Rahim ağzı kanseri (serviks kanseri), rahmin alt kısmında bulunan serviks bölgesinde meydana gelen bir kanser türüdür. Genellikle Human Papilloma Virüsü (HPV) enfeksiyonu ile ilişkilidir. Rahim ağzı kanserinin belirtileri arasında anormal vajinal kanama, ilişki sonrası kanama, pelvik ağrı ve adet düzeninde değişiklikler bulunur. Erken dönemde tarama testleri (Pap smear ve HPV testi) ile tanı konulabilir. Tedavi yöntemleri, kanserin evresine göre cerrahi, radyoterapi ve kemoterapiyi içerebilir. Aşılar ve düzenli taramalar, rahim ağzı kanserini önlemede kritik bir rol oynar. Bu durumdan şüphelenildiğinde bir jinekoloji uzmanına başvurulmalıdır.
Rahim Ağzı Kanseri (Serviks Kanseri) Nedir?
Rahim ağzı kanseri , rahmin vajinaya bağlanan alt ve dar bölümü olan 'serviks'in hücrelerinde başlayan ve gelişen yaygın bir kanser türüdür. Genellikle zaman içinde, displazi olarak adlandırılan ve servikal dokuda anormal hücrelerin ortaya çıktığı öncül değişimlerle başlar. Bu hücreler tedavi edilmezse kansere dönüşebilir. Rahim ağzı kanserinin birincil nedeni, yüksek riskli insan papilloma virüsü (HPV) türleriyle olan kalıcı enfeksiyonlardır. Çoğu HPV enfeksiyonu kendiliğinden geçse de, bazı türleri hücresel değişikliklere yol açarak kansere ilerleyebilir. Erken evrelerde genellikle belirti göstermeyen rahim ağzı kanseri, ilerledikçe cinsel ilişki sonrası kanama, adet dönemi dışında kanama, menopoz sonrası kanama, pelvik ağrı veya ilişki sırasında ağrı gibi belirtiler verebilir.
Rahim ağzı kanseri, dünya genelinde kadınlar arasında en sık görülen dördüncü kanser türü olarak önemli bir sağlık sorunudur. 2022 yılında dünya genelinde yaklaşık 660 bin yeni vaka tanısı konulmuş ve 350 bine yakın ölüm gerçekleşmiştir. Gelişmiş ülkelerde alınan önlemler sayesinde rahim ağzı kanseri vakaları önemli ölçüde azalmıştır. Hastalık en sık 35-44 yaş arasındaki kadınlarda görülmekle birlikte, ileri yaşlarda da risk devam etmektedir. Erken tanı ve önleme, tedavi sonuçlarını ve hayatta kalma oranlarını önemli ölçüde iyileştirmektedir.
Rahim ağzı kanseri, etkin önleme yöntemleri sayesinde büyük ölçüde engellenebilen bir hastalıktır. HPV aşısı ve düzenli tarama programları, hastalığın hem görülme sıklığını hem de ölüm oranlarını ciddi oranda azaltmada kritik bir rol oynar. Aşılama programlarının yanı sıra farkındalığın artırılması, erken teşhis için düzenli tarama imkânlarının genişletilmesi ve sağlık hizmetlerine erişimin iyileştirilmesi, hastalığın ortadan kaldırılması hedefine ulaşmada büyük önem taşır. Pap smear ve HPV testlerinin gibi düzenli rahim ağzı taramalarıtleri) ile erken tanı, önleyici tedavi ve HPV aşısı, rahim ağzı kanserinin gelişme riskini önemli ölçüde azaltır.
Cinsel birliktelik yaşamış bir kişiye yapılan HPV aşısı koruyucu mudur?
Acıbadem Maslak Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum / Jinekolojik Onkoloji Uzmanı, Prof. Dr. Mete Güngör, Rahim Ağzı Kanseri (HPV) üzerine soruları yanıtlıyor.Rahim Ağzı Kanseri (Serviks Kanseri) Belirtileri Nelerdir?
