Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Bölüm Hakkında

Obezite cerrahisi, aşırı kilo problemi yaşayan ve diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alamayan bireylerde uygulanan cerrahi müdahalelerdir. Bu operasyonlar, mide hacminin küçültülmesi veya besin emiliminin sınırlandırılması prensiplerine dayanır. En yaygın yöntemler arasında tüp mide ameliyatı (sleeve gastrektomi), gastrik bypass ve mide balonu uygulamaları bulunur. Bu cerrahiler, kilo kaybını hızlandırmanın yanı sıra diyabet, yüksek tansiyon ve uyku apnesi gibi obeziteyle ilişkili sağlık sorunlarının da iyileştirilmesine katkıda bulunur. Obezite cerrahisi sonrasında hasta, beslenme düzeni ve yaşam tarzı konusunda uzman desteği alarak uzun vadeli bir sağlık planı oluşturmalıdır. Cerrahi müdahaleye uygunluk, kapsamlı bir sağlık değerlendirmesi sonucunda belirlenir.

İçindekiler

Obezite Cerrahisi Nedir?

Obezite cerrahisi (bariatrik cerrahi) , ileri derecede obezite ile mücadele eden bireylerin kilo vermesine yardımcı olmak amacıyla sindirim sistemini değiştiren çeşitli cerrahi uygulamaların genel adıdır. Obezite cerrahisinde uygulanan ameliyatlar gıda alımını azaltarak besin emilimini kısıtlar veya her ikisini birden sağlayarak önemli kilo kaybına ve obeziteye bağlı sağlık sorunlarının iyileştirilmesine olanak tanır. Gastrik bypass, tüp mide (sleeve gastrektomi), ayarlanabilir mide bandı ve biliopankreatik diversiyon gibi farklı tekniklerle uygulanan obezite cerrahisi, adayların kapsamlı bir tıbbi değerlendirme sonrası, sağlıklı bir yaşam tarzına bağlılık gerektiren, kişiye özel bir tedavi planı ile gerçekleştirilir.

Obezite cerrahisi, dünya genelinde obezite tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir ve bölgelere göre farklılık gösterse de her geçen yıl daha fazla tercih edilir. Uluslararası Obezite ve Metabolik Bozukluklar Cerrahisi Federasyonu (IFSO) verilerine göre, 2021 yılında dünya çapında yaklaşık 600 bin obezite ameliyatı yapılmıştır ve bu, 2020'deki 500 binin biraz üzerindeki sayıya kıyasla önemli bir artış yaşandığını gösterir. ABD'de 2022 yılında yaklaşık 280 bin obezite cerrahisi uygulanmış, bu da 2020'deki 198 binden fazla işlemin oldukça üstündedir. En sık yapılan yöntem tüp mide ameliyatıdır. Pandemi döneminde 2020 yılında ameliyat sayılarında düşüş yaşansa da, 2021 itibarıyla yeniden artış gözlenmiştir. Bu ameliyatlar, dünya genelinde obezite ve ilgili sağlık sorunlarıyla mücadelede etkili bir çözüm olarak kabul edilmektedir.

Obezite cerrahisi, sadece kilo vermek için değil, aynı zamanda obeziteyle ilişkili sağlık sorunlarını (tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi) iyileştirmek amacıyla da uygulanan etkili bir tedavi yöntemidir. Cerrahinin türü (tüp mide, gastrik bypass vb.) hastanın sağlık durumu ve ihtiyaçlarına göre belirlenir. Ameliyat sonrası diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleriyle ilgili sıkı bir takip süreci gereklidir. Tekrar kilo alımının önlenmesi için beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, fiziksel aktivitenin artırılması ve multidisipliner bir ekiple düzenli kontrol önem taşır. Obezite cerrahisinin yaşam süresini uzatabileceği ve yaşam kalitesini artırabileceği bilimsel olarak kanıtlanmıştır, ancak bu başarı hastanın ameliyat sonrası süreçteki kararlılığına ve uyumuna bağlıdır.

Obezite Cerrahisi Uygulamaları Nelerdir?

