Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Rett sendromu, genellikle kız çocuklarında görülen nadir bir nörogelişimsel bozukluktur. İlk başta normal bir gelişim gösteren çocuklar, genellikle 6-18 ay arasında, elde ettikleri motor becerilerde gerileme ve zihinsel fonksiyonlarda yavaşlama yaşamaya başlarlar. Bu sendrom, genellikle MECP2 genindeki mutasyonlardan kaynaklanır ve farklı evrelerde kendini gösterir. Rett sendromu, konuşma kaybı, el hareketlerinde tekrarlayıcı davranışlar ve yürüme zorlukları gibi belirtilerle karakterizedir. Tam olarak tedavi edilememesine rağmen, belirtileri hafifletmeye yönelik çeşitli tedavi yöntemleri mevcuttur. Rett sendromu, erken teşhis ve uygun müdahale ile yönetilebilir.
İçindekiler

Rett Sendromu Nedir?

Rett sendromu , genellikle kız çocuklarını etkileyen nadir görülen 'nörogelişimsel bir bozukluk'tur. Bu sendrom, doğumdan sonraki ilk 6 ila 18 ay arasında normal bir gelişim döneminin ardından ortaya çıkar. İlk belirtiler arasında, motor becerilerin kaybı, el becerilerinin gerilemesi, konuşma yeteneğinde azalma ve sosyal etkileşimlerde zorluklar yer alır. Rett sendromu, X kromozomunda bulunan MECP2 genindeki mutasyonlar sonucunda gelişir. Erkek çocuklarda da görülebilmesine rağmen, bu durum genellikle doğumdan kısa süre sonra ciddi sorunlara neden olur ve hayatta kalma şansı çok düşüktür.

Bu sendromun en belirgin özelliklerinden biri, çocukların ellerini sürekli olarak sıkmaları, ovuşturmaları veya ağza götürmeleri gibi tekrarlayan el hareketleridir. Ayrıca, skolyoz (omurga eğriliği), nöbetler, solunum sorunları ve uyku bozuklukları gibi diğer tıbbi riskler de sıklıkla bu sendromla ilişkilidir. Rett sendromunun belirtileri bireyler arasında farklılık gösterebilir ve bazı çocuklarda daha hafif veya daha şiddetli olabilir.

Tedavi seçenekleri, sendromun kendisini tamamen iyileştiremese de, semptomların yönetilmesine ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesine yönelik olarak fizyoterapi, konuşma terapisi ve ilaç tedavisini içerebilir. Erken teşhis ve multidisipliner yaklaşımlar, Rett sendromu olan çocukların daha iyi bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir. Ancak, hastalığın nedeni genetik bir mutasyon olduğundan, tam bir tedavi şu anda mümkün değildir. Rett sendromu üzerine yapılan araştırmalar, gen terapisi ve diğer yenilikçi tedavi yöntemleri ile bu durumun daha iyi anlaşılmasını ve ileride daha etkili tedavilerin geliştirilmesini hedeflemektedir.

Rett Sendromu Neden Olur?

Rett sendromu, genellikle X kromozomunda bulunan MECP2 genindeki mutasyonlardan kaynaklanır. Bu gen, beyindeki sinir hücrelerinin normal gelişimini ve işlevini düzenleyen bir proteini kodlar. MECP2 genindeki mutasyon, bu proteinin düzgün çalışmasını engeller, bu da beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Sonuç olarak, özellikle motor beceriler, dil gelişimi ve sosyal etkileşim gibi alanlarda bozulmalar meydana gelir.

Rett sendromu genetik bir bozukluk olmasına rağmen, çoğu vaka kalıtsal değildir. Bu mutasyonlar genellikle spontan, yani rastgele ortaya çıkar ve genellikle ebeveynlerden çocuklara geçmez. Bu nedenle, Rett sendromu olan bir çocuğun kardeşlerinde aynı sendromun görülme olasılığı çok düşüktür.

