Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Şeker hastalığı, yaygın olarak diyabet olarak bilinir, vücudun kan şekeri seviyelerini düzenleyememesi durumunda ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. Şeker hastalığı belirtileri arasında sık idrara çıkma, aşırı susama, ani kilo kaybı, yorgunluk ve bulanık görme bulunur. Tip 1 ve Tip 2 olmak üzere iki ana türü vardır. Tip 1 diyabet genellikle çocukluk veya gençlik döneminde başlar ve insülin eksikliğinden kaynaklanır. Tip 2 diyabet ise yetişkinlerde daha yaygındır ve insülin direnci ile karakterizedir. Diyabetin erken teşhisi ve yönetimi, yaşam kalitesini artırır ve risk faktörlerini önler.
İçindekiler

Şeker Hastalığı Belirtileri Nelerdir? Gizli Şeker (Diyabet) Tedavisi

Şeker hastalığı belirtileri arasında sık idrara çıkma, aşırı susama ve ani kilo kaybı bulunur. Gizli şekerin teşhisi ve tedavisi, kan şekeri seviyelerinin düzenli kontrolü ile mümkündür. Sağlıklı yaşam önerileri ile şeker hastalığını yani diyabeti yönetebilir ve kan şekerinizi kontrol altında tutabilirsiniz.

Şeker Hastalığı (Diyabet) Nedir?

Şeker hastalığı, diğer adıyla diyabet , vücudun yiyecekleri enerjiye dönüştürme sürecini etkileyen kronik bir hastalıktır. Diyabet, pankreasın yeterli insülin üretmemesi veya vücudun üretilen insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucu ortaya çıkar. İnsülin, glukozun (şekerin) hücrelere taşınmasını sağlayarak enerji üretimini sağlar. İnsülin eksikliği veya insülin direnci durumunda glukoz kanda birikerek hiperglisemi yani halk arasında bilinen adıyla “şeker yükselmesine” neden olur. Bu durum, zamanla kalp hastalıkları , böbrek yetmezliği , sinir hasarı ve görme kaybı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Diyabetin Tanımı

Diyabet, vücudun yiyeceklerden gelen glukozu (şeker) enerjiye dönüştürme yeteneğini etkileyen kronik bir hastalıktır. Diyabetin, Tip 1 diyabet ve Tip 2 diyabet olmak üzere iki türü vardır. Tip 1 diyabet genellikle çocukluk veya gençlik döneminde ortaya çıkabilir. Tip 2 diyabet ise genellikle yetişkinlerde görülür ve insülin direnci veya yetersiz insülin üretimi ile tanımlanır. Her iki durumda da, insülin eksikliği nedeniyle glukoz kanda birikir ve bu da hiperglisemiye (yüksek kan şekeri) yol açar.

Diyabet uzun vadede ciddi sağlık sorunları oluşturabilir. Yüksek kan şekeri nedeniyle; kalp ve böbrek hastalıkları yaşanabilir, sinir hasarı ve görme kaybı gibi hastalıklar meydana gelebilir. Yüksek kan şekerinin bağışıklık sistemini zayıflatması dolayısıyla yaralanmalara ve enfeksiyonlara karşı hassasiyet oluşur.

Diyabet Türleri

Diyabet, birçok farklı şekilde ortaya çıkabilen karmaşık bir hastalıktır. Daha yaygın diyabet türleri olan tip 1, tip 2 ve gebelik diyabetinin yanı sıra, en az bunlar kadar önemli olan bir dizi farklı diyabet türü de vardır.

İnsanların yaklaşık %2'si bu diğer diyabet türlerine sahiptir. Bunlar arasında farklı monojenik diyabet türleri, kistik fibrozis ilişkili diyabet ve nadir sendromların neden olduğu diyabetler yer alabilir. Steroidler ve antipsikotikler gibi bazı ilaçlar, ameliyat veya hormonal dengesizliklerin yanı sıra diğer diyabet türlerine de yol açabilir.

Tip 1 Diyabet

Yaşamak için hepimizin insüline ihtiyacı vardır. Kanımızdaki glikozun hücrelere girmesini ve vücudu beslemesini sağlar.

Tip 1 diyabet , vücudunuzun insülin adı verilen bir hormonu üretememesi nedeniyle kandaki glikoz (şeker) seviyenizin çok yüksek olmasıdır. Bunun nedeni, vücudunuzun pankreasta insülin üreten hücrelere saldırması, yani hiç üretememenizdir.

