Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Bölüm Hakkında

Lenfödem tedavisi, kişinin yaşam kalitesini artırmayı ve şişliklerin azaltılmasını hedefler. Tedavi sürecinde manuel lenf drenajı, şişliği hafifletmek için uygulanırken, kompresyon terapisi lenf dolaşımını destekler. Egzersiz, lenf akışını hızlandırır ve şişliklerin kontrol edilmesine yardımcı olur. İleri vakalarda süper mikrocerrahi yöntemleri devreye girer; Lenfovenöz Anastomoz (LVA) ve Lenf Nod Transferi (LNT) gibi cerrahi yaklaşımlar, tıkanıklıkları azaltmayı sağlar. Tedavi sonrasında cilt bakımına dikkat etmek enfeksiyon riskini en aza indirir. Tedavi sürecine erken başlamak, başarı oranını artırır ve lenfödemin ilerlemesini önler.
İçindekiler

Lenfödem Nedir?

Vücudumuzda hücresel aktiviteler sonucunda olusan lenf sıvısı, lenf damarlarından ve lenf düğümlerinden geçerek temizlendikten sonra kan dolaşımına katılır. Bu dolaşımın bozulması, lenf sıvısının birikerek çoğunlukla kol ve bacaklar olmak üzere vücutta belirli bölgelerin şişmesine neden olur ve buna “lenfödem” denir. Lenfödem yüz, boyun, karın ve akciğerlerde de meydana gelebilir.

Lenfödem çoğunlukla kanser tedavisi görenlerde ve doğuştan lenf sistemi yetersizliği olanlarda görülür. Kanser tedavisinde koltukaltı lenf düğümleri alınıp radyoterapi uygulanırsa kolda, kasık lenf düğümleri alınıp radyoterapi uygulanırsa bacakta lenf sıvısı birikip şişmeye, yani lenfödeme neden olabilir.

Hem bu nedenle oluşmuş lenfödemi, hem de doğuştan lenfatik sistem yetersizliğine bağlı ve daha çok bacaklarda oluşan lenfödemi kontrol altına almak amacıyla tedavi hizmeti veriliyor.

Lenfödem Belirtileri Nelerdir?

Lenfödem genellikle kollar veya bacaklarda şişlik ile kendini gösterir. İlk evrelerde hafif şişlikler ve ağırlık hissi yaşanabilir, ancak zamanında tedavi edilmezse daha ciddi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durum ciltte gerginlik, sertlik ve kalınlaşma ile kendini belli eder. Ayrıca, ciltte renk değişiklikleri ve yara izleri oluşabilir.

Şişlik, hareket kısıtlılığına neden olarak günlük aktiviteleri zorlaştırabilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Özellikle el veya ayak parmaklarında belirgin şişlik ve hareket zorluğu gözlemlenebilir. Bunun yanı sıra, lenfödemli bölgede ağrı ve rahatsızlık hissi yaygındır.

Lenfödemli kişiler sık sık enfeksiyon riski altındadır. Lenf sıvısının birikmesi, bakteri ve virüslerin çoğalmasına uygun bir ortam yaratır, bu da selülit gibi cilt enfeksiyonlarına yol açabilir. Bu nedenle, lenfödem belirtilerini erken fark etmek ve tedaviye başlamak oldukça önemlidir.

Tedavi edilmediğinde, lenfödem kronikleşebilir ve daha ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleri ile yönetilmesi bu açıdan büyük önem taşır. Lenfödem hakkında bilgi sahibi olmak, bu rahatsızlıkla başa çıkmada önemli bir adımdır. Profesyonel bir sağlık danışmanına başvurmak ve uygun tedavi seçeneklerini değerlendirmek, lenfödemin etkilerini en aza indirgemek için kritik öneme sahiptir. Sıklıkla görülen lenfödem belirtileri şunlardır:

  • Şişlik
  • Ağırlık ve gerginlik hissi
  • Ciltte gerginlik ve sertlik
  • Hareket kısıtlılığı
  • Ciltte renk değişiklikleri
  • Ağrı ve rahatsızlık
  • Tekrarlayan enfeksiyonlar
  • Ciltte duyarlılık ve kaşıntı
  • Ciltte sertleşme ve fibrozis
  • Derinlemesine çukur izler

Lenfödem belirtilerini erken fark etmek ve tedaviye başlamak, yaşam kalitesini korumak açısından önemlidir.

