Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Bölüm Hakkında

Obezite cerrahisi, mide küçültme ameliyatlarıyla obezite ve buna bağlı hastalıkların tedavisini amaçlayan cerrahi işlemleri kapsar. Laparoskopik yöntemle yapılan bu ameliyatlar, küçük kesilerle gerçekleştirilir ve hastalar kısa sürede iyileşir. En yaygın yöntemler arasında tüp mide ve gastrik bypass yer alır. Obezite cerrahisi, morbid obezite ve metabolik sendrom gibi durumlarda uygulanır. Ameliyat sonrası, hastaların diyet ve egzersiz programlarına uyması, kalıcı kilo kaybı ve sağlık iyileşmesi açısından kritiktir.
İçindekiler

Obezite Cerrahisi Nedir?

Obezite cerrahisi ya da sık bilinen adıyla mide küçültme ameliyatı, her geçen gün daha da gelişen bir dizi 'kapalı' girişim olarak özetlenebilir. Obezite cerrahisinde her hastaya aynı girişim uygulanmıyor ve 'tek ve en iyi yöntem budur' yaklaşımı benimsenmiyor. Ancak tüm obezite ameliyatları, yani bariatrik girişimler laparoskopik yani kapalı ameliyat yöntemiyle yapılıyor.

Mide küçültme ameliyatları büyük bir karın kesisi olmadan, milimetrik deliklerden batın içine ulaşılarak yapılıyor. Hastalar aynı gün ayağa kalkıp, birkaç gün içinde taburcu olabiliyor; işlerine de 1 hafta içinde dönebiliyorlar. Kesi olmadığı için ağrı çok az hissediliyor ve estetik olarak da iyi sonuçlar elde ediliyor....

Metabolik Cerrahi Nedir? Şişmanlık Cerrahisinden Ne Farkı Var?

Metabolik cerrahi, şişmanlık cerrahisinden sonra isimlendirilmiştir. Bazı şişman bireyler çok yüksek kilolarda olmamasına rağmen karaciğer yağlanması, şeker hastalığı, yüksek tansiyona sahip olabilmekte ve buna ‘’ metabolik sendrom ’’ denmektedir.

Metabolik cerrahi ayrı teknikler ve ameliyatlar içermez. Metabolik cerrahinin temel amacı kilo verimi değildir, kilo verimiyle birlikte metabolik hastalıkların iyileşmesini veya tamamen ortadan kalkmasını sağlar. Üstelik bu etkiler henüz yüksek kilo verimi olmadan gerçekleşir.

Çünkü bu ameliyatlar vücutta hormonal değişimlere neden olur. Metabolik cerrahi başlıca gastrik bypass ve tüp mide ameliyatlarından oluşur. Hastanın biyokimyasal değerleri ve geçmişine göre hastaya en uygun tedaviye karar verilmelidir.

En Sık Hangi Mide Küçültme Ameliyatı Yapılıyor?

Günümüzde etkinliği kanıtlanmış, risk oranları düşük olan, en sık uygulanan mide küçültme ameliyatı "tüp mide ameliyatı"dır. 15 yıllık geçmişi olan tüp mide ameliyatının tıptaki adı " sleeve gastrektomi "dir.

Mide küçültme ameliyatının günümüzde uygulanan diğer çeşidi ise ' gastrik bypass' ' ameliyatıdır. Ancak gastrik bypass sadece özel durumlarda tercih ediliyor; Tip 2 şeker hastalığının ön planda olduğu ve insülin kullanımının eski olduğu olgularda ve özellikle VKİ’si çok yüksek kişilerde gastrik bypass yöntemi ilk ameliyat tercihi olabiliyor. Bunun yanı sıra tüp mide ameliyatı olup tekrar kilo alan hastalarda ikinci ameliyat yöntemi olarak gastrik bypass yöntemi uygulanabiliyor.

Obezite Cerrahisi Hangi Durumlarda Uygulanır?