Obezite cerrahisi, farklı yöntemlerle bireylerin kilo vermesine yardımcı olmayı hedefler ve en yaygın kullanılan türleri arasında gastrik bypass, tüp mide ameliyatı (sleeve gastrektomi), ayarlanabilir mide bandı (mide kelepçesi) ve biliopankreatik diversiyon yer alır. Gastrik bypass, midenin küçük bir kısmının bir keseyle yeniden yapılandırılması ve ince bağırsağın bir kısmının bypass edilmesiyle gıda alımını ve besin emilimini sınırlar. Tüp mide ameliyatında midenin %80’i çıkarılarak, daha az yiyecekle tokluk hissi sağlanır. Ayarlanabilir mide bandı, midenin üst kısmına yerleştirilen bir bant ile gıda alımını kontrol ederken, biliopankreatik diversiyon, hem midenin bir bölümünün çıkarılmasını hem de ince bağırsağın büyük kısmının bypass edilmesini içerir. Bu cerrahi türleri, bireylerin ihtiyaçlarına ve sağlık durumlarına göre seçilir ve kişiye özel bir tedavi planı oluşturulur.

Gastrik Bypass (Roux-en-Y)

Gastrik bypass, obezite cerrahisinin en yaygın türlerinden biridir ve hem gıda alımını hem de besin emilimini sınırlar. Bu prosedürde, midenin üst kısmında küçük bir kese oluşturulur ve bu kese doğrudan ince bağırsağın bir bölümüne bağlanır. Böylece midenin ve ince bağırsağın büyük bir kısmı bypass edilir. Bu yöntem, hem kişinin daha az yemek yemesini sağlar hem de besinlerin emilim sürecini kısaltarak kilo kaybını destekler. Aynı zamanda, tip 2 diyabet gibi obeziteyle ilişkili sağlık sorunlarının iyileşmesinde etkili olduğu bilinmektedir.

Tüp Mide Ameliyatı (Sleeve Gastrektomi)

Tüp mide ameliyatı, midenin yaklaşık %80’inin cerrahi olarak çıkarıldığı ve kalan kısmın tüp şeklinde yeniden yapılandırıldığı bir prosedürdür. Daha küçük bir mide, kişinin daha az gıda tüketmesiyle daha çabuk tokluk hissetmesini sağlar. Ayrıca, bu işlem sırasında açlık hormonlarını üreten mide bölgesi de büyük ölçüde çıkarıldığı için iştah azalmaktadır. Tüp mide ameliyatı, etkinliği ve nispeten daha az komplikasyon riski nedeniyle en sık tercih edilen obezite cerrahisi türlerinden biridir.

Ayarlanabilir Mide Bandı (Mide kelepçesi)

Ayarlanabilir mide bandı, midenin üst kısmına yerleştirilen ve yemeklerin midenin diğer bölümlerine geçiş hızını kontrol eden bir bant kullanılarak yapılan bir prosedürdür. Bandın sıkılığı, kişinin ihtiyaçlarına göre ayarlanabilir ve bu, kişinin tükettiği yiyecek miktarını doğrudan etkiler. Bu yöntem, geri dönüşümlü bir cerrahi seçenek olması ve vücudun doğal sindirim sürecini büyük ölçüde koruması nedeniyle avantaj sağlar. Ancak, diğer cerrahi yöntemlere kıyasla kilo kaybı genellikle daha yavaş gerçekleşir.

Biliopankreatik Diversiyon ve Duodenal Switch (BPD/DS)

Bu prosedür, midenin bir kısmının çıkarıldığı ve ince bağırsağın büyük bir bölümünün bypass edildiği oldukça karmaşık bir obezite cerrahisi türüdür. Bu yöntem, hem gıda alımını hem de besin emilimini büyük ölçüde azaltır. Genellikle aşırı obeziteye sahip ve diğer yöntemlere yanıt alamayan hastalar için önerilir. BPD/DS, dramatik kilo kaybı ve obeziteyle ilişkili sağlık sorunlarının çözümünde etkili olsa da, uzun vadede vitamin ve mineral eksiklikleri gibi komplikasyonlara yol açabileceği için düzenli takip ve beslenme takviyesi gerektirir.

Obezite Ameliyatları Neden Yapılır?

