Doğanın sunduğu bitkiler ve doğal reçeteler, yüzyıllardır çeşitli sağlık sorunlarının önlenmesinde veya tedavisinde önemli bir rol oynar. Bu doğal tedavilerin birçoğu modern tıbbın gelişmesinde de temel teşkil etmiştir. Geleneksel bilgilerle modern bilimin birleşimi, insan sağlığının korunmasına ve hastalıkların iyileştirilmesine yardımcı olabilir. Tıbbın babası olarak bilinen Hipokrat tarafından yaraların iyileştirilmesi ve zatürreye karşı mücadele için önerilen soğan da zengin besin profiliyle modern bitkisel uygulamalarda önemli bir yere sahiptir. Günümüzde soğan suyu regl problemlerinden sindirim sistemi rahatsızlıklarına kadar birçok sorunda başvurulan bitkisel bir çözümdür.
Soğan suyunun içerisinde insan vücudu için faydalı olan pek çok mikro besin maddesi yer alır. Bazı bireyler soğan suyunu adet söktürücü etkileri nedeniyle tercih ederken bazıları bu özel besinin saç ve cilt sağlığına yönelik etkilerinden yararlanmak isteyebilirler.
Bağışıklık Sistemini Güçlendirme Özelliği
Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak, hastalıklara karşı korunmak açısından son derece önemlidir. Bitkisel kaynakların içerisinde bağışıklık sisteminin sağlıklı şekilde çalışmasına yardımcı olabilecek pek çok mikro besin maddesi bulunur. Bu kaynaklardan biri olan soğan suyu da bağışıklık sistemine yönelik olumlu etkileri nedeniyle birçok birey tarafından tercih edilir.
Soğanın bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi C vitamini içeriğiyle ilgili olabilir. C vitamini bağışıklık sistemini desteklemede önemli rol oynayan güçlü bir antioksidandır. Çeşitli biyosentetik ve gen düzenleyici enzimler için bir kofaktör görevi gören C vitamini, hem doğuştan hem adaptif bağışıklık sistemlerinin işlevlerini destekler. Enfeksiyonlarla savaşmak için gerekli olan beyaz kan hücrelerinin üretiminde rol alarak vücudun savunma mekanizmalarını da güçlendirebilir.
Doğal Bir Antibiyotik Olarak Soğan Suyu
Antibiyotik direnci halk sağlığını tehdit eden önemli bir sorundur. Bu problemle mücadele etmek için sentetik maddelere alternatif olabilecek doğal antibiyotiklerden yararlanmak mümkündür. Soğan, enfeksiyonlarla savaşmaya ve iltihabı azaltmaya yardımcı olabilen allisin ve kuersetin gibi bileşikler içerir.
Bazı çalışmalar farklı soğan çeşitlerinden elde edilen ekstraktların antimikrobiyal ve antibiyofilm etkilerini desteklemektedir. Bu araştırmalarda kırmızı soğandan elde edilen ekstrenin antimikrobiyal aktivitenin yanı sıra potansiyel antibiyofilm aktivitesi de gösterilmiştir. Antimikrobiyal ve antibiyofilm aktivitelerin farklı düzeydeki etkilerinin, soğanların içerisinde farklı miktarlardaki bileşiklerden kaynaklandığı tahmin edilmektedir.
Biyofilm bakterilerin antibiyotiklere olan direncini artıran bir mekanizmadır. Biyofilmde yaşayan bakterilerin antibiyotik direnci, normal bir ortamda yaşayan bakterilerle kıyaslandığında 10 ila 1.000 kat daha fazla olabilir. Soğan suyu bu enfeksiyonun ortadan kaldırılmasında büyük bir engel teşkil eden biyofilmleri etkisiz hale getirerek bireyin iyileşmesine yardımcı olabilir.
Soğan Suyu Nasıl Yapılır?
Kürün etkilerinden tam olarak yararlanabilmek için soğan suyunun doğru bir şekilde hazırlanması gerekir. Bunun için gerekli malzemelerin doğru miktarda kullanılması da büyük önem taşır.
