Kuduz Hastalığı Nedir?
Kuduz , özellikle enfekte hayvanların tükürükleriyle insanlara bulaşan ve ölümcül seyreden viral bir hastalıktır. Genellikle ısırma yoluyla bulaşır ve enfekte hayvanın tükürüğünün açık bir yaraya temas etmesi sonucunda insana geçebilir. Kuduz virüsü, merkezi sinir sistemini etkiler ve oldukça hızlı bir şekilde ilerler, bu nedenle tedavide erken müdahale kritik bir öneme sahiptir.
Kuduz hastalığına yakalanma riski taşıyan hayvanlar arasında evcil türlerden köpek, kedi, inek, eşek, at ve keçi gibi türler yer alırken yabani hayvanlar arasında kurt, çakal, tilki, yarasa, kirpi, kokarca, sansar, domuz ve ayı gibi canlılar da bulunur. Özellikle yarasalar, tilkiler ve köpekler, kuduz virüsünü taşıma olasılığı yüksek olan hayvanlar arasında öne çıkar. Bu hayvanlar tarafından ısırılma veya tırmalanma durumunda, derhal tıbbi yardım almak ve kuduz aşısı yaptırmak hayati önem taşır.
Kuduzun belirtileri genellikle enfekte olduktan birkaç hafta sonra ortaya çıkar. Hastalığın belirtileri ateş, halsizlik, baş ağrısı, sinirlilik ve aşırı uyarılabilirlik şeklinde ortaya çıkar. Kuduz ilerledikçe su korkusu (hidrofobi), kas spazmları ve koma gibi daha ciddi belirtiler görülebilir. Bu noktada, kuduzun tedavi edilmesi neredeyse imkansız hale gelir ve ölümle sonuçlanır. Bu nedenle, şüpheli bir hayvan ısırması veya tırmalanması durumunda zaman kaybetmeden tıbbi yardım almak ve kuduz aşısı olmak zorunludur.
Kuduz hastalığının gelişim aşamaları genellikle dört ana evrede incelenir. Bu aşamalar şunlardan oluşur:
- İnkübasyon Dönemi : Kuduz virüsünün vücuda girdikten sonra çoğalmaya başladığı, ancak henüz belirgin semptomların görülmediği dönemdir. Bu süre genellikle 1 ila 3 ay arasında değişir, ancak bazen birkaç günden bir yıla kadar uzayabilir. İnkübasyon süresi, ısırığın yeri ve şiddeti ile ilişkilidir.
- Prodromal Dönem : Bu dönemde, enfekte kişi halsizlik, baş ağrısı, ateş, iştahsızlık gibi grip benzeri belirtiler yaşamaya başlar. Isırılan bölgede kaşıntı, ağrı veya karıncalanma hissi de yaygındır. Bu dönem birkaç gün sürer ve hastalığın ilerlediğine işaret eder.
- Akut Nörolojik Dönem : Virüs, sinir sistemini etkilemeye başlar ve bu dönemde hidrofobi (su korkusu), aerofobi (hava akımından korkma), anksiyete, ajitasyon, halüsinasyonlar, ve kas spazmları gibi nörolojik belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler genellikle 2 ila 10 gün boyunca şiddetini artırarak devam eder.
- Koma ve Ölüm Dönemi : Kuduz hastalığı tedavi edilmediğinde, nörolojik belirtilerin ağırlaşmasıyla koma durumu başlar. Bu dönemde solunum yetmezliği, kalp yetmezliği gibi hayati fonksiyonların durması nedeniyle genellikle ölüm gerçekleşir.
Kuduz Hastalığı Neden Olur?
Kuduz, genellikle enfekte hayvanların ısırması veya tırmalaması sonucu bulaşan virüs kaynaklı ölümcül bir hastalıktır. Hastalığa, merkezi sinir sistemine saldıran ve tedavi edilmediğinde ölüme neden olabilen Rabies lyssavirus neden olur.
