Sigara, tütün yapraklarının çeşitli kimyasallarla işlenip yakılarak içilen bir üründür. İçeriğindeki nikotin ve yüzlerce toksik madde, kanser, kalp-damar hastalıkları ile solunum problemlerine yol açar. Bırakma yöntemleri arasında ilaç tedavisi, nikotin replasman ürünleri, danışmanlık, davranış terapisi ve destek programları bulunur. Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme sigara bırakma sürecini kolaylaştırabilir.
Sigara Nedir?
Sigara , tütün yapraklarının çeşitli kimyasallarla işlenip kâğıda sarılarak tüketildiği ve içeriğindeki nikotin ile bağımlılık yaratan bir üründür. İçildiğinde ortaya çıkan duman, solunum yollarını tahriş eder, vücuda zararlı kimyasallar taşır ve akciğer kanseri, kalp-damar hastalıkları, kronik bronşit gibi ciddi sağlık problemlerine zemin hazırlar.
2022 itibarıyla dünya genelinde yaklaşık 1, 25 milyar yetişkin tütün kullandığı ve bu rakamın küresel yetişkin nüfusun yaklaşık %20’sine denk geldiği ifade edilmiştir. Bu durum 2000 yılındaki %33’e kıyasla önemli bir düşüşü ifade eder. 2020’de erkeklerin %36’sı ve kadınların %8’i tütün kullanırken tütün kullanımı her yıl 8 milyondan fazla insanın ölümüne yol açıyor. Bu ölümlerin yaklaşık 1, 3 milyonu pasif içicilik sonucu gerçekleşiyor.
2022’de Türkiye’de 15 yaş ve üzeri Türk yetişkin bireylerin %32, 1’i düzenli sigara içicisi olup, bu oran 2012’den bu yana %20’lik bir artış göstermiştir. Aynı dönemde erkeklerin %44, 1’i ve kadınların %19, 2’si sigara kullanırken 13-15 yaş arası gençlerde bu oran %17, 9 olarak tespit edilmiştir (erkeklerde %23, 2, kızlarda %12, 1). Türkiye’de günlük sigara tüketen bir yetişkin ortalama 20 yıl boyunca günde 16 sigara içiyor. Bu veriler, sigara kullanımının toplum sağlığını ve özellikle gençleri tehdit eden ciddi bir sorun olduğunu gösterir.
Sigara Bağımlılığı Neden Olur?
Sigara bağımlılığının temelinde, nikotinin beyindeki ödül merkezini etkileyerek dopamin salınımını tetiklemesi ve kişide geçici haz, rahatlama hissi oluşturması yatar. Stresle başa çıkma çabası, sosyal çevre veya aile içi alışkanlıklar gibi etkenler de sigara kullanımını pekiştirir. Bu etkenlerin birleşimi, kişinin sigaradan uzak kalmasını zorlaştırarak bağımlılık döngüsünü sürdürür.
Sigara bağımlılığının başlıca nedenleri şunlardır:
- Nikotinin Beyin Üzerindeki Etkisi : Nikotin, beyindeki dopamin salgısını artırarak kısa süreli haz ve rahatlama hissi sağlar. Bu durum, bağımlılık döngüsünü başlatır.
- Stres ve Anksiyete Yönetimi : Birçok kişi sigarayı stres, gerginlik ve anksiyeteyi azaltmak için kullanır.
- Sosyal Çevre ve Alışkanlıklar : Aile üyeleri, arkadaşlar veya iş ortamında sigara içenlerin bulunması, kişinin sigaraya başlamasını ve devam etmesini kolaylaştırır.
- Davranışsal ve Alışkanlıksal Faktörler : Yemekten sonra, kahve içerken veya mola sırasında sigara içme gibi günlük rutinlerle bağ kurmak, bağımlılığı güçlendirir.
- Genetik Yatkınlık : Araştırmalar, bazı kişilerin nikotine daha hızlı bağımlı olmasına neden olan genetik faktörlerin bulunduğunu göstermektedir.
- Psikolojik Faktörler : Depresyon, yalnızlık veya düşük özgüven gibi durumlar, sigara kullanımını tetikleyebilir.
