek nakli ameliyatı olacağı merkezin deneyimi de önem kazanır.