Vücut yiyecek ve içeceklerden gelen karbonhidratı parçalayarak glikoza dönüştürür. Tip 1 diyabetiniz olduğunda, glikoz kan dolaşımına girse de hücrelere girmesine izin verecek insülin yoktur. Bu durumda kan dolaşımınızda daha fazla glikoz birikir ve kan şekeri seviyesi yükselir.

Tip 2 Diyabet

Tip 2 diyabette pankreasın ürettiği insülin düzgün çalışmaz veya yeterince insülin üretemez. Bu da kandaki şeker seviyenizin sürekli yükselmesi anlamına gelir. Kanda gereksiz yere glukoz birikmesi oluşur. Ciddi bir durumdur ve ömür boyu sürebilir.

Tedavi edilmeyen Tip 2 diyabet , gözleriniz, kalbiniz ve ayaklarınız dahil olmak üzere vücudunuzun bazı kısımlarına ciddi şekilde zarar verebilir. Tip 2 diyabetin yol açtığı sorunlar doğru tedavi ve bakımla giderilebilir ve yaşam kalitesi artabilir.

Gestasyonel Diyabet

Gestasyonel diyabet, hamilelik sırasında gelişebilen bir diyabet türüdür. Daha önce diyabetten etkilenmemiş kadınları etkileyebilir. Kan şekerinizin yüksek olmasından dolayı, kendinize ve bebeğinize ekstra özen göstermeniz gerektiği anlamına gelir. Genellikle doğumdan sonra tekrar geçer. Gestasyonel diyabet tanısı hamileliğin 24 ila 28. haftalarında yapılan "gebelikte şeker yüklemesi" olarak geçen bir kan testiyle teşhis edilir.

Monogenik Diyabet

Monogenik diyabet , hem Tip 1 hem de Tip 2 diyabetten farklıdır, nadir olsa da genetik mutasyona bağlıdır. Monogenik diyabet tek bir gendeki mutasyondan kaynaklanır. Bir ebeveyn bu gen mutasyonuna sahipse, sahip oldukları herhangi bir çocuğun bu mutasyonu kendilerinden miras alma şansı yüksektir. Mutasyonlu gene sahip olan çocuk; kilosu, yaşam tarzı, etnik grubu vb. ne olursa olsun, genellikle 25 yaşından önce monogenik diyabet geliştirebilir.

Yenidoğan Diyabeti

Yenidoğan diyabeti, altı aydan küçük bebeklerde teşhis edilen bir diyabet türüdür. Vücudun insülin hücrelerini yok ettiği bir durum olmadığı için daha yaygın olan tip 1 diyabetten farklıdır. Bebeklerde en az iki hafta süreyle insülin tedavisi uygulanabilir. Genellikle geçicidir, klinik bulgular düzelmezse kalıcı diyabet tanısı konulabilir.

Şeker Hastalığı (Diyabet) Belirtileri Nelerdir?

Şeker hastalığı (diyabet) , vücudun kan şekerini düzenleyememesi durumunda ortaya çıkar ve genellikle kroniktir. Yaygın diyabet belirtileri arasında aşırı susama, ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, kilo kaybı, yorgunluk ve halsizlik görülebilir. Şeker hastalığı belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Özellikle geceleri çok fazla tuvalete gitmek
  • Aşırı susama
  • Normalden daha yorgun hissetmek
  • Açıklanamayan kilo kaybı
  • Genital kaşıntı
  • Kesik ve yaraların iyileşmesi uzun sürede iyileşmesi
  • Bulanık görme
  • Açlık hissinin artması

Genel Diyabet Belirtileri

Diyabet hastaları, yüksek kan şekeri seviyeleri nedeniyle sürekli olarak susuzluk hissi yaşayabilir. Bu durum, böbreklerin fazla şekeri dışarı atma çabasını gösterir ve sık idrara çıkma meydana gelebilir. İdrara çıkma ihtiyacı geceleri artış gösterebilir.

Vücut, enerji için gerekli olan glikozu hücrelere ulaştıramadığı için yağ ve kasları yakmaya başlar. Bu durum, yeme alışkanlığı değişmese bile hastalarda belirgin bir kilo kaybına neden olabilir.