Bacakta Lenfödem Belirtileri

Bacakta lenfödem belirtileri arasında, bacakta şişlik en belirgin olanıdır. Şişlik genellikle ayak bileğinden başlar ve zamanla yukarı doğru yayılır. Bacakta ağırlık ve dolgunluk hissi, ciltte gerginlik ve sertleşme, hareket kısıtlılığı gibi belirtiler de gözlemlenir.

Ayrıca, ciltte renk değişiklikleri ve tekrarlayan enfeksiyonlar da bacakta lenfödemin işaretleri olabilir. Bacakta bu belirtileri fark eden kişilerin bir uzmana başvurması önemlidir.

Kolda Lenfödem Belirtileri

Kolda lenfödem belirtileri de yine bacaktaki ile aynı özellikleri sergiler. Genellikle kolda ve elde şişlik olarak ortaya çıkar. Şişlik, gün içinde artar ve dinlenme ile azalmaz. Kol ve elde ağırlık ve dolgunluk hissi, ciltte gerginlik ve sertleşme, hareket kısıtlılığı gibi belirtiler de sık görülür. Yine bacakta da olduğu gibi renk değişiklikleri, ciltte kalınlaşma ve tekrarlayan enfeksiyonlar da kolda lenfödemin belirtileri arasında yer alır.

Lenfödem Nedenleri

Lenfödem, lenf sistemindeki tıkanıklıklar nedeniyle ortaya çıkan kronik bir rahatsızlıktır. Lenf sistemi, vücutta sıvı dengesini sağlamak ve bağışıklık sistemi fonksiyonlarını desteklemek için önemlidir. Lenfödemin nedenleri genellikle iki ana grupta toplanır: primer ve sekonder. Primer lenfödem doğuştan gelen ya da genetik nedenlerle oluşurken, sekonder lenfödem genellikle dış etkenlere bağlı olarak gelişir.

Primer lenfödem , lenf sisteminin gelişimindeki anormalliklerden kaynaklanır. Bu tür lenfödem doğumdan itibaren mevcut olabilir veya hayatın ilerleyen dönemlerinde belirgin hale gelebilir. Genetik mutasyonlar lenf damarlarının ve düğümlerinin düzgün çalışmasını engelleyebilir, bu da lenfödemin doğrudan bir sonucu olabilir. Ailede lenfödem öyküsü olan bireyler, bu rahatsızlığı geliştirme konusunda daha yüksek risk altındadır.

Sekonder lenfödem ise genellikle cerrahi müdahaleler, radyoterapi, enfeksiyonlar veya travmalar sonucu ortaya çıkar. Kanser tedavisi gören bireylerde, özellikle meme kanseri ameliyatı geçiren kadınlarda lenf düğümlerinin çıkarılması veya zarar görmesi sonucunda lenfödem gelişme riski yüksektir. Ayrıca, ciddi enfeksiyonlar veya yaralanmalar da lenfatik sistemi hasar vererek bu duruma yol açabilir. Fil hastalığı (Filariasis) gibi paraziter enfeksiyonlar özellikle tropikal bölgelerde yaygındır ve lenfödemin bir başka yaygın sebebidir.

Lenfödem Tipleri Neler?

Primer (doğuştan gelen) lenfödem

Bebek anne karnındayken, lenf damarlarının yeteri kadar gelişmemesi nedeniyle ortaya çıkar. Fakat vücudun sağlam damarları, gelişmemiş olan damarların görevini üstlenerek sistemin çalışmasını sağlar.

Lenf sistemi üzerine binen aşırı yükle (travma, hamilelik, enfeksiyon, ergenliğe giriş) tetiklenir. Primer lenfödem tek bacakta olabildiği gibi, sadece bir bacakta başlayıp diğer bacağı da etkisi altına alabilir.

Sekonder lenfödem

Lenfödemin bu tipinde lenf sistemi doğumdan itibaren normal olarak çalışıyor. Sekonder lenfödem en sık, kansere bağlı olarak yapılan cerrahi uygulamalar ve radyoterapi ile ortaya çıkıyor. Kanser cerrahisi sırasında, kanserli bölge alınırken ilgili lenf nodülleri de alınıyor. Bu operasyon zamanla lenf akışını bozup lenfödeme sebep olabiliyor. Örneğin meme kanseri tedavisinde, memeyle birlikte koltukaltından alınan lenf nodülleri sayısına bağlı olarak kolda lenfödem gelişebiliyor.

