Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Bölüm Hakkında

Migren, genellikle başın bir tarafında zonklayıcı ve şiddetli baş ağrısı ile karakterize edilen nörolojik bir rahatsızlıktır. Migren atakları sırasında ışığa ve sese duyarlılık, bulantı ve kusma gibi belirtiler sıkça görülür. Migren, hormonal değişiklikler, stres, belirli yiyecekler ve çevresel faktörler gibi tetikleyicilerle ilişkilidir. Tedavi, ağrıların şiddetini ve sıklığını azaltmayı amaçlar. Bu, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleriyle sağlanabilir. Migrenin erken tanısı ve kişiye özel tedavi planı, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir.
İçindekiler

Migren Nedir?

Migren, yaşam kalitesini düşüren ve günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayan hastalıklardan biridir. Sık görülen bu hastalığın en yaygın belirtilerinin başında ağrı gelir. Ense, şakak ya da göz çevresinden başlayan bu ağrı, hareket ettikçe kötüleşebilir, zonklayıcı karakterle seyredebilir ve bu ağrıya eşlik eden bulantı, kusma, ışık ve sese olan rahatsızlık hissi ortaya çıkabilir..

Birçok migren atağı “ aurasız migren ” türü olarak görülür. Auralı migren hastaları ise baş ağrısı atakları başlamadan önce 5 dakika ile 60 dakika arasında değişen “ aura atakları " yaşayabilir.

Aura atakları geçici olarak yaşanan nörolojik bir bozukluk olarak bilinir. Geçici olarak yaşanan nöroloji kaynaklı bozuklukta hastalar hem görsel, hem duyusal (kelimeleri bulamama, uyuşma veya karıncalanma gibi) olarak etkilenir. Bunların arasında en sık yaşanan görsel auradır. Görsel aurada hastalar atak öncesinde parlak ışık çakmaları veya görme alanında sorunlarla karşılaşabilir.

Migrende ataklar halinde seyreden baş ağrısı, 3 ay içinde ayda 15 günden daha sık, en az 4 saat süren ve ayda en az 8 gün migren tipi ağrı yaşanırsa bu "kronik migren" olarak tanımlanır. Migren Tedavisinde kişinin baş ağrılarının sıklığına, şiddetine ve eşlik eden diğer tıbbi durumuna bağlı olarak tedavi planlanır.

Migren tedavisinde kullanılan migren ilaçları , baş ağrısı atakları sırasında ağrıyı ortadan kaldırmada ya da eşlik eden bulantı, kusma gibi belirtileri durdurmada veya sık gelen migren ağrısı ataklarının sıklığını kontrol etmede yardımcı olur.

Migren, hastanın günlük yaşamanı etkileyebilen, gün içerisindeki gerçekleştirdiği aktivitelerde kısıtlılık yaratabilen bir baş ağrısı tipidir. Genellikle ense, şakak veya göz çevresinde başlar ve ağrının çeşidine göre hareket ettikçe kötüleşebilir. Ağrıya çoğu zaman ışığa ve sese hassasiyet, bulantı, kusma gibi durumlar eşlik edebilir. Hastaların ışık almayan bir oda da uyumak istemeleri veya kusma hissi migren atağını hafifletmeye veya sonlanmasına destek olabilir. Özellikle göz migreni olarak bilinen türde, hastalar görme alanında ışık çakmaları, zikzaklı çizgiler veya geçici görme kaybı gibi görsel " göz migreni belirtileri " yaşayabilir. Bu görsel auralar, baş ağrısının hemen öncesinde veya sırasında ortaya çıkar ve kişinin günlük aktivitelerini daha da zorlaştırabilir.

