Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Bölüm Hakkında

Cinsel işlev bozuklukları, cinsel ilişki sırasında zorluk yaşanması veya cinsellikten yeterince keyif alamama durumuyla ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Erkeklerde ve kadınlarda görülebilir. Cinsellik, genel yaşam kalitesi ve sağlığında büyük bir rol oynarken, bu sorunlarla başa çıkamamak bireyde psikolojik problemlerle yol açabilir. Birey, fiziksel ve duygusal açıdan olumsuz hissedebilir. Cinsel işlev bozukluklarının tedavi yöntemleri arasında tıbbi ve terapötik yöntemler bulunur.
İçindekiler

Cinsel İşlev Bozukluğu Nedir?

Cinsel işlev bozukluğu; kişinin cinsel arzu duymasını, cinsellikten zevk almasını ve cinsel aktivitelere katılmasını engelleyen bir dizi rahatsızlığı ifade eder. Cinsel isteksizlik, sertleşme bozukluğu, erken boşalma, uyarılma ve orgazm bozuklukları, vajinismus gibi rahatsızlıklarla kendisini gösterebilir. Cinsel işlev bozukluğunun tanısı profesyonel sağlık uzmanları tarafından konulur. Bu bozukluğun tanısının konulabilmesi için, bozukluğa sebep olan durumların aylarca devam etmesi gerekebilir.

Cinsel işlev bozukluğu; fiziksel, duygusal veya zihinsel faktörlerle ortaya çıkabilir. Birçok insan bu sorunları konuşmaktan kaçınır, bu nedenle problemlere çözüm bulmak zorlaşır. Bir uzmandan yardım almak ise cinsel işlev bozukluğunun giderilmesine yardımcı olur. Sağlıklı bir cinsellik için; uyarılma, doruğa ulaşma, orgazm ve çözülme yaşanmalıdır.

Cinsel İşlev Bozuklukları Nelerdir?

Cinsel işlev bozuklukları dört ana kategoriye ayrılır. İstek bozuklukları, cinsel istek ya da cinselliğe ilgi eksikliğiyle ortaya çıkar. Herhangi bir cinsel aktiviteye ilgi duymama anlamına gelir.

Uyarılma bozuklukları, cinsel ilişki esnasında fiziksel olarak uyarılmanın gerçekleşmemesi ile oluşur. Bireyde cinsel istek vardır ancak vücut herhangi bir tepki vermez. Erkeklerde sertleşme bozukluğu buna örnektir.

Orgazm bozuklukları, orgazma ulaşmada gecikme ya da hiç orgazm olamama ile meydana gelebilir. Cinsel arzu ve uyarılma gerçekleşse bile orgazm gerçekleşmeyebilir.

Cinsel ilişkide yaşanan ağrılar can yakıcı olabilir. Bu ağrılar nedeniyle cinsel isteksizlikler ve ilişkiden kaçınma yaşanabilir.

Erkeklerde En Sık Görülen Cinsel İşlev Bozuklukları

Erkeklerde cinsel işlev bozuklukları oldukça yaygındır. Özellikle 40-70 yaş arasındaki erkeklerin çoğu cinsel işlev bozukluklarından etkilenir. Sertleşme sorunu ve boşalma bozuklukları, erkeklerde cinsel işlev problemlerine sebep olur.

Azalmış Cinsel İstek

Erkeklerde azalmış cinsel istek, libido olarak bilinen dürtünün zamanla azalması anlamına gelir. Psikolojik, hormonal ya da duygusal sebeplerden kaynaklı olabilir. Yorgunluk, stres veya anksiyeteye bağlı geçici durumlar nedeniyle cinsel isteksizlik meydana gelebilir. Ancak kalıcı cinsel isteksizliğin tedavi edilmesi gerekir.