Kuduz enfeksiyonu, kuduz virüsünün enfekte canlıların tükürüğü yoluyla bulaşması ile ortaya çıkar. Bu virüs, herhangi bir memeli türü tarafından başka türlere yayılabilir. Virüsün yayılmasının en yaygın yolu, enfekte bir hayvanın başka bir hayvanı veya insanı ısırmasıdır. Ancak, daha nadir vakalarda enfekte olmuş tükürüğün, gözler veya ağız gibi mukoza zarlarıyla veya açık bir yara ile temas etmesi de bulaşmaya neden olabilir. Bu durum, örneğin, enfekte bir hayvanın bir kişinin cildinde açıkta duran küçük bir kesiyi yalamasıyla bile gerçekleşebilir. Ayrıca pençeleme gibi yaralanmalar da kuduz virüsünün taşınmasına yol açabilir.
Virüsün bulaşma yolları arasında çok nadir olarak doku ve organ nakilleri de yer alır. Enfekte bir organdan alıcıya virüs geçişi bildirilmiş vakalardandır. Aynı zamanda kuduz bir hayvanın etinin veya sütünün çiğ olarak tüketilmesi de kuduz enfeksiyonuna sebep olabilir. Bu nedenle, çiğ hayvansal ürünlerin tüketilmesi konusunda dikkatli olmak gerekir.
Kuduz Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Kuduz belirtileri arasında ateş, baş ağrısı, halsizlik, uyuşma, enfeksiyon bölgesinde karıncalanma hissi ve kas spazmları bulunur; ilerleyen aşamalarda ise su korkusu (hidrofobi), ajitasyon, aşırı salya akıntısı ve nöbetler görülebilir. Enfeksiyon, ilerleyen aşamalarda ölümcül olabilir. Hastalığın belirtileri genellikle virüs bulaştıktan birkaç hafta veya aylar sonra ortaya çıkar ve belirtiler şiddetlendikçe hastalığın ilerlemesi hızlanır.
Kuduz hastalığının belirtileri şu şekildedir:
- Isırık bölgesinde karıncalanma, kaşıntı veya yanma hissi,
- Ateş ve genel halsizlik,
- Baş ağrısı,
- Bulantı ve kusma,
- İleri aşamalarda su korkusu (hidrofobi),
- Kas spazmları ve nöbetler,
- Sinirlilik, anksiyete ve ajitasyon,
- Yutma güçlüğü, tükürük akışında artış,
- Bilinç değişiklikleri, kafa karışıklığı ve halüsinasyonlar,
- Felç ve koma.
Yutma güçlüğü, kuduz gibi enfeksiyonların gelişmesi durumunda sıkça görülen bir semptomdur ve bu güçlüğe bağlı olarak sıvı tüketme korkusu oluşabilir. Kuduz virüsü merkezi sinir sistemine etki ettiğinden, yutma fonksiyonunu olumsuz etkileyebilir ve bireylerde hidrofobi adı verilen su korkusuna yol açabilir. Bu durum, virüsün kas spazmlarına neden olması ve yutkunma refleksini etkilemesiyle ilişkilidir.
Kuduz virüsü bulaşma riski taşıyan hayvanlar tarafından ısırılan bireylerin, hayvanın kuduz olup olmadığını dikkate almadan acil tıbbi yardım alması son derece önemlidir. Kuduz, tedavi edilmezse hemen her zaman ölümle sonuçlanır. Bu nedenle, bireyin yaralanma şekli ve maruz kaldığı durum ne olursa olsun, kuduz riskine karşı dikkatli olunmalı ve bir sağlık uzmanına başvurulmalıdır. Sağlık uzmanı, bireyin yaralarının durumunu ve hayvanla temas koşullarını değerlendirerek, kuduzun önlenmesi için ne tür bir tedavi sürecinin izleneceğine karar verecektir.
Isırılma durumu net değilse, daha garantili bir yaklaşım izlemek hayati önem taşır. Örneğin, uyku esnasında odaya giren bir yarasa ya da fare, bireyi fark ettirmeden ısırabilir. Böyle bir durumda birey, kuduz virüsünün bulaşmış olma ihtimalini göz önünde bulundurarak, ısırıldığını varsayıp tıbbi yardım almalıdır. Ayrıca, ısırılma riskine maruz kalan ve kendini ifade edemeyen küçük çocuklar ya da engelli bireyler için de aynı önlemler alınmalıdır. Aynı durum, benzer bir risk taşıyan evcil hayvanlar için de geçerlidir; evcil hayvanların da ısırılmış veya enfekte olmuş olabileceği varsayılmalıdır.
Kuduz Hastalığında Kimler Risk Altındadır?