Ayrıca kanser tedavisinde cerrahi işlem yapılmamışsa bile, alınan radyoterapi lenf nodüllerinin çalışmasını bozabiliyor ve bu da lenfödeme neden olabiliyor. Fakat lenf nodüllerinin alınması hastada kesinlikle lenfödem oluşacağı anlamına gelmiyor.

Lenfödem, zamanla tetikleyici faktörlerin etkisiyle ortaya çıkabiliyor. Koltukaltı lenf bezleri alınan ve radyoterapi gören meme kanserli bir hastada lenfödem oluşma oranı % 25'tir. Bu koşullarda her 4 meme kanseri hastasından birinde lenfödem oluşuyor.

Kronik Venöz Yetmezlik Sonucu Görülen Lenfödem

Toplardamarların kanı yeteri kadar kalbe götürememesi ‘venöz yetmezlik’ olarak tanımlanıyor. Venöz yetmezlik en fazla bacaklarda dizaltı bölgesinde görülüyor. Nedeniyse, bu bölgenin kalbe en uzak noktada olması.

İyi çalışmayan venöz sistemin kanı tekrar kalbe göndermesine lenf sistemi yardımcı olmaya çalışıyor. Bu yardım sırasında lenf sistemine aşırı yük biniyor ve lenf kapakları işlevini yapamaz hale geliyor, bunun sonucunda lenfödem gelişiyor.

Lipödem Sonucu Gelişen Lenfödem

Lipödem, nedeni belli olmayan bir kadın hastalığı, erkeklerde çok nadir görülüyor. Hastalık bazen menstürasyona (adet dönemi) girişte, bazen de hamilelikte başlıyor. Lipödemde, her iki bacakta da simetrik olarak yağ artışı görülüyor. Lipödeme aynı şekilde kollarda da rastlanabiliyor.

Vücudun artan yağ oranıyla birlikte lenf sisteminin taşımakla yükümlü olduğu su ve protein miktarı da artıyor. Bunun sonucunda zamanla aşırı çalışan lenf sistemi bozuluyor ve görevini yapamaz hale geliyor. Lipödeme bağlı lenfödem de bu şekilde gelişiyor.

Lenfödem Tanı Yöntemleri

Lenfödem tanısında, hastanın tıbbi geçmişi ve fiziksel muayenesi önemli bir rol oynar. İlk adımda, doktor hastanın semptomlarını ve aile öyküsünü değerlendirir. Fiziksel muayene sırasında, etkilenen bölgede şişlik, cilt değişiklikleri ve hareket kısıtlılığı incelenir. Daha detaylı bir değerlendirme için çeşitli görüntüleme ve laboratuvar testleri kullanılabilir. Bu tanı yöntemleri şunlardır:

  • Lenfosintigrafi: Bu test, lenfatik sistemin fonksiyonunu değerlendirmek için radyoaktif bir madde kullanır. Madde vücuda enjekte edildikten sonra lenf akışı izlenir ve herhangi bir tıkanıklık olup olmadığı belirlenir.
  • Ultrason: Özellikle lenf düğümlerinin büyüklüğünü ve durumunu değerlendirmek için kullanılır. Ultrason, lenf düğümlerinde oluşabilecek anormallikleri tespit etmekte etkilidir.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Lenfödemin nedenlerini ve etkilerini detaylı bir şekilde görmek için kullanılır. MRI, yumuşak doku ve lenf düğümlerinin detaylı görüntülerini sağlar.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT) Tarama: Lenf düğümlerinin ve lenf damarlarının yapısını ve fonksiyonunu değerlendirmek için kullanılır. BT taramaları, lenfödemin kapsamını belirlemek için detaylı görüntüler sunar.
  • Biyoimpedans Spektroskopi: Vücutta sıvı birikimini ölçmek için elektrik akımları kullanır ve lenfödemin erken evrelerinde bile etkili olabilir. Bu yöntem, lenfödemin erken teşhisinde önemli bir rol oynar.
  • Parametrik Ölçümler: Etkilenen uzvun çevresini ölçerek lenfödemin derecesini belirler. Bu yöntem, lenfödemin gelişimini izlemek için kullanılır.
  • Hacimsel Değerlendirmeler: Suya daldırma yöntemi ile yapılır ve uzuv hacmindeki artışları belirler. Bu ölçüm, lenfödemin şiddetini ve tedaviye yanıtını değerlendirmekte kullanılır.
  • Laboratuvar Testleri: Altta yatan diğer sağlık sorunlarını ve lenfödemin nedenini belirlemek için kullanılır. Kan testleri, enfeksiyon veya inflamasyon belirtilerini kontrol etmek amacıyla yapılabilir ve sekonder lenfödem nedenlerini anlamaya yardımcı olabilir.