Rett sendromu daha çok kız çocuklarını etkiler çünkü bu bozukluk X kromozomuyla ilişkilidir. Erkeklerde de MECP2 geninde mutasyonlar olabilir, ancak erkeklerin yalnızca bir X kromozomu olduğundan, bu mutasyonlar genellikle doğum öncesi veya erken bebeklik döneminde daha ağır sonuçlara yol açar ve erkek çocuklar genellikle doğumdan kısa süre sonra hayatını kaybeder. Kız çocuklarında ise iki X kromozomu bulunduğundan, sağlıklı olan X kromozomu bir dereceye kadar mutasyonu telafi edebilir ve bu durumun daha uzun süre hayatta kalınmasına izin verir.

Rett Sendromu Kimlerde Görülür?

Rett sendromu, çoğunlukla kız çocuklarında görülen bir nörogelişimsel bozukluktur. Bu sendromun kızlarda daha yaygın olmasının sebebi, X kromozomu üzerinde yer alan MECP2 genindeki mutasyonlardan kaynaklanmasıdır. Kızlar, iki X kromozomuna sahip olduklarından, bu mutasyonlardan yalnızca birini taşısalar bile diğer sağlıklı X kromozomundan bir miktar telafi sağlanabilir. Bu durum, kızlarda sendromun ortaya çıkmasına rağmen, genellikle doğumdan hemen sonra ölümle sonuçlanmayan bir tablo oluşturur.

Erkeklerde ise, yalnızca bir X kromozomu bulunduğundan, MECP2 genindeki mutasyon çok daha ciddi sonuçlar doğurur. Erkek çocukları genellikle bu mutasyonla doğduklarında, ağır nörolojik sorunlar yaşar ve çoğu doğumdan kısa bir süre sonra yaşamını yitirir. Bu nedenle, Rett sendromu erkeklerde nadiren hayatta kalma süresiyle ilişkilidir ve kızlara oranla çok daha az görülür.

Rett sendromu kalıtsal bir özellik göstermediğinden, yani genellikle ebeveynlerden geçmediğinden, çoğu vaka spontan mutasyonlar sonucu oluşur. Bu durum, dünya genelinde tüm etnik gruplarda ve coğrafyalarda rastlanabilir, ancak sendromun görülme oranı oldukça düşüktür. Rett sendromu, dünya genelinde yaklaşık her 10.000-15.000 kız çocuğundan birini etkiler.

Rett Sendromu genellikle kız çocuklarında görülen bir nörogelişimsel bozukluk olduğundan, Rett Sendromu olan bireylerin üreme yetenekleri sınırlı olabilir. Ancak, Rett Sendromu olan bireylerin anne veya baba olup olamayacağı, hastalığın şiddetine ve bireysel sağlık durumlarına bağlıdır. Özellikle ağır vakalarda, üreme yeteneği ciddi şekilde etkilenebilir. Rett Sendromu taşıyıcısı olan anne adayları, tüp bebek tedavisi ile sağlıklı bir gebelik elde etme şansını artırabilirler.

Rett Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Rett sendromu, çoğunlukla kız çocuklarını etkileyen nadir bir nörogelişimsel bozukluktur. Genellikle doğumdan sonra ilk 6-18 aylık dönemde normal bir gelişim görülür, ancak daha sonrasında belirtiler kendini göstermeye başlar. Bu sendrom, çeşitli motor, dil ve sosyal becerilerde gerilemelere yol açabilir. Aşağıda, Rett sendromunun yaygın belirtileri sıralanmıştır:

  • Normal gelişimin yavaşlaması veya durması
  • Baş büyümesinde yavaşlama
  • Ellerin tekrarlayıcı hareketleri
  • Dil ve iletişim becerilerinde kayıp
  • Yürümekte zorluk
  • Sosyal ilişkilerde gerileme
  • Solunum problemleri
  • Kas tonusu bozuklukları
  • Epileptik nöbetler
  • Kalp ve dolaşım problemleri

Normal Gelişimin Yavaşlaması veya Durması

Rett sendromu, genellikle bebeklerin 6 ila 18 ay arasında normal gelişim gösterdikten sonra gelişimlerinin durması veya gerilemesiyle kendini belli eder. Bu dönemde motor beceriler, dil gelişimi ve sosyal etkileşimler durur veya daha önce kazanılan yetenekler kaybedilir. Aileler bu gerilemeyi fark ederek çocuklarında bir sorun olduğundan şüphelenmeye başlar.