Azalmış cinsel istek sebepleri arasında; depresyon, anksiyete, ilişkide yaşanan problemler, düşük testosteron seviyeleri ve bazı ilaçlar yer alır. Depresyon ve anksiyete cinsel arzunun azalmasında büyük rol oynar. Kronik böbrek hastalıkları da libidoyu olumsuz etkileyebilir.

Azalmış cinsel isteği olan erkekler, cinsel düşünceleri ve fantezileri daha az sıklıkla yaşar. Cinsellikten daha az zevk alınır. Erkekler bu durumda; görsel, dokunsal veya sözlü cinsel uyarılara bile ilgi duymayabilir.

Azalmış cinsel isteğin tedavisinde altta yatan neden tespit edilmelidir. Psikolojik nedenlere bağlı cinsel isteksizlikte, psikolojik danışmanlık ve davranışsal terapiler etkili olabilir. Bu tür terapiler ilişki sorunlarını ele almak ve stresi yönetmek için önemlidir. Libido düşüklüğü hormonal nedenlerden kaynaklanıyorsa doktorlar testosteron takviyesi önerebilir. Cilt üzerine uygulanan yamalar, jeller ya da enjeksiyonlarla takviye yapılabilir.

Sertleşme Bozukluğu

Erektil disfonksiyon yani sertleşme sorunu, kişinin cinsel aktivite için yeterince sert bir ereksiyon elde edememesi veya sürdürememesi anlamına gelir. Bu durum özellikle 40 yaş üzeri erkeklerde yaygın olarak görülür. Hiçbir zaman ereksiyon olamama ile kendisini gösterebilir. Bazı durumlarda ereksiyon sağlanabilir, ancak cinsel ilişki için yeterli sertlik oluşamayabilir. Erkeklerde sertleşme sorunu fiziksel ve duygusal faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir.

Sertleşme bozukluğunun farklı türleri vardır. Vasküler sertleşme bozukluğu en yaygın görülen sertleşme bozukluğudur. Penis damarlarındaki kan akışıyla ilgili sorunlar, kanın peniste tutulamaması bu duruma neden olabilir. Nörojenik sertleşme bozukluğu ise sinir sistemiyle ilgili bir sorundan kaynaklanır. Beyinden penise giden sinyallerin iletilmesinde bir sorun olduğunda ereksiyon meydana gelemeyebilir. Bu durum; travma, pelvik ameliyatlar veya nörolojik hastalıklar sonucunda ortaya çıkabilir.

Testosteron eksikliği ya da tiroid problemleri gibi hormonal dengesizlikler sertleşme sorunlarına yol açabilir. Ayrıca duygusal ve psikolojik faktörler bu tür sertleşme bozukluğuna zemin hazırlayabilir.

Depresyon, kaygı, stres ve düşük özgüven gibi sorunlar psikojenik sertleşme bozukluğu olarak adlandırılır ve ereksiyon zorlukları meydana getirir.

Sertleşme bozukluğu belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Bazen ereksiyon olabilme, ancak cinsel ilişki öncesinde ereksiyon kaybı
  • Ereksiyon olma ancak cinsel ilişki sırasında sertliği kaybetme
  • Hiçbir şekilde ereksiyon olamama
  • Ereksiyonun devamı için aşırı uyarılmaya ihtiyaç duyma

Sağlıklı bir sertleşmenin gerçekleşmesi için; penis dokularına yeterli miktarda kan gitmeli ve bu kan peniste tutulmalıdır. Dolaşım, sinir ve endokrin sistemindeki bazı sorunlar sertleşmeyi engelleyebilir. Örneğin; diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, damar hastalıkları, böbrek hastalıkları ve düşük testosteron gibi durumlar sertleşme problemine neden olabilir.

Alkol, nikotin ve uyuşturucu madde kullanımı da sertleşme bozukluğunun yaygın nedenleri arasındadır. Bu maddeler sinir sistemi üzerinde baskı yapar, kan damarlarına zarar verir.

