Morarma Nedir?
Vücutta beliren siyah ve mavi lekelere morarma adı verilir. Vücutta morarma yaygın olarak kılcal damarlardan sızan kanın cilt altında birikmesinden kaynaklanır. Morarma her yaşta ortaya çıkabilir. Bazı morluklar çok az ağrıyla ortaya çıkar ve konumuna göre birey onları fark etmeyebilir. Her ne kadar sporadik morarma genellikle endişe nedeni olmasa dahi, yaralanma dışında gerçekleşen morarmalar için tedavi seçeneklerini ve durumun acil tıbbi müdahaleyi gerektirip gerektirmediğini bilmek önemlidir. Bazı vakalarda ise diyetine doğru besinleri ekleyen bireyler gelecekteki morarma riskini azaltabilir.
Ayrıca yaşlı bireylerin vücudu, yetişkin bireylerin vücuduna göre darbelere karşı daha korunaksızdır. İnsanlar yaşlandıkça kan damarlarını koruyan deri ve yağ dokusunun koruyucu yapısı zamanla zayıflar, bu da küçük yaralanmalarda bile kişilerin vücudunda morarma ve çürük gelişebileceği anlamına gelir.
Vücutta Morarmaya Ne Sebep Olur?
Vücutta morarma genellikle ciltte meydana gelen bir travma nedeniyle ortaya çıkar. Travma ise vücudun belirli bir bölgesinde meydana gelen kesik veya darbe sonucu yaralanmaya verilen isimdir. Herhangi bir yaralanma bir çok vakada kılcal damarlar adı verilen küçük kan damarlarının patlamasına neden olur. Damarlardan sızan kan cilt yüzeyinin altında hapsolur ve bu da ciltte morarma şeklinde görülen çürüklere neden olur.
Kalıtsal Eğilim
Vücutta morarma eğilimi bazı vakalarda genetik nedenlerden kaynaklanabilir. Von Willebrand hastalığı gibi kalıtsal bozukluklar bireyin kanının pıhtılaşma kabiliyetini etkileyebilir ve kolay morarmaya neden olabilir.
Besin Eksikliği
Vitaminler kanda alyuvarların yani kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna yardımcı olmak, mineral seviyelerini korumak ve kolesterol seviyelerini düşürmek gibi birçok önemli işlevin yerine getirilmesine yardımcı olurlar. Örneğin C vitamini bağışıklık sistemini destekler ve yaraların iyileşmesine yardımcı olur. Yeterince C vitamini almayan bireylerin cildi morarmalara daha meyillidir. C vitamini eksikliğinin diğer belirti ve semptomları arasında sinirlilik, şişmiş ve kanayan diş etleri, yorgunluk ve zayıflık bulunur.
Yeterince demir almayan bireylerde de özellikle dudak çevresinde morarmalar görülebilir. Bunun temel nedeni, vücudun kan hücrelerini sağlıklı tutmak için demire ihtiyacı olmasıdır. Kan hücrelerinin sağlıklı olmadığı durumlarda vücut çalışması için ihtiyaç duyduğu oksijeni alamayacaktır. Bu da cildi morarmaya karşı daha duyarlı hale getirebilir.
Demir eksikliğinin diğer yaygın belirti ve semptomları arasında bacaklarda böcek yürümesi veya karıncalanma hissi, baş ağrısı , baş dönmesi , buz, toprak veya kil gibi yiyecek olmayan şeyleri yeme isteği, nefes darlığı, şişmiş veya ağrılı bir dil, soğuk eller veya ayaklar, ve yorgunluk ile zayıflık bulunur.
Sağlıklı yetişkinlerde nadir görülen bir durum olmasına rağmen, K vitamininin eksikliği de kanın pıhtılaşma hızını düşürebilir ve yavaş pıhtılaşan kan daha kolay deri altında birikerek morarmalara neden olabilir. K vitamini eksikliğinin diğer semptomları arasında ağızda veya diş etlerinde kanama, ağır kanamalı adet dönemleri, dışkıda kan, ve yaralardan aşırı kanama bulunur.