Obezite ameliyatları estetik amaçla yani kişinin daha zayıf görünmesi için yapılmıyor. Mide küçültme ameliyatına aday olabilmek için kişinin " morbid obez " tanımına uyması gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından standartları belirlenen Vücut Kitle İndeksi (VKİ) – Body Mass Index (BMI) hesaplamasında kilonuzun, boy değerinizin karesine bölünmesiyle (kg/m²) obezitenin derecesi belirleniyor.

Mide küçültme ameliyatı için kaç kiloda olduğunuz değil, boy ve kilo değerinize bağlı olarak hesaplanan VKİ değeriniz önem taşıyor.

VKİ Hesaplamasına Göre Obezite Ameliyatına Aday Olabilecek Kişiler Şunlar:

  • Beden kitle indeksi 40 kg/m²’nin üzerinde (morbid obez yani ileri derecede obez) olanlar.
  • VKİ’si 35-40 arası olup aşırı şişmanlığa bağlı tip 2 şeker hastalığı, hipertansiyon, uyku apnesi gibi sorunları olanlar da morbid obez olarak kabul ediliyor ve mide küçültme ameliyatı olmaları gerekebiliyor.
  • Ayrıca obeziteye bağlı “yeni” tip 2 şeker ve metabolizma bozukluğu olan ve VKİ’si 30 – 35 arasındaki hastalara da obezite doktorunun kararı ile ameliyat yapılabiliyor.

Obezite cerrahisine aday olmak için hastaların diyet tedavisi ile en az 2 kez ve en az 6 ay süre ile kilo vermek için uğraşmış ama başaramamış olması gerekli. Çünkü morbid obezlerin yüzde 2 oranında da olsa diyet ve egzersizle kalıcı kilo verme olasılığı var. Bahsedilen şeklide yapılan diyetler başarısız olan morbid obez hastalar için en etkili tedavi seçeneği obezite ameliyatı olarak kabul ediliyor.

Ancak morbid obezitede diyet, egzersiz ve psikolojik desteğe karşın giderilmesi zor bir şişmanlık olması nedeniyle, hastaların %98’inde diyet uzun dönemde işe yaramayabiliyor

Obezite Ameliyatları Ne Kadar Sürer?

Obezite ameliyatı genellikle 1-2 saat sürebilir. Ameliyattan sonra hastanın takibinin yapılması ve durumunun gözlemlenmesi için hastaların birkaç gün hastanede kalması tavsiye edilebilir.

Obezite Ameliyatları İçin Yaş Sınırı Var mı?

Mide küçültme ameliyatı olmak için hastanın ergenlik çağını tamamlamış olması gerekiyor. Obezite ameliyatları 14 - 15 yaşından sonra yapılabiliyor. Günümüzde üst yaş sınırı da yükselmiş durumda; ameliyata engel hiçbir kalp, akciğer hastalığı yoksa bu girişimler 70 yaşında da yapılabiliyor.

Obezite Ameliyatının Riskleri Nedir?

Morbid obezler, yalnızca aşırı obezite nedeniyle mide ameliyatının riskinden çok daha fazla risk altındalar. Bu kişiler tedavi edilmezlerse yaşıtlarına göre 10 -15 yıl erken ölüyor. Çünkü morbid obezitenin bizzat kendisi ölümcül bir hastalık.

Obezite ameliyatlarında ölümcül risk binde bir civarı. Morbid obez hastaların obezite nedeniyle karşılaştığı sağlık riskleri göz önüne alındığında, mide küçültme ameliyatı riski tıbbi olarak kabul edilebilir bir oran olarak görülüyor.

Obezite Cerrahisi Tehlikeli Midir?

Ülkemizde şişmanlık cerrahisi ile oluşmuş yanlış algılamalar vardır. Obezite cerrahisinde çoklukla bilinen kelepçe ameliyatları günümüzde yeterli başarıyı göstermemesi nedeni ile yerini tüp mide ve değişik Bypass tekniklerine bırakmıştır.