Sertleşme bozukluğunun tedavi seçenekleri arasında; yaşam tarzı değişiklikleri, ağız yoluyla alınan ilaçlar, testosteron takviyesi, psikolojik danışmanlık, vakum cihazları ve penil implantlar yer alır.

Cinsel Tiksinti Bozukluğu

Cinsel tiksinti bozukluğu, kişinin cinsel aktiviteden kaçınması ve cinsel ilişkiye dair sinyal veya davranışı reddetme durumu olarak tanımlanır. Bu bozukluk, anksiyete, korku ve hatta tiksinti gibi tepkilerle kendisini gösterebilir. Bazı kişilerde bu tiksinti vücut salgılarına karşı olabilir. Böyle bir durum olduğunda birey her türlü cinsel aktiviteden uzak durmayı tercih eder.

Cinsel tiksinti bozukluğunun iki türü vardır. Birincisi, yaşam boyu süren tiksintidir. Kişi hangi ilişki içerisinde olursa olsun cinsel tiksinti yaşar. Diğeri ise kazanılmış tiksintidir. Kişi, belirli bir ilişki sırasında cinsel tiksinti yaşayabilir, ancak bu ilişki sona erdiğinde normal cinsel işlev gerçekleştirilebilir.

Bu bozukluk genellikle psikolojik durumlarla bağlantılıdır. Cinsel travmalar ya da cinsel istismar gibi geçmiş deneyimlere sahip olan bireylerde görülebilir. Cinsel tiksinti bozukluğunun tedavisi bir terapist eşliğinde yapılabilir. Anksiyete bozukluğu olanlara reçete edilebilen ilaçlar önerilebilir.

Erken Boşalma

Erken boşaşlma, bir erkeğin cinsel ilişki sırasında orgazm ve ejakülasyonun, kendisinin veya partnerinin arzuladığı zamandan çok daha önce gerçekleşmesidir. Bu durum, genellikle cinsel birleşmeden hemen önce veya ilişki sırasında ortaya çıkar. Erken boşalma nedeniyle hem erkeğin hem de kadının cinsel tatmini olumsuz etkilenir. Erkeklerin yaklaşık yüzde 30’u yaşamlarının bir döneminde erken boşalma problemiyle karşı karşıya kalmaktadır. Erkeklerde en yaygın görülen cinsel işlev bozukluğu erken boşalmadır.

Erken boşalmanın kesin süresi bireyden bireye değişiklik gösterebilir. Cinsel birleşme başlamadan ya da başladıktan çok kısa bir süre sonra boşalmanın meydana gelmesiyle oluşur. Fiziksel, kimyasal ya da duygusal sebeplerle olabilir.

Beyindeki serotonin ve dopamin seviyelerinin düşüklüğü ya da hormon dengesizlikleri gibi faktörler erken boşalmaya yol açabilir. Ayrıca penisin aşırı duyarlı olması durumunda da erken boşalma görülebilir.

Performans kaygısı, partnerle yaşanan gerginlik, stres, suçluluk veya özgüven eksikliği gibi durumlar erken boşalmayı tetikleyebilir.

Erken boşalma tedavisinde genellikle davranış terapisi, danışmanlık ya da ilaç tedavisi önerilmektedir. Davranışsal terapide uygulanan yöntemlerden birisi başlat-durdur tekniğidir. Bu teknikte, orgazma yaklaşıldığında uyarı durdurulur, bir süre beklendikten sonra kişinin yeniden kontrol kazanması sağlanır. Bir diğer teknik ise sıkma tekniğidir. Orgazmı geciktirmek amacıyla penisin başı nazikçe sıkılır ve ereksiyon kaybı olana kadar beklenir.