Diyabet, hücrelerin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayamadığında sürekli bir yorgunluk ve halsizlik hissi oluşur. Enerji kaybı sebebiyle hastaların günlük aktiviteleri zorlaşabilir ve yaşam kalitesi düşebilir.

Kan şekerinin yükselmesi göz merceğinde sıvı kaybına yol açarak bulanık görmeye neden olabilir. Bu durum, göz sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir ve tedavi edilmezse kalıcı hasara yol açabilir.

Bağışıklık sistemi ve Kan dolaşımını etkileyen diyabet nedeniyle yaralar daha yavaş iyileşebilir. Bu durumda enfeksiyon riski artar ve cilt sağlığı olumsuz etkilenir.

Tip 1 DiyabetTip 2 DiyabetGestasyonel DiyabetMonogenik Diyabet
Aşırı susuzluk hissiSürekli artan susuzlukAşırı susuzluk hissiAşırı susuzluk hissi
Sık idrara çıkmaSık idrara çıkmaSık idrara çıkmaSık idrara çıkma
Çok açlık hissiÇok açlık hissiDehidrasyon
Açıklanamayan kilo kaybıTükenmişlik hissiBulanık görme
Sinirli hissetmek ve ruh hali değişimleriYavaş iyileşen yaralarTekrarlayan cilt
enfeksiyonları
Yorgunluk ve halsizlikSık enfeksiyonlarTekrarlayan mantar
enfeksiyonları
Bulanık görmeBulanık görme
El ve ayaklarda karıncalanma, uyuşma
Koltuk altı ve boyunda
koyu cilt bölgeleri

Tip 1 Diyabet Belirtileri

Sık idrara çıkma, sürekli susama ve geçmeyen susuzluk hissi, inanılmaz derecede yorgun hissetmek, ani kilo kaybı gibi semptomlar Tip 1 Diyabet belirtileri arasında yer alır.

Bunlar en yaygın belirtiler olsa da dikkat edilmesi gereken başka belirtiler olabilir. Bunlar arasında vajinal kaşıntı veya pamukçuk, iyileşmesi daha uzun süren kesikler ve yaralar ve bulanık görme sayılabilir. Tip 1 diyabetli kişilerin çoğunluğu çocuk veya genç yetişkin olarak teşhis edilse de, belirtiler her yaşta benzerdir. Tip 1 diyabet teşhis edilmezse, sizi gerçekten çok hızlı bir şekilde hasta edebilir.

Aseton kokulu nefes diyabetin bir başka tipik belirtisidir. İnsülin eksikliğine bağlı olarak vücut yağ bakmaya başlar. Yağlar yanmasıyla keton gazı ortaya çıkar ve nefeste aseton kokusuna benzer bir koku şeklinde kendini gösterir.

Tip 2 Diyabet Belirtileri

Tip 2 Diyabet belirtileri zaman içerisinde gelişme eğilimindedir. Artan susuzluk, yorgunluk ve sık idrara çıkma bu tip diyabette de görülebilir. Bunlara ek olarak, ellerde veya ayaklarda karıncalanma ya da uyuşma hissi oluşabilir. Cildin kuruması ve kademeli olarak artan kaşıntılar Tip 2 Diyabet belirtileri arasındadır.

Çocuklarda Diyabet Belirtileri

Çocuklarda en sık görülen diyabet türü tip 1 diyabettir. Ancak çocuklarda tip 2 diyabet veya başka bir diyabet türü de gelişebilir.

İdrar yapmak için sık tuvalete gitme, daha önce altını ıslatmayan bir çocuğun altını ıslatmaya başlaması, gece tuvalete gitmek için kalkmak ve bebeklerde daha ağır bezler çocuklarda diyabet belirtileri arasında sayılabilir.

Çocuğunuz daha sık içecek isteyebilir, içecekleri çok çabuk bitirebilir ve çok fazla su içtiğini fark edebilirsiniz.

Çocuklarda şeker (diyabet) hastalığı belirtileri arasında kronik yorgunluk hissi de bulunabilir. Çocuğunuz oyun oynamak veya spor yapmak için daha az enerji harcamaya meyillidir.

Ayrıca çocuğun sık sık enfeksiyon kapması, normalden zayıf görünmesi, kilo kaybı yaşaması gibi belirtilere de dikkat edilmelidir.