Rahim ağzı kanseri (serviks kanseri), erken evrelerinde genellikle belirgin bir belirti göstermez. Hastalık ilerledikçe şu belirtiler ortaya çıkabilir: cinsel ilişki sonrasında, adet dönemleri arasında veya menopoz sonrasında anormal vajinal kanama; alışılmadık şekilde kokulu ve kanlı olabilen anormal vajinal akıntı; pelvik bölgede ağrı; cinsel ilişki sırasında ağrı; ve hastalık ileri evrelere ulaştığında bacaklarda şişme, kalıcı bel ağrısı, idrarda kan görülmesi ya da idrar yaparken zorlanma gibi ek belirtiler. Bu semptomlar başka sağlık sorunlarıyla da ilişkili olabileceğinden, özellikle anormal vajinal kanama durumunda, bir sağlık uzmanına danışarak gerekli taramaları yaptırmak son derece önemlidir. Düzenli Pap smear ve HPV testleri gibi taramalar, erken teşhis için kritik öneme sahiptir ve tedavi başarı oranını önemli ölçüde artırır.
Rahim ağzı kanserinin belirtileri şu şekildedir:
- Cinsel ilişki sonrasında, adet dönemleri arasında veya menopoz sonrasında anormal vajinal kanama.
- Alışılmadık şekilde kokulu ve kanlı olabilen anormal vajinal akıntı.
- Pelvik bölgede ağrı.
- Cinsel ilişki sırasında ağrı.
- İleri evrelerde bacaklarda şişme.
- Kalıcı bel ağrısı.
- İdrarda kan görülmesi.
- İdrar yaparken zorlanma veya ağrı.
Rahim Ağzı Kanseri (Serviks Kanseri) Neden Olur?
Rahim ağzı kanseri, büyük ölçüde insan papilloma virüsünün (HPV) yüksek riskli türleriyle uzun süreli enfeksiyon maruziyeti sonucu gelişir. Cinsel yolla bulaşan yaygın bir enfeksiyon olan HPV'nin çoğu türü kendiliğinden iyileşse de, özellikle HPV 16 ve HPV 18 türleri rahim ağzı hücrelerinde değişikliklere neden olarak zamanla kansere dönüşebilir. Sigara kullanımı, rahim ağzı hücrelerinin DNA'sına zarar verip bağışıklık sistemini zayıflatarak riski artırırken zayıf bağışıklık sistemi, HIV/AIDS gibi durumlar ve uzun süreli doğum kontrol hapı kullanımı da kanser riskini yükselten faktörler arasında yer alır. Ayrıca, erken yaşta cinsel ilişki, birden fazla cinsel partner ve çok sayıda tam süreli gebelik, HPV enfeksiyonuna yakalanma ihtimalini artırarak rahim ağzı kanseri riskini yükseltir. HPV enfeksiyonlarının çoğu kansere yol açmasa da düzenli taramalar ve HPV aşısı gibi önleyici yöntemler, bu kanseri büyük ölçüde önlemede etkili bir rol oynar.
Rahim ağzı kanseri nedenleri arasında şunlar yer alır:
- HPV'nin yüksek riskli türleriyle enfeksiyon (özellikle HPV 16 ve HPV 18).
- Sigara kullanımı ve bağışıklık sisteminin zayıflaması.
- HIV/AIDS gibi durumlar nedeniyle bağışıklık sisteminin baskılanması.
- Erken yaşta cinsel ilişkiye başlama.
- Birden fazla cinsel partnerin bulunması.
- Uzun süreli doğum kontrol hapı kullanımı.
- Çok sayıda tam süreli gebelik.
- Ailede rahim ağzı kanseri öyküsü.
- Düşük sosyoekonomik koşullar.
Rahim Ağzı Kanseri (Serviks Kanseri) Evreleri Nelerdir?
Rahim ağzı kanseri (serviks kanseri), kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olup genellikle insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonuyla ilişkilidir. Hastalık, erken evrelerinde belirti vermeyebilir, bu da düzenli tarama ve erken teşhisi hayati önem taşıyan unsurlar haline getirir. Kanserin ilerleme derecesine bağlı olarak evrelere ayrılması, tedavi planlamasında kritik bir rol oynar. Bu evreleme sistemi, kanserin boyutunu, çevre dokulara yayılımını ve uzak organlara metastaz yapıp yapmadığını değerlendirmek için kullanılır. Her evre, hastalığın kapsamını ve tedavi seçeneklerini daha iyi anlamayı sağlar, böylece hastaların en etkili şekilde yönetilmesine olanak tanır.
