Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Proloterapi, modern tıp uygulamaları arasında rejeneratif tıp yaklaşımının önemli bir parçası olarak görülmektedir. Özellikle bağ dokusu ve eklemlerin onarımını teşvik etmesiyle dikkat çeken bu yöntem, pek çok hastanın yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Günümüzde giderek daha fazla hekim ve uzman tarafından tercih edilen proloterapi, minimal invaziv bir uygulama olması sayesinde hastalar için de oldukça cazip bir seçenek hâline gelmiştir.

İçindekiler

Proloterapi Nedir?

Proloterapi, en basit tanımıyla vücudun kendi iyileştirici mekanizmalarını harekete geçirmeyi amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Kas ve eklem ağrıları başta olmak üzere kronik ağrının yoğun olarak görüldüğü alanlarda kullanılabilen bu tedavi, enjeksiyon tedavisi yoluyla hedef bölgedeki hasarlı dokuların yenilenmesine yardımcı olur. Bu süreçte, vücuda enjekte edilen çözeltiler, ilgili bölgede iyileştirici bir inflamasyon yaratır ve böylece hücrelerin yenilenmesini uyarır. Bunun sonucunda hasarlı doku güçlenir, ağrılar azalır ve fonksiyonlar büyük ölçüde iyileşme gösterir.

Proloterapi, günümüzde kronik ağrılar ve doku hasarları için umut vadeden, minimal invaziv ve oldukça etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Özellikle kas ve eklem ağrıları, tendon hasarı ve bağ dokusunda meydana gelen hasarların tedavisinde önemli bir alternatiftir. Tedavinin başarısı; doğru hasta seçimi, deneyimli bir uygulamacı ve doğru seans planlamasıyla yakından ilişkilidir. Proloterapi seansları sırasında vücudun doğal hücre yenileme süreci desteklenir, böylece daha güçlü ve sağlam bir bağ dokusu yapısı oluşturmak hedeflenir. Tedavi sonrasında hastaların önerilere uyması, gerektiğinde fiziksel terapi alması ve düzenli kontrollerini aksatmaması başarı oranını yükseltir.

Proloterapi Tanımı ve Temel İlkeleri

Proloterapinin temel prensibi, hasarlı dokunun yeniden yapılanmasını ve güçlenmesini sağlamaktır. Özellikle bağ dokusu ve tendonlar üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu bilinen proloterapi, düşük konsantrasyonda şeker (dekstroz gibi) veya benzer irritan çözeltilerin enjekte edilmesiyle gerçekleştirilebilir. Bu enjeksiyon tedavisi, vücudun “kontrollü bir şekilde” iltihaplanma sürecine girmesine öncülük ederek hücre yenileme kapasitesini artırır. Kısaca, dokuları onaran ve yeniden şekillendiren doğal mekanizmaları devreye sokarak, hasarlı bölgenin kendini iyileştirmesini hedefler.

Proloterapinin dayandığı temel ilkeler şunlardır:

  • Dokuların Yeniden Yapılanması: Bağ dokularının ve tendonların iyileşmesi için vücudun doğal hücre çoğaltma ve dokuları onarma mekanizması tetiklenir.
  • Kontrollü İnflamasyon: Uygulanan irritan maddeler, hedef bölgede belli ölçüde inflamasyon yaratır. Bu inflamasyon, gerekli iyileştirici hücrelerin (büyüme faktörleri ve iyileştirici enzimler) o bölgeye yönelmesini sağlar.
  • Doğal İyileşme Süreci: Operasyon veya cerrahi yöntemlere göre daha az invaziv olan proloterapi, vücudun kendi kendini iyileştirme potansiyelini harekete geçirir.

Proloterapinin Tarihçesi

Proloterapi modern dünyada daha yeni duyulmaya başlanmış olsa da, aslında temelleri yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. İnsanoğlu, geçmiş dönemlerde de vücutta inflamasyon yaratacak çeşitli yöntemlerle (örneğin cilt altına madde enjekte etme, sıcak uygulama veya bitkisel yakılar) ağrıların azaltılabileceğini keşfetmiştir. Ancak bilimsel anlamda proloterapi, 20. yüzyılın başlarında Dr. Earl Gedney ve sonrasında Dr. George Hackett tarafından sistematik bir tedavi yöntemine dönüştürülmüştür. Özellikle Dr. Hackett, proloterapinin temel prensiplerini geliştirerek, tendon hasarı ve kas ve eklem ağrıları olan hastalar için geniş kapsamlı kullanım alanlarını belirlemiştir. Günümüzde ise hem ortopedi hem de rejeneratif tıp alanında önemli bir tedavi opsiyonu olarak kendini kanıtlamıştır.