Gizli Şeker Belirtileri

Gizli şeker (prediyabet) , kan şekeri seviyelerinin normalden yüksek, ancak diyabet teşhisi konulacak kadar yüksek olmadığı bir durumda ortaya çıkar. Genellikle belirgin semptomlar göstermediği için fark edilmesi zor olabilir. Tip 1 ve Tip 2 Diyabet ile aynı belirtileri gösterebilir. Ancak bu belirtiler hafif olabilir ve genellikle günlük hayatı etkilemez, bu yüzden prediyabet teşhisi genellikle kan testleri ile konur.

Şeker Hastalığı (Diyabet) Neden Olur?

Tip 1 diyabet, vücudun enfeksiyonla savaşma sistemi olan bağışıklık sisteminizin pankreasın insülin üreten beta hücrelerine saldırıp onları yok etmesiyle ortaya çıkar. Tip 1 Diyabet genlerden ve hastalığı tetikleyebilecek virüsler gibi çevresel faktörlerden kaynaklanabilir.

Diyabetin en yaygın şekli olan Tip 2 Diyabet, yaşam tarzı ve genler dahil olmak üzere çeşitli faktörler sebebiyle oluşur.

Fiziksel olarak aktif değilseniz, aşırı kiloluysanız veya obeziteniz varsa Tip 2 Diyabet geliştirme olasılığınız daha yüksektir. Fazla kilo bazen insülin direncine neden olur ve Tip 2 Diyabetli kişilerde yaygındır. Kilonuzun sizi tip 2 diyabet riski altına sokup sokmadığını görmek için "vücut kitle indeksi hesaplama" yapabilirsiniz.

Tip 1 diyabette olduğu gibi, bazı genetik faktörler sizi tip 2 diyabete daha yatkın hale getirebilir. Ailede diyabet öyküsü olan kişiler, obezite, hipertansiyon veya polikistik over sendromu gibi sağlık sorunları bulunanlar, kortikosteroidler ve antipsikotikler gibi ilaçlar diyabet gelişimini tetikleyebilir.

Şeker Hastalığı (Diyabet) Tanısı Nasıl Konulur?

35 yaşından büyük herkesin ilk kan şekeri taramasını yaptırması tavsiye edilir. Semptomlarınızı dinleyen doktorunuz sizden kan testi isteyebilir. Sonuçlar normalse, bundan sonra her üç yılda bir tarama istenebilir.

Açlık Kan Şekeri Testi

Hemoglobin A1c yani HbA1c testi, diyabet teşhisi için kullanılan ana kan testidir. Son iki ila üç aylık ortalama kan şekeri seviyenizi test eder. HbA1c için hazırlanmanıza gerek yoktur. Kolunuzdaki bir damardan az miktarda kanın alındığı hızlı ve basit bir testtir.

Sağlık uzmanınız test sonuçlarından diyabet hastası olup olmadığınızı anlayabilecektir. Testten önce diyabet belirtilerinden herhangi birine sahip değilseniz, sonucu doğrulamak için testi tekrar yaptırmanız gerekecektir.

Eğer HbA1c test sonucunuz, %6, 5 veya daha yüksek bir değerde ise, şeker hastalığınız var demektir. %8’in üzerinde bir HbA1c seviyesi varsa, diyabetin iyi kontrol edilmediği ve başka sorunları geliştirme riskinizin yüksek olduğu anlamına gelir.

Vücut kitle endeksi 25'in üzerinde olan, yaşı ne olursa olsun, ek risk faktörlerine sahip olan herkese test yaptırılması tavsiye edilmektedir. Bu faktörler arasında yüksek tansiyon, tipik olmayan kolesterol seviyeleri, hareketsiz bir yaşam tarzı, polikistik over sendromu veya kalp hastalığı öyküsü ve diyabetli yakın bir akrabaya sahip olmak bulunmaktadır.

Oral Glukoz Tolerans Testi (Şeker Yüklemesi)

Bu test hamilelik sırasında gelişen gestasyonel diyabet teşhisinde rutin olarak kullanılır. Genellikle iki bölümden oluşur. İlk testten en az 8 saat önce yiyecek ve içecek tüketmemeniz istenir. Bir hemşire kolunuzdaki bir damardan kanınızın bir kısmını alır ve kan şekeri seviyeleriniz kontrol edilecektir.