Baş Büyümesinde Yavaşlama

Rett sendromunun önemli belirtilerinden biri, baş çevresinin büyümesinde yavaşlama olmasıdır. Bebeklerin normal gelişim sürecinde baş çevresi hızla büyürken, Rett sendromu olan çocuklarda bu büyüme belirgin bir şekilde durur. Bu durum, beyin gelişiminde yaşanan problemlerin fiziksel bir yansımasıdır.

Ellerin Tekrarlayıcı Hareketleri

Rett sendromu olan çocuklar, istemsiz el hareketleri sergileyebilirler. Ellerini sıkma, çırpma, bükme gibi tekrarlayıcı hareketler sıkça gözlemlenir. Bu hareketler çocukların istem dışı yaptığı davranışlardır ve genellikle elleri kullanma becerisinde önemli bir kayıp yaşanır.

Dil ve İletişim Becerilerinde Kayıp

Bu sendromun bir diğer temel belirtisi, dil ve iletişim becerilerinde kayıptır. Çocuklar daha önce kazandıkları konuşma yeteneklerini kaybedebilir ya da bu beceriler hiç gelişmeyebilir. Zamanla çocukların sosyal etkileşimde bulunma yeteneği azalır ve göz teması gibi iletişim yolları zayıflar.

Yürümekte Zorluk

Rett sendromu, motor becerilerde ciddi kayıplara yol açar. Çocuklar yürüme becerilerini ya tamamen kaybederler ya da yürümekte zorlanırlar. Dengesizlik, kas güçsüzlüğü gibi sorunlar nedeniyle bağımsız hareket etme yeteneği önemli ölçüde kısıtlanır.

Sosyal İlişkilerde Gerileme

Rett sendromlu çocuklar, sosyal etkileşimlerinde belirgin bir gerileme yaşar. Özellikle göz teması kurma ve çevreyle etkileşim kurma yeteneklerinde azalma olur. Bu durum, ailelerin çocuklarındaki sosyal geri çekilme fark etmelerine yol açar.

Solunum Problemleri

Rett sendromu olan çocuklarda solunum problemleri sıklıkla görülür. Hızlı nefes alıp verme, nefes tutma veya düzensiz solunum gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu solunum bozuklukları, hastalığın nörolojik etkileriyle ilişkilidir ve yaşam kalitesini olumsuz etkiler.

Kas Tonusu Bozuklukları

Kas tonusunda anormallikler, Rett sendromunun yaygın belirtilerindendir. Kaslarda aşırı sertlik (hipertoni) veya zayıflık (hipotoni) görülebilir. Bu durum, çocuğun hareket etmesini zorlaştırır ve günlük aktivitelerde bağımsızlığını kaybetmesine neden olur.

Epileptik Nöbetler

Rett sendromu olan bireylerde epileptik nöbetler sıkça görülür. Bu nöbetler, çocuğun nörolojik gelişimi üzerinde ek bir yük oluşturur ve sendromun semptomlarını ağırlaştırabilir. Nöbetlerin sıklığı ve şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.

Kalp ve Dolaşım Problemleri

Rett sendromu, bazen kardiyak ve dolaşım problemlerine de yol açabilir. Kalp ritim bozuklukları (aritmiler) yaygın olarak görülür ve bu durum bazen hayati tehlike yaratabilir. Bu nedenle, düzenli kalp kontrolleri önemlidir.

Rett Sendromu Nasıl Teşhis Edilir?

Rett sendromu, genellikle klinik belirtiler ve genetik testlerle teşhis edilir. İlk belirtiler, bebeklerde normal bir gelişim döneminin ardından ortaya çıkar, bu da tanıyı geciktirebilir. Teşhis süreci genellikle birkaç aşamada gerçekleşir:

Öncelikle, çocukların motor becerilerinde gerileme, el hareketlerinin kaybı, dil becerilerinin azalması ve sosyal etkileşimde zayıflama gibi belirgin nörogelişimsel belirtiler gözlemlenir. Bu belirtiler, genellikle 6-18 aylık dönemde fark edilir. Çocuklarda özellikle el ovuşturma veya sürekli el hareketleri gibi karakteristik davranışlar ve yürüme veya denge sorunları varsa, doktorlar Rett sendromundan şüphelenebilir.