- Medya ve Reklamlar : Özellikle gençler üzerinde sigara içmenin "cool" veya "rahatlatıcı" bir eylem olduğu algısı yaratabilir.
- Erişilebilirlik ve Kolay Ulaşım : Sigaranın kolayca temin edilebilmesi, kullanım sıklığını artırır.
- Nikotin Yoksunluk Belirtileri : Sigara bırakıldığında ortaya çıkan sinirlilik, huzursuzluk ve odaklanma güçlüğü gibi belirtiler, tekrar sigaraya yönelmeye neden olabilir.
Sigara Zararları Nelerdir?
Sigara, içerisinde barındırdığı nikotin ve diğer toksik maddelerle akciğer kanseri, kalp-damar hastalıkları, inme, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi ciddi rahatsızlıkların başlıca nedenlerinden biridir. Dumanın solunması, bağışıklık sistemini zayıflatır ve hastalıklara karşı direnci düşürür. Aynı zamanda pasif içiciliğe maruz kalan kişiler de benzer riskler taşır.
Sigaranın zararları şu şekildedir:
- Akciğer kanseri riskini artırır.
- Kalp ve damar hastalıklarına zemin hazırlar.
- Solunum yollarında kronik hasara (KOAH vb.) neden olur.
- Bağışıklık sistemini zayıflatır.
- Pasif içicilik yoluyla çevredeki insanlara da zarar verir.
- Diş ve ağız sağlığında bozulmalara yol açar (diş sararması, diş eti hastalıkları vb.).
- Cilt yaşlanmasını hızlandırır, kırışıklık ve leke oluşumunu artırır.
- Koku ve tat duyularında azalmaya neden olur.
- Hamilelik döneminde anne ve bebek sağlığını olumsuz etkiler.
- İktidarsızlık ve kısırlık riskini yükseltir.
- Hormon dengesini bozarak kadınlarda adet düzensizliklerine yol açabilir.
- Kemik erimesi ve eklem rahatsızlıklarını tetikleyebilir.
- Diyabet riskini artırır, insülin direncine olumsuz etki eder.
- Konsantrasyon ve hafızada bozulmalara sebep olabilir.
Akciğer Kanseri Riskini Artırır
Sigara dumanı, katran başta olmak üzere birçok kanserojen madde içerir. Bu maddeler, akciğer dokusuna nüfuz ederek hücre yapısını bozup mutasyonlara yol açar; dolayısıyla tümör oluşma olasılığını ciddi ölçüde yükseltir.
Kalp ve Damar Hastalıklarına Zemin Hazırlar
Nikotin ve diğer toksik bileşenler, damarları daraltarak kan basıncını artırır ve damar sertliğine sebep olur. Sonuç olarak kalbin oksijen ihtiyacı karşılanamaz, kalp-damar hastalıkları ve kalp krizi riski artar.
Solunum Yollarında Kronik Hasara (KOAH vb.) Neden Olur
Sigara içeriğindeki tahriş edici maddeler, bronşlarda kalınlaşma ve mukus artışına yol açar. Bu durum, hava akımını kısıtlayarak KOAH gibi kronik solunum sorunlarının gelişimini tetikler.
Bağışıklık Sistemini Zayıflatır
Zararlı kimyasallar, akciğerlerde ve dolaşım sisteminde iltihaplanmaya yol açarak bağışıklık hücrelerinin işlevini baskılar. Bu durum, vücudun hastalıklara karşı doğal direncini zayıflatır ve enfeksiyon riskini yükseltir.
Pasif İçicilik Yoluyla Çevredeki İnsanlara da Zarar Verir
Sigara dumanı, yanan uçtan ve içicinin nefesinden ortama yayılarak başkaları tarafından istemsizce solunur. Bu maruziyet, aynı kanserojen ve zararlı maddeleri içeren duman nedeniyle pasif içicilerin de sigaraya bağlı hastalıklara yakalanma riskini artırır.
Diş ve Ağız Sağlığında Bozulmalara Yol Açar
Nikotin ve katran, diş minesinde sararma ve plak oluşumuna neden olur. Ayrıca ağız içindeki yararlı bakterileri azaltarak diş eti hastalıklarını ve kötü ağız kokusunu tetikler.