Daha sonra belirli miktarda glikoz (genellikle 75 gram) içeren bir sıvı içmeniz istenecektir. Solüsyonu içtikten sonra her 30 ila 60 dakikada bir kanınız tekrar alınacaktır. Her seferinde kanınızdaki glukoz seviyesi kontrol edilecektir.

Fiziksel muayene ve anamnez de diyabetin erken teşhisi için kritik öneme sahiptir. Hastanın tıbbi geçmişi, semptomları ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi teşhisin doğruluğunu artırabilir. Erken teşhis, ortaya çıkabilecek başka sorunların önlenmesi ve tedaviye daha hızlı başlanması açısından büyük önem taşır.

Şeker Hastalığı (Diyabet) Tedavi Yöntemleri

Şeker hastalığı tedavi yöntemleri ilaçlı olduğu kadar ilaçsız olabilir. İlaçsız tedavi yöntemleri arasında sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve kilo kontrolü bulunur. Diyaet tedavisinin temelini ise insülin oluşturur. Doktorunuz yardımcı ilaçlar kullanılmasını önerebilir.

İlaçsız Tedavi Yöntemleri

İlaçsız diyabet tedavi yöntemleri, yaşam tarzı değişiklikleri, dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve kilo kontrolünü içerir. Bu değişiklikler, kan şekeri seviyelerini stabil hale getirerek diyabetin başka sorunlar geliştirmesini önlemeye yardımcı olur. Ayrıca, stresi azaltmak ve yeterli uyku almak da genel sağlığı iyileştirir.

Sağlıklı beslenme alışkanlıkları, karbonhidrat alımının dengelenmesi, tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve sağlıklı yağlar gibi besin değeri yüksek yiyecekler diyabet tedavisi sırasında büyük rol oynar.

Düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz, kasların glikozu daha etkin kullanmasını sağlayarak kan şekeri seviyelerini düşürür ve insülin duyarlılığını artırır. Yürüyüş, bisiklet veya yüzme gibi sporlar yapılabilir.

Kilo kontrolü, diyabetin ilaçsız yönetiminde önemli bir faktördür çünkü fazla kilolu olmak insülin direncini artırabilir. Vücut ağırlığının yüzde 5’ini kaybetmek bile kan şekeri kontrolünde belirgin iyileşmeler sağlayabilir.

İlaç Tedavisi

Tip 1 Diyabeti olan herkesin ilaç olarak insülin alması gerekir. Tip 2 Diyabeti olan bazı kişiler, gebelik diyabeti olan bazı kişiler ve diğer diyabet türleri olan bazı kişilerin de bu tedaviyi alması gerekebilir. Şeker hastalığı tedavisi planlanırken insülin büyük bir rol oynar. İnsülin kan şekeri seviyenizi yönetmenize yardımcı olur. Diyabet sorunları olarak bilinen kısa veya uzun vadeli ciddi sağlık sorunlarının önlenmesine katkı sağlar. İnsülinin; hızlı etkili, kısa etkili, orta etkili ve uzun etkili gibi çeşitli formları bulunur. Tedavi, hastanın ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilir ve kan şekeri seviyelerinin sürekli olarak izlenmesi gerekir.

Tip 2 Diyabeti olan kişilerde doktorunuz yardımcı ilaçlar kullanılmasını önerebilir. Bu ilaçlar kan şekeri seviyelerini düşürmek için tek başına kullanılabilir veya insülin dahil diğer diyabet ilaçlarıyla birlikte alınabilir. Oral diyabet ilaçları, tip 2 diyabetin yönetiminde yaygın olarak kullanılır. Pankreasın daha fazla insülin üretmesini sağlar, karaciğerin glikoz üretimini azaltır veya hücrelerin insüline duyarlılığını artırır.

İnsülin ve oral ilaçlara ek olarak, diyabet yönetiminde yemek sonrası kan şekerini dengelemek için ilaçlar kullanılabilir.

Şeker Hastalığından Korunma Yolları

Sağlıklı beslenme şeker hastalığını uzak tutmak için en iyi yollardan birisidir. Diyette beyaz ekmek veya makarna yerine tam tahıllı ürünler tercih edilebilir. Şekerli içeceklerden ve kızartılmış gıdalardan kaçınmak gerekir. Haşlanmış, ızgara veya buharda pişirilmiş gıdalar yenebilir. Beslenmenin yanı sıra kilo kontrolü ve düzenli egzersiz diyabet önleme açısından önemlidir.