Vücutta morarmanın besin eksikliğinden kaynaklandığını düşünen bireyler bir sağlık ve beslenme uzmanına başvurmalıdır. Uzmanın tavsiyesi üzerine bireyin diyeti eksikliği giderecek şekilde değiştirilebileceği gibi, bireyin kullandığı diğer ilaçlarla yan etki oluşturacak şekilde çatışmadığı takdirde çeşitli besin takviyelerinden yararlanmak mümkün olabilir.
Cushing Sendromu
Cushing sendromu kanında çok fazla kortizol olan bireylerde gelişir. Cushing sendromu vücudun doğal kortizol üretimindeki bir artıştan veya kortikosteroid ilaçlarının aşırı kullanılmasından kaynaklanabilir. Cushing sendromu cildin incelmesine ve kolay morarmaya neden olur. Cushing sendromunun diğer belirti ve semptomları arasında açıklanamayan kilo alımı, akne, artan idrara çıkma, artan susuzluk, göğüsler, kollar, karın ve uyluklarda mor çatlaklar, yorgunluk ile yüz ve sırtın üst bölgesinde yağ dokusu birikintileri bulunur.
Diyabet
Diyabet , vücudun insülin üretme veya kullanma yeteneğini etkileyen metabolik bir durumdur. Diyabetin kendisi morarmaya neden olmasa da, kontrolsüz diyabet bireyin iyileşme süresini yavaşlatabilir ve morlukların vücutta normalden daha uzun süre kalmasına izin verebilir. Diyabetin belirti ve semptomları arasında artan açlık, idrara çıkmada artış, susuzlukta artış, görmede bulanıklık, ellerde veya ayaklarda karıncalanma, ağrı veya uyuşma ile kasıtsız kilo kaybı bulunur.
Morarma ile birlikte bu semptomlardan bir veya daha fazlasını yaşayan, ancak diyabet teşhisi konulmamış bireyler bir doktora görünmelidir. Doktor gerekli teşhisi koyabilir ve sonraki adımlar konusunda bireye tavsiyede bulunabilirler. Diyabet teşhisi olan bireylerde morarma sadece yavaş yara iyileşmesinin bir sonucu olabilir. Vücutta morarma ayrıca bazı diyabet türlerinde kan şekerini test etmek için yapılan iğnelerden veya insülin enjeksiyonundan da kaynaklanabilir.
Ehlers-Danlos sendromu
Ehlers-Danlos sendromu , eklemleri, deriyi ve kan damarı duvarları gibi bağ dokularını etkileyen bir grup kalıtsal duruma verilen isimdir. Ehlers-Danlos sendromu olan bireyler, insanlar için tipik hareket kâbiliyetinin ve cilt gerilme sınırlarının çok ötesine geçen eklem hareketi serbestliğine sahiptir. Bu sendromda bireyin derisi ayrıca ince, kırılgandır ve kolayca zarar görebilir bu sebeple vücutta morarma yaygın görülen bir durumdur.
Hemofili A
Hemofili A kanın pıhtılaşma yeteneğini etkileyen genetik bir durumdur. Hemofili A olan bireylerde önemli bir pıhtılaşma faktörü olan faktör VIII eksiktir, bu da aşırı kanama ve morarmaya neden olur. Hemofili A ’nın diğer belirti ve semptomları arasında eklem ağrısı ve eklemlerde şişlik, kendiliğinden kanama ile yaralanma, ve ameliyat veya doğum sonrası aşırı kanama görülür.
Hemofili B
Hemofili B hastalarında faktör IX adı verilen bir pıhtılaşma faktörü eksiktir. Hemofili B bozukluğunda eksik olan spesifik protein, hemofili A ile ilişkili olandan farklı olsa da, hastalık aynı semptomları paylaşır. Yani Hemofili B’nın belirti ve semptomları arasında da eklem ağrısı ve eklemlerde şişlik, kendiliğinden kanama ile yaralanma, ve ameliyat veya doğum sonrası aşırı kanama görülür.