Hastaların ışık almayan bir odada uyuma isteği veya kusma hissi, migren atağını hafifletmeye veya sonlandırmaya yardımcı olabilir. Göz migreni de dahil olmak üzere, migrenin farklı türleri kişiden kişiye farklılık gösterir ve her bireyde farklı şekillerde etkili olabilir. Örneğin; aralıklarla yaşanan migren ataklarıepisodik migren ” olarak adlandırılır. Ataklar son üç aylık süre içinde ayda on beş gün ve üzerinde oluyorsa, 4 saatten uzun sürüyorsa ve ayda en az 8 gün migren atağı yaşanıyorsa buna “ kronik migren ” denir. Kronik migrene genellikle kaygı bozuklukları , depresyon ve uyku sorunları eşlik edebilir. Kronik migren tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Migren Belirtileri Nelerdir?

Migren, genellikle başın bir tarafında yoğun ağrı ile kendini gösterir. Migren belirtileri arasında şiddetli ve zonklayıcı baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, ışık ve ses hassasiyeti, görme bozuklukları ve baş dönmesi gibi semptomlar bulunur. Bu belirtiler, genellikle kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyen, tekrarlayan krizlerle kendini gösterir.

Yaygın migren belirtileri şu şekildedir:

  • Başın bir tarafında zonklayıcı veya yoğun ağrı,
  • Işığa ve sese karşı hassasiyet,
  • Mide bulantısı ve kusma,
  • Görme bozuklukları veya görme alanında kör noktalar,
  • Baş dönmesi veya sersemlik hissi,
  • Kol ve bacaklarda karıncalanma veya uyuşma,
  • Konsantrasyon güçlüğü,
  • Kokuya karşı aşırı hassasiyet,
  • Yorgunluk ve halsizlik,
  • Bazı durumlarda konuşma zorluğu.

Migren Atakları ve Dönemleri

Migren atakları genellikle dört ana dönemden oluşur: prodrom, aura, ağrı ve postdrom. Bu dönemlerin her biri, farklı semptomlarla kendini gösterir ve migrenin tanınması ve yönetilmesinde önemli rol oynar.

Migren, genellikle dört farklı döneme ayrılan ataklarla kendini gösteren bir baş ağrısı bozukluğudur. Her dönemde farklı belirtiler ortaya çıkabilir ve her bireyde tüm dönemler görülmeyebilir. Migren ataklarının bu dönemleri önceden fark edilirse, atakların yönetimi ve tedavisi daha etkili hale getirilebilir.

Migren atakları ve dönemleri şu şekildedir:

Prodrom (Ön Belirti) Dönemi

Atak başlamadan saatler veya günler önce ortaya çıkan uyarıcı belirtiler olabilir. Bu dönemde, bazı kişiler şu belirtileri yaşar:

  • Yorgunluk veya enerji artışı,
  • Ruh halinde ani değişimler (sinirlilik veya depresyon),
  • İştah değişiklikleri ve yiyecek isteği,
  • Kas gerginliği veya sertlik,
  • Sık esneme.

Aura Dönemi (Bazı Migren Tiplerinde)

Her migren atağında görülmeyen bu dönem, genellikle 5 ila 60 dakika sürer ve görme, duyusal veya konuşma sorunları ile kendini gösterir. Aura döneminde yaşanan belirtiler şunlar olabilir:

  • Görsel bozukluklar (ışık çakmaları, kör noktalar, zikzak çizgiler),
  • Kol veya bacaklarda karıncalanma veya uyuşma,
  • Konuşmada zorluk veya dilde pelteklik,
  • Koku, tat veya dokunma algısında değişiklikler.

Baş Ağrısı Dönemi

Bu, genellikle migren atağının en şiddetli evresidir ve birkaç saatten üç güne kadar sürebilir. Bu dönemdeki baş ağrısı belirtileri şunlardır:

  • Başın bir tarafında zonklayıcı veya yoğun ağrı,
  • Işığa ve sese karşı aşırı hassasiyet,
  • Mide bulantısı ve kusma,
  • Fiziksel aktiviteyle artan ağrı,
  • Görme bulanıklığı ve baş dönmesi.

Postdrom (Sonrası) Dönemi

Baş ağrısı geçtikten sonra, atak sonrası ortaya çıkan ve "migren sonrası" dönemi olarak adlandırılan bu evrede kişiler kendilerini yorgun ve bitkin hissedebilir. Bu dönemde görülen belirtiler şunlardır:

  • Yorgunluk ve halsizlik,
  • Zihinsel bulanıklık,
  • Kas ağrıları veya hassasiyet,
  • Duygusal değişkenlik veya depresif ruh hali.