Obezite cerrahisi, genellikle şiddetli obeziteye sahip bireylerde diğer kilo yönetim yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda önerilir. Bu müdahale için temel kriterler arasında, vücut kitle indeksinin (VKİ) 35 kg/m² veya üzerinde olması ya da 30-34, 9 kg/m² aralığında olup tip 2 diyabet gibi metabolik hastalıkların varlığı yer alır. Ayrıca hipertansiyon, dislipidemi, obstrüktif uyku apnesi, alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması ve belirli kardiyovasküler hastalıklar gibi obeziteye bağlı sağlık sorunları kontrol altına alınamıyorsa cerrahi düşünülür. Adaylar genellikle 18-60 yaş aralığında olsa da, ciddi sağlık sorunları bulunan ergenler de özel durumlarda değerlendirilebilir. Cerrahiye uygunluk için bireylerin diyet, egzersiz ve tıbbi tedaviyle kalıcı kilo kaybı sağlayamaması ve ameliyat sonrası yaşam tarzı değişikliklerine uyum gösterebileceğinin değerlendirilmesi gerekir. Multidisipliner bir tıbbi ekip tarafından yapılan kapsamlı değerlendirme, cerrahinin uygunluğunu belirlemek ve olası faydalar ile riskleri tartışmak açısından kritik önem taşır.

Obezite cerrahisi gerektiren durumlar şu şekildedir:

  • VKİ’nin 40 kg/m² veya üzerinde olması.
  • VKİ’nin 35-39, 9 kg/m² arasında olup ciddi sağlık sorunlarının bulunması.
  • Tip 2 diyabet, hipertansiyon veya obstrüktif uyku apnesi gibi metabolik hastalıkların varlığı.
  • Diyet, egzersiz ve medikal tedavilere rağmen kilo verilememesi.
  • Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması.
  • Obeziteye bağlı kontrol edilemeyen kardiyovasküler hastalıklar.
  • Günlük yaşam aktivitelerinde ciddi kısıtlamaların olması.
  • Ciddi sağlık sorunları bulunan gelişimini tamamlamış ergenlerde özel durumlar.
  • Ameliyat sonrası yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlanabilecek olması.

Obezite cerrahisi yalnızca kilo kaybı sağlamak için değil, aynı zamanda obeziteyle ilişkili sağlık sorunlarını iyileştirmek amacıyla da tercih edilir. Özellikle tip 2 diyabet, hipertansiyon, obstrüktif uyku apnesi ve alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması gibi metabolik hastalıkların tedavisinde etkili bir seçenek olabilir. Ayrıca, aşırı kilo nedeniyle hareket kısıtlılığı yaşayan, ortopedik sorunlar yaşayan veya doğurganlık problemleri yaşayan bireyler de cerrahi için değerlendirilebilir. Cerrahi müdahale, bu tür sağlık sorunlarının kontrol altına alınamadığı durumlarda yaşam kalitesini artırabilir. Bununla birlikte, adayların cerrahi sonrası gerekli yaşam tarzı değişikliklerini benimsemeye istekli ve psikolojik olarak bu sürece hazır olması da önemlidir. Bu nedenle, cerrahiye başvurulmadan önce adaylar detaylı bir tıbbi ve psikososyal değerlendirmeden geçirilmelidir.

Obezite Ameliyatları Ne Kadar Sürer?

Obezite ameliyatlarının süresi, seçilen cerrahi yönteme ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Tüp mide (sleeve gastrektomi) ameliyatı genellikle 1-2 saat arasında sürerken, daha karmaşık bir işlem olan gastrik bypass ameliyatı 2-4 saat arasında sürebilir. Operasyon süresini etkileyen faktörler arasında hastanın anatomik özellikleri, cerrahın deneyimi ve ameliyat sırasında ortaya çıkabilecek komplikasyonlar yer alır. Ayrıca, laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılan ameliyatlar genellikle daha kısa sürerken, açık cerrahi yöntemlerde süre daha uzun olabilir. Ameliyat sonrası hastanede kalış süresi ise genellikle 2-4 gün arasında değişir.

Obezite Ameliyatları Nasıl Yapılır?

Obezite ameliyatları, genellikle laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılır ve midenin boyutunu küçültmek veya sindirim sistemini yeniden yapılandırmak üzerine kurulur. Bu cerrahiler sırasında karında küçük kesiler açılır ve bir kamera (laparoskop) ile özel cerrahi aletler kullanılarak işlem gerçekleştirilir. Tüp mide ameliyatında midenin büyük bir kısmı çıkarılarak, daha küçük bir mide tüpü oluşturulur. Gastrik bypass ameliyatında ise midenin bir kısmı bypass edilerek, ince bağırsağın bir bölümü doğrudan mideye bağlanır. Bu işlemler, kişinin daha az yemek yemesine ve/veya besinlerin emilim miktarının azalmasına olanak tanır. Operasyon süresi kullanılan yönteme bağlı olarak değişiklik gösterir ve genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir. Laparoskopik yöntem sayesinde iyileşme süreci daha hızlı ve ameliyat sonrası ağrı daha az olur.