Evre I
Rahim ağzı kanserinin birinci evresinde tümör, yalnızca rahim ağzıyla sınırlıdır ve başka bir dokuya yayılım göstermez. Bu evrede, tümörün büyüklüğü ve yayılma derinliği alt evrelere göre sınıflandırılır. Evre IA, sadece mikroskopik olarak tespit edilebilen ve derinliği 5 mm’nin altında olan kanseri ifade eder; alt kategorilerinden Evre IA1'de derinlik 3 mm’den küçükken, Evre IA2'de 3-5 mm arasındadır. Evre IB’de ise yayılım derinliği 5 mm’yi aşar ancak kanser rahim ağzıyla sınırlı kalır. Evre IB1'de tümörün genişliği 2 cm’den küçüktür, Evre IB2’de 2-4 cm arasındadır, ve Evre IB3’te genişlik 4 cm’yi aşar.
Evre II
İkinci evrede kanser rahim dokularının dışına yayılmış ancak vajinanın alt üçte birlik kısmına veya pelvik duvara ulaşmamıştır. Evre IIA’da tümör, vajinanın üst üçte iki kısmına yayılmıştır ancak çevre dokular etkilenmemiştir. Evre IIA1 tümör çapı 4 cm’den küçükken, Evre IIA2 çapı 4 cm’den büyüktür. Evre IIB’de kanser çevre dokulara da yayılmıştır ancak pelvik duvara ulaşmamıştır.
Evre III
Üçüncü evrede kanser daha geniş alanlara yayılır ve bazı komplikasyonlara yol açar. Kanser, vajinanın alt üçte birine veya pelvik duvara ulaşabilir ve hidronefroz (böbreklerin şişmesi) ya da böbrek fonksiyon kaybına neden olabilir. Evre IIIA’da yayılım vajinanın alt kısmıyla sınırlıdır ancak pelvik duvar tutulumu yoktur. Evre IIIB’de kanser pelvik duvara ulaşmış ve hidronefroz veya böbrek hasarına neden olmuştur. Evre IIIC ise lenf nodu tutulumunu ifade eder; Evre IIIC1 pelvik lenf nodlarını, Evre IIIC2 aort çevresindeki lenf nodlarını kapsar.
Evre IV
Dördüncü evrede kanser pelvis bölgesinin dışına yayılmıştır veya mesane ya da rektum gibi komşu organları tutmuştur. Evre IVA, komşu pelvik organlara yayılımı ifade ederken, Evre IVB, uzak organlara (akciğerler, karaciğer gibi) metastaz yapmış kanseri kapsar. Bu evre, kanserin en ileri ve yaygın olduğu aşamadır.
Rahim Ağzı Kanseri (Serviks Kanseri) Tanısı ve Uygulalan Testler
Rahim ağzı kanserinin (serviks kanseri) tanısı genellikle düzenli tarama testleri sırasında tespit edilen anormal hücre değişiklikleriyle konur. En yaygın kullanılan tarama yöntemleri Pap smear testi ve HPV testidir. Pap smear, rahim ağzındaki hücrelerdeki anormallikleri belirlerken, HPV testi yüksek riskli HPV türlerinin varlığını tespit eder. Anormal bir tarama sonucu alındığında, daha ileri tanı testleri yapılabilir. Kolposkopi adı verilen bir yöntemle rahim ağzı yakından incelenir ve gerektiğinde biyopsi alınarak hücrelerde kanser veya öncül değişikliklerin varlığı doğrulanır. Ayrıca, kanserin evresini belirlemek için manyetik rezonans görüntüleme (MR), bilgisayarlı tomografi (BT) veya pozitron emisyon tomografisi (PET) gibi görüntüleme testleri de kullanılabilir. Erken teşhis, tedavi başarı oranını büyük ölçüde artırır ve bu nedenle düzenli taramalar hayati öneme sahiptir.
Rahim ağzı kanseri tanısı ve uygulanan testler şunlardır:
- Pap smear testi (Pap testi) : Serviksten alınan hücre örnekleri mikroskop altında incelenerek anormal hücre değişiklikleri tespit edilir.
- HPV testi : Rahim ağzından alınan hücre örneklerinde insan papilloma virüsünün (HPV) yüksek riskli türlerinin varlığı araştırılır.