İmmün Trombositopenik Purpura
İmmün trombositopenik purpura bir kanama bozukluğudur. Kısaca İTP olarak adlandırılan bu kanama bozukluğunun nedeni düşük trombosit sayımıdır. ITP’li bireylerin vücudunda görünürde herhangi bir sebep olmadan çürükler gelişebilir. Deri altında meydana gelen kanamalar, kızarıklığa benzeyen iğne ucu büyüklüğünde kırmızı veya mor noktalar olarak da ortaya çıkabilir. İmmün trombositopenik purpuranın diğer belirti ve semptomları arasında ağır adet dönemleri, burun kanaması, diş etlerinde kanama, ve idrarda veya dışkıda kan bulunur.
Kemoterapi
Kanser hastası olan bireylerde sıklıkla aşırı kanama ve morarma görülür. Kemoterapi veya radyasyon tedavisi gören bireylerin kan trombosit sayısı düşük olabilir yani trombositopeni gelişebilir. Kan, eğer yeterli trombosite sahip değilse normalden daha yavaş pıhtılaşır. Bu, da en küçük çarpma ve yaralanmanın dahi büyük veya yumrulu morluklara neden olabileceği anlamına gelir.
Non-Hodgkin Lenfoma
Non-Hodgkin lenfoma , bağışıklık sisteminin parçası olan lenfosit hücrelerinde başlayan bir kanser türüne verilen isimdir. Non-Hodgkin lenfoma en yaygın belirtisi boyun, kasık ve koltuk altında bulunan lenf düğümlerinde gözlemlenen ağrısız şişliklerdir. Eğer Non-Hodgkin lenfoma kemik iliğine yayılırsa, bu vücuttaki kan hücrelerinin sayısını azaltabilir. Kan hücrelerinin sayısının azalması aynı zamanda trombosit sayısının düşmesine neden olabilir. Trombosit hücresi sayısının da azalması yine kanın pıhtılaşma yeteneğini etkiler ve kanama ile vücutta morarmayı kolaylaştırır.
Non-Hodgkin lenfomanın diğer belirti ve semptomları arasında ateş, gece terlemeleri ve yorgunluk bulunur. Eğer lenfoma göğüs bölgesinde ise öksürük, yutma güçlüğü veya nefes darlığı ya da lenfoma mide veya bağırsakta ise hazımsızlık, mide ağrısı veya istenmeyen kilo kaybı da görülen belirti ve semptomlar arasındadır.
Von Willebrand Hastalığı
Von Willebrand hastalığı bireyin kanının pıhtılaşmasını etkileyen kalıtsal bir bozukluktur. Von Willebrand hastalığı olan bireyler bu durumla doğarlar, ancak yaşamın ilerleyen dönemlerine kadar duruma işaret eden bir belirti veya semptom geliştirmeyebilirler. Bu bozukluk ömür boyu süren bir durumdur. Von Willebrand hastalığı sürecinde kan olması gerektiği gibi pıhtılaşmadığı için kanama normalden daha ağır veya daha uzun seyredebilir. Bu kan cilt yüzeyinin altında kaldığında, vücutta morarmaya neden olacaktır.
Von Willebrand hastalığı olan bireyler küçük, hatta fark edilmeyen yaralanmalardan dahi kaynaklanan büyük veya yumrulu çürüklerin varlığını fark edebilir. Von Willebrand hastalığının diğer belirti ve semptomları arasında yaralanma, diş tedavileri veya ameliyatlardan sonra şiddetli kanama, 10 dakikadan uzun süren burun kanamaları, idrarda veya dışkıda kan, ağır veya uzun adet dönemleri ile adet akışında üç santimden daha büyük kan pıhtıları bulunur. Belirtilerinin Von Willebrand hastalığının bir sonucu olduğundan şüphelenen bireyler bir doktora başvurmalıdır.
Morarmaya Karşı Tedavi Yöntemleri
Bazı ilaçlar bireyi morarmaya daha yatkın hale getirebilir. Kan incelticiler ile bazı ağrı kesiciler bireyin kanının pıhtılaşma yeteneğini etkiler. Kanın pıhtılaşma süresinin artması, zarar gören damarlardan daha fazla kanın sızmasına ve cilt altında birikmesine yol açar.
Vücuttaki çürük ve morlukların reçetesiz veya reçeteli ilaç kullanımının bir sonucu olduğundan şüphelenen bireyler derhal bir doktora görünmelidir. Doktor bireye sonraki adımlar konusunda tavsiyede bulunabilirler.