Çocuklarda ve Yetişkinlerde Migren Belirtileri

Migren, hem çocuklarda hem de yetişkinlerde farklı şekillerde kendini gösterebilir. Her iki grupta da migren belirtileri benzerdir, ancak yaşa bağlı olarak farklılıklar gösterebilir.

  • Çocuklarda Görülen Migren Belirtileri: Çocuklarda migren, genellikle daha kısa süren ataklarla kendini gösterir. Baş ağrısı, çocuklarda genellikle yetişkinlerden daha kısa sürer ve daha sık aralıklarla tekrarlayabilir. Karın ağrısı ve bulantı, çocuk migrenlerinin yaygın belirtileri arasında yer alır ve sıklıkla baş ağrısıyla birlikte görülür. Ayrıca, ışığa ve sese karşı hassasiyet, çocuklarda yaygın bir migren belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Çocuklar migren atağı sırasında huzursuz, sinirli veya bitkin hissedebilirler. Migrenin çocuklardaki belirtileri , bazen dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) veya anksiyete gibi diğer sorunlarla karışabilir, bu nedenle doğru tanı önemlidir.
  • Yetişkinlerde Görülen Migren Belirtileri: Yetişkinlerde migren, daha uzun süren ve daha şiddetli ataklarla kendini gösterebilir. Zonklayan baş ağrısı, yetişkinlerde migrenin en sık görülen belirtisidir ve genellikle başın bir tarafında yoğunlaşır. Mide bulantısı ve kusma, yetişkinlerde migren atakları sırasında yaygın olarak yaşanır. Işığa, sese ve bazen kokuya karşı aşırı hassasiyet, yetişkin migrenlerinin karakteristik özelliklerindendir. Ruh hali değişiklikleri, migren öncesi ve sonrası dönemde daha belirgin olabilir ve kişilerin günlük yaşamını etkileyebilir. Yetişkinler, migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmak için çeşitli tedavi yöntemlerine başvurabilirler.

Migren Neden Olur?

Migrene yol açan nedenler arasında genetik faktörler, hormonal değişiklikler, stres, yorgunluk ve belirli gıdalardan kaynaklanan tetikleyiciler yer alır ve bunun sonucunda beyinde kimyasal dengesizlikler meydana gelir. Bu dengesizlikler, sinir yolları ve kan damarlarında değişimlere yol açarak baş ağrısı ve diğer migren semptomlarını tetikleyebilir. Yaygon migren nedenleri şu şekilde özetlenebilir:

  • Beyindeki kimyasal dengesizlikler, özellikle serotonin seviyelerindeki değişimler,
  • Genetik yatkınlık, ailede migren öyküsünün bulunması,
  • Hormon seviyelerindeki dalgalanmalar (özellikle kadınlarda östrojen seviyesinin değişmesi),
  • Stres ve kaygı düzeyindeki artış,
  • Düzensiz uyku düzeni veya uykusuzluk,
  • Bazı yiyecek ve içecekler (özellikle çikolata, alkol, kafein, işlenmiş etler),
  • Hava durumu değişiklikleri veya basınç değişiklikleri,
  • Parlak ışıklar, yüksek sesler veya yoğun kokular gibi çevresel tetikleyiciler,
  • Açlık veya öğün atlama gibi beslenme düzensizlikleri,
  • Bazı ilaçlar veya hormon tedavileri.

Hangi Besinler Migren Atağına Neden Olur?

Migren, birçok insan için hayat kalitesini olumsuz etkileyen bir durumdur ve bazı besinler bu atakların tetikleyicisi olabilir. Migren atağını tetikleyen besinlerin tanımlanması, hastaların diyetlerini dikkatli bir şekilde düzenlemesine ve migren ataklarını önlemeye yardımcı olabilir. Migren ataklarını tetikleme potansiyeline sahip olan bazı besinler ve neden olabileceği durumlar aşağıdaki gibidir.