Bu ameliyatlar tecrübeli merkezlerde sanıldığı kadar tehlike oluşturmadan yapılmaktadır. Örnek vermek gerekirse bir kalp bypass ameliyatından sonra ilk 7 gün içerisinde 100 hastadan ikisi ölmekte iken, mide bypass ameliyatı sonrası ölüm oranı sadece binde biridir.

Diz protezi uzun dönemde şişmanlarda sıklıkla ihtiyaç duyulan bir ameliyattır ve riski şişmanlık ameliyatı kadardır. Bütün cerrahilerde olduğu gibi tecrübe ameliyatın güvenirliğinde en önemli etkendir.

Obezite Cerrahisinin Riskleri Nelerdir?

Obezite cerrahisinde iki ayrı tip ameliyat vardır:

1. Gıda emilimini bozan Bypass ameliyatı

2. Gıda alımını kısıtlayan tüp mide ameliyatı

Bypass ameliyatları sonrası ameliyatın tipine bağlı değişmekle birlikte %5 hastada kronik ishal, bağırsak dolaşması, ülser oluşması görülebilir.

Kısıtlayıcı ameliyatlarda olabilecek darlıklara bağlı olarak bulantı ve kusmalar olabilir. Mideyi ayıran zımba hatlarından kaçak ve kanamalar ilk hafta içerisinde çok nadir olarak görülebilir. Bu durumlarda endoskopik ya da tekrar laparoskopik olarak düzeltme yapılması gerekebilir.

Mide Ameliyatı Sonrası Kilo Verme

Tüp mide ya da gastrik bypass yöntemiyle mide küçültme ameliyatı olan hastaların, ameliyat sonrası düzenli olarak bir diyet ve egzersiz programını izlemeleri öneriliyor. Cerrahinin başarısı hastanın bu düzene uyumu ile bağlantılı kabul ediliyor.

Obezite ameliyatları olanlar, ameliyat sonrası düzenli bir diyet ve egzersiz programını uygulayarak kilo verebiliyor. Uzmanların gözetimindeki bu süreçte yaklaşık 1-1, 5 yıl içinde sağlıklı kiloya ulaşılması amaçlanıyor.

Kilo verme ile hastaların sağlık durumlarında aşağıdaki düzelmeler sağlanabiliyor:

  • Yüksek tansiyon düzeliyor. Hastaların %70'i tansiyon ilaçlarını tamamen kesebiliyorlar.
  • Kan kolesterolü düzelir. Hastaların %80'inde kolesterol seviyelerinin düştüğü bildirilmiş. Ameliyattan 2-3 ay sonra değerler normale dönebiliyor.
  • Kalp hastalığı riski düşüyor.
  • Tip II diyabet tanısı almış hastaların çok azının ilaç almasına gerek kalabiliyor.
  • Diyabet sınırındaki hastalar, genellikle tamamen düzeliyor.
  • Astım atakları büyük oranda azalıyor, bazı hastalarda tamamen düzeliyor.
  • Solunum problemleri ameliyattan sonraki birkaç ay içinde düzeliyor. Pek çok hasta solunum problemleri yüzünden bırakmak zorunda kaldıkları aktivitelere ve normal rutinlerine dönebiliyorlar.
  • Uyku apnesi sendromu gibi obeziteyle ilişkili uyku bozuklukları ortadan kalkıyor.
  • Asit reflü hastalığı ortadan kalkıyor.

Bu metotlarla sağlanan kilo kaybı, kurallara uyulmak kaydıyla kalıcı oluyor.

Obezite Cerrahisi Sonrası Takip Nasıl Yapılır?

Obezite cerrahisi sonrası bazı hastalarda %10-20 oranında 2 yıl sonrasında geri kilo almalara rastlanılmaktadır.Bunun temel nedenleri hastaların ameliyat sonrası rehabilitasyon dediğimiz ameliyat sonrası çevre değişikliğini yapamaması, mutfak alışkanlıklarını değiştirememesi, sağlıklı beslenmeyi öğrenememesi bariatrik mutfağa sahip olamamasıdır.