Erken tanı, lenfödem tedavisinin başarısı için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, lenfödem belirtileri yaşayan bireylerin bir sağlık profesyoneline başvurarak gerekli testleri yaptırmaları önemlidir. Tanı konulduktan sonra, uygun tedavi seçenekleri belirlenerek hastanın yaşam kalitesi artırılabilir.

Lenfödem Tedavi Seçenekleri

Lenfödem tedavisinde amaç, semptomları hafifletmek ve hastanın yaşam kalitesini artırmaktır. Aşağıda, lenfödem tedavisinde kullanılan yöntemler detaylı bir şekilde açıklanmıştır:

Manuel Lenf Drenajı

Lenf sıvısının hareketini teşvik etmek için yapılan özel bir masaj tekniğidir. Bu masaj yöntemi, profesyonel bir terapist tarafından uygulanmalı ve düzenli olarak tekrarlanmalıdır. MLD, lenf sıvısının birikimini azaltarak şişliği hafifletir ve lenf dolaşımını iyileştirir.

Kompresyon Terapisi

Lenfödem tedavisinde önemli bir rol oynar. Kompresyon bandajları veya çorapları, lenf sıvısının birikmesini önlemek için etkilenen bölgeye baskı uygular. Bu, şişliği azaltmaya ve lenf sıvısının normal dolaşımını sağlamaya yardımcı olur. Ayrıca, pnömatik kompresyon cihazları, lenf sıvısını hareket ettirmek için hava basıncı kullanarak benzer bir etki yaratır. Bu cihazlar, özellikle evde tedavi için uygun olabilir.

Egzersiz

Lenfödem tedavisinin kritik bir parçasıdır. Hafif ve düzenli egzersizler, kas pompalama etkisi yaratarak lenf sıvısının dolaşımını teşvik eder. Özel olarak tasarlanmış lenfödem egzersiz programları, hareket kabiliyetini artırır ve şişliği azaltır. Ancak, egzersiz programının bir uzman tarafından önerilmesi ve denetlenmesi önemlidir. Yanlış yapılan egzersizler, durumu daha da kötüleştirebilir.

Cilt Bakımı

Cilt bakımı lenfödem tedavisinde kritik bir rol oynar. Cilt enfeksiyonlarının önlenmesi için etkilenen bölgenin temiz ve kuru tutulması gereklidir. Cildin kurumasını önlemek için nemlendiriciler kullanılmalıdır. Ayrıca, kesikler, yaralar ve böcek ısırıkları gibi cilt hasarlarından kaçınılmalıdır. Bu tür hasarlar, enfeksiyon riskini artırabilir.

Süper Mikrocerrahi

Lenfödem , özellikle kanser tedavileri veya cerrahi müdahaleler sonrası ortaya çıkabilen kronik bir durumdur. Vücudun belirli bölgelerinde sıvı birikimi ve şişlik ile kendini gösterir. İlk aşamalarda kompresyon tedavisi ve manuel lenf drenajı gibi yöntemler kullanılırken, ileri evrelerde cerrahi müdahale gerekebilir. Süper mikrocerrahi teknikleri, lenf sıvısının dolaşıma kazandırılmasını sağlayarak şikayetleri büyük ölçüde azaltır. Lenfovenöz anastomoz (LVA) ve lenf nod transferi (LNT) gibi yeni cerrahi yöntemler, lenfödem tedavisinde etkili sonuçlar sunmaktadır.