  • Peynirler: Belirli peynir türleri migren ataklarını tetikleyebilir. Rokfor, stilton, gorgonzola, çedar, beyaz peynir, mozzarella, parmesan ve İsviçre peyniri gibi peynirler, tiramin adı verilen bir bileşiği yüksek miktarda içerir. Tiramin, migren ataklarını tetikleyebilen bir amino asittir ve bazı kişilerde kan basıncını artırarak migreni tetikleyebilir. Bu nedenle, tiramin içeren peynirlerin tüketimi migren hastaları tarafından dikkatlice izlenmelidir.
  • Alkol: Alkol, özellikle kırmızı şarap, bira, viski ve şampanya, migren ataklarını tetikleme potansiyeline sahiptir. Kırmızı şarapta bulunan histamin ve tanenler, baş ağrısını tetikleyebilir. Aynı zamanda alkol, vücutta dehidrasyona neden olarak migreni tetikleyebilir.
  • Gıda Koruyucuları: Nitratlar ve nitritler, özellikle işlenmiş etlerde yaygın olarak bulunan gıda koruyucularıdır. Salam, sosis ve tütsülenmiş etler gibi yiyeceklerde bulunurlar ve kan damarlarını genişleterek migren ataklarını tetikleyebilirler. Nitrat içeren gıdaların tüketiminden kaçınmak veya sınırlandırmak, migren ataklarını önlemeye yardımcı olabilir.
  • Soğuk Gıdalar: Özellikle sıcak havalarda tüketilen soğuk gıdalar, baş ağrısını tetikleyebilir. Dondurma veya buzlu içecekler gibi soğuk yiyeceklerin hızla tüketilmesi, "dondurma baş ağrısı" olarak bilinen ani baş ağrısına yol açabilir. Migren hassasiyeti olan kişiler için bu durum migren atağına dönüşebilir. Soğuk yiyecekleri yavaş tüketmek bu riski azaltabilir.
  • Kuruyemişler ve Kabuklu Yemişler: Kuruyemişler ve kabuklu yemişler, migren tetikleyicisi olabilen çeşitli kimyasallar içerebilir. Özellikle badem, ceviz, fındık gibi kuruyemişler, tiramin ve feniletilamin gibi bileşenler içerir. Migren atağına duyarlı kişiler, bu tür yiyecekleri tüketirken dikkatli olmalı ve mümkünse alımını sınırlamalıdır.
  • Tütsülenmiş veya Kurutulmuş Balık: Tütsülenmiş veya kurutulmuş balık ürünleri, yüksek seviyede tiramin içerebilir. Bu tür balıkların tüketimi, özellikle de uzun süre depolandığında tiramin seviyeleri artabilir ve bu da migreni tetikleyebilir. Taze balık tüketimi, migren atağı riskini azaltabilir.
  • Fırınlanmış Mayalı Yiyecekler: Kekler, ev yapımı ekmekler ve diğer fırınlanmış mayalı yiyecekler, migren ataklarını tetikleyebilir. Maya, bazı kişilerde baş ağrısını tetikleyebilen biyojen aminler içerebilir. Özellikle fermente edilmiş veya mayalı ürünler, dikkatlice tüketilmelidir.
  • Bazı Meyveler: Muz, narenciye, kivi, ananas ve kırmızı erik, migreni tetikleyebilecek meyveler arasında yer alır. Bu meyveler, histamin ve tiramin gibi kimyasalların salınımını teşvik edebilir.
  • Aspartam ve Diğer Tatlandırıcılar: Aspartam gibi yapay tatlandırıcılar, bazı migren hastalarında baş ağrısını tetikleyebilir. Yapay tatlandırıcılar, diyet içecekler, şekerlemeler ve bazı işlenmiş gıdalarda bulunur. Migren atağı riski olan bireyler, bu tür tatlandırıcılardan kaçınarak atakların önüne geçebilir.

Migren Tanısı Nasıl Konulur?