Sağlıklı Beslenme Alışkanlıkları

Hiçbir gıda vücudunuzun ihtiyaç duyduğu tüm temel besinleri içermez. Bu nedenle sağlıklı bir diyet, çeşitlilik ve her gün ana gıda gruplarının her birinden farklı gıdalar seçmekle ilgilidir. Diyabet ve beslenme arasında güçlü bir ilişki vardır.

Diyabet hastası olmanız meyve yiyemeyeceğiniz anlamına gelmez. Meyve ve sebzeler doğal olarak düşük kalorilidir ve vitamin, mineral ve lifle doludur. Ayrıca her öğüne lezzet ve çeşitlilik katarlar. Fazla lif içermedikleri için meyve suları ve smoothie gibi içeceklerden uzak durmaya çalışın.

Şeker hastalığına iyi gelecek yiyecekler örneğinden birisi şu şekildedir:

Kahvaltıda dilimlenmiş kavun veya greyfurt üzerine şekersiz yoğurt döküp yiyebilir, bir avuç çilek, taze hurma, kayısı veya kuru erik tüketebilirsiniz.

Düşük karbonhidratlı sebze seçenekleri için mantar, salatalık, ıspanak, lahana, karnabahar, brokoli, kereviz ve marulu deneyebilirsiniz.

Karbonhidratları azaltmaya çalışıyorsanız, önce beyaz ekmek, makarna ve pirinç gibi şeyleri azaltın. Kan şekeri seviyelerini daha yavaş etkileyen nişastalı gıdalar için daha iyi seçenekler vardır. Bunlar kepekli ekmek, kepekli makarna, kahverengi pirinç düşük glisemik indekse sahip gıdalar olabilir.

Daha az işlem görmüş ve daha az kırmızı etler tercih edilebilir. Uskumru, somon ve sardalya gibi yağlı balıklar tüketilebilir.

Az yağlı süt, peynir ve yoğurt diyabet beslenmelerinde kullanılabilir. Yoğurt gibi sütlü gıdaların daha az yağlı versiyonlarında ilave şeker olup olmadığını kontrol edin.

Bisküvi, cips, çikolata, kek, dondurma, tereyağı ve şekerli içecekler sağlıklı bir diyetin parçası değildir. Bu şekerli yiyecek ve içecekler yüksek kalorilidir ve kan şekeri seviyesini yükseltir. Ve seçilecek en iyi içecek sudur.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Diyabetin sizi öngörülemeyen şekillerde etkileyebileceğini biliyoruz, bu da nasıl hissedeceğinizi veya ne tür bir aktivite yapmanız gerektiğini bilmenizi zorlaştırır. Bu nedenle küçük zaferlerin önemli olduğunu hatırlamak isteriz.

Düzenli egzersiz, vücudun insüline duyarlılığını artırarak kan şekeri seviyelerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı olur. Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta fiziksel aktivite yapılabilir. Yürüyüş, bisiklet sürme, yüzme gibi aerobik egzersizler ve direnç antrenmanları gibi egzersizler sağlık açısından faydalı olabilir.

Kronik stres, kan şekeri seviyelerini olumsuz etkileyebilir ve diyabet riskini artırabilir. Meditasyon, yoga, derin nefes egzersizleri ve hobi edinme gibi stres azaltıcı teknikler kullanabilirsiniz.

Yetersiz uyku, insülin direncini artırarak kan şekeri seviyelerinin kontrolünü zorlaştırabilir. Her gece 7-9 saat kaliteli uyku, vücudun hormonal dengelerini korur ve diyabet riskini azaltır.

Şeker Hastalığının Yol Açabileceği Sorunlar

Şeker hastalığı (diyabet), kontrol altına alınmadığında ciddi ve potansiyel olarak yaşamı tehdit eden çeşitli sorunlara yol açabilir.

Diyabet, kalp hastalığı ve inme riskini önemli ölçüde artırır. Yüksek kan şekeri seviyeleri, koroner arter hastalığı, kalp krizi ve inme riskini yükseltebilir.

Diyabet, böbreklerin küçük kan damarlarına zarar vererek nefropatiye yol açabilir. Diyabetik nefropati, zamanla böbrek yetmezliğine dönüşebilir. Diyaliz uygulanması veya böbrek nakli gerekebilir.