- Kolposkopi : Rahim ağzının ayrıntılı incelenmesi için özel bir büyüteç (kolposkop) kullanılır. Şüpheli alanlar tespit edilirse biyopsi alınır.
- Biyopsi : Rahim ağzından alınan küçük doku örneği patolojik incelemeye gönderilerek kanserli hücrelerin varlığı kesinleştirilir.
- Endoservikal kürtaj (ECC) : Servikal kanalın içinden doku örneği alınarak hücreler incelenir.
- Konizasyon (kon biyopsisi) : Rahim ağzından koni şeklinde bir doku örneği çıkarılarak daha ayrıntılı inceleme yapılır.
- Görüntüleme yöntemleri (CT, MRI, PET taramaları) : Kanserin yayılımını ve evresini belirlemek için ileri görüntüleme teknikleri kullanılır.
Taram Yöntemleri
Rahim ağzı kanserine karşı tarama yöntemleri yaş gruplarına göre farklılık gösterir. 21 yaşından önce tarama önerilmezken, 21-29 yaş arasındaki kadınların 3 yılda bir Pap-Smear testi yaptırmaları tavsiye edilir. 25-29 yaş grubunda ise 5 yılda bir HPV-DNA testi bir alternatif olarak sunulabilir. 30-65 yaş arası kadınlar için üç seçenek bulunur: 3 yılda bir Pap-Smear testi, 5 yılda bir HPV-DNA testi veya 5 yılda bir HPV-DNA testi ve Pap-Smear testinin birlikte yapılması (co-testing). Son 10 yılda yapılan 3 Pap-Smear, 2 HPV-DNA testi veya 2 co-testing sonucu negatif olan 65 yaş üstü kadınlar için tarama sonlandırılabilir. Bu tarama programları, rahim ağzı kanseri belirtisi olmayan ve HPV aşısı olmuş ya da olmamış tüm kadınlar için geçerlidir.
Rahim Ağzı Kanseri (Serviks Kanseri) Tedavisi ve Uygulanan Yöntemler
Rahim ağzı kanseri (serviks kanseri) tedavisi, hastalığın evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve bireysel tercihlere bağlı olarak cerrahi, radyoterapi, kemoterapi veya bu tedavilerin kombinasyonlarını içerebilir. Erken evre kanserlerde genellikle rahim ağzının, rahmin ve bazen de çevresindeki dokuların çıkarıldığı cerrahi müdahaleler (örneğin, histerektomi) uygulanır. Daha ileri evrelerde, radyoterapi genellikle kemoterapi ile birlikte kullanılarak kanser hücrelerinin büyümesi ve yayılması kontrol altına alınır. Hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi gibi yeni yöntemler de bazı hastalarda tedavi seçenekleri arasında yer almaktadır. Tedavi planlamasında hastalığın evresi kadar, hastanın doğurganlık isteği gibi kişisel faktörler de dikkate alınır. Erken teşhis edilen vakalarda tedavi başarı oranları oldukça yüksektir, bu nedenle düzenli tarama ve erken tanı büyük önem taşır.
Rahim ağzı kanseri veya hücresel değişikliklerin tanı ve tedavisinde kullanılan yöntemler arasında şu prosedürler yer almaktadır:
- LEEP (Loop Electrosurgical Excision Procedure) : Elektrik enerjisiyle çalışan bir tel halka kullanılarak rahim ağzındaki anormal dokular kesilir ve alınır. Bu yöntem, aynı zamanda kanamayı durdurucu etkisiyle de avantaj sağlar.
- Kriyoterapi : Rahim ağzındaki anormal hücrelerin dondurulması için aşırı soğuk kullanılmaktadır. Hücrelerarası su kristalize edilir, bu da kanserli dokunun zedelenerek yok edilmesini sağlar.
- Lazer tedavisi : Yayılmış lezyonların görülebildiği ve rahim içi küretaj sonuçlarının temiz olduğu durumlarda kullanılan bir yöntemdir. Lazer ışınlarıyla anormal hücreler yakılarak yok edilir.
- Konizasyon : Rahim ağzından koni şeklinde bir doku parçasının cerrahi olarak çıkarıldığı bir işlemdir. Bu yöntem, hem tanı hem de tedavi amacıyla kullanılabilir ve hücresel değişikliklerin tedavisinde etkili bir rol oynar.