Soğan suyunun yapılışında kullanılan malzemeler şunlardır:
Yaklaşık 150 ila 300 ml olmak üzere 1,5 su bardağı klorsuz temiz içme suyu,
1 adet orta boy açık kahverengi kabuklu soğan.
Soğan suyu şu şekilde hazırlanır:
İlk olarak temiz su uygun boyutta bir tencerede veya çaydanlıkta kaynatılır.
Kaynayan suyun içerisine kabukları soyulmuş ve dörde bölünmüş bir adet soğan eklenir.
Soğan yaklaşık 5 dakika boyunca suyun içerisinde kaynatılır. Ardından tencerenin altı kapatılır.
Tencerenin içerisindeki soğan suyu bir süzgeç yardımıyla süzülür.
Hazırlanan soğan suyu kürünün ılıması beklenir ve ardından içilebilir. Ancak soğan suyunun soğuk olmamasına dikkat edilmelidir.
Bazı bireyler gece yatmadan önce soğan suyu içmek isteyebilirler. Hazırlanan soğan suyunun genellikle gündüzleri veya öğleden sonra kullanılması tavsiye edilir. Ancak bireyler çalışma düzenlerine uyum sağlaması için soğan suyunu akşam yemeğinden önce veya gece yatarken de kullanabilirler. "15 gün soğan suyu içtim." diyenler genellikle bu kürden fayda gören bireylerdir.
Alternatif bir soğan suyu hazırlama yöntemi de bulunur. Bu yöntemde suda haşlamak yerine doğrudan soğanın suyu sıkılır. Blender yardımıyla tamamen doğranan soğanın posası süzülerek suyu ayrılabilir. Ancak bu iki tarifin faydaları ve etki alanları farklı olabilir.
Soğan Suyu Neye İyi Gelir?
Soğan suyunun faydası ve etkileri sayesinde halk arasında birçok soruna karşı sıklıkla kullanılan doğal reçetelerden biridir. "Adetim gecikti soğan suyu içtim." diyenler olduğu gibi birçok insan bu besini saç dökülmesine karşı kullanmayı da tercih eder.
Soğan Suyunun Cilt ve Saç Sağlığına Katkıları
Soğan suyu içerisinde bulunan besin maddeleri sayesinde hem saç hem cilt sağlığına katkıda bulunabilir. Soğanın içerisindeki mikro besin maddeleri arasında sülfür, flavonoidler; A, B ve C vitaminleri bulunur. Bu besin maddeleri bir araya geldiğinde soğanın sağlığa yönelik faydaları ortaya çıkabilir.
Saç Dökülmesini Önleyici Etkileri
Soğan zengin besin profiliyle saç sağlığını destekleyebilir. Soğan suyu saçlara ve saç derisine temas ettiğinde dökülmeyi önleyerek saçların daha güçlü olmasını sağlayabilir. Soğan suyunun saça faydalarını şu şekilde detaylandırabiliriz:
Soğanın içerisinde insan vücudunda önemli fonksiyonları olan kükürt bulunur. Proteinlerin bileşenleri olan amino asitlerde de kükürt yer alır. Güçlü saçlar için gerekli olan keratin de sülfür yani kükürt bakımından zengin bir proteindir. Soğan suyu, daha güçlü saçları desteklemek için daha kükürt sağlayabilir. Soğanda bulunan kükürt saç sağlığı için gerekli olan kolajen üretimini de teşvik edebilir.
Dolaşım sorunları nedeniyle yeterince beslenemeyen saçlar zayıflayarak dökülebilir. Soğanın içerisinde yer alan kuersetin gibi maddeler kan dolaşımını iyileştirerek saça ve saç derisine giden besin miktarını artırabilir. Böylece gerekli besin maddelerini yeterince alan saç kökleri, daha sağlıklı ve canlı saçların uzamasını sağlayabilir.
Saç derisinin, saç uzaması ve büyümesi için gerekli olan sağlıklı ortamı sağlaması gerekir. Soğanın antibakteriyel ve antifungal özellikleri saç derisi enfeksiyonlarını önleyebilir veya bu enfeksiyonlarla savaşabilir.