Proloterapinin Yöntemleri

Proloterapi, uygulama teknikleri ve kullanılan çözeltiler açısından birkaç farklı yöntemle gerçekleştirilebilir. Temel prensip aynı olsa da, enjeksiyonun içeriği ve tekniği hastanın ihtiyaçlarına, doku hasarının derecesine ve hekimin tercihine göre değişiklik gösterebilir.

Enjeksiyon Yöntemleri ve Kullanılan Maddeler

  • Dekstroz Bazlı Enjeksiyonlar: En yaygın kullanılan yöntemdir. Düşük dozda şeker (genellikle dekstroz) içeren çözelti, hasarlı veya zayıf olan bölgeye enjekte edilir. Dekstroz, hafif bir irritasyon yaratarak vücudun iyileştirici tepkisini tetikler.
  • PRP (Platelet Rich Plasma) Destekli Proloterapi: Bazı uzmanlar, proloterapiye ek olarak hastanın kendi kanından elde edilen zenginleştirilmiş platelet (trombosit) plazmasını da enjeksiyon tedavisi kapsamında uygular. Bu sayede iyileştirici hücre yoğunluğu artırılarak daha hızlı ve etkili bir onarım süreci hedeflenir.
  • Lokal Anestezikler: Dekstroz ya da diğer irritan maddelerle birlikte düşük dozda lokal anestezikler de kullanılabilir. Böylece ağrı hissi minimuma indirilirken, tedavi süreci hastalar için daha konforlu hale gelir.

Bağ Dokusu ve Tendon Güçlendirme

Proloterapinin en önemli hedeflerinden biri, hasarlı ya da zayıflamış bağ dokusu ve tendon bölgelerini güçlendirmektir. Çünkü eklemlerin stabilitesini sağlayan dokuların zarar görmesi, uzun vadede kireçlenme, hareket kısıtlılığı ve kronik ağrılara yol açabilir. Proloterapi ile hasarlı veya zayıf dokuya enjeksiyon tedavisi uygulanarak, oradaki dokunun kendini yeniden inşa etmesi teşvik edilir. Bu sayede hem eklem stabilitesi artar hem de uzun vadede sakatlık riskleri azalır.

Proloterapi ile Tedavi Edilen Durumlar

Proloterapi, geniş bir yelpazede farklı rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilir. Genel olarak kas ve eklem ağrıları ve hareket sistemindeki problemler en sık başvuru nedenleridir. Bununla birlikte spor yaralanmalarından kronik bel ağrılarına kadar birçok alanda faydalı sonuçlar verdiği bilinmektedir.

Eklem Ağrıları ve Romatizmal Hastalıklar

Eklem ağrıları, günlük yaşam aktivitelerini ciddi şekilde kısıtlayan ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen durumlardır. Romatizmal hastalıklar, eklem kireçlenmesi (osteoartrit) ve benzeri kronik hastalıklar bu kapsamda değerlendirilebilir. Proloterapi, ağrı kesici ilaçlardan veya fizik tedaviden farklı olarak doğrudan hasarlı bölgeyi onarmaya yönelir. Böylece eklem çevresindeki bağ dokusu ve tendonların gücü arttırılır, ağrı ve sertlik hissi azalır. Özellikle diz, omuz, kalça ve el bileği gibi yük taşıyan veya hareket kısıtlılığına yatkın eklemlerde başarılı sonuçlar alınabilir.

Spor Yaralanmaları ve Tendon Hasarları

Profesyonel veya amatör olarak sporla uğraşan kişiler, sık sık tendon hasarı, kas zorlanmaları ve bağ doku yırtıklarıyla karşı karşıya kalırlar. Bu yaralanmalar kimi zaman uzun iyileşme süreçleri ve antrenmanlardan uzak kalmayı gerektirir. Proloterapi, spor yaralanmalarının iyileşme sürecini kısaltarak, sporcuların daha hızlı forma girmelerine katkıda bulunabilir. Özellikle omuz sakatlıkları, diz bağlarındaki zedelenmeler, ayak bileği burkulmaları ve tenisçi dirseği gibi durumlarda etkili bir seçenek olarak sunulmaktadır.