Lenfödemde Süper Mikrocerrahi ile Tedavi

Lenfödem, genellikle cerrahi müdahale ya da kanser tedavileri sonrasında ortaya çıkan, vücudun belirli bölgelerinde sıvı birikimi ve şişlik ile kendini gösteren kronik bir hastalıktır. İlk aşamalarda konservatif tedavi yöntemleri yani kompresyon tedavisi, manuel lenf drenajı ve egzersizler kullanılabilir. Bu yöntemler, şişliğin azalmasına yardımcı olurken hastanın yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlar. Ancak, özellikle ileri evrelerde cerrahi müdahale gereksinimi doğar.

Son yıllarda lenfödem cerrahisinde gelişen yeni teknikler, hastalara umut verici sonuçlar sunmaktadır. Bu cerrahi yöntemler, lenf sıvısının dolaşıma tekrar kazandırılmasını sağlayarak lenfödemin etkilerini büyük ölçüde hafifletir.

Konservatif tedavilerin yetersiz kaldığı ve şikayetlerin tekrarladığı durumlarda, mikrocerrahi yöntemler devreye girer. Lenfovenöz anastomoz (LVA) ve lenf nod transferi (LNT) gibi yöntemler, lenfödem tedavisinde birçok hasta için etkili sonuçlar doğurmuştur.

Lenfovenöz Anastomoz (LVA)

LVA, tıkanan lenf damarlarının venöz sisteme cerrahi mikroskoplar kullanılarak bağlanması işlemidir. Bu yöntemle, lenf sıvısının doğal akışı tekrar sağlanır. Yapılan çalışmalarda, erken evre lenfödem hastalarında LVA’nın şikayetleri %70-90 oranında azalttığı gözlemlenmiştir. Küçük kesilerle yapılan bu operasyon, minimal invaziv olması nedeniyle hızlı iyileşme süreci sunar.

Lenf Nod Transferi (LNT)

Lenf düğümlerinin hasar gördüğü durumlarda uygulanan bu teknik, sağlıklı lenf düğümlerinin vücudun başka bir bölgesinden alınıp, lenfödemli bölgeye transfer edilmesi ile gerçekleştirilir. Bir araştırmaya göre, bu yöntemle yapılan cerrahilerde hastaların %60-80’inde kalıcı semptom hafifletmesi sağlanmıştır.

Cerrahi Yöntemlerin Artıları ve Eksileri

Lenfödem cerrahisi , konservatif yöntemlerle şikayetleri giderilemeyen veya tekrarlayan hastalar için etkili bir tedavi seçeneği sunar. LVA ve LNT, doğru hasta grubunda uygulandığında oldukça başarılı sonuçlar doğurur. LVA ile yapılan operasyonlar sonrasında hastaların %80'inde belirgin bir iyileşme gözlenmiş, LNT ile yapılan müdahalelerde ise uzun vadeli başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

Cerrahi yöntemlerin başarısını artırmak için hastaların operasyon sonrası konservatif tedaviye devam etmesi önemlidir. Düzenli takip ve tedavi ile hastaların yaşam kalitesi büyük ölçüde artırılabilir.

Lenfödem tedavisinde cerrahi yöntemler, son yıllarda önemli bir gelişme kaydetmiş ve konservatif tedavilerin ötesinde uzun vadeli çözümler sunmuştur. LVA ve LNT gibi mikrocerrahi teknikler, hastaların yaşam kalitesini artırarak lenfödemle mücadelede etkin bir çözüm haline gelmiştir. Cerrahi müdahaleler, hastaların uzun vadede ciddi sağlık sorunları yaşamalarının önüne geçerek hastalığın kontrol altına alınmasında önemli bir rol oynamaktadır.

Lenfödem Tehlikeli Midir?

Lenfödem, lenf sisteminde meydana gelen bir tıkanıklık nedeniyle dokularda sıvı birikmesi sonucu oluşan bir durumdur. Genellikle kanser tedavileri sonrasında ortaya çıkar. Tehlikeli olup olmadığı, tedavi edilmediğinde yaşanabilecek sorunlara bağlıdır. Lenfödem tedavi edilmediğinde enfeksiyonlara, cilt değişikliklerine ve hareket kısıtlılığına yol açabilir. Bu nedenle, erken teşhis ve tedavi önemlidir. Lenfödemin ciddi sağlık sorunlarına yol açmaması için düzenli doktor kontrolü gereklidir.

Lenfödem Olduğunu Nasıl Anlarız?