Ayrıca aktif yaşam da en az diyet kadar önemlidir ve ameliyat sonrası yetersiz fiziksel aktivite de geri kilo alımına neden olan önemli etkenlerin başında gelir. Özetle, spordan uzak yaşam, yüksek karbonhidratlı beslenme geri kilo alımına neden olan önemli faktörlerdir.

Bu nedenle IFSO bariatrik cerrahi merkezlerinin hasta takibini en önemli maddelerden biri olarak belirtir. Hastaların sadece ameliyat edilmesi ve takibe alınmaması uzun dönemde yeme kısıtlamasının 1, 5 yıldan sonra azalmasıyla ortaya çıkan geri kilo alımıyla sonuçlanır.

Genellikle hastalar, ameliyatı bir dokunuş olarak görerek midelerinin içerisine bir mekanizma yerleştirildiğini ve böylece zayıflayacaklarını düşünürler. Kısmen doğru, ameliyatta hormonal mekanizmalar görev almaktadır ancak zamanla mide esneyebilen bir organ olduğu için 2 köfte yerken 3-4 köfte yer hale gelebilir.

Dolayısıyla geri kilo alımı mideyi büyüten bazı yanlış uygulamaların hastalar tarafından bilinmemesi veya uygulanmaması nedeniyle hastaların yeme porsiyonlarında artış meydana gelebilir.

Yapılan çalışmalar doktor, diyetisyen , psikolog, hemşire, aktif yaşam danışmanından oluşan multidisipliner ekiple yapılan hasta takibinde geri kilo alımının yüksek oranda engellendiğini gösteriyor. Kliniklerde geri kilo alım oranı %3’ün altındadır.

Mide Ameliyatı Sonrası Beslenme

Obezite cerrahisinin başarısında, hastanın yeni yaşam tarzını benimsemesi, metabolizma ve endokrinoloji uzmanlarıyla iş birliği içinde oluşturulan diyet programına uyması, gerekiyorsa besin, vitamin ve mineral takviyelerini düzenli olarak kullanması büyük önem taşıyor.

Her hastaya özel bir program oluşturulsa da, tüp mide ameliyatı sonrası beslenmede temel olarak aşağıdaki prensipler önem taşıyor:

Protein bundan sonra beslenmenizdeki en önemli besin maddesi olacak. Günde yaklaşık 60 g protein kaynağı almanız gerekecek (1 porsiyon tavuk, hindi, balık ya da 1 porsiyon az yağlı peynir gibi).

Öğün atlamamaya büyük özen gösterin. Günde en az 3 ana öğün tüketin. Buna ek olarak 2 de ara öğün tüketmeniz yerinde olacaktır. Böylece midenizi aşırı doldurmaz ve metabolizmanızın daha hızlı çalışmasına yardımcı olursunuz.

Tüp mide ameliyatından sonra her zaman yemeklerinizi masa başında, sofra kurarak yiyin. Ana yemeklere en az yarım saat ayırın. Mutfak tezgahlarının üzerinde, TV ya da bilgisayarın karşısında asla yemek yemeyin.

Yemeklerinizi hem küçük porsiyonlar halinde hem de küçük parçalara bölünmüş halde hazırlayın. Çok fazla yemek yemeyi önlemek için küçük tabaklar ve küçük çatal – kaşıklar kullanın. Yiyeceklerinizi çok yavaş yiyin ve iyice çiğneyin. Servis tabaklarını ve tencereleri masada bulundurmayın ve asla ikinci porsiyonu almayın.

Günde en az 6-8 bardak kafeinsiz, kalorisiz ve gazsız içecek için. Yemeklerden yarım saat önce bir şey içmeyin. Böylece midenizin bulanmasını önlersiniz.

