Ortoreksiya nervozaya dikkat!
Beslenme konusunda arışı derecede ciddi olan kişilerde sağlıklı beslenme takıntısı oluşabiliyor. Hormonlu, GDO’lu, endüstriyel ürünler... Yemek yerken herkesin kafasında bir soru işareti oluşur. “Acaba yemekler sağlıklı mı?” ya da “Çocuklarımın yediği yemekte hormonlu bir sebze var mı?” Tüm bu sorunlar bazı kişilerde çok daha ileriye gidip takıntı haline gelebiliyor. Beslenme konusunda aşırı derecede endişelenen bu kişilerde ortoreksiya nervoza olarak bilinen sağlıklı beslenme takıntısı oluşabiliyor. Özellikle psikolojik yatkınlığı olan kişilerde gelişen yeme davranış bozukluğu diyet geçmişi olan kişilerde çok daha fazla görülüyor. Tedavi edilmezse hem kendileri hem de birlikte yaşadıkları aile fertlerinde ciddi sağlık sorunları gündeme gelebiliyor. Çünkü bu kişiler kendileri yemedikleri yemekleri yakınlarına da yedirmek istemeyebilir. Bu durum da sağlık sorunlarına yol açıyor.
Sürekli diyet yapmak takıntıya neden olabilir
Sağlıklı beslenme takıntısı son yılların çok sık rastlanan psikolojik sorunları arasında yer alıyor. Özellikle sürekli diyet yapmak insanların bu sorunu yaşamasına zemin hazırlıyor.
Dengeli beslenme önemli
Sağlıklı beslenme takıntısı olan kişiler, beslenme düzenlerinde ciddi kısıtlamalar yaşar. İşlenmemiş-saf, katkısız ve organik yiyecekler haricinde hiçbir yemeği tüketmezler. Sağlıklı besinleri yer, sağlıksız besinleri ise reddederler. İlk bakışta sağlıksız yiyecekleri yememeleri iyi bir şey gibi gözükse de durum hiç de öyle gelişmez. Çünkü bu hastaların sağlıklı-sağlıksız beslenme algıları da değişiklik gösterebilir. Öyle ki bu kişilerde takıntının derecesine göre yiyebilecekleri yani sağlıklı olarak niteledikleri sadece 1-2 besin kalabilir. Böylece bazı durumlarda aşırı kilo kaybı sorunları yaşanabilir. Ayrıca tüketilen besin çeşidi azaldığından vücutta bazı yetersizlikler oluşabilir.
Günümüzde yeme bozukluğu hastalıklarının görülme yaşı giderek düşüyor. Çocuklar gibi beslenmek aslında tüm bu yeme bozukluklarının tedavisinde bir tedavi yöntemi, hatta yeme bozukluğu hastalıklarından korunmada önemli bir bilinç olarak kabul edilebilir. Çocuklar neşeyle yemek yer, sevdikleri şeyleri endişesiz ve gereksinimlerine göre tüketir. Temelde sağlıklı kişi istediği yemekten miktarını abartmadığı sürece tüketebilir. Ancak toplumsal baskılar, görünümün güzelliğin tek ispatı olarak tanımlanması yeme bozukluklarını ortaya çıkarabiliyor. Yeme bozukluğuna bağlı olarak da öncelikle kansızlık, kalsiyum yetersizliğine bağlı kemik erimeleri, B vitamini alım azalmaları nedeniyle depresyon, tiroit bozuklukları, kalp damar hastalıkları, hipoglisemik ataklar, tansiyon, böbrek taşları gibi birçok hastalık oluşabiliyor.
Dengeli ve sağlıklı beslenmenin yolu
Hem kendimizi hem de çocuklarımızı yeterli, dengeli, sağlıklı beslemek, obsesif olmamak, hayatımızda kaçamak yiyeceklere zaman zaman yer vermek, kilo-şişmanlık-zayıflık-ağırlık kaybı-diyet gibi konuları hayatımızın merkezinden çıkarmak, çevremizdekilere beslenme konusunda baskı yapmamak çözüme yardımcı olabilir. En azından bu şekilde gelecek nesillerin yiyecek-besin-yemek gibi konularda takıntılı olması önlenebilir