Migren tanısı, genellikle klinik değerlendirme, nörolojik muayene ve gerekirse görüntüleme teknikleri ile konur. Migren, dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen kronik bir baş ağrısı bozukluğudur. Bu rahatsızlık, genellikle başın bir tarafında zonklayıcı ve şiddetli bir ağrı şeklinde ortaya çıkar. Baş ağrısına bulantı, kusma, ışık ve ses hassasiyeti gibi belirtiler de eşlik edebilir. Migrenin doğru tanısını koymak ve tedavi sürecini başlatmak, hastaların yaşam kalitesini büyük ölçüde artırır. Migren tanısı nasıl konur, sorusunun cevabı için aşağıdaki maddeleri okuyabilirsiniz.

  • Klinik Değerlendirme: Migren tanısı , çoğunlukla klinik değerlendirme ile başlar. Bu süreçte doktor, hastanın tıbbi geçmişini detaylı bir şekilde dinler ve şikayetlerini değerlendirir. Hastanın baş ağrılarının ne sıklıkla ve ne kadar süreyle sürdüğü, ağrının yoğunluğu, diğer belirtilerin varlığı, ağrıyı tetikleyen faktörler ve hastanın ağrı sırasında yaşadığı deneyimler dikkatlice incelenir. Migren tanısı koymak için belirli kriterler vardır; bu kriterlerden biri, baş ağrısının en az beş kez yaşanmış olması ve her birinin 4 ila 72 saat arasında sürmesidir. Ayrıca ağrının zonklayıcı bir karakterde olması, fiziksel aktiviteyle kötüleşmesi ve yanında bulantı veya ışık hassasiyeti gibi belirtilerle eşlik etmesi gerekmektedir.
  • Nörolojik Muayene: Migren tanısının bir sonraki aşaması, nörolojik muayenedir. Bu muayene, sinir sistemi işlevlerinin değerlendirilmesini ve potansiyel diğer baş ağrısı nedenlerinin dışlanmasını sağlar. Nörolojik muayene sırasında doktor, refleksler, kas gücü, duyusal yanıtlar, denge ve koordinasyon gibi parametreleri değerlendirir. Migren tipik olarak nörolojik muayenede anormallik göstermese de, bu muayene, daha ciddi nörolojik durumların, özellikle beyinde yapısal bir problem olup olmadığının dışlanmasına yardımcı olur. Migren aurası gibi spesifik nörolojik semptomların varlığı da değerlendirilir ve bu semptomların migrenin altında yatan patofizyolojik mekanizmalara işaret edip etmediği analiz edilir.
  • Görüntüleme Teknikleri (Beyin Tomografisi, MR): Çoğu migren tanısı klinik bulgular ve nörolojik muayene ile konulsa da, bazı durumlarda görüntüleme tekniklerine ihtiyaç duyulabilir. Özellikle ilk kez ortaya çıkan veya ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı olan hastalarda, beyin tomografisi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi teknikler kullanılır. Bu görüntüleme yöntemleri, beyin tümörleri, kanama veya enfeksiyon gibi diğer ciddi sağlık sorunlarının dışlanmasına yardımcı olur. Migren ağrısı genellikle bu tür ciddi sorunlara bağlı değildir, ancak doğru bir tanı koymak için bu ihtimallerin elenmesi önemlidir.

Migren Tedavisi Nasıl Yapılır ?

Migren , yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bir baş ağrısı rahatsızlığıdır. Şiddetli ağrı, bulantı, kusma ve ışığa duyarlılık gibi semptomlar, migren atakları sırasında ortaya çıkabilir. Tedavi süreci, kişisel ihtiyaçlara göre özelleştirilmiş bir yaklaşımla yapılmalıdır. Migren tedavisinde temel hedef, atakları önlemek, ağrıyı hafifletmek ve atakların sıklığını azaltmaktır. Migren tedavisinde iki ana yaklaşım bulunmaktadır: ağrı giderici tedavi ve koruyucu tedavi. Tedavi planı, hastanın migren ataklarının sıklığı, şiddeti ve eşlik eden diğer sağlık durumlarına göre şekillendirilir.