Gecikmiş Boşalma

Gecikmiş boşalma, kişinin orgazma ulaşmasının ve boşalmasının çok uzun sürdüğü bir durumdur. Bazı erkeklerde hiç ejakülasyon gerçekleşmemesi ile sonuçlanabilir. Gecikmiş boşalma kalıcı bir sorun haline gelebilir. Gecikmiş boşalmanın kesin bir süreye bağlı tanımı yoktur. Bazı erkekler orgazma ulaşmak için uzun süreli cinsel uyarılmaya ihtiyaç duyar.

Gecikmiş boşalma; fiziksel, kimyasal ve psikolojik etkenlerden kaynaklanabilir. Bazı ilaçlar, sağlık sorunları, cerrahi müdahaleler ve madde kullanımı gibi faktörler bu duruma yol açabilir. Hem erkek hem de partner için ilişkilerde strese yol açabilir.

Kadınlarda En Sık Görülen Cinsel İşlev Bozuklukları

Kadınlar cinsel ilişki sırasında ağrı, düşük cinsel istek, cinsellikten keyif alamama ve orgazm olamama gibi problemler yaşayabilir. Bu bozukluklar fiziksel sebeplerle olabileceği gibi, duygusal sebeplerle de olabilir. Ancak belirtiler her zaman sorun olarak algılanmaz.

Cinsel işlev bozuklukları, cinsellikte arzudan orgazma kadar her aşamada kendini gösterir. 2018’de yapılan bir araştırmaya göre, dünya genelinde üreme çağındaki kadınların yüzde 41’i bu tür bozukluklar yaşamaktadır. Kadınlarda cinsel işlev bozuklukları arasında şu problemler bulunur:

  • Cinsel istek bozuklukları
  • Uyarılma bozuklukları
  • Orgazm bozuklukları
  • Ağrılı cinsel ilişki (Disparoni)
  • Vajinismus
  • Cinsel Aversiyon Bozukluğu

Cinsel İstek Bozuklukları

Cinsel isteğin azlığı kişide sıkıntıya neden oluyorsa bu durum bir cinsel işlev bozukluğu olarak kabul edilir. Kadınlarda, cinsel aktiviteye olan ilginin olmaması veya azalması cinsel istek bozukluklarına işaret eder. Cinsel düşüncelerin olmaması, cinsel aktivitenin başlamaması, çoğu cinsel aktivite sırasında heyecanın olmaması gibi belirtilerle kendisini gösterebilir.

Uyarılma Bozuklukları

Kadınlarda uyarılma bozuklukları en sık görülen cinsel işlev bozukluklarındandır. Genital uyarılma bozukluğu, öznel uyarılma bozukluğu ve kombine uyarılma bozukluğu olarak üçe ayrılır.

Genital uyarılma bozukluğu , kadının cinsel olarak haz hissetmesine rağmen, genital bölgede kayganlaşma, şişme ya da karıncalanma gibi fiziksel tepkilerin eksikliği veya yoksunluğu ile olur.

Öznel uyarılma bozukluğunda ise, genital bölgede cinsel uyarılma meydana gelmesine rağmen, kişi zihinsel olarak cinsel hazzın farkında olamaz. Kombine uyarılma bozukluğunda, hem zihinsel hem de genital tepkiler azalır veya hiç olmaz.

Kadınlarda uyarılma bozukluğunun hem psikolojik hem de biyolojik sebepleri olabilir. Diyabet, multipl skleroz ve damar hastalıkları gibi hastalıklar genital bölgede duyusal kayıplara yol açabilir. Depresyon, menopoz, doğum sonrası hormonal dengesizlikler, doğum kontrol hapları gibi bazı ilaçlar ve ilişki problemleri de bu duruma neden olabilir. Cinsel işlev bozukluğu tanısı konulduktan sonra; cinsel terapi, ilaç terapisi, kayganlaştırıcı kullanımı ve hormon tedavisi gibi tedaviler kullanılabilir.