Klinik gözlemler sonucunda Rett sendromundan şüphelenilirse, kesin tanı için genetik testler uygulanır. Bu testler, X kromozomu üzerinde bulunan MECP2 geninde bir mutasyon olup olmadığını kontrol eder. Rett sendromu vakalarının büyük çoğunluğunda bu gende mutasyonlar tespit edilir. Ancak, nadiren MECP2 mutasyonu olmadan da Rett sendromuna benzer belirtiler gösteren çocuklar olabilir, bu nedenle genetik testlerin sonuçları her zaman kesin olmayabilir.

Ek olarak, Rett sendromunu doğrulamak ve diğer nörogelişimsel bozukluklardan ayırmak için bazı nörolojik testler de yapılabilir. EEG (elektroensefalografi), beyin aktivitesindeki anormal elektriksel paternleri tespit edebilir. Ayrıca, beyin MRI taramaları gibi görüntüleme teknikleri, beyindeki yapısal değişiklikleri değerlendirmede yardımcı olabilir. Ancak bu testler genellikle teşhisi doğrulamak için ek bilgi sağlasa da, temel teşhis aracı genetik testlerdir.

Rett sendromunun kesin tanısı koyulabilmesi için çocuk nörologları, genetik uzmanları ve diğer sağlık profesyonellerinden oluşan multidisipliner bir ekip çalışması gerekebilir. Erken teşhis, çocuğun semptomlarına uygun tedavi planlarının yapılabilmesi açısından önem taşır.

Rett Sendromu Evreleri Nelerdir?

Rett sendromu, genellikle dört evrede ilerleyen bir süreçle karakterize edilir. Her evrede farklı semptomlar ve hastalığın ciddiyetinde değişiklikler gözlemlenir. Bu evreler şunlardır:

  • 1. Evre : Erken Başlangıç (Stagnasyon Dönemi): Rett sendromunun ilk belirtileri genellikle 6 ila 18 aylık dönemde ortaya çıkar. Bu evre, bebeklerin motor ve sosyal gelişiminde duraklama ve yavaşlama ile başlar. Çocuklar bu dönemde hala normal görünebilir, ancak baş büyüme hızında yavaşlama ve gelişimsel ilerlemelerde duraklama fark edilebilir. Motor becerilerde hafif gerilemeler görülebilir, ancak bu belirtiler genellikle dikkat çekici olmayabilir.
  • 2. Evre : Hızlı Gerileme (Regresyon Dönemi): Bu evre genellikle 1 ila 4 yaşları arasında başlar ve en belirgin gerilemelerin yaşandığı dönemdir. Çocuklar daha önce kazandıkları motor ve sosyal becerilerini hızla kaybetmeye başlar. El becerilerinde belirgin bir kayıp olur, çocuklar el ovuşturma, el çırpma veya el ağza götürme gibi tekrarlayan hareketler sergiler. Ayrıca, konuşma yeteneği azalır veya tamamen kaybolur. Sosyal etkileşimler ve oyun oynama becerileri azalır, çocuklar çevreleriyle daha az ilgilenmeye başlar. Bu dönemde solunum sorunları, nöbetler ve düzensiz uyku da ortaya çıkabilir.
  • 3. Evre : Plato (Stabilizasyon Dönemi): Genellikle 2 ila 10 yaşları arasında başlayan bu evre, ilerlemenin daha yavaşladığı bir dönemdir. Hızlı gerileme durur ve semptomlar bir süreliğine sabitlenir. Bu dönemde sosyal etkileşimler bir miktar geri kazanılabilir ve çocuklar çevreye daha duyarlı hale gelebilir. Ancak, motor becerilerdeki zayıflık devam eder ve çocuklar genellikle yardımsız yürüyemez hale gelir. Nöbetler bu dönemde sıklaşabilir ve solunum sorunları da devam edebilir. Bu evre yıllar sürebilir ve bazı çocuklar bu evrede uzun süre kalabilir.
  • 4. Evre : Geç Motor Bozulma (İleri Dönem): Bu evre genellikle ergenlik dönemi ve sonrasında başlar. Çocukların motor becerileri ciddi şekilde bozulur, yürüyebilenler bile zamanla hareket yeteneğini kaybedebilir. Skolyoz (omurga eğriliği) bu evrede sık görülür ve kas zayıflığı artar. Motor sorunların ağırlaşmasına rağmen, bu dönemde sosyal, dil ve bilişsel becerilerde ciddi bir gerileme genellikle görülmez; hatta bazı çocuklarda sosyal beceriler hafifçe iyileşebilir. Bu evrede nöbetler ve diğer tıbbi riskler devam eder. Hayatın bu aşamasında bakım ihtiyacı genellikle artar.