Vücutta serbest radikallerin antioksidanlardan daha fazla olması erken saç dökülmesine yol açabilir. Antioksidan bakımından zengin olan soğan, vücuttaki serbest radikallerin etkisiz hale getirilmesine katkı sağlayarak saç dökülmesini önleyebilir.
Sivilce ve Cilt Lekelerine Karşı Soğan Suyu
Ağır bir kokusu olan soğan suyu, cilt bakımı dendiğinde ilk akla gelen malzemeler arasında yer almayabilir. Ancak soğan suyu akne ve cilt lekeleri de dahil olmak üzere çeşitli cilt rahatsızlıklarını tedavi etmek için kullanılır.
Soğanın içerisinde yer alan antioksidanlar, fitokimyasallar ve antibakteriyel bileşikler yara izlerini azaltmaya yardımcı olabilir. Bu maddelerin cilt için faydalı olabilecek bazı özellikleri şu şekilde sıralayabilir:
Antioksidanlar serbest radikalleri etkisiz hale getirebilen güçlü maddelerdir. Serbest radikallerse metabolik işlemler sonucu ortaya çıkabilen ve hücre hasarından ötürü hastalıklara ve cilt kırışıklıklarına neden olabilen maddelerdir. Antioksidanlar serbest radikalleri etkisiz hale getirerek bu radikallerin kırışıklıklara yol açmasını engelleyebilir. En bilinen antioksidanlardan biri olan kuersetin özellikle ameliyat sonrası yara izlerini tedavi etmede de oldukça etkilidir.
Soğanın içeriğinde bulunan fitokimyasallar cildin daha canlı ve aydınlık görünmesine yardımcı olabilir.
Antibakteriyel etkileriyle ciltte sivilce oluşumuna neden olan bakterilerle savaşabilir. Bakterileri ortadan kaldırmak her zaman kolay olmasa da soğan suyu, özellikle antibiyotik kremleri kullanmak istemeyenler için doğal bir çözüm olabilir.
Antiseptik özellikleriyle virüslerle ve mantarlarla savaşmaya yardımcı olabilir. Özellikle saç derisinde mantar oluşumunun önlenmesi ve iyileştirilmesi saç sağlığının geri kazanılması bakımından önemlidir.
Soğanın cilt sağlığı üzerindeki potansiyel etkilerini destekleyen çalışmalar da mevcuttur. Örneğin 2017 yılında yayınlanan bir araştırmada ameliyat izinin giderilmesi konusunda soğan ekstresi jeli ve silikon jel incelenmiştir. Bu araştırmaya göre her iki ürün de ameliyat izinin azaltılmasında eşit etkinliğe sahiptir.
Soğan Suyunun Sindirim ve Metabolizma Üzerindeki Etkileri
Soğan suyunun vücut üzerindeki faydaları son derece geniş çaplıdır. Bu sebze sindirim ve metabolizma sağlığı üzerinde de birtakım olumlu etkiler gösterebilir.
Sindirimi Kolaylaştıran Özellikleri
Sağlıklı bir sindirim sistemi için bağırsakların mikrobiyom dengesinin sağlanması büyük önem taşır. Soğan veya soğan suyu tüketimini artırmak bağırsak mikrobiyomunun dengelenmesine yardımcı olabilir.
Soğanın içerisinde yüksek oranda prebiyotik etkiler gösteren fruktooligosakkaritler bulunur. Bu maddeler bağırsaklardaki yararlı bakteriler olan probiyotikleri besler. Bu sayede genel sindirim sağlığı için gerekli olan dengeli bir bağırsak mikrobiyomu korunabilir. Besin profili daha da zengin olan limonlu soğan suyu da faydalarıyla sindirim sistemini destekleyebilir.
Soğan Suyunun Zayıflamaya Yardımcı Etkisi
Obezite, beslenme tarzının ve hareket alışkanlıklarının değiştiği modern toplumlarda yaygın görülen bir halk sağlığı sorunudur. Fazla kilo ve obezite; tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve kanser gibi birçok rahatsızlığa yakalanma riskini artırabilir. Bu nedenle sağlıklı kilonun korunmasına ve obezitenin önlenmesine yardımcı olan doğal reçeteler büyük önem taşır.
