Yaşam tarzı anne baba olmayı etkiliyor
Kimi zaman “Sana değil, çevreye güvenmiyorum” deriz ya, işte bu cümle bazen fazlaca doğru olabiliyor. Çalıştığınız şirket, içtiğiniz kahve ya da yediğiniz abur cubur anne-baba olabilmenizi yakından etkileyebiliyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları Prof. Dr. Faruk Buyru ve Prof. Dr. Ercan Baştu, bu risk faktörlerini anlattı.obeziye
Sigara içmeyin!
Sigara içmek, yumurta rezervlerinden tutun da yumurtanın kalitesini ve sayısını dahi etkileyebiliyor. Sigarada bulunan nikotin ve diğer zararlı maddeler damarları etkileyerek, organların beslenmesini bozuyor. Bu durumdan hem kadınlar hem de erkekler etkileniyor. Erkeklerde sperm sayısı ve hareketliliği sigaradan olumsuz etkileniyor. Sigara bırakılsa da etkileri aylarca sürdüğünden, gebe kalmayı planlayan kadınların en az altı ay öncesinden sigarayı bırakması gerekiyor.
Stresten uzak durun
Yaşamın tam ortasında, kaçınılmaz olarak karşımıza çıkan stres, hem erkeği hem de kadını olumsuz etkiliyor. Stres nedeniyle salgılanan birtakım maddeler, damarlarda büzüşmeye yol açıyor. Az miktarda stres, yaşam için elbette önemli fakat bir konuyu sürekli düşünerek stres yapmak da olumsuz sonuçlar doğuruyor. Prof. Dr. Faruk Buyru, bir kadının gebe kalma isteğinin takıntıya dönüşmesi halinde yardımcı üreme yöntemlerinden önce psikolojik destek alması gerektiğini belirterek, “Verilecek psikolojik destek, bebek sahibi olmak için alınan tedavi sürecini olumlu etkiliyor. İlk tedavinin olumsuz sonuçlanması da strese yol açarak, daha sonra yapılacak tedavilerden vazgeçilmesine yol açabiliyor” diyor.
Yoğun kafein tüketmeyin
Prof. Dr. Ercan Baştu, “Sabahları uyanamıyorum” diyerek günde iki fincandan daha fazla kahve tüketmenin, süreci negatif etkileyeceği için kahvenin sınırlandırılması gerektiğini belirtiyor: “Aşılama yapılan çiftlerde, erkeğin günde üç-dört fincana kadar kahve içmesi tedaviyi olumlu etkilerken, beş fincan ve daha fazlası soruna yol açabiliyor.”
Çalışma ortamı önemli
Matbaalarda ve boya-kimya sanayinde çalışan erkeklerin sperm kalitesi mesleki nedenlerle olumsuz etkilenebiliyor. Özellikle penceresiz ortamlar olan plazalarda çalışanlar, havanın aynı şekilde sirküle olması nedeniyle olumsuz etkilenebiliyor. Ayrıca oturarak çalışmak, daha az harekete neden oluyor. Bu nedenle haftada en az üç gün düzenli yürüyüş yapmak, yaşama hareket katmaya yardım ediyor.
Alkol tüketimini sınırlandırın
Bağımlılık düzeyinde tüketilen alkol, sperm şeklini ve yapısını etkiliyor. Prof. Dr. Buyru, alkol dışında madde bağımlılığı, birtakım antidepresanlar ile tansiyon ilaçlarının da gebelik açısından sorun yaratabildiğine değinerek, şunları söylüyor: “Tüm bu nedenlerle çocuk sahibi olmak için çaba sarf eden çiftlerin kullandığı ilaçların da sorgulanması ve önlem alınması gerekiyor.”
Uyku kalitenizi bozmayın
Telefonda video izlerken saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyor ve sürekli geç saatlerde uyuyorsanız, bir kez daha düşünün! Herkesin bir uyku ritmi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Baştu, uyku esnasında vücudun kendini yenilediğini söylüyor: “Sadece yumurtaları ve spermi düşünmek yanlış çünkü uyku, vücuttaki tüm hormonları etkiliyor. Bazı hormonların salınımı gün ışığıyla beraber değişiyor. Bu nedenle doğurganlık ve yumurtalık hormonları da etkileniyor. Dolayısıyla hormonal dengenin düzenli çalışması açısından doğru zamanda ve yeterli uyumak büyük önem taşıyor.”
Yaşam biçiminizi değiştirin
Özellikle cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, hem kadın hem de erkek doğurganlığını olumsuz etkileyebiliyor. Bu hastalıklar tekrarladığı takdirde kadınların tüplerinde tıkanıklığa yol açıp, gebe kalma şansını azaltabiliyor. Çok eşlilik arttıkça, cinsel yolla bulaşan hastalıkların bulaşma ve yayılma riski de çoğalıyor. Bu da tüplerde kalıcı hasara yol açabiliyor. Enfeksiyonlar sperm kalitesini de bozabiliyor.
Karton bardak ve plastik şişe kullanmayın
Bir bardak suyla vücudunuza birçok zararlı madde alabileceğinizi söylesek, ne dersiniz? Burada konumuz pet şişeler! Uzun süre pet şişede beklemiş, üstelik bir de güneşin altında kalmış sulara zararlı maddeler karışabiliyor. Tehlikenin sadece pet şişelerle sınırlı olmadığını söyleyen Prof. Dr. Buyru, şöyle devam ediyor: “Özellikle kahve-çay gibi sıcak içeceklerin tüketiminde kullanılan karton bardaklar tehlike saçıyor. Çünkü bu bardakların içlerinde sıvının sızmasını engelleyen birtakım koruyucu kimyasal maddeler bulunuyor. Yüksek ısı ise zararlı maddelerin açığa çıkmasına neden oluyor. Dolayısıyla kahvenin ve suyun mutlaka cam bardakta, şişede ya da fincanda tüketilmesi gerekiyor.”
Obeziteyle mücadele edin
Kilolu kadınlar, tedavi olmazsa doğal yollarla gebe kalma şanslarını azaltıyor. Neden mi? Kilolu kadınlarda yumurtlama problemlerine daha sık rastlanıyor. “Tedaviye başlandığında kilolu kadınlarda daha fazla ilaç kullanılıyor. Daha az yumurta bulunuyor. Kilolu erkeklerde ise sperm kalitesi oldukça düşük oluyor” diyen Prof. Dr. Buyru, şu bilgileri veriyor: “Gebelik esnasında ortaya çıkabilecek riskler de çok artıyor. Adet düzensizliği olan kadınlarda, sadece kilo vermekle bile herhangi bir tedavi gerekmeksizin, doğal yollarla gebe kalma olasılığı artırıyor.”
Günlük meyve-sebze tüketiminin bile doğurganlığı olumlu yönde etkilediğini belirten Prof. Dr. Ercan Baştu ise “Fast-food ve GDO’lu paketli gıdaların tüketimi çok fazla. Bunlar metabolizmayı bozmanın yanı sıra gerek kadının yumurta kalitesini gerekse erkeğin sperm kalitesini çok etkiliyor. Kilo arttıkça, gebe kalmak için gereken süre de uzuyor” diyor.