Obezite Ameliyatı Riskler ve Yan Etkileri Nelerdir?

Obezite ameliyatları genellikle güvenli bir şekilde gerçekleştirilse de, her cerrahi işlemde olduğu gibi bazı riskler ve yan etkiler taşıyabilir. Ameliyat sonrası erken dönemde enfeksiyon, kanama, anesteziye bağlı sorunlar, mide sızıntısı veya kan pıhtısı oluşumu gibi riskler görülebilir. Uzun vadede ise vitamin ve mineral eksiklikleri, dumping sendromu (hızlı mide boşalması), mide darlığı veya bağırsak tıkanıklığı gibi sorunlar gelişebilir. Bazı hastalar özellikle cerrahi sonrası gerekli yaşam tarzı değişikliklerine uyulmazsa tekrar kilo alma riskiyle karşılaşabilir.

Obezite ameliyatlarında riskler şu şekildedir:

  • Kanama.
  • Enfeksiyon.
  • Ameliyat sonrası anesteziye bağlı komplikasyonlar.
  • Kan pıhtısı (derin ven trombozu veya pulmoner emboli).
  • Ameliyat yerinde sızıntı (örneğin, mide veya bağırsak hattında).
  • Solunum sorunları.
  • Safra taşı oluşumu.
  • Beslenme eksiklikleri (örneğin, demir, kalsiyum veya vitamin eksiklikleri).
  • Dumping sendromu (yemekten sonra mide bulantısı, kusma, ishal ve baş dönmesi).
  • Mide ülseri.
  • Ameliyat sonrasında tıkanıklık veya bağırsak fıtığı.
  • Ani kilo kaybına bağlı safra kesesi hastalıkları.
  • Psikolojik sorunlar veya vücut algısı ile ilgili zorluklar.
  • Uzun vadede kilo kaybının yetersiz olması veya tekrar kilo alma.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Metabolik Cerrahi Nedir? Şişmanlık Cerrahisinden Farkı Nedir?

Metabolik cerrahi, genellikle metabolik hastalıkların tedavisine odaklanan bir cerrahi yaklaşımı ifade eder. Şişmanlık cerrahisinden temel farkı, yalnızca kilo kaybını değil, metabolik sendromla ilişkili hastalıkların (örneğin, tip 2 diyabet, karaciğer yağlanması, yüksek tansiyon) iyileştirilmesini hedeflemesidir. Bu etkiler, genellikle kilo kaybı başlamadan önce hormonal değişiklikler yoluyla ortaya çıkar.

Metabolik Cerrahi Hangi Ameliyatları İçerir?

Metabolik cerrahi genellikle gastrik bypass ve tüp mide ameliyatlarını kapsar. Bu ameliyatlar, hastanın biyokimyasal değerleri ve tıbbi geçmişine göre seçilir. Kilo kaybı sağlarken metabolik hastalıkları iyileştirme veya ortadan kaldırma potansiyeline sahiptir.

En Sık Hangi Mide Küçültme Ameliyatı Yapılmaktadır?

En sık yapılan mide küçültme ameliyatı tüp mide ameliyatıdır (sleeve gastrektomi). Etkinliği ve düşük risk oranları nedeniyle tercih edilen bu yöntem, obezite cerrahisinin en yaygın uygulamasıdır.

Gastrik Bypass Hangi Durumlarda Tercih Edilir?

Gastrik bypass genellikle tip 2 diyabetin ön planda olduğu, insülin kullanımının uzun süreli olduğu hastalarda veya çok yüksek VKİ’ye sahip bireylerde ilk tercih olabilir. Ayrıca, tüp mide ameliyatı sonrası tekrar kilo alımı olan hastalarda ikinci bir ameliyat yöntemi olarak kullanılabilir.

Metabolik Cerrahinin Amacı Nedir?

