Yazı İçeriği

40 Yaş Üstü Doğurganlık Hakkında Bilinmesi Gerekenler

40 Yaş Üzeri Gebelik Riskleri

40 Yaş Üstü Doğurganlık Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Toplumda anneliğin gecikmesi sosyal bir olgu olarak izlenmektedir. Her gün daha fazla kadın kariyerlerine veya diğer yaşam önceliklerine odaklanmakta ve anne olmayı ertelemektedir. Anneliğin 40'lı yaşlara ertelenmesinde ekonomik istikrar, doğru eşin bulunmaması, profesyonel bir kariyerin gelişimi önemli sebeplerdir. Bununla birlikte, en iyi planlanan kişisel an, her zaman en iyi biyolojik süreç olmayabilir. Doğurganlığın yaşla birlikte değiştiği bir gerçektir.

Yaşlanmanın Doğurganlık Üzerindeki Olumsuz Etkileri

Toplumlar arasındaki doğurganlık oranlarını, genetik faktörler ve sosyoekonomik koşullar etkileyebilir.

Kadınlarda doğurganlık 20 ila 24 yaşları arasında zirveye ulaşır. Bundan sonra, doğurganlık azalma eğilimindedir. Yaklaşık 30-32 yaşına kadar nispeten ve daha sonra kademeli olarak azalır. Genel olarak, doğurganlık oranları 25-29 yaş arası kadınlarda %4-8, 30-34 yaş arası kadınlarda %15-19, 35-39 yaş arası kadınlarda %26-46, 40-45 yaş arası kadınlarda %95 daha düşük izlenir.

Genel olarak, 20'li veya 30'lu yaşların başındaki her 4 kadından yaklaşık 1'i herhangi bir adet döngüsü sırasında hamile kalabilmektedir. Amerikan Üreme Tıbbı Derneği verilerine göre, 40 yaşına geldiğinde bir kadının gebelik şansı adet döngüsü başına % 5'in altına düşmektedir.

Doğurganlığın artan yaşla azalmasının yanı sıra erken gebelik kayıpları da yaş ilerledikçe artar. Doğal yoldan gebe kalanlarda düşük oranları genellikle 30 yaş öncesinde %7-15 izlenir ve bu oran yaşla birlikte artar. 30-34 yaşla %8-21, 35-39 yaşla %17-28, 40 yaş ve üstünde %34-52 düşük oranları izlenebilir.

2015 yılı Amerika ulusal verilerinde tüp bebek tedavisi sonuçlarında, düşük oranları 35 yaşın altındaki kadınlar için %15'in altında izlenirken 40 yaşında yaklaşık %29 ve 44 yaş ve üstü kadınlarda %65 rapor edilmektedir.

Sağlıklı genç kadınların günlük idrar örneklerinde gebelik testinin izlendiği çalışmalar, gerçek spontan düşük oranlarının (klinik olarak tanınmayan "biyokimyasal" gebelikler de dahil) önemli ölçüde daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur.

Gebeliğin ilk 12 haftasında düşük yapan tüm gebeliklerin yaklaşık %60'ı ve tüm erken gebelik kayıplarının %20-40'ı fark edilmemektedir. 40 yaşın üzerindeki kadınlarda genel düşük riski (tanınmış ve tanınmayan) %75'e yaklaşmaktadır.

Yumurtaların Tükenmesi

Bir kadının ilerleyen yaşla doğurganlığındaki düşüş, yumurtalık rezervindeki değişikliklerle yumurtalarının miktarı ve kalitesiyle ilişkilidir. Bir kadın hayata yumurtalıklarında sabit sayıda yumurta ile başlar. Yumurta miktarı ve kalitesi yaşla birlikte azalır.

İnsanlarda yumurta sayısı, yaklaşık 6-7 milyonbulunduğu, gebeliğin 20. haftası civarında zirveye ulaşır. Daha sonra yumurta sayısı doğumda 1-2 milyona ve ergenlikte 300.000 400.000'e düşer. Sonraki 35-40 yıllık üreme dönemi boyunca, sadece yaklaşık 400 yumurtlama yumurtlama oluşur ve diğer yumurtalar atrezi yoluyla kaybedilir. 40 yaşına gelindiğinde, yumurta sayısı yaklaşık 25.000'e düşmektedir. Yaşa bağlı folikül (yumurta) sayısında azalma yaklaşık 37.5 yaşında başlar.