Soğan suyu obeziteyle mücadelede de etkili olabilir. Toplam 38 çalışmanın incelendiği bir meta analizde soğanın kiloya yönelik etkisi araştırılmıştır. Bu geniş kapsamlı incelemede soğan alımı yüksek olan gruplarda plaseboya göre BMI (vücut kitle indeksi) değerlerinin, bel çevresi genişliğinin ve trigliserit seviyelerinin önemli ölçüde azaldığı görülmüştür. Araştırmanın sonuçlarına dayanarak soğan alımının vücut ağırlığını ve vücut yağını azaltmaya yardımcı olabileceğini söylemek mümkündür.
Soğan suyu, pankreas lipaz aktivitesini de baskılayabilir. Lipaz enzimi yağların parçalanarak vücut tarafından kolayca emilmesine yardımcı olur. Vücutta lipaz aktivitesinin değişmesi sayesinde yağların emilimi de azalabilir.
Soğan Suyu Nasıl Tüketilmeli? Dikkat Edilmesi Gerekenler
Soğan suyu birçok fayda sunan önemli bir bitkisel reçete olsa da soğana alerjisi olanlarda veya cilt hassasiyeti bulunan bireylerde istenmeyen etkilere de yol açabilir.
Yan Etkiler ve Aşırı Kullanımdan Kaçınma
Özellikle soğana alerjisi olan bireyler soğan suyuyla bakım yaparken dikkatli olmalıdırlar. Bu bireylerde topikal kullanımdan kaçınmak alerjik reaksiyonları önlemeye yardımcı olabilir.
Alerjisi olmayan ancak hassas bir cilde sahip bireyler de soğan suyunu dikkatli şekilde kullanmalıdır. Hassas cilde veya saç derisine sahip olanların soğan suyunu gece boyunca veya uzun saatler uygulamaları da önerilmez. Soğan suyundan ötürü tahriş veya kızarıklık gibi belirtiler yaşayanların diğer tüm bakım ürünlerinde veya tedavilerde olduğu gibi uygulamaya son vermeleri önerilir.
Soğan Suyunun Faydaları Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Soğan suyu adet söker mi?
Bazı araştırmalar soğan suyunun 15 günlük kullanımdan sonra menstrual bozukluklarda faydalı olabileceğini gösterir. Bununla beraber hiç adet görmeyen veya ciddi bir menstrual sorunu olan kadınlar sadece soğan suyuyla iyileşmeyebilirler. Bu durumda doğru yönlendirmeyi yapması ve gerekli tedaviyi düzenlemesi bakımından bir doktora görünmek gerekir.
Soğan suyu cilde nasıl uygulanır?
Cilt bakım ürünleri cilde genellikle bir pamuk yardımıyla uygulanır. Soğan suyu da aynı şekilde pamuğa batırıldıktan sonra cilde sürülebilir. Soğan suyu ağır bir kokuya sahip olduğundan uygulama esnasında pamuğu fazla ıslatmamak kokunun yayılmasını önlemeye yardımcı olabilir.
Soğan suyu ne kadar sürede etkisini gösterir?
Soğan suyunun etki süresi kullanım amacına ve bireye bağlı olarak değişebilir. Genellikle standart uygulama süresi yaklaşık bir ay olabilir. Bununla beraber herhangi bir bitkisel kürün doktora danışmadan uzun süre veya belirsiz bir süre boyunca kullanılması bazı riskler içerebilir. Bu nedenle küre başlamadan önce bir doktora danışmak bu olası riskleri azaltabilir.
Yayınlanma Tarihi:20 Kasım 2024 Çarşamba
Güncellenme Tarihi:21 Kasım 2024 Perşembe
*Bu içeriğin
geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler
kişi ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm
işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun
tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Her türlü soru, görüş ve önerileriniz için aşağıdaki formdan bizimle iletişime geçebilirsiniz. Talebiniz doğrultusunda Çağrı Merkezi yetkililerimiz size en kısa sürede dönüş yapacaklardır.