Siroz Nedir?
Siroz , karaciğerin sağlıklı dokusunun skar dokusuyla yer değiştirdiği ve kalıcı hasara yol açtığı bir hastalıktır. Siroz hastalığı, karaciğerin kanı toksinlerden arındırma, protein üretme ve sindirime yardımcı olma gibi hayati işlevlerini engeller ve genellikle uzun süreli alkol kullanımı, viral hepatit (B ve C), alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD), otoimmün hepatit ile hemokromatoz ve Wilson hastalığı gibi kalıtsal hastalıklar sonucu ortaya çıkar.
Skar dokusu, vücudun yaralanma veya iltihaplanmaya karşı doğal bir iyileşme tepkisi olarak oluşur ve hasarlı bölgenin onarılmasını amaçlar. Ancak karaciğerde meydana geldiğinde, bu doku sağlıklı karaciğer dokusunun yerini alarak organın işlevlerini olumsuz etkiler. Karaciğer, toksinleri temizleme, sindirime yardımcı safra üretimi ve kanın pıhtılaşmasını sağlayan proteinlerin sentezi gibi hayati görevleri yerine getirir. Skar dokusunun birikmesiyle kan akışı engellenir ve karaciğerin bu görevleri yerine getirme kapasitesi azalır. Bu süreç, genellikle uzun süreli alkol kullanımı, kronik enfeksiyonlar veya yağlı karaciğer hastalığı gibi nedenlerle tetiklenir ve sirozun gelişmesine yol açar.
Siroz Ne Kadar Yaygın?
Siroz, dünya genelinde önemli bir sağlık sorunu olarak öne çıkar ve yaygınlığı bölgelere göre değişiklik gösterir. 2019 yılında siroz ve diğer kronik karaciğer hastalıkları, 1990'daki 1.01 milyona kıyasla önemli bir artış göstererek yaklaşık 1.47 milyon ölüme neden olmuştur. Ancak, yaşa göre standartlaştırılmış ölüm oranı zaman içerisinde 100 bin kişide 24, 43’ten 18’e düşürülerek sağlık hizmetlerinde belirgin ilerlemeler kaydedildiği gözlemlenmiştir.
Siroz Belirtileri Nelerdir?
Sirozun erken evrelerinde belirtiler genellikle hafif veya fark edilmez olabilir, ancak hastalık ilerledikçe yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi genel belirtiler ortaya çıkar. Ciltte kaşıntı, bacaklar ve karında sıvı birikimi (ödem ve asit) ve sarılık (cilt ve gözlerin sararması) görülmesi ise karaciğerin işlev kaybının daha belirgin işaretleridir. İleri aşamalarda, toksinlerin vücuttan atılamaması nedeniyle kafa karışıklığı, unutkanlık veya uyuşukluk gibi beyin fonksiyonlarında bozulmalar (hepatik ensefalopati) gelişebilir. Ayrıca kolay morarma veya kanama, karaciğerin pıhtılaşma proteinlerini üretememesinden kaynaklanabilir.
Siroz belirtileri arasında şunlar yer alır:
- Sürekli yorgunluk ve halsizlik.
- İştahsızlık ve istemsiz kilo kaybı.
- Mide bulantısı.
- Ciltte ve göz akında sararma (sarılık).
- Nedeni açıklanamayan sürekli kaşıntı (pruritus).
- Kolay morarma ve kanama eğilimi.
- Bacaklarda, ayak bileklerinde ve ayaklarda şişlik (ödem).
- Karın bölgesinde sıvı birikmesi nedeniyle şişlik (asit).
- Ciltte örümcek ağına benzer ince kan damarlarının görünümü (spider anjiomalar).
- Avuç içlerinde kızarıklık (palmar eritem).
- Zihinsel karışıklık veya düşünme zorluğu (hepatik ensefalopati).
Sirozun en belirgin belirtileri arasında ciltte ve göz akında sararma (sarılık), karın bölgesinde sıvı birikimine bağlı şişlik (asit), bacaklarda ve ayaklarda ödem, kolay morarma ve kanama eğilimi, sürekli yorgunluk, iştahsızlık ve kilo kaybı yer alır. Ayrıca, ciltte kaşıntı, avuç içlerinde kızarıklık (palmar eritem), örümcek ağına benzer damar görünümü (spider anjiomalar) ve zihinsel karışıklık ya da düşünme güçlüğü (hepatik ensefalopati) de sirozun dikkat çekici belirtilerindendir. Bu semptomlar genellikle hastalığın ilerleyen evrelerinde daha belirgin hale gelir.
Siroz Kimlerde Görülür?
Siroz, her yaş ve cinsiyetten bireyleri etkileyebilse de, bazı gruplarda daha yaygın görülür. Erkeklerde siroz riski kadınlara göre daha yüksektir; 2019’da siroz ve diğer kronik karaciğer hastalıklarının yaşa göre standartlaştırılmış görülme oranı erkeklerde 100 binde 29’un üzerinde iken, kadınlarda yaklaşık 100 binde 21 olarak kaydedilmiştir. Ayrıca, erkeklerdeki ölüm oranı kadınlara göre 1, 51 kat daha yüksektir.
Yaş faktörü de önemli bir rol oynar; siroz riski yaşla birlikte artar. Örneğin, 2022’de Michigan’daki verilere göre, siroz nedeniyle ölüm oranı 50 yaş altındaki kişilerde 100 binde 5, 8 iken, 50-74 yaş arasında 34, 3’e ve 75 yaş üstünde 30, 7’ye çıkmıştır.
Siroz Neden Olur?
Siroz, karaciğerdeki hasarın ilerleyici bir biçimde arttığı ve karaciğer fonksiyonlarının bozulduğu bir hastalıktır. Sirozun oluşumunda birçok faktör etkili olabilir; bu nedenlerin anlaşılması ve hastalığın önlenmesi tedavi sürecinde önemli bir rol oynar. En yaygın nedenler arasında kronik alkol kullanımı, hepatit B ve C enfeksiyonları, non-alkolik karaciğer yağlanması ve otoimmün karaciğer hastalıkları bulunmaktadır.
Siroz hastalığına yol açan başlıca nedenler şunlardır:
- Kronik Alkol Tüketimi : Uzun süreli ve aşırı alkol tüketimi, karaciğerde iltihaplanmaya ve hasara neden olarak siroza yol açabilir.
- Viral Hepatit : Hepatit B veya Hepatit C virüsleri ile oluşan kronik enfeksiyonlar, karaciğer iltihabına ve zamanla siroza ilerleyen hasara neden olabilir.
- Alkole Bağlı Olmayan Yağlı Karaciğer Hastalığı (NAFLD) : Obezite, diyabet ve metabolik sendrom ile ilişkili olan bu durum, karaciğerde yağ birikimi ile karakterizedir. Daha şiddetli bir formu olan alkole bağlı olmayan steatohepatit (NASH), iltihaplanma ve yaralanmaya yol açarak siroza ilerleyebilir.
- Otoimmün Hepatit : Bağışıklık sisteminin karaciğere saldırması sonucunda oluşan bu iltihaplı hastalık, zamanla siroza neden olabilir.
- Genetik Hastalıklar : Hemokromatoz (vücutta demir birikimi) ve Wilson hastalığı (vücutta bakır birikimi) gibi genetik rahatsızlıklar karaciğerin zarar görmesine ve siroz gelişimine yol açabilir.
- Safra Yolu Hastalıkları : Primer biliyer kolanjit ve primer sklerozan kolanjit gibi safra kanallarını etkileyen hastalıklar karaciğer dokusunda skarlaşmaya neden olarak siroz oluşturabilir.
Kronik Alkol Kullanımı
Kronik alkol kullanımı, sirozun en yaygın nedenlerinden biridir. Uzun süreli ve aşırı alkol tüketimi, karaciğerde iltihaplanmaya neden olur ve bu da zamanla karaciğerin hasar görmesine yol açar. Alkol, karaciğer hücrelerinde yağ birikimine ve inflamasyona sebep olur, bu süreçler ilerledikçe siroz riski artar. Alkol, karaciğerin detoksifikasyon (vücuttaki zararlı maddelerin atılması) işlevini bozar ve bu da daha fazla hasara yol açar.
Hepatit B ve C Enfeksiyonları
Hepatit B ve C, karaciğerin iltihaplanmasına ve hasar görmesine neden olan önemli faktörlerdir. Bu enfeksiyonlar genellikle kan yoluyla bulaşır ve zamanla kronik hale gelebilir. Kronik hepatit vakalarında, düzenli tıbbi takip ve uygun tedavi uygulanmadığında siroz gelişimi kaçınılmazdır. Hepatit enfeksiyonları, karaciğerin normal işlevini bozar ve hasara yol açar.
Non-Alkolik Karaciğer Yağlanması
Non-alkolik karaciğer yağlanması, obezite ve metabolik sendrom gibi durumlarla ilişkili bir hastalıktır. Bu durumda, karaciğerde yağ birikimi gerçekleşir ve bu yağlanma iltihaplanmaya yol açarak siroza dönüşebilir. Yetersiz beslenme, yüksek kolesterol seviyeleri ve insülin direnci gibi faktörler, non-alkolik karaciğer yağlanmasının gelişiminde önemli bir rol oynar.
Otoimmün Karaciğer Hastalıkları
Otoimmün karaciğer hastalıkları, bağışıklık sisteminin karaciğer hücrelerine saldırmasıyla karakterizedir. Otoimmün hepatit ve primar biliyer siroz, bu grup hastalıklar arasındadır. Bağışıklık sistemi, karaciğer hücrelerini yanlışlıkla hedef alarak iltihap ve fibrozis (yara dokusu) sürecine yol açar. Erken tanı ve tedavi, hastalığın ilerlemesini durdurmak için hayati önem taşır.
Siroz Neye Yol Açar?
Siroz hastalığı tedavi edilmediğinde ciddi ve hayatı tehdit eden karaciğer yetmezliği, portal hipertansiyon, hepatik ensefalopati, enfeksiyonlar, böbrek yetmezliği (hepatorenal sendrom) ve karaciğer kanseri (hepatosellüler karsinom) gibi sorunlara yol açabilir. Karaciğerin işlevini kaybetmesi, kan akışının engellenmesi ve toksinlerin birikmesi bu sorunların temel nedenlerindendir.
Tedavi edilmeyen sirozun yol açabileceği başlıca sorunlar şu şekildedir:
- Karaciğer Yetmezliği : Karaciğerin işlevini tamamen kaybetmesi, vücudun hayati fonksiyonlarını sürdürememesine neden olur.
- Portal Hipertansiyon : Karaciğerdeki skar dokusu, kanın portal venden geçişini engelleyerek basıncın artmasına ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
- Asit (Karın Sıvı Birikimi) : Portal hipertansiyon ve karaciğer hasarı nedeniyle karın boşluğunda sıvı birikebilir. Bu durum enfeksiyonlara yatkınlık yaratabilir.
- Hepatik Ensefalopati : Karaciğerin toksinleri yeterince temizleyememesi sonucu beyinde toksin birikimi meydana gelir ve bilinç bulanıklığı, davranış değişiklikleri ve koma gelişebilir.
- Kanama ve Pıhtılaşma Sorunları : Karaciğer, kanın pıhtılaşmasını sağlayan proteinleri üretemediği için kanama riski artar. Özellikle yemek borusu varislerinden (özofagus varisleri) kanama sık görülen bir komplikasyondur.
- Enfeksiyonlara Yatkınlık : Bağışıklık sistemi zayıflar ve bu durum, bakteriyel peritonit gibi ciddi enfeksiyon risklerini artırır.
- Karaciğer Kanseri (Hepatoselüler Karsinom) : Siroz hastalarında karaciğer kanseri gelişme riski belirgin şekilde artar.
- Böbrek Yetmezliği : Hepatorenal sendrom adı verilen bir durum, karaciğer yetmezliği ile ilişkili olarak böbreklerin işlevlerini kaybetmesine neden olabilir.
- Cilt ve Gözlerde Sararma : Karaciğerin bilirubini yeterince işleyememesi sonucu sarılık oluşur.
- Beslenme Bozuklukları : Karaciğerin protein, yağ ve vitaminleri işlemede yetersiz kalması besin eksikliklerine yol açar.
Portal Hipertansiyon
Portal hipertansiyon, karaciğerdeki kan akışının bozulması sonucu oluşur. Karaciğerin normal işlevini yerine getirememesi, portal venin içindeki basıncı artırır. Bu durum, özofagus varisleri (yemek borusunda genişlemiş damarlar) gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Özofagus varisleri, kanama riski taşır ve acil müdahale gerektirir.
Karaciğer Kanseri
Siroz, karaciğer kanseri riskini artırır. Uzun süreli karaciğer hasarı, hücrelerde anormal değişikliklere neden olabilir ve bu da kanserin gelişimini tetikleyebilir. Karaciğer kanseri genellikle siroz hastalarında daha sık görülür ve erken teşhis önemlidir.
Asit (Karında Sıvı Birikimi)
Asit, karın boşluğunda sıvı birikmesine neden olur. Siroz, karaciğerdeki kan akışını etkileyerek asit birikimini artırır. Bu durum, karın bölgesinde şişkinlik ve rahatsızlık hissine yol açabilir. Tedavi edilmezse, enfeksiyon riskini artırabilir.
Enfeksiyon ve Böbrek Problemleri
Siroz, bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyon riskini artırır. Ayrıca, siroz hastalarında böbrek problemleri de sıklıkla görülür. Bu durum, hastanın genel sağlığını olumsuz etkileyebilir ve tedavi gerektirebilir. Erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleri, bu sorunların önlenmesi ve yönetilmesi açısından kritik öneme sahiptir.
Siroz Tanısı ve Uygulanan Testler
Siroz tanısı, hastanın tıbbi öyküsü, fizik muayene bulguları ve çeşitli testlerle konur. Karaciğer fonksiyonunu değerlendirmek için ALT, AST, ALP ve bilirubin düzeylerini ölçen kan testleri yapılır. Albümin ve INR testleri, karaciğerin protein sentezleme ve pıhtılaşma işlevlerini değerlendirirken görüntüleme yöntemleri arasında ultrason, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve bilgisayarlı tomografi (BT) yer alır. Elastografi, karaciğer sertliğini ölçmek için kullanılırken, bazı durumlarda biyopsi ile karaciğer dokusunun incelenmesi gerekebilir.
Siroz tanısında kullanılan testler şu şekildedir:
- Karaciğer fonksiyon testleri (LFT) : AST, ALT, ALP ve bilirubin gibi karaciğer enzim ve bileşen düzeylerinin ölçülmesi.
- Albumin ve pıhtılaşma testleri : Karaciğerin protein üretme ve pıhtılaşma faktörlerini üretme kapasitesinin değerlendirilmesi.
- Tam kan sayımı (CBC) : Anemi, düşük trombosit sayısı veya beyaz kan hücresi seviyelerini tespit etmek için.
- Hepatit testleri : Hepatit B veya C gibi karaciğer hastalıklarına yol açabilecek viral enfeksiyonların tespiti.
- Kan biyokimyası : Elektrolit dengesizlikleri, böbrek fonksiyonları (kreatinin ve üre) ve diğer parametrelerin değerlendirilmesi.
- Ultrasonografi : Karaciğerin boyutunu, dokusunu ve portal ven basıncını değerlendirmek için görüntüleme.
- Elastografi (Fibroscan) : Karaciğer sertliğini ölçerek fibrozis ve siroz derecesini belirlemek.
- BT (Bilgisayarlı Tomografi) veya MR (Manyetik Rezonans Görüntüleme) : Karaciğer anatomisini detaylı görmek ve tümör ya da başka komplikasyonları değerlendirmek için.
- Endoskopi : Yemek borusunda varis (özofagus varisleri) olup olmadığını kontrol etmek için.
- Karaciğer biyopsisi : Karaciğerdeki hasar ve fibrozis derecesini kesin olarak belirlemek için doku örneği alınması.
Karaciğer Fonksiyon Testleri
Karaciğer fonksiyon testleri, karaciğerin ne kadar iyi çalıştığını değerlendirmek için kan örnekleri ile yapılan testlerdir. Bu testler, karaciğerin ürettiği çeşitli enzimlerin ve proteinlerin seviyelerini ölçer. Yüksek seviyelerdeki karaciğer enzimleri, karaciğerde hasar olduğunu gösterebilir.
Ultrason ve MR Görüntüleme
Ultrason ve MR (manyetik rezonans) görüntüleme, karaciğerin yapısal durumunu değerlendirmek için kullanılan görüntüleme teknikleridir. Ultrason, karaciğerin boyutunu, yağ birikimini ve diğer anormallikleri tespit etmekte etkilidir. MR, daha detaylı görüntüler sağlayarak karaciğerin iç yapısını incelemeye olanak tanır.
Karaciğer Biyopsisi
Karaciğer biyopsisi, karaciğerden doku örneği alınarak incelenmesidir. Bu işlem, karaciğerdeki hasarın boyutunu ve nedenini belirlemek için yapılır. Biyopsi, kesin tanı koymak ve tedavi sürecini yönlendirmek için önemli bir adımdır.
Siroz Tedavisi ve Uygulanan Yöntemler
Siroz, kronik karaciğer hastalıkları sonucu karaciğerin ileri düzeyde yara almasıyla ortaya çıkar ve genellikle kalıcı hasara neden olur. Tedavi yöntemleri, sirozun ilerlemesini durdurmaya, ortaya çıkabilecek başka sorunları yönetmeye ve altta yatan nedenleri ele almaya odaklanır. Alkolik karaciğer hastalığında tamamen alkol bırakılması ve rehabilitasyon desteği sağlanırken, viral hepatitlerde antiviral ilaçlar karaciğer hasarını önleyebilir. NASH kaynaklı sirozda ise kilo kaybı, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz önerilir, ayrıca yeni ilaçlar umut vadetmektedir. Komplikasyonların tedavisinde düşük sodyumlu diyet, diüretikler, endoskopik prosedürler ve ilaçlar kullanılırken, ileri vakalarda karaciğer nakli tek çözüm olabilir. Gelecekte, mRNA teknolojisi gibi yenilikçi tedaviler alternatif seçenekler sunabilir.
İlaç Tedavisi
İlaç tedavisi, sirozun altında yatan nedenlere yönelik olarak uygulanır. Örneğin, virüs kaynaklı sirozu olan hastalarda hepatit B veya C tedavisi için antiviral ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca, karaciğer iltihabını azaltmaya yardımcı olan kortikosteroidler de reçete edilebilir. Diüretikler, vücutta biriken sıvının atılmasını sağlamak için kullanılabilir. Bu tedaviler, karaciğerin işlevini korumak ve hastalığın ilerlemesini engellemek için önemlidir.
Yaşam Tarzı Değişiklikleri (Alkolü Bırakma, Beslenme)
Yaşam tarzı değişiklikleri, siroz tedavisinin temel unsurlarından biridir. Özellikle alkol kullanımı, karaciğer hasarını hızlandırabilir. Bu nedenle, siroz hastalarının alkolü tamamen bırakması önerilir. Sağlıklı bir beslenme planı da önemlidir. Yeterli protein, vitamin ve mineral alımı sağlanmalı, tuz tüketimi azaltılmalıdır. Düzenli egzersiz, genel sağlığı destekler ve karaciğerin işlevini iyileştirebilir.
Karaciğer Nakli
Sirozun son evrelerinde, karaciğerin işlevi ciddi şekilde bozulduğunda karaciğer nakli en etkili tedavi seçeneğidir. Karaciğer nakli, hasta karaciğerin sağlıklı bir karaciğer ile değiştirilmesi işlemidir. Bu yöntem, hastaların yaşam kalitesini artırabilir ve yaşam sürelerini uzatabilir. Ancak, nakil için uygun adayların belirlenmesi önemlidir. Nakil sonrası hastaların, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanması gerekmektedir.
Siroz tedavisi bireysel olarak belirlenmeli ve hastalığın seyrine göre şekillendirilmelidir. Erken tanı ve uygun tedavi yöntemleri, hastaların yaşam kalitesini artırabilir ve siroza bağlı gelişen sorunları önleyebilir. Siroz ile mücadelede sağlık profesyonellerinin önerilerine uymak büyük önem taşır.
Siroz Nasıl Önlenir?
Sirozdan korunmak için alkol tüketimini azaltmak veya tamamen bırakmak, sağlıklı ve dengeli beslenmek, kilo kontrolünü sağlamak, hepatit B ve C gibi karaciğer hastalıklarına karşı aşı olmak veya tedavi görmek, düzenli egzersiz yapmak, toksik kimyasallardan uzak durmak ve doktor kontrollerini ihmal etmemek önemlidir. Ayrıca, ilaç kullanımında doktor önerisi dışında hareket edilmemelidir.
Siroz hastalığına yakalanmamak için alınabilecek önlemler şu şekildedir:
- Alkol tüketimini sınırlandırmak veya tamamen bırakmak.
- Hepatit B ve C enfeksiyonlarından korunmak için aşı yaptırmak ve güvenli davranışlar sergilemek.
- Sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı uygulamak.
- Fazla kilodan kaçınarak ideal vücut ağırlığını korumak.
- Düzenli egzersiz yapmak ve aktif bir yaşam tarzı sürdürmek.
- Gereksiz ilaç kullanımından kaçınmak ve doktor önerisi olmadan ilaç almamak.
- Kimyasal maddelere ve toksinlere maruz kalmamaya özen göstermek.
- Yağlı karaciğer hastalığını önlemek için düşük yağlı bir diyet uygulamak.
- Karaciğere zarar verebilecek hastalıkların erken teşhis ve tedavisine önem vermek.
- Düzenli olarak sağlık kontrollerinden geçmek ve karaciğer sağlığını izlemek.
Alkol Tüketimini Sınırlandırma
Alkol, karaciğerde ciddi hasara yol açabilen bir faktördür. Aşırı alkol tüketimi, sirozun en yaygın nedenlerinden biridir. Bu nedenle, alkol tüketiminin sınırlandırılması veya tamamen bırakılması, karaciğer sağlığını korumak için kritik öneme sahiptir. Alkol tüketiminde dikkatli olmak ve önerilen sınırları aşmamak, siroz riskini önemli ölçüde azaltır.
Hepatit B ve C Aşıları
Hepatit B ve C, karaciğerde iltihaplanma ve hasara neden olabilir. Bu nedenle, hepatit B aşısı olmak, korunma için önemli bir adımdır. Ayrıca, hepatit C için riskli davranışlardan kaçınmak ve düzenli sağlık kontrolleri yaptırmak, bu hastalıklara karşı korunmada etkili olabilir. Erken tanı ve tedavi, karaciğerin sağlığını korumaya yardımcı olur.
Sağlıklı Beslenme ve Düzenli Egzersiz
Sağlıklı beslenme, karaciğerin işlevini destekleyen önemli bir faktördür. Sebze, meyve, tam tahıllar ve sağlıklı yağların dengeli bir şekilde tüketilmesi, karaciğer sağlığını olumlu yönde etkiler. Ayrıca, düzenli egzersiz yapmak, obezite riskini azaltarak karaciğer üzerindeki yükü hafifletir. Fiziksel aktivite, genel sağlığı iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Siroz Teşhisi Nasıl Konur?
Siroz teşhisi, karaciğer fonksiyon testleri, ultrason, MR görüntüleme ve gerektiğinde karaciğer biyopsisi ile konur. Bu testler, karaciğerin durumunu ve hasar seviyesini belirlemek için kullanılır.
Siroz Tedavi Edilebilir Mi?
Siroz tedavi edilebilir ancak hasarın geri dönüşü mümkün olmayabilir. Tedavi, altta yatan nedenlere yönelik olarak ilaç tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve ilerlemiş vakalarda karaciğer naklini içerebilir.
Sirozdan Nasıl Korunabilirim?
Sirozdan korunmak için alkol tüketimini sınırlandırmak, hepatit B ve C aşılarını yaptırmak, sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak önemlidir. Ayrıca, hijyen kurallarına dikkat etmek hastalığın bulaşmasını önleyebilir.
Sirozun Son Evresi Nedir?
Sirozun son evresi dekompanse siroz olarak adlandırılır. Bu aşamada karaciğer ciddi şekilde işlev kaybı yaşar ve hastanın yaşam kalitesi düşer. Tedavi yöntemleri sınırlı olabilir.
Siroz Hastaları Hangi Besinleri Tüketmelidir?
Siroz hastalarının dengeli bir diyet uygulamaları önerilir. Taze sebze, meyve, tam tahıllar, sağlıklı yağlar ve yeterli protein alımı önemlidir. Tuz tüketiminin azaltılması da karaciğer sağlığı açısından faydalıdır.
Siroz Kimlerde Daha Yaygındır?
Siroz, özellikle alkol bağımlılığı olan bireylerde, hepatit enfeksiyonu taşıyan kişilerde ve obezite sorunları olan bireylerde daha sık görülür. Ayrıca, aile öyküsü olan kişilerde de risk artar.