Bel Fıtığı ve Diz Problemleri

Bel fıtığı, birçok kişinin günlük hayatta ciddi ağrılarla mücadele etmesine neden olur. Cerrahi müdahale gerektiren durumlar dışında, bel ağrılarının yönetiminde proloterapi destekleyici bir tedavi olarak düşünülebilir. Bel omurlarını stabilize eden bağ dokusu ve kas grupları üzerindeki iyileşmeyi teşvik eden proloterapi, ağrının azaltılmasında yardımcı olabilir. Aynı şekilde diz ekleminde yaşanan kireçlenme veya menisküs problemlerinde de sıklıkla uygulanır. Diz ekleminin stabilitesini sağlayan bağların tedavisi sayesinde hastalar daha ağrısız ve daha güvenli hareket edebilirler.

Proloterapi Uygulama Süreci

Proloterapi uygulamaları, genellikle uzman doktorlar veya bu alanda özel eğitim almış sağlık profesyonelleri tarafından yapılır. Hastanın ihtiyacına göre düzenlenen seanslar, tedavinin etkili olması için oldukça önemlidir.

Proloterapi Seansları ve Tedavi Süresi

Proloterapi, tek bir seansla mucizevi bir sonuç beklenebilecek bir tedavi değildir. Genellikle 3-6 seans arasında değişen bir tedavi protokolü uygulanır. Seansların sayısı ve sıklığı, hastanın mevcut durumuna, doku hasarının derecesine ve iyileşme hızına göre planlanır. Genellikle 2-4 hafta aralıklarla enjeksiyon yapılır. Her seans ortalama 15-30 dakika sürebilir ancak hazırlık, muayene ve sonrasında yapılacak işlemlerle birlikte tedavi süreci biraz daha uzayabilir.

Uygulamanın yapıldığı gün hastaya belirli süre dinlenme önerilir; bu süre genellikle birkaç saat ile sınırlıdır. Tedavi sonrası ilk günlerde hafif ağrı veya rahatsızlık hissi yaşamak normaldir; çünkü proloterapi, hedef bölgede kontrollü bir inflamasyon reaksiyonu yaratır. Bu, iyileşme sürecinin başladığını gösteren doğal bir tepkidir.

Tedavi Sonrası İyileşme ve Fiziksel Aktivite

Proloterapi sonrasında iyileşme süreci, kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Ancak genel olarak şu noktalara dikkat etmek tedavinin başarısını artırır:

  • Dinlenme: İlk birkaç gün aşırı fiziksel aktiviteden kaçınmak ve hedef bölgeyi çok zorlamamak gerekir.
  • Fiziksel Terapi: Birçok uzmana göre, proloterapiyle kombine edilen fiziksel terapi uygulamaları çok daha iyi sonuçlar doğurur. Özellikle kas güçlendirme egzersizleri, germe hareketleri ve denge çalışmaları, iyileşme sürecini hızlandırır.
  • Dengeli Beslenme ve Hidrasyon: Hücrelerin yenilenme sürecinde, bol su tüketimi ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları son derece önemlidir. Protein, vitamin ve mineral açısından zengin gıdalar dokuların onarımını destekler.
  • Sigara ve Alkol Tüketimi: Sigara, doku hasarının iyileşmesini geciktirebilir. Aynı şekilde aşırı alkol tüketimi de genel sağlık durumunu olumsuz etkileyerek tedavi sürecini uzatabilir.

İyileşme sürecinde doktorun önerilerine sadık kalmak, seans aralıklarına riayet etmek ve gerektiğinde fiziksel terapi desteği almak, proloterapiden maksimum düzeyde fayda sağlamanıza yardımcı olur.

Proloterapinin Faydaları ve Riskleri

Her tedavi yönteminde olduğu gibi proloterapide de hem avantajlar hem de bazı riskler söz konusudur. Ancak doğru hasta seçimi, deneyimli bir uzman ve uygun tekniklerle yapıldığında, proloterapi genellikle güvenli bir tedavi olarak kabul edilir.