Orgazm Bozuklukları

Orgazm bozukluğu , kadının yeterli cinsel uyarılma yaşamasına rağmen orgazma ulaşamaması, gecikmeli ulaşması ya da çok daha seyrek veya düşük yoğunlukta orgazm yaşaması durumudur. Bu bozukluk kadının cinsel tatminin eksikliği ile kendini gösterir.

Bazı kadınlar hiç orgazm yaşayamamış olabilir ya da orgazma ulaşmakta zorlanabilir. Genellikle yeterli ön sevişmenin olmaması, partnerin erken boşalması ya da iletişimsizlik gibi sebeplerle ortaya çıkabilir. Orgazm bozukluğu yaşayan kadınlar, cinsel ilişki sırasında ağrı veya vajina girişinde istemsiz kasılma gibi cinsel sorunlar yaşayabilir. Bu tip fizyolojik belirtiler cinsel ilişkiyi zorlaştırabilir.

Kadınlarda orgazm bozukluğunun nedenleri şu şekildedir:

  • Yetersiz ön sevişme,
  • Partnerin erken boşalması,
  • Anksiyete,
  • Stres,
  • Partnerle güven sorunları,
  • Toplumsal düşünceler,
  • Sinir sistemi hasarları,
  • Genital organlardaki anormallikler,
  • Belirli ilaçların kullanımı

Orgazm bozukluğu tedavisinde; kadınlara, kendi cinsel zevklerini keşfetmeleri ve hangi dokunuşların uyarıda bulunduğunu anlamaları için mastürbasyon önerilebilir. Ayrıca psikoterapi, bilişsel davranış terapisi ve cinsel terapi gibi yaklaşımlar sergilenebilir. Bu terapiler, partnere olan güvenin gelişmesine ve cinsel performans kaygılarıyla başa çıkmaya yardımcı olur.

Ağrılı Cinsel İlişki (Disparoni)

Ağrılı cinsel ilişki tıp dilinde disparoni olarak adlandırılır. Cinsel ilişki sırasında ya da sonrasında genital bölgede hissedilen sürekli veya tekrarlayan ağrıyla meydana çıkar. Ağrının kaynağı vulvada, vajinada, rahimde ya da pelvik bölgede hissedilebilir. Disparoniye genellikle altta yatan sağlık sorunları, enfeksiyonlar ya da çeşitli fizyolojik faktörler neden olabilir. Bu durum fiziksel acının yanı sıra duygusal ve psikolojik etkiler yaratabilir. Ağrının yaşandığı nokta disparoninin türünü belirlemeye yardımcı olur.

Vajina girişinde, özellikle penetrasyon sırasında hissedilen ağrı yüzeysel disparonidir. Hormonal değişiklikler, vajinal kuruluk, kronik tahriş veya enfeksiyonlar bu ağrıya neden olabilir.

Pozisyona bağlı ağrılar ise pelvik taban kaslarıyla ilgili sorunlardan, vajinal kuruluktan veya enfeksiyondan kaynaklanabilir.

Derin ağrı, derin penetrasyon sırasında hissedilen ağrıdır. Bazı seks pozisyonları sırasında daha şiddetli olabilir. Bu tür ağrı, mesane veya bağırsak sorunları, pelvik taban disfonksiyonu, endometriozis gibi durumlarla bağlantılı olabilir.

Ağrılı cinsel ilişki kadınlarda oldukça yaygın bir durumdur. Kadınların yaklaşık yüzde 75’i hayatlarının bir döneminde bu tür bir ağrı deneyimler. Ağrılı cinsel ilişki her yaştan kadını etkileyebilir. Menopoz dönemindeki kadınlarda ise daha yaygındır.

Vajinismus

Vajinismus , vajina kaslarının, penis ya da tampon gibi bir şeyin içeri girmesi sırasında istemsizce kasılması durumudur. Bu kasılmalar hafif bir rahatsızlıktan yoğun bir acıya kadar değişebilir ve cinsel ilişkiyi engelleyebilir. Vajinismus , kadının cinsel hayatı boyunca her zaman ağrı yaşadığı bir durumda ortaya çıkabilir. Daha önce ağrısız bir cinsel ilişkide bulunmuş bir kadının sonradan cinsel ilişkiye girmede zorluk yaşamasıyla da olabilir.