Metabolik cerrahinin temel amacı, kilo kaybı sağlamanın ötesinde, metabolik hastalıkları iyileştirmek veya tamamen ortadan kaldırmaktır. Bu hedef, ameliyatın hormonal değişiklikler yaratarak vücut üzerindeki etkisiyle gerçekleştirilir.

Mide Küçültme Ameliyatları Kimler İçin Uygundur?

Bu ameliyatlar, genellikle obeziteye bağlı sağlık sorunları yaşayan ve diğer kilo verme yöntemlerinden sonuç alamayan bireyler için uygundur. Cerrahi yöntemin seçimi hastanın sağlık durumu ve bireysel ihtiyaçlarına göre belirlenir.

Obezite Cerrahisi Sonrası Takip Nasıl Yapılır?

Obezite cerrahisi sonrası düzenli takip, geri kilo alımını önlemede hayati öneme sahiptir. Hastalar, multidisipliner bir ekip tarafından (doktor, diyetisyen, psikolog, hemşire ve egzersiz danışmanı) izlenmeli, diyet ve fiziksel aktiviteye uyum sağlamalıdır. Ameliyat sonrası yaşam tarzını değiştirmeyen hastalarda %10-20 oranında kilo geri alımı gözlemlenebilir. Bu süreçte sağlıklı beslenme, spor alışkanlıkları ve porsiyon kontrolü kritik faktörlerdir.

Mide Ameliyatı Sonrası Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Mide ameliyatından sonra beslenme, yüksek protein alımı, düzenli öğünler ve sağlıklı porsiyon kontrolü üzerine kuruludur. Hastalar günde en az 60 gram protein tüketmeli, öğünlerini düzenli olarak planlamalı ve yemeklerini yavaşça çiğnemelidir. Gazlı içeceklerden kaçınılmalı, bol su tüketilmeli ve doktorun önerdiği vitamin ile mineral takviyeleri düzenli olarak alınmalıdır. Beslenme alışkanlıkları, hastanın yeni yaşam biçimi olmalıdır.

Mide Ameliyatı Sonrası Egzersiz Ne Zaman ve Nasıl Başlanmalıdır?

Egzersize ameliyattan yaklaşık 3 ay sonra doktor onayı ile başlanmalıdır. İlk aşamalarda yürüyüş gibi düşük yoğunluklu aktiviteler önerilirken, daha sonra sevilen egzersizlerle kas ve kemik yapısını geliştiren aktiviteler yapılabilir. Yüzme ve fitness gibi egzersizler ideal seçeneklerdir, ancak egzersiz danışmanıyla birlikte kişiye özel bir program oluşturulması önerilir.

Obezite Ameliyatlarının Ömrü Uzattığı Nasıl Kanıtlandı?

İsveç’te yapılan 20 yıllık bir araştırma, mide küçültme ameliyatı olan 1000 morbid obez bireyin, diyetle kilo vermeye çalışanlara kıyasla ortalama 13 yıl daha uzun yaşadığını göstermiştir. Bu, obezite cerrahisinin yaşam süresini anlamlı şekilde uzatabileceğini kanıtlamaktadır.

Obezite Ameliyatı Sonrası Geri Kilo Alımı Neden Olur?

Geri kilo alımı, genellikle hastaların ameliyat sonrası beslenme alışkanlıklarını değiştirememesi, yeterli fiziksel aktivite yapmaması ve porsiyon kontrolünü sağlayamaması nedeniyle gerçekleşir. Ayrıca, mide zamanla esneyebilen bir organ olduğu için porsiyonların büyümesi de kilo alımına yol açabilir. Düzenli takip ve yaşam tarzı değişiklikleri, bu riski minimize edebilir.

Ameliyat Sonrası Psikolojik ve Sosyal Destek Neden Önemlidir?

Obezite cerrahisi sonrası hastaların ameliyatın etkilerini sürdürebilmeleri için psikolojik destek ve sosyal çevrelerinin desteği önemlidir. Yeni beslenme düzenine uyum, yaşam tarzı değişiklikleri ve motivasyonun korunması için uzman desteği alınmalı, ailenin ve arkadaş çevresinin bu süreci desteklemesi sağlanmalıdır.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 3 Ocak 2025 Cuma Yayımlanma Tarihi: 5 Ekim 2020 Pazartesi
Bu içeriği ortalama 10 dakikada okuyabilirsiniz.

Doktorlar

Birimin Tüm İlgi Alanları

Hastaneler

Sıralama Türü:

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?