Rett sendromu, her bireyde farklı hızda ilerleyebilir ve belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bu dört evre, hastalığın genel ilerleyişini tanımlamak için kullanılan bir modeldir, ancak her birey için bu süreç farklılık gösterebilir.

Rett Sendromu Nasıl Tedavi Edilir?

Rett sendromu, genetik bir nörogelişimsel bozukluk olup, kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Ancak, bu hastalığın belirtilerini hafifletmek ve yaşam kalitesini iyileştirmek için bazı tedavi yöntemleri kullanılabilir. Tedavi genellikle semptomlara yönelik olup, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.

Fizik tedavi, motor becerilerin korunmasına yardımcı olabilir ve eklem sertliği gibi sorunların önlenmesine katkı sağlar. Ayrıca, konuşma terapisi iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik stratejiler sunar. Ergoterapi, günlük yaşam aktivitelerini yapabilme becerisini artırmak için kullanılır. Bazı durumlarda, nöbetleri kontrol altına almak için antiepileptik ilaçlar reçete edilebilir.

Beslenme desteği de Rett sendromu olan bireylerde önemlidir, çünkü bu hastalarda yutma ve beslenme güçlükleri görülebilir. Beslenme düzeninin dikkatle izlenmesi ve gerekirse tüple beslenme gibi yöntemlerin uygulanması gerekebilir. Solunum problemleri olan hastalarda solunum terapisi önerilebilir.

Son yıllarda genetik tedavi ve kök hücre araştırmaları bu sendromun tedavisi için umut vadeden alanlar olarak öne çıkmaktadır. Ancak, bu tedaviler hala araştırma aşamasındadır ve kesin sonuçlar elde edilmemiştir. Tedavi süreci boyunca düzenli tıbbi kontroller, aile desteği ve eğitim programları da önemli rol oynar. Rett sendromu ile yaşayan bireylerin yaşam kalitesini artırmak için erken müdahale ve sürekli takip gereklidir.

Rett Sendromu Hakkında Sık Sorulan Sorular

Rett sendromu kaç yıl yaşar?

Rett sendromu olan bireyler genellikle yetişkinliğe kadar yaşayabilir ve yaşam süreleri 40'lı hatta 50'li yaşlara kadar ulaşabilir. Yaşam süresi, semptomların şiddetine ve sağlık hizmetlerine erişime bağlı olarak değişebilir.

Rett sendromu tedavisi var mıdır?

Rett sendromunun şu an için kesin bir tedavisi yoktur, ancak semptomları hafifletmeye yönelik terapiler ve destekleyici tedaviler mevcuttur. Bu tedaviler arasında fizik tedavi, konuşma terapisi ve ilaç tedavisi yer alır.

Rett sendromu otizm mi?

Rett sendromunun otizm belirtileri ile ilişkisi yoktur. Rett sendromu, genetik bir nörolojik bozukluktur ve özellikle kız çocuklarında görülürken, otizm gelişimsel bir spektrum bozukluğudur.

Rett sendromu genetik mi?

Evet, Rett sendromu genetik bir bozukluktur. Genellikle MECP2 geninde meydana gelen mutasyonlar nedeniyle oluşur, ancak çoğu vaka kalıtsal değildir ve spontan mutasyonlar sonucu ortaya çıkar.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 31 Ekim 2024 Perşembe Yayımlanma Tarihi: 20 Eylül 2024 Cuma

Tıbbi Birimler

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?