Kuduz hastalığı, özellikle enfekte hayvanlarla temas sonucu insanlara bulaşan bir virüs enfeksiyonudur. Bazı insanlar ve gruplar, kuduz hastalığına yakalanma riski açısından daha savunmasızdır. Bu risk faktörleri, kişilerin yaşadığı yer, meslekleri ve hayvanlarla olan temas derecesine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Kuduz hastalığında risk altında olanlar şunlardır:
- Vahşi hayvanlarla temas eden orman çalışanları ve avcılar,
- Veterinerler, hayvan bakıcıları ve hayvan kurtarma ekipleri,
- Kırsal alanlarda yaşayan ve vahşi hayvanlara yakın bölgelerde bulunan kişiler,
- Evcil hayvanlarının kuduz aşılarını ihmal eden hayvan sahipleri,
- Kuduzun yaygın olduğu bölgelere seyahat eden turistler,
- Yarasa barınaklarında çalışanlar veya bu tür ortamlarda bulunanlar,
- Başıboş veya aşısız köpek ve kedilerle temasta bulunan kişiler,
- Kuduzun endemik olduğu bölgelerde yaşayanlar,
- Hayvan ısırıkları veya tırmalamaları ile sık karşılaşan çocuklar,
- Kuduz kontrol programlarının yetersiz olduğu ülkelerdeki bireyler.
Kuduz hastalığına yakalanma riskini artıran faktörler arasında kuduz vakalarının daha yaygın görüldüğü Afrika ve Güneydoğu Asya gibi gelişmekte olan ülkelere seyahat etmek veya bu bölgelerde yaşamak bulunur. Ayrıca, vahşi hayvanlarla temasa girme olasılığı bulunan faaliyetlerde bulunmak da riski artırabilir. Örneğin, yarasaların yoğun olarak yaşadığı mağaralarda önlem almadan keşif yapmak veya kamp alanlarında vahşi hayvanları uzak tutacak tedbirler almamak bu risklerden bazılarıdır. Laboratuvar ortamında kuduz virüsü ile çalışmak da risk faktörlerinden biri olarak kabul edilir. Bunun yanında, tanınmayan hayvanlar ile yakın temasta bulunmak ve kuduz virüsünün beyne daha hızlı ulaşmasına neden olabilecek baş veya boyun yaraları bulunması da riski artıran unsurlar arasındadır.
Kuduz Hastalığı Nasıl Önlenir?
Kuduz, önlem alınmadığında ölümcül olabilen bir hastalıktır, ancak uygun önlemlerle bu risk en aza indirilebilir. Kuduz hastalığının önlenmesi için alınabilecek tedbirler şu şekildedir:
- Kuduz aşısı yaptırmak (özellikle yüksek risk altında olan kişiler için),
- Evcil hayvanların düzenli olarak kuduz aşılarını yaptırmak,
- Sokak hayvanlarına ve vahşi hayvanlara yaklaşmaktan kaçınmak,
- Isırık veya tırmalama durumunda hemen yarayı bol su ve sabunla yıkamak ve bir sağlık kuruluşuna başvurmak,
- Hayvanların sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olmak ve şüpheli hayvan temaslarından kaçınmak,
- Riskli bölgelere seyahat edenlerin kuduz aşısı konusunda doktor tavsiyesi almak,
- Sokak hayvanlarının kontrol altına alınması için belediyelerle işbirliği yapmak,
- Yarasa gibi kuduz taşıma olasılığı yüksek hayvanlarla temas riskini en aza indirmek.
Evcil hayvanların mümkün olduğunca içeride tutulması ve dışarı çıktıklarında sürekli denetim altında bulundurulması, kuduz riskini azaltmak için gereklidir. Evcil hayvanlar ile vahşi hayvanlar arasında temasın önlenmesi, kuduz virüsünün yayılmasının engellenmesine yardımcı olabilir. Özellikle tavşan veya hamster gibi küçük evcil hayvanlar, avcı türlere karşı korunaklı kafeslerde tutulmalı ve vahşi hayvanlardan uzak tutulmalıdır. Bu tür hayvanlara kuduz aşısı yapılamadığı için fiziksel koruma daha da büyük bir önem taşır.