  • Ağrı Tedavisi: Ağrı giderici tedavi, migren atakları sırasında ortaya çıkan ağrıyı ve diğer semptomları hafifletmek için uygulanır. Bu tür tedaviler, migren semptomları başladığında alınır ve ağrıyı durdurmaya veya hafifletmeye yardımcı olur. Bu kategorideki tedaviler, inflamasyonu azaltarak ve kan damarlarını daraltarak ağrıyı hafifletir. Ayrıca, bulantı ve kusma gibi diğer semptomları da kontrol altına almaya yardımcı olabilir.
  • Koruyucu Tedavi: Koruyucu tedavi, migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmak amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu tedavi türü, özellikle sık migren atakları yaşayan kişiler için uygundur. Koruyucu tedavi, düzenli olarak uygulandığında migren ataklarının oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir. Bu tür tedaviler, beyindeki kimyasal dengeleri düzenleyerek ve kan damarlarının işlevini kontrol ederek migren ataklarını azaltır.
  • Diğer Tedavi Yöntemleri: Migren tedavisinde ilaç dışı yöntemler de etkili olabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri, stres yönetimi, düzenli uyku ve sağlıklı beslenme migren ataklarını azaltabilir. Kronik migren belirtileri, ayda 15 gün veya daha fazla süren baş ağrıları ile karakterize olup, kapsamlı bir değerlendirme ve kişiye özel tedavi planı gerektirir. Bu süreçte, migren botoksu da etkili bir tedavi seçeneği olarak öne çıkmaktadır. Migren botoksu, belirli noktalara enjekte edilerek baş ağrılarının şiddetini ve sıklığını azaltabilir. Migrenin etkilerini hafifletmek ve yaşam kalitesini artırmak için kişiselleştirilmiş bir tedavi yaklaşımı uygulanmalıdır. Migrenin etkilerini azaltmak ve yaşam kalitesini artırmak için kişiselleştirilmiş bir tedavi yaklaşımı uygulanmalıdır.

Migrene Ne İyi Gelir?

Migren, bireylerin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilen şiddetli baş ağrıları ile karakterize edilen bir durumdur. Migren ataklarını önlemek ve semptomları hafifletmek için migrene iyi gelen şeyleri (yaşam tarzı değişiklikleri ve önleyici tedbirler gibi) deneyebilirsiniz. " Migrene ne iyi gelir " sorusunun cevabı için aşağıdaki maddelere bakabilirsiniz.

  • Baş Ağrısı Günlüğü Tutmak: Migren ataklarınızı ve olası tetikleyicilerinizi takip etmek için baş ağrısı günlüğü tutmak faydalı olabilir. Bu günlük, baş ağrılarının ne zaman başladığını, ne kadar sürdüğünü ve hangi faktörlerin tetikleyici olduğunu belirlemenize yardımcı olur. Bu bilgiler, doktorunuza migren tedavinizi kişiselleştirmede rehberlik edebilir.
  • Sağlıklı Beslenmek ve Su İçmek: Düzenli ve dengeli beslenme, migreni kontrol altına almanın en etkili yollarından biridir. Öğün atlamaktan kaçının ve kan şekeri düzeyinizi dengelemek için düzenli aralıklarla beslenin. Yeterli miktarda su tüketmek dehidrasyonu önler ve bu da migren ataklarını azaltabilir. Uzun süre aç kalmak kan şekeri düşüşüne neden olarak migreni tetikleyebilir.
  • Düzenli Egzersiz ve Uyku Düzeni: Düzenli egzersiz yapmak, endorfin salgısını artırarak stres seviyelerini azaltır. Hafif egzersizler, baş ağrısını hafifletebilir ve migreni önlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca, düzenli ve yeterli uyku almak, vücudun biyolojik saatini dengede tutarak migren ataklarını azaltabilir. Her gün aynı saatlerde uyumak ve uyanmak önemlidir.
  • Stres Yönetimi ve Güneş Işığından Korunma: Stres, migrenin önemli bir tetikleyicisidir. Stres yönetimi teknikleri, meditasyon, yoga veya nefes egzersizleri gibi yöntemlerle baş ağrısı sıklığını azaltabilir. Migreni önlemenin bir diğer yolu da güneş ışığından korunmaktır.
  • Doktor Tavsiyelerine Uymak: Son olarak, migren tedavisinde doktor tavsiyelerine uymak önemlidir. Doktorunuz, migren ataklarının önlenmesi ve yönetimi için kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturabilir.