Lenfödem olduğunu anlamanın birkaç yolu vardır. İlk olarak, etkilenen bölgede şişlik görülür. Şişlik, genellikle gün ilerledikçe artar ve dinlenme ile azalmaz. Ciltte gerginlik, ağırlık hissi ve hareket kısıtlılığı gibi belirtiler de lenfödemin habercisi olabilir. Ayrıca, etkilenen bölgede tekrarlayan enfeksiyonlar ve ciltte kalınlaşma da gözlemlenebilir. Lenfödem teşhisinde uzman bir doktora başvurmak ve uygun testleri yaptırmak önemlidir.

Lenfödem Düzelir Mi?

Lenfödemin tamamen düzelip düzelmeyeceği, tedavi sürecine ve kişinin sağlık durumuna bağlıdır. Erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleri ile lenfödem kontrol altına alınabilir ve semptomlar hafifletilebilir. Tedavi seçenekleri arasında manuel lenf drenajı, kompresyon terapisi, egzersiz ve cilt bakımı yer alır. Düzenli doktor kontrolleri ve tedavi planına sadık kalmak, lenfödemin ilerlemesini önlemeye yardımcı olabilir. Ancak, bazı vakalarda lenfödem kronik hale gelebilir ve sürekli tedavi gerektirebilir.

Lenfödemi Olanların Dikkat Etmesi Gerekenler

Lenfödem riski taşıyan ve lenfödemli ekstremitenin (uzuvların) bakımı ve korunması büyük önem taşıyor. Tedaviden sonra tedavinin başarısının devam etmesi için hastanın da dikkat etmesi gerekenler ise şu şekilde sıralanıyor:

  • Etkilenmiş ya da risk taşıyan ekstremitenin (uzuvların) bakımı ve temizliğine çok dikkat edilmeli.
  • Cilt temiz tutulmalı ve iyice kurulanmalı, hiçbir zaman nemli bırakılmamalı. Cilt bakımı ve esnekliğine dikkat edilmeli, nemlendirilmesi için yağsız kremler, vücut sütü, vücut losyonu gibi yağ içeriği çok az olan nemlendiriciler kullanılmalı. Sıcak günlerde terlemeyi ve ciltte mantar oluşumunu engellemek için ‘anti-fungal’ (mantar önleyici) pudralar kullanılmalı.
  • Hangi tipte olursa olsun deri travmalarından, böcek ısırıklarından, kesik ve yanıklardan kaçınılmalı. Etkilenmiş kola, manikür ve enjeksiyon yaptırılmamalı. Etkilenmiş veya diğer ayaktaki nasırlar kesilmemeli, yumuşatıcı kremlerle korunmalı. Tırnakları keserken deriyi kesmemeye dikkat edilmeli. Asla jilet kullanılmamalı, istenmeyen tüyler tıraş makinesi yardımıyla alınmalı. Mutfakta veya bahçede iş yaparken kesiklerden korunmak içinse mutlaka eldiven giyilmeli.
  • Güneş yanığı oluşumuna dikkat edilmeli, güneşlenirken yüksek koruma faktörlü koruyucular kullanılmalı ve ekstremite asla uzun süre güneşe maruz bırakılmamalı. Kompresyon çoraplarının çoğu zaman güneşe karşı koruma sağlayamadığı unutulmamalı.
  • Etkilenmiş kolda itme, çekme gibi tekrarlayıcı ve kuvvetli hareketlerden, ağır ve yük bindiren sporlardan kaçınılmalı. Aerobik de istenmeyen durumlara neden olabiliyor. Bu kişiler için en ideal sporlar, yüzme ve dalma. Bunun yanı sıra lenf dolaşımını sağlamak için tedavi sonrası öğrenilen egzersizler de düzenli olarak uygulanmalı.
  • Sütyen, çamaşır, diğer giysiler ve takılar sıkı olmamalı. Bu giysilerin ciltte oluşturduğu kızarıklıklar lenf dolaşımının engellendiği anlamına gelebilir. Geniş omuz askısı ve gerekiyorsa askının cilde değdiği yere pamuk ped yerleştirilmesi öneriliyor. Aynı şekilde tansiyon da etkilenmiş koldan ölçülmemeli.
  • Uçak yolculuğu sırasında basınç düşmesi nedeniyle kol çorabı ve kompresyon bandajı mutlaka kullanılmalı. Eğer kolda şişlik varsa daha iyi bir basınç için hem çorap hem bandaj beraber kullanılabilir.
  • Gece uyurken etkilenmiş kolun üzerine yatmamaya özen gösterilmeli.
  • Diyet kısıtlamalarının lenfödeme bilinen bir etkisi yok. Eğer kişi aşırı kilolu değilse, düzenli beslenilmeli, aşırı tuz kullanılmamalı ama tuz asla kesilmemeli ve bol su içilmeli. Aşırı kilolardan kaçınmak, kilo fazlalığı varsa doktor ya da uzman tarafından hazırlanmış bir diyet programı uygulamakta yarar var.
  • Kompresyon giysileri gece dahil tüm gün giyilmeli. Tedaviden sonra kullanılmaya başlanan kompresyon çorabı özellikle ilk 6 ay, gece ve gündüz düzenli kullanılmalı. Eğer ekstremite geceleri kendiliğinden küçülüyorsa kompresyon çorabı gece çıkarılabilir. Kompresyon giysileri özel günlerde birkaç saatliğine çıkarılabilir.
  • Tedavi bittikten sonra da etkilenen ekstremite, en az ayda bir kez çevre ölçümü yapılarak kontrol edilmeli ve izlenen değişiklikler terapiste bildirilmeli.
  • Kompresyon giysileri talimatlara göre kullanılmalı ve temizlenmeli. Herhangi bir şikayet, bol gelmesi ya da sıkması durumunda terapiste veya üretici firmaya başvurulmalı. Kompresyon giysileri belli bir bölgeyi bant şeklinde sıkmamalı, kızarıklık oluşturmamalı.
  • Yetersiz lenf dolaşımından ötürü şişen ekstremite, tedaviyle normal ya da normale yakın hale geldikten sonra da bakımına dikkat edilmezse durumun tekrarlayabileceği unutulmamalı. Yetersiz lenf sistemi nedeniyle şişen kol veya bacak, tedaviyle normal veya normale yakın hale geldikten sonra da takibi ve bakımına devam edilmeli.