Şeker hastalığı, sinir hasarına yol açarak ellerde ve ayaklarda ağrı, uyuşma ve karıncalanma gibi belirtiler gösterebilir. Ayaklarda ciddi enfeksiyonlar oluşabilir hatta ampütasyona yol açabilir.

Diyabet, gözlerdeki küçük kan damarlarına zarar vererek diyabetik retinopatiye neden olabilir. Bu durum katarakt ve glokom riskini artırır. İlerleyen seviyelerde görme kaybı ve körlük oluşabilir.

Şeker Hastalığında Doğru Beslenme

Şeker hastalığında karbonhidrat sayımı yapmak büyük önem taşır. Karbonhidratlar gram cinsinden ölçülür. Kan şekeri seviyenizi tüm gün sabit tutmak için her öğünde yaklaşık aynı miktarda karbonhidrat yemeye çalışın.

Karbonhidratlar genellikle günlük kalorilerinizin %45-65'ini sağlar. Tip 1 diyabetli çoğu insan için günde 150-250 gram karbonhidrat arasında değişir. Bu karbonhidratı gün içerisinde nasıl dağıttığınız da kan şekerinizde farklılık yaratabilir. Karbonhidratların gram başına 4 kalorisi vardır. Yani günde 2000 kalori alıyorsanız, 225 ila 325 gram karbonhidrat yemelisiniz.

İşte, 1800 kalori ve 200 gram karbonhidrat içeren sağlıklı yaşam önerileri sunan örnek bir menü:

KahvaltıÖğle YemeğiAkşam YemeğiAtıştırmalıklar
1/2 su bardağı yulaf ezmesi2 dilim tam buğday ekmeği180 gr. pişmiş
tavuk göğsü
1 adet az yağlı
galeta
1 su bardağı az yağlı sütDüşük sodyumlu
hindi eti
1 su bardağı kahverengi pirinç2 mandalina
2/3 orta boy muz1 dilim az yağlı peynir1 su bardağı buharda pişmiş brokoli
1/4 su bardağı kıyılmış ceviz1/2 büyük domates2 yemek kaşığı margarin
1 yemek kaşığı sarı hardal
1/4 su bardağı rendelenmiş marul
8 adet bebek havuç
170 gram yağsız yoğurt
3/4 bardak yaban mersini

Sıkça Sorulan Sorular

Diyabet Nedir?

Diyabet, vücudun insülin üretme veya insülini etkili bir şekilde kullanma yeteneğinin bozulduğu bir metabolik hastalıktır. İki ana türü vardır: Tip 1 diyabet, genellikle çocuklukta başlayan insülin yetersizliğinden kaynaklanırken, Tip 2 diyabet, genellikle yetişkinlerde görülen insülin direnci ile karakterizedir. Ayrıca gestasyonel diyabet, hamilelik sırasında ortaya çıkar ve genellikle doğumdan sonra düzelir.

Şeker Hastalığını Gösteren Semptomlar Nelerdir?


Diyabetin belirtileri arasında sık idrara çıkma, aşırı susama, sürekli açlık, yorgunluk ve bulanık görme yer alır. Bu semptomlar, kan şekeri seviyelerinin yükselmesi nedeniyle oluşur ve zamanla daha belirgin hale gelebilir. Erken tanı ve diyabetin erken belirtileri için bu semptomlara dikkat etmek gerekir.

Kan Sekeri Değeri Kaç Olmalı?


Normal bir bireyde açlık kan şekeri seviyesi genellikle 70-100 mg/dL arasında değişir. Hamilelerde ise üst sınır 95 mg/dl’dir. Diyabetli bireyler için ise hedef kan şekeri değerleri, tedaviye bağlı olarak değişiklik gösterebilir; genellikle 80-130 mg/dL arası kabul edilir. Yemek sonrası kan şekeri değerleri, normalde 180 mg/dL'yi geçmemelidir. Normal seviye aralığının altında veya üstünde olması kişide hipoglisemi, prediyabet, diyabet olabileceğine işaret edebilir.

Şeker Hastalığında İnsülin Kullanımı Bağımlılık Yapar Mı?