Vajinismusun ilk belirtisi ağrılı cinsel ilişkiyle olur. Bu ağrı genellikle penetrasyon sırasında hissedilir. Cinsel ilişki ya da acı korkusu yaşanabilir. Ayrıca cinsel istek kaybı meydana gelebilir. Vajinismusun kesin nedeni bilinmemektedir, ancak genellikle cinsel ilişkiye dair korku veya kaygıyla ilişkilendirilir. Ancak, bazen vajinismusun mu yoksa kaygının mı önce ortaya çıktığı net değildir.

Vajinismus yaşayan kadınlar, vajina çevresindeki kasları rahatlatmak ve kontrol edebilmek için evde bazı egzersizler yapabilir. Bunun için ilk adım olarak Kegel egzersizlerine başlanabilir. Kegel egzersizleri şu şekilde yapılabilir:

  • Kasları sıkın
  • Bu pozisyonda 2-10 saniye arasında kalın.
  • Kasları gevşetin
  • Günde birkaç kez, her defasında 20 tekrarla yapabilirsiniz.

Cinsel İşlev Bozukluklarının Nedenleri Nelerdir?

Fiziksel Nedenler

Psikolojik Nedenler

Hormonal değişiklikler

Stres

Metabolik durumlar (Obezite, yüksek kolesterol)

Anksiyete

Kalp rahatsızlıkları

Depresyon

Prostatit ve endometriozis

Geçmiş travmalar

Nörolojik bozukluklar (Parkinson, MS)

İlişki problemleri

Madde kullanımı ve alkol

Katı yetiştirilme tarzı

Doğum kontrol hapları, antidepresanlar

Düşük özgüven ve cinsel performans korkusu

Erkeklerde Cinsel İşlev Bozukluklarının Görülme Sıklığı Nedir?

Erkeklerde cinsel işlev bozuklukları oldukça yaygın görülen sorunlardır. Araştırmalara göre, erkeklerin yaklaşık %31'i yaşamlarının bir döneminde cinsel işlev bozukluğu yaşayabilir. En sık karşılaşılan problemlerden biri cinsel istek bozukluğudur.

Cinsel uyarılma bozuklukları ise erkeklerde genellikle sertleşme sorunları şeklinde görülmektedir. Bu tür bozukluklar erkeklerin yaklaşık yüzde 20’sini etkileyebilir. Yaşla birlikte bu oran önemli ölçüde artar. Erken boşalma da yaygın bir cinsel işlev bozukluğudur. Araştırmalar, erkeklerin yaklaşık yüzde 30’unun yaşamlarının bir döneminde erken boşalma sorunu yaşadığını göstermektedir.

Kadınlarda Cinsel İşlev Bozukluklarının Görülme Sıklığı Nedir?

Kadınlarda cinsel işlev bozuklukları oldukça yaygındır. Kadınların yaklaşık yüzde 43’ü hayatlarının bir döneminde cinsel işlev bozukluğu yaşamaktadır. En yaygını ise cinsel istek bozukluğudur. Orgazm bozukluğu ise kadınlarda yaygın bir sorundur. Bir diğer yaygın problem ise cinsel ağrı bozukluğudur. Kadınların yaklaşık yüzde 10-15’inde görülebilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Cinsel İşlev Bozukluğu Nedir?

Cinsel işlev bozukluğu, cinsel ilişkinin herhangi bir aşamasında meydana gelen engelleri ifade etmektedir. Cinsel istek, uyarılma, orgazm ya da cinsel tatmin eksikliği ile ortaya çıkabilir.

Cinsel İşlev Bozukluğu Tedavi Edilebilir Mi?