Lenfödem Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Lenfödem Nedir?

Lenfödem, lenf sistemindeki tıkanıklıklar nedeniyle dokularda sıvı birikmesi sonucu oluşan şişliktir.

Lenfödem Belirtileri Nelerdir?

En yaygın belirtiler arasında kol veya bacakta şişlik, ağırlık hissi, ciltte sıkılık ve hareket kısıtlılığı yer alır.

Lenfödem Nasıl Tedavi Edilir?

Tedavi yöntemleri arasında manuel lenf drenajı, kompresyon giysileri, egzersiz ve cilt bakımı bulunur.

Lenfödem Neden Olur?

Lenfödem, lenf düğümlerinin alınması, radyasyon tedavisi, enfeksiyonlar veya doğuştan gelen lenf sistemi sorunları nedeniyle oluşabilir.

Lenfödem ile Nasıl Yaşanır?

Lenfödem ile yaşam, düzenli tedavi, sağlıklı beslenme, cilt bakımı ve düzenli egzersizle daha yönetilebilir hale gelir.

Lenfödem Teşhisi Nasıl Konur?

Teşhis, fiziksel muayene, hastanın tıbbi geçmişi ve bazen lenfosintigrafi gibi görüntüleme testleri ile konur.

Lenfödemin İlerlemesi Nasıl Önlenir?

Erken teşhis ve tedavi, cilt enfeksiyonlarından kaçınma ve düzenli takip ile ilerlemenin önüne geçilebilir.

Lenfödem Genetik Midir?

Bazı durumlarda genetik olabilir, ancak çoğunlukla cerrahi müdahaleler veya enfeksiyonlar gibi dış etkenler sonucu gelişir.

Lenfödem Ağrı Yapar Mı?

Şişlik ve ciltteki gerginlik nedeniyle ağrı veya rahatsızlık hissi oluşabilir.

Lenfödem İçin Hangi Doktorlara Başvurulmalıdır?

Lenfödem tedavisi için genellikle fizik tedavi uzmanları, lenfologlar veya dermatologlardan yardım alınır.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 1 Kasım 2024 Cuma Yayımlanma Tarihi: 21 Ocak 2019 Pazartesi

Doktorlar

Birimin Tüm İlgi Alanları

Tıbbi Birimler

Hastaneler

Sıralama Türü:

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?