Ayrıca hamilelikte migrene ne iyi gelir sorusuna yanıt ararken, ilaç dışı yöntemlerin tercih edilmesi gerektiğini unutmamak önemlidir. Bu dönemde uygulanacak herhangi bir tedavi yöntemi mutlaka doktor onayı ile gerçekleştirilmelidir.

Migren Hakkında Sık Sorulan Sorular

Migren Nasıl Anlaşılır?

Migren, başın bir tarafında zonklayıcı ve şiddetli bir ağrı ile karakterizedir. Baş ağrısına bulantı, kusma ve ışık hassasiyeti eşlik edebilir.

Migren Kendi Kendine Geçer mi?

Migren atakları, tedavi olmadan da birkaç saatten birkaç güne kadar sürebilir ve kendi kendine geçebilir. Ancak, genellikle dinlenme ve tedavi gerektirir.

Migreni Tetikleyen Şeyler Nelerdir?

Stres, hormonal değişiklikler, belirli yiyecekler, uyku düzenindeki değişiklikler ve çevresel faktörler migreni tetikleyebilir.

Kişi Migren Olduğunu Nasıl Anlar?

Kişi, sık ve şiddetli baş ağrıları, bulantı, ışık veya ses hassasiyeti gibi belirtilerle migreni fark edebilir.

Migren Atağını Ne Durdurur?

Migren atağını durdurmak için karanlık bir odada dinlenmek, yeterli sıvı almak ve doktorun önerdiği ilaçları kullanmak etkili olabilir.

Migren Ağrısı Ne Kadar Sürer?

Migren ağrısı genellikle 4 ila 72 saat arasında sürebilir. Ağrının süresi kişiden kişiye farklılık gösterebilir.

Stres Migrene Neden Olur mu?

Evet, stres migreni tetikleyebilir. Stres yönetimi teknikleri uygulamak, migren ataklarını azaltabilir.

Migren Nasıl Hissedilir?

Migren, başın bir tarafında zonklayıcı bir ağrı, bulantı, kusma, ışık ve ses hassasiyeti olarak hissedilir.

Baş Ağrısı Olmayan Migren Nedir?

Baş ağrısı olmadan sadece migren aurasının veya diğer semptomların yaşandığı durumdur.

Migren Aurası Nedir?

Migren aurası , migren atağı öncesinde veya sırasında ortaya çıkan görsel ve duyusal değişikliklerdir. Görsel auralar genellikle parlayan ışıklar veya kör noktalar içerir.

Migreni Olanlar Hangi Egzersizleri Yapmalı?

Migreni olanlar hafif ve orta düzeyde egzersizleri tercih etmelidir. Yürüyüş, yüzme ve yoga gibi aktiviteler migreni tetiklemeden yapılabilir.

Migren Depresyona Neden Olur mu?

Evet, migren ve depresyon birbiriyle ilişkili olabilir. Sürekli baş ağrısı yaşayan bireylerde depresyon ve anksiyete riski artabilir.

Kafein Migrene İyi Gelir mi?

Kafein bazı kişilerde migreni hafifletebilirken, aşırı tüketimi ters etki yapabilir ve migreni tetikleyebilir. Dikkatli kullanılmalıdır.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 8 Kasım 2024 Cuma Yayımlanma Tarihi: 5 Mart 2019 Salı
Bu içeriği ortalama 10 dakikada okuyabilirsiniz.

Doktorlar

Birimin Tüm İlgi Alanları

Tıbbi Birimler

Hastaneler

Sıralama Türü:

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?