Proloterapinin Avantajları

  • Cerrahi Olmayan Yaklaşım: Proloterapi, cerrahi yöntemlere kıyasla çok daha az invazivdir. Hastalar genellikle aynı gün içerisinde günlük yaşamlarına dönebilir.
  • Doğrudan Onarıcı Etki: Ağrıyı sadece bastırmak yerine, hasarlı dokuyu onarmayı hedefler. Bu sayede uzun vadede daha kalıcı sonuçlar elde edilebilir.
  • Geniş Kullanım Alanı: Diz, omuz, kalça, el bileği, bel gibi pek çok eklem ve çevre dokuda uygulanabilmesi, tedavinin esnek bir kullanım alanına sahip olmasını sağlar.
  • Diğer Tedavi Yöntemleriyle Kombinasyon: Fiziksel terapi, masaj, akupunktur veya diğer rehabilite edici yöntemlerle birlikte kullanıldığında daha etkili sonuçlar alınabilir.

Olası Yan Etkiler ve Riskler

Proloterapi düşük riskli bir tedavi olsa da, bazı yan etki ihtimali göz ardı edilmemelidir:

  • Enfeksiyon Riski: Her enjeksiyon tedavisinde olduğu gibi, proloterapide de enjeksiyon bölgesinde enfeksiyon gelişme olasılığı mevcuttur. Bu risk çok düşüktür ancak tamamen yok değildir. Uygun sterilizasyon ve hijyen şartları sağlanarak minimize edilir.
  • Ağrı ve Şişlik: İşlem sonrasında bir süre enjeksiyon yapılan bölgede ağrı, şişlik ve hafif bir ısı artışı olabilir. Bu genellikle geçici ve beklenen bir durumdur.
  • Alerjik Reaksiyonlar: Kullanılan çözeltideki maddelere (örn. dekstroz veya lokal anestezik) karşı nadiren de olsa alerjik reaksiyon gelişebilir.
  • Yetersiz Tedavi Yanıtı: Her hastada aynı derecede başarılı sonuçlar alınamayabilir. Ciddi yapısal bozukluklar veya ileri seviyedeki hasarlar için ek veya alternatif tedavilere ihtiyaç duyulabilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Proloterapi Herkes İçin Uygun Mudur?

Proloterapi, özellikle kronik ağrı, eklem instabilitesi ve çeşitli doku hasarları olan hastalara önerilir. Ancak diyabet, kanama bozukluğu ve ciddi otoimmün hastalık gibi özel durumlarda dikkatli değerlendirme yapılmalıdır. Her tedavide olduğu gibi, kişiye özel tıbbi muayene ve tetkikler sonucunda karar verilmesi en sağlıklı yaklaşım olacaktır.

Tedavi Ne Kadar Sürer?

Tedavi süreci genellikle birkaç ay boyunca toplam 3-6 seanstan oluşur. Seans aralıkları ortalama 2-4 hafta şeklinde planlanır. Hastanın doku iyileşme hızı, genel sağlık durumu ve ağrı seviyesine göre tedavi süresi uzayabilir ya da kısalabilir.

Tedavi Sırasında Ağrı Hissedilir Mi?

İşlem sırasında hafif bir rahatsızlık veya ağrı hissedilebilir. Ancak genellikle lokal anestezi veya hafif sedasyon yöntemiyle bu ağrı minimum seviyeye indirilir. Hastaların büyük çoğunluğu tedaviyi tolere edebilmektedir.

Proloterapi Sonrasında Normal Yaşantıma Ne Zaman Dönebilirim?

Çoğu hasta, proloterapiden sonra aynı gün içerisinde normal günlük rutinine dönebilir. Ancak yoğun fiziksel aktiviteden birkaç gün kaçınmak tavsiye edilir. Doktorunuz, size özel bir iyileşme planı oluşturacak ve ne zaman spor veya ağır işlere dönebileceğinizi belirtecektir.

Proloterapi Kalıcı Bir Tedavi Sağlar Mı?

Proloterapi, hasarlı dokunun onarımını hedeflediği için uzun vadede kalıcı bir iyileşme sağlayabilir. Ancak bu durum, hastanın yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları, egzersiz rutinleri ve olası diğer hastalıkları gibi pek çok faktöre bağlıdır.

Proloterapiye Ek Olarak Hangi Destekleri Alabilirim?

Çoğu uzman, proloterapi ile birlikte fiziksel terapi, masaj ve uygun egzersiz programlarının uygulanmasının tedavi başarısını artırabileceğini belirtmektedir. Ayrıca sağlıklı beslenme, sigaradan uzak durma ve düzenli uyku gibi genel sağlık tedbirleri de iyileşmeyi destekler.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 9 Ocak 2025 Perşembe Yayımlanma Tarihi: 9 Ocak 2025 Perşembe
Bu içeriği ortalama 9 dakikada okuyabilirsiniz.

Tıbbi Birimler

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?