Sizi takip eden doktorun tüp mide ameliyatı sonrası önerdiği vitamin ve mineralleri düzenli olarak alın. Ona sormadan başka bir ilaç ya da besin takviyesi kullanmayın.

Obezite cerrahisini bir kür ya da diyet gibi görmeyin. Edineceğiniz bu sağlıklı beslenme alışkanlıkları bundan sonra sizin yeni yaşam biçiminiz olacak. Bu görüşün aynı zamanda aileniz ve arkadaşlarınız tarafından da benimsenmesini sağlayın.

Mide Ameliyatı Sonrası Egzersiz

Uzman denetiminde yapılan düzenli bir spor programını benimsemenin, obezite ameliyatlarının başarısında rol oynadığı, iyileşmeyi hızlandırdığı biliniyor. Ancak daha önce egzersiz yapma alışkanlığı olmayan kişiler için böyle bir programı benimsemek pek de kolay olmayabiliyor. Fazla kilolar verildikçe ve kişi sevdiği egzersizleri yaptıkça spor yapma alışkanlığını kazanmak daha kolay olabiliyor.

Her hastaya özel bir program oluşturulsa da, mide ameliyatı sonrası spor yapmada temel olarak aşağıdaki prensipler önem taşıyor.

Doktorunuzun onayı olmadan asla spor yapmaya başlamayın. Ve yapmayı planladığınız tüm egzersizleri ona anlatın.

Egzersiz ameliyattan 3 ay sonra, yapmaya yavaş yavaş başlayın ve hızlı kilo vermek kaygısıyla asla önerilenden uzun süre ya da farklı egzersizler, hareketler yapmayın.

Erken dönemde sizin için en ideal egzersiz türü yürüyüş olacaktır. Doktorunuzun ve egzersiz danışmanınızın önerdiği süre ve tempoda yürümeye özen gösterin.

Ameliyattan sonra, doktorunuz onay verirse -genellikle 6 hafta içinde onay verecektir- karın hareketlerinden ve ağırlık kaldırmadan kaçının.

Sevdiğiniz egzersizleri tercih edin. Hem kas hem de kemik yapınızı geliştirecek aynı zamanda kondisyonunuzu artıracak egzersiz türlerini kombine etmeye çalışın.

Yüzme ve fitness son derece ideal egzersizler. Eğer bunları yapmak için imkanınız varsa, egzersiz danışmanınıza bunu anlatın ve sizin için bunları içeren bir program oluşturmasını isteyin.

Obezite Ameliyatlarının Ömrü Uzattığı Nasıl Kanıtlandı?

Morbid obezlerle ilgili İsveç’te 1980’lerde başlayan ve 20 yıl süren bir araştırma bulunuyor. Mide küçültme ameliyatı olan 1000 morbid obez kişi ile yapılan bu araştırmanın sonunda, ameliyat olanların diyet yapanlara kıyasla 13 yıl kadar daha uzun yaşadığı ortaya konuldu. Dolayısıyla mide ameliyatının anlamlı oranda ömrü uzattığı kabul ediliyor.

Obezitenin Neden Olduğu Hastalıklar

Mide küçültme ameliyatınının kalp krizi, felç ve özellikle meme kanseri gibi obeziteye de bağlı gelişen ölüm oranlarını azalttığı da kanıtlanmıştır.

Obezite, birçok sağlık sorununa neden olabileceği gibi aynı zamanda psikolojik açıdan da kişileri olumsuz olarak etkilemektedir. Bu yüzden obezite ile mücadele etmek aynı zamanda birçok hastalığın önlenmesinde etkin bir rol oynamaktadır. obeziteye bağlı gelişebilen bazı hastalıklar;

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 5 Kasım 2024 Salı Yayımlanma Tarihi: 5 Ekim 2020 Pazartesi

Doktorlar

Birimin Tüm İlgi Alanları

Hastaneler

Sıralama Türü:

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?