Evet, cinsel işlev bozuklukları genellikle tedavi edilebilir. Nedenlere bağlı olarak psikolojik danışmanlık, ilaç kullanımı veya yaşam tarzı değişiklikleri yöntemleri kullanılabilir.

Cinsel İşlev Bozukluğu Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Tedavi edilmeyen cinsel işlev bozuklukları, bireyin cinsel hayatını ve romantik ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Duygusal stres, düşük özgüven ve ilişki sorunlarına yol açabilir.

Cinsel İsteksizlik Nasıl Tedavi Edilir?

Cinsel isteksizlik tedavisinde hormon tedavileri, cinsel terapi ya da psikolojik danışmanlık gibi yöntemler uygulanabilir.

Ereksiyon Sorunları İçin Hangi Tedavi Yöntemleri Vardır?

Ereksiyon sorunları için oral ilaçlar, enjeksiyon tedavileri, vakum cihazları ve bazı durumlarda cerrahi müdahaleler kullanılabilir.

Kadınlarda Orgazm Bozuklukları Neden Olur?

Kadınlarda orgazm bozuklukları; hormonal değişiklikler, psikolojik faktörler, ilişki sorunları ya da fiziksel rahatsızlıklarla ortaya çıkabilir.

Cinsel İlişki Sırasında Ağrı Neden Olur?

Cinsel ilişki sırasında ağrı, vajinal kuruluk, enfeksiyonlar, endometriozis gibi fiziksel rahatsızlıklar ya da vajinismus gibi psikolojik durumlar nedeniyle ortaya çıkabilir.

Cinsel İşlev Bozukluğu Olan Bir Erkek Baba Olabilir Mi?

Evet, cinsel işlev bozukluğu olan erkeklerin baba olması mümkündür. Sertleşme sorunu gibi bozukluk üreme yeteneğini engellemeyebilir ve tedavi ile bu sorunlar aşılabilir.

Erkeklerdeki Cinsel İşlev Bozukluğu Tedaviden Sonra Tekrarlar mı?

Tedavi sonrası cinsel işlev bozukluklarının tekrarlama ihtimali mevcuttur, özellikle sorunun altında yatan fiziksel veya psikolojik etkenler giderilmezse.

Kadınlardaki Cinsel İşlev Bozukluğu Tedaviden Sonra Tekrarlar mı?

Kadınlarda, hormonal değişiklikler, stres ya da ilişki problemlerine bağlı olarak tedaviden sonra cinsel işlev bozukluğu yeniden görülebilir.

Cinsel İşlev Bozukluğu Kadınlarda mı Erkeklerde mi Daha Sık Görülür?

Cinsel işlev bozukluğu hem kadınlarda hem de erkeklerde yaygındır. Ancak kadınların yaklaşık yüzde 43’ü erkeklerin ise yüzde 31’i cinsel işlev bozukluğu yaşamaktadır.

Cinsel İşlev Bozukluğu Olan Kişinin Partneri de Bu Durumu Yaşar mı?

Cinsel işlev bozukluğu olan kişinin partneri de dolaylı yoldan bu durumdan etkilenir. Partnerin yaşadığı duygusal stres ve cinsel tatminsizlik ilişkide gerginliğe yol açabilir.

Cinsel İşlev Bozukluğu Kadınlarda Anne Olmaya Engel midir?

Cinsel işlev bozukluğu doğurganlığı doğrudan etkilemez. Ancak cinsel ilişkinin zorlaşması nedeniyle gebelik şansı azalabilir.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 11 Kasım 2024 Pazartesi Yayımlanma Tarihi: 23 Ocak 2019 Çarşamba

Doktorlar

Cinsel İşlev Bozuklukları Tedavisi biriminde görevli doktor listemiz aşağıda yer almaktadır:

Birimin Tüm İlgi Alanları

Tıbbi Birimler

Hastaneler

Sıralama Türü:

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?