Cilt Yaşlanmasını Hızlandırır
Sigara, ciltteki kolajen yıkımını artırıp kan dolaşımını bozarak hücrelere yeterli oksijen ulaşmasını engeller. Bu durum, kırışıklıkların erken ortaya çıkmasına ve cilt lekelerinin artmasına yol açar.
Koku ve Tat Duyularında Azalmaya Neden Olur
Duman, burun ve dildeki reseptörleri tahriş ederek koku ve tat alma işlevlerini zayıflatır. Böylece kişi, yediği ve içtiği gıdalardan aldığı hazzı kaybetmeye başlar.
Hamilelik Döneminde Anne ve Bebek Sağlığını Olumsuz Etkiler
Sigara kaynaklı toksinler plasentaya ulaşarak bebeğin gelişimini yavaşlatır; erken doğum ve düşük doğum ağırlığı riskini artırır. Aynı zamanda annenin kan dolaşımı bozularak gebelik sürecinde komplikasyonların görülme ihtimali yükselir.
İktidarsızlık ve Kısırlık Riskini Yükseltir
Sigara, damar tıkanıklığı ve hormonal dengesizliklere neden olarak cinsel sağlığı olumsuz etkiler. Erkeklerde erektil disfonksiyon, kadınlarda ise yumurta kalitesinde düşüş ve kısırlık riski artar.
Hormon Dengesini Bozarak Kadınlarda Adet Düzensizliklerine Yol Açabilir
Nikotin ve diğer kimyasallar, östrojen ve progesteron gibi kadınlık hormonlarının salınımını etkiler. Bu durum, düzensiz adet döngüsüne ve üreme sağlığında sorunlara neden olabilir.
Kemik Erimesi ve Eklem Rahatsızlıklarını Tetikleyebilir
Sigara, kalsiyum emilimini azaltarak kemik yoğunluğunu düşürür. Bu süreç, osteoporoz (kemik erimesi) ve eklem sorunları riskini artırır.
Diyabet Riskini Artırır, İnsülin Direncine Olumsuz Etki Eder
Tütünün zararlı bileşenleri, pankreasın insülin salgılama işlevini ve hücrelerin insüline yanıtını olumsuz etkiler. Bu süreç, kan şekerinin kontrolünü zorlaştırarak diyabet riskini yükseltir.
Konsantrasyon ve Hafızada Bozulmalara Sebep Olabilir
Beyindeki oksijen dolaşımını ve hücresel işlevleri etkileyen nikotin, dikkat ve hafıza süreçlerinde aksamalara yol açar. Uzun vadede bunlar, zihinsel performansta ve beyin sağlığında belirgin gerilemelere neden olabilir.
Sigara Bırakma Yöntemleri Nelerdir?
Sigara bırakma sürecinde öncelikle kişisel motivasyonlarınızı belirleyip (sağlık, maddi tasarruf, sevdikleri koruma vb.) bir bırakma planı oluşturmak büyük önem taşır. Bırakma tarihinizi belirlemek, tetikleyicilerinizi ve alternatif davranışlarınızı önceden planlamak ve aile, arkadaş gibi destek ağınızı bilgilendirmek süreci kolaylaştırır.
Nikotin replasman tedavisi (yama, sakız vb.) veya ilaçlar (bupropion, varenicline) gibi tıbbi seçeneklerle birlikte profesyonel yardım almak (uzman desteği, danışmanlık hatları, destek grupları) başarılı sonuçlar elde etme olasılığını artırır.
Yoksunluk belirtilerine karşı düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve stres yönetimi teknikleri (derin nefes, meditasyon) etkili olabilir. Sürekli takip, azim ve olumlu yaklaşım sayesinde, yaşanan aksaklıklar öğrenme fırsatı olarak görülmeli ve her dumansız günün bir başarı olduğu unutulmamalıdır.
Sigara bırakma yöntemleri şunlardır:
- Ani bırakma kararı (soğuk hindiyi bırakma yöntemi).
- Nikotin sakızı, nikotin bandı, pastil gibi nikotin replasman tedavileri.