Sokak hayvanlarının kontrol edilmesi ve aşılanması, kuduzla mücadelede kritik bir unsurdur. Bu konuda yerel hayvan kontrol görevlileri ve belediyelere durumları bildirmek, düzenli aşılamaların yapılabilmesi açısından gereklidir. Kuduz virüsünün yayılma riskini azaltmak amacıyla, sokak hayvanlarının durumunun izlenmesi ve sağlık kontrollerinin yapılması toplumsal sağlığı koruma adına büyük bir önlem sağlar.
İnsanlar, vahşi hayvanlarla yakın temastan kaçınmalı ve onları rahatsız etmeyecek şekilde mesafelerini korumalıdır. Kuduz etkisindeki vahşi hayvanlar genellikle insandan korkmama eğilimi gösterir ve bu durum, normal davranış kalıplarının dışındadır. Bu tür hayvanlarla dostane görünen, çekinmeden yaklaşan vahşi hayvanlara dikkat etmek ve uzak durmak gereklidir, çünkü bu davranış şekli kuduz virüsünün bir belirtisi olabilir.
Yarasa türleri de kuduzun yayılmasında rol oynayabildiği için, yarasaların meskun evlere girmesi önlenmelidir. Bu amaçla, yarasaların ev içine sızabileceği tüm çatlaklar ve boşluklar kapatılmalıdır. Eğer evde bir yarasa varlığı gözlemlenirse, bu hayvanların evden uzaklaştırılması için yerel bir uzmana veya belediyeye başvurulmalıdır. Yarasaların ev ortamına girmesi hem sağlık hem de güvenlik açısından risk oluşturabilir.
Seyahat eden bireyler için kuduz aşısı olmayı düşünmek önemli bir önlemdir. Özellikle kuduz vakalarının yaygın olduğu bir ülkeye seyahat planlayan kişiler, orada uzun süre kalmayı düşünüyorsa doktorlarına bu konuda danışmalıdır. Ayrıca, tıbbi hizmetlere ulaşmanın zor olduğu bölgeler için de önceden aşı yaptırmak, güvenli bir yolculuk adına göz önünde bulundurulmalıdır. Bu önlemler, seyahat eden bireylerin sağlıklarını korumak için gerekli adımlardır ve özellikle riskli bölgelere seyahat eden kişiler tarafından ciddiyetle ele alınmalıdır.
Kuduz Hastalığı Tanısı, Uygulanan Testler ve Tarama Yöntemleri
Kuduz hastalığı, belirtiler ortaya çıktıktan sonra neredeyse her zaman ölümcüldür. Bu nedenle, erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir. Kuduz tanısında, hastanın klinik belirtilerine ek olarak çeşitli laboratuvar testleri ve tarama yöntemleri kullanılır.
Kuduz hastalığının tanısında uygulanan yöntemler, testler ve taramalar şunlardır:
- Tükürük testi: Virüs tükürükte bulunabileceğinden, PCR (polimeraz zincir reaksiyonu) testi ile virüs varlığı araştırılır,
- Cilt biyopsisi: Ense kökünden alınan cilt örneği, virüsün sinir uçlarında tespit edilmesi amacıyla floresan antikor testiyle incelenir,
- Serum ve beyin omurilik sıvısı testi: Vücudun bağışıklık yanıtı ölçülerek, kuduz virüsüne karşı antikor varlığı ELISA veya RFFIT gibi yöntemlerle kontrol edilir,
- Beyin biyopsisi: Ölüm sonrası veya ileri evrede nadiren uygulanan bir yöntemdir ve virüsün kesin varlığı beyin dokusunda incelenir,
- Nörolojik muayene: Hastalığın belirtileri arasında yer alan sinir sistemi bulgularının değerlendirilmesi için yapılır,
- Görüntüleme yöntemleri (MRI, CT): Beyin ve omurilikte oluşabilecek yapısal değişikliklerin incelenmesi amacıyla kullanılır,
- PCR bazlı moleküler testler: Kanda, beyin omurilik sıvısında veya diğer dokularda kuduz virüsünün genetik materyalinin araştırılması için kullanılır.
Kuduz Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?
Kuduz, bulaşma sonrasında hızla yayılarak merkezi sinir sistemine zarar veren bir virüs olduğu için, tedavisi oldukça zordur ve genellikle ölüme yol açar. Ancak, kuduza maruz kalma durumunda enfeksiyonun yerleşmesini engellemek için etkili önleyici yöntemler mevcuttur. Kuduz şüphesi olan bireylere uygulanacak aşılar ve antiserum, virüsün vücuda yerleşmesini engellemek açısından hayati önem taşır.