İnsülin, diyabetin yönetimi için hayati bir hormondur ve bağımlılık yapma özelliği yoktur. Ancak bazı hastalar, insülin kullanmanın gerekliliğini kabullenmekte zorluk yaşayabilir ve bu durum psikolojik bağımlılığa yol açabilir. İnsülin tedavisi, doktor gözetiminde titizlikle uygulanmalıdır.

Diyabet Tedavisi ile İlgili En Yaygın Yanılgılar Nelerdir?


Diyabet tedavisiyle ilgili yaygın yanılgılar arasında, diyabetli bireylerin tamamen şekerden uzak durması gerektiği ve insülinin yalnızca son çare olarak kullanılması gerektiği gibi inançlar yer alır. Dengeli bir diyet ve düzenli egzersizle birlikte insülin veya diğer tedavi yöntemleri, diyabetin yönetimi sağlar. Ayrıca, diyabetli bireylerin sağlıklı atıştırmalıklar ve tatlılar tüketmesi de mümkündür, ancak ölçülü olmak kaydıyla.

Gizli Şeker Nedir ve Belirtileri Nelerdir?


Genellikle Tip 2 Diyabet’in öncüsü kabul edilen gizli şeker, kan seviyeleri normalden yüksek olan ancak diyabet teşhisi almayan kişileri kapsar. Belirtileri genellikle hafif olabilir ve yorgunluk, aşırı susama ve sık idrara çıkma gibi genel diyabet belirtilerini içerebilir. Gizli şeker, erken teşhis edilmediğinde diyabet hastalığının ortaya çıkışına sebep olabilir.

Şeker Hastaları Nasıl Beslenmeli?


Şeker hastalarının beslenme önerileri arasında, dengeli bir diyet, tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve sağlıklı yağlar bulunur. Karbonhidrat alımını kontrol etmek ve lifli gıdaları tercih etmek, kan şekeri seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olur. Ayrıca, düzenli yemek saatleri ve porsiyon kontrolü yapılmalıdır.

Diyabet ve Obezite Arasındaki İlişki Nedir?


Obezite, Tip 2 diyabetin gelişiminde önemli bir risk faktörüdür ve insülin direncine yol açarak kan şekeri kontrolü yapılmasını zorlaştırır. Aşırı kilo, vücudun insülin kullanımını etkileyebilir ve bu da diyabet riskini artırır. Diyabetin önlenmesi ve kan şekerinin dengelenmesi için obezite ile mücadele etmek gereklidir.

Diyabet ve Egzersiz İlişkisi Nedir?


Düzenli fiziksel aktiviteler, diyabet yönetiminde önemli bir rol oynar. Egzersizler kan şekeri seviyelerini düşürmeye yardımcı olabilir. Ayrıca insülin duyarlılığını artırır, kilo kontrolüne yardımcı olur ve kalp sağlığını destekler. Yürüyüş, yüzme veya bisiklet gibi düşük etkili egzersizler, diyabetli bireyler için önerilen aktiviteler arasında yer alır.

Diyabetin Ortaya Çıkardığı Sorunlardan Nasıl Korunulur?


Diyabetin neden olabileceği başka risk faktörlerinden korunmak için mutlaka düzenli kan şekeri takibi yaptırılmalıdır. Ayrıca sağlıklı bir diyet ve fiziksel aktiviteler başka sorunların ortaya çıkmasını engeller. Düzenli doktor kontrolleri ve gerektiğinde ilaç tedavisi, ortaya çıkabilecek başka sorunların riskini azaltmak için önemlidir. Özellikle göz, böbrek ve sinir sağlığına dikkat edilmesi gerekmektedir.

Şeker Hastalığı Genetik Mi?


Diyabet öyküsü olan bir aileden gelen kişilerde, hastalığın görülme ihtimali kesin değildir. Yine de aile üyelerinde görülen şeker hastalığı, risk seviyesinin yüksekliğine işaret edebilir.

Şeker Hastalığında İlaçsız Tedavi Mümkün Mü?


Şeker hastalığının ilaçsız tedavisi, yalnızca erken tanı konulması halinde mümkündür. Kilo kontrolünün sağlanarak tip 2 diyabetli kişiler için başka sorunlar oluşturma riski azalır. Ancak bu durumda bile hastalığın tamamen iyileşeceğini söyleyebilmek mümkün değildir.
Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 18 Kasım 2024 Pazartesi Yayımlanma Tarihi: 6 Mart 2020 Cuma

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?