Yumurtaların Yaşlanması

Kadınlarda doğurganlık, yaş ilerledikçe azalan yumurta sayısı ve kalitesi nedeniyle düşer. Genetik olarak normal yumurtaların sayısı yaşla birlikte azalırken, kromozom anormallikleri taşıyan yumurtaların oranı artar. 35 yaş altındaki kadınlarda kromozom anormalliği görülme oranı düşükken, 40 yaşında bu oran %70’e, 45 yaş sonrasında ise neredeyse %100’e ulaşır.

Hamilelik kayıplarının en az yarısında kromozomal anormallikler tespit edilir. Hem normal hem de anormal kromozom yapısına sahip düşüklerin oranı anne yaşı ilerledikçe yükselir. Örneğin, 20’li yaşlarda düşüklerin yalnızca %35’i kromozomal anormalliklere bağlıyken, bu oran 42 yaş ve üzerindeki kadınlarda yaklaşık %80’e çıkar.


40 Yaş Üzeri Gebelik Riskleri

Yaşlandıkça çoğu kronik tıbbi durumun gelişme ihtimali artmakta, hamileliği ve doğumu etkileyebilmektedir. 40 yaş üzeri gebelikte artan riskler;

  • Fetüs kromozom anormallikler ve düşük: Fetüse ait kromozom anormallikleri, genetik sendromlar ve düşük riski ileri anne yaşında daha yaygındır. 35 yaş üzerinde Down sendromlu bir çocuğa sahip olma şansı artmaktadır. 20 yaşında 1/1.480 izlenen oran, 40 yaşında 1/85'e yükselmektedir.
  • Ektopik (dış) gebelik: gelişme riski artar
  • Gestasyonel diyabet: Hamileliğe özgü bir diyabet türü olan gestasyonel diyabet riski ilerlen yaşla artmaya başlar.
  • Sezaryen doğum: İleri yaşta anne olanlarda, sezaryen doğumunu gerektirebilecek komplikasyon riski daha yüksektir.
  • Erken doğum: Erken doğum ileri yaştaki annelerde daha sık görülür.
  • Presklampsi: Yaşlandıkça anne adayında hipertansiyon ihtimali daha fazladır ve preeklampsiye bağlı ek bulgular geliştirme olasılığı daha yüksektir.
  • Çoğul gebelik: İleri anne yaşı ile olasılık artar. Yaşlandıkça aynı anda iki yumurtayı yumurtlama olasılığı yüksek olabilir. İleri yaşta gerekli olabilen tüp bebek tedavileri sonrası da daha fazla oranda çoğul gebelik izlenebilir. 

Ayrıca; tromboembolizm, tiroid sorunları ve anormal plasenta yapısı, doğum sonrası kanama riskleri de ilerleyen yaşla birlikte artmaktadır.

40 Yaşın Üzerinde Gebelik Planlanıyorsa

  • Genel tıbbi durumlar ve önleyici bakımları değerlendirilmelidir. Kan şekeri, tansiyon ve diğer tıbbi durumlar taranmalı ve kontrol altında olmalıdır,
  • Doğum öncesi folik asit takviyesi önerilir,
  • Yürüyüş, yoga, pilates, yüzme gibi düzenli egzersizler yapılması önerilir,
  • Sigara ve alkol kullanımı bırakılmalıdır,
  • Bol miktarda meyve, sebze, tahıllar, yağsız, et ve tam yağlı sağlıklı bir diyet önerilir,
  • Sağlıklı vücut kitle indeksinde olmak önemlidir,
  • Doğurganlığı etkileyebilecek myoma uteri, endometriosis, endometrial polip gibi patolojiler 40 yaş üstü kadınlarda daha sık izlenebilir. Gebelik öncesi bu patolojilere yönelik tedaviler gerekebilir,
  • 40 yaş üstü kadınlarda spontan gebelik için 6 aydan uzun beklenmemelidir. Bu hastalarda üremeye yardımcı tedaviler gerekebilmektedir,
  • Oluşan gebeliklerde fetüse ait kromozom anormallikleri tespit etmede prenatal genetik testler uygulanmalıdır.