Kuduz virüsünün bulaştığı bilinen ya da kuduz olma riski taşıyan bir hayvan tarafından ısırılan bireylere, hızlı bir şekilde kuduz aşısı uygulanmalıdır. Kuduz aşısı, vücudun virüsü tanıyıp onunla savaşmasını sağlar ve etkili bir bağışıklık kazandırır. Genellikle aşı 0. gün, 3. gün, 7. gün, 14. gün, 28. gün ve 90. gün olmak üzere seçilmiş tarihlerde koldan yapılır. Ancak bireyin daha önce kuduz aşısı almış olması veya özel bir duruma sahip olması, bu programda değişiklik yapılmasını gerektirebilir.
Özellikle yüksek kuduz riski taşıyan hayvanlar tarafından ısırılan vakalarda, aşının yanında kuduz antiserumu da uygulanabilir. Bu antiserum, virüsün yayılmasını engellemek amacıyla hızlı bağışıklık sağlayan bir karışım içerir. Antiserumun bir kısmı, mümkünse hayvanın ısırdığı bölgenin yakınına en kısa sürede enjekte edilir. Bu sayede, virüsün merkezi sinir sistemine ulaşmadan önce etkisiz hale getirilmesi hedeflenir.
Eskiden yapılan kuduz aşılarının yan etkileri, kullanılan tekniklerin gelişmemiş olması nedeniyle ciddi olabiliyordu. Ancak günümüzde, yeni nesil kuduz aşılarıyla bu yan etkiler minimum seviyeye indirilmiştir. Dolayısıyla, kuduz aşısı günümüzde oldukça güvenli bir uygulama olarak kabul edilmektedir.
Hayvanın bulunamadığı veya davranışlarından kuduz olma ihtimalinin yüksek olduğu vakalarda, güvenli bir yaklaşım olarak kuduz varmış gibi kabul edilip aşı yapılması tavsiye edilir. Bu karar, genellikle hayvanın türü, bulunduğu çevre, ısırma durumu ve diğer risk faktörlerine dayanılarak verilir. Aşı süreci devam eden bireylerin tekrar ısırılması durumunda, genellikle orijinal aşı takvimi bir değişiklik yapılmadan sürdürülür. Bu, virüsün vücuda nüfuz etmesine karşı bağışıklığın devamını sağlar ve tedbirli olmayı önceliklendirir.
Hayvan Isırması Sonrası Ne Yapılmalıdır?
Kuduz virüsü bulaşma riski taşıyan bir hayvan ısırması durumunda, hızlı ve doğru müdahale oldukça önemlidir. Hayvan ısırıkları sonucu kuduz virüsü bulaşma riski göz önüne alındığında, yapılacak ilk müdahaleler hayati rol oynar.
Kuduzda hayvan ısırması sonrası yapılacaklar şu şekildedir:
- Isırılan bölgeyi derhal bol su ve sabunla en az 15 dakika yıkamak,
- Yaranın üzerine alkol veya antiseptik bir solüsyon uygulamak,
- Isırık sonrası yaranın üzerine bandaj veya kapatıcı pansuman yapmaktan kaçınmak,
- En yakın sağlık kuruluşuna gitmek ve doktor tarafından kuduz riski değerlendirmesi yaptırmak,
- Doktorun önerisi doğrultusunda kuduz aşısı ve gerekiyorsa kuduz immünoglobulini almak,
- Isıran hayvanın, mümkünse gözlem altına alınmasını sağlamak veya hayvan hakkında yetkililere bilgi vermek,
- Yarayı takip etmek ve enfeksiyon belirtilerine karşı dikkatli olmak,
- Eğer hayvanın kuduz olduğu düşünülüyorsa, yetkili birimlere (sağlık kuruluşu veya veterinerlik birimi) durumu bildirmek.
Sıkça Sorulan Sorular
Kuduz Olduğumu Nasıl Anlarım?
Kuduz belirtilerini anlamak için kişide genellikle ateş, halsizlik, baş ağrısı, ve enfekte olan bölgede karıncalanma gibi semptomlar görülür. İlerleyen dönemde ajitasyon, su korkusu