- Bupropion, vareniklin gibi sigara bırakmaya yardımcı ilaçlar.
- Bilişsel davranışçı terapi ve psikolojik destek.
- Akupunktur ve hipnoz gibi alternatif yöntemler.
- Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme ile nikotin isteğini azaltma.
- Sigara içme tetikleyicilerinden kaçınma ve yeni alışkanlıklar edinme.
- Su tüketimini artırarak nikotinin vücuttan atılmasını hızlandırma.
- Sigarayı bırakma destek gruplarına katılma.
- Aile ve arkadaşlardan moral ve destek alma.
Sigaranın Kardiyovasküler Sistem Üzerindeki Etkileri
Sigara ile kardiyovasküler hastalıklar arasındaki sıkı ilişki iyi bilinmektedir. Sigara, damar iç yüzeyinde kolesterol birikimini ve yağ-kireç birikimini kolaylaştırmaktadır. Sigara kan fibrinojen konsantrasyonunu yükselterek, pıhtı hücrelerinin tepkilerini artırarak kan akışkanlığını bozmaktadır. Damar tonusunu ve elastisitesini bozmaktadır. Sigara ayrıca HDL kolesterolünü azaltır ve LDL kolesterolün damar duvarındaki zararlı etkisini kolaylaştırır. Bir hipoteze göre de sigara dumanı ve içindeki metabolitler, mutajenik bir etki göstererek damar düz kas hücrelerinin aşırı artışına ve damarın içine doğru birikimine yol açabilirler.
Kalp Sağlığı ve Sigara İlişkisi
Kalp krizi geçiren kişilerin sigaraya devamı halinde tekrar kriz geçirme riski %22-45 artar. Koroner bypass sonrası sigaraya devam edilmesiyle can kaybı ihtimali 2 kat artar. Sigara ile koroner arter hastalığı arasındaki ilişki süreklidir ve doza bağımlıdır.
Erkeklerde, kalp damar hastalığı günde 1-14 sigara içenlerde 1, 7 kat ve günde 25 üzeri içenlerde 2, 6 kat daha yüksek bulunmuştur. Kadınlarda, günde 1-4 sigara içenlerde rölatif risk 1, 9 kat, 14-24 sigara arası içenlerde 4, 3 kat ve 25'ten fazla sigara içenlerde 5, 4 kat artmış olarak bulunmuştur.
Çocukları Sigaradan Koruma Yöntemleri
Çocuğun yetiştiği ortamda erişkinlerin sabit, tutarlı şekilde davranış göstermesi temeldir. Sigara ve benzeri alışkanlıkların zararlı olduğunu anlatabilmek için öncelikle zararlı alışkanlıkları kendi hayatınızda tercih etmediğinizi çocuğunuza göstermeniz gerekir. Çok öfkeli bir ebeveyn çocuğu öfkeyle baş etmekte zorluk çekiyorsa bunun bir model alma davranışı olabileceğini akla getirmelidir. Bundan hareketle, sigara ve benzeri alışkanlıkları tüketen ve üstelik bundan zevk aldığı her halinden anlaşılan bir ebeveyn çocuğuna bu maddelerin zararlarından söz ediyorsa dürüst davranmamış olur.
Günlük yaşantısında bu tür alışkanlığı olan insanlara yakın durmak, bu davranışların sık sık tekrarlandığı filmler, diziler izlemek çocuk için yönlendiricidir. Çocuğun vücuduna zarar gelebileceği korkusunu sık sık dile getirmek rahatsız edicidir. Sıklıkla çocuklar çevrelerinden bu yönde bilgi alırlar.
Ayrıca organlarına zarar gelebileceğinin sıklıkla anımsatılması amacını aşabilir. Anne ve babasını yitirmekle ilgili ya da kendi sağlığının bozulmasına ilişkin kaygıları olan çocuğu çok olumsuz etkileyebilir. Evde sigara içilmemesi, içen kişilerin çocuk yanında uyarılması, sıklıkla yeterli olur. Ergenlik çağına kadar düzenli spor yapan, fiziksel sağlığına özen gösteren kişilerle yaşayan çocuk dış çevresine karşı daha dayanıklı olur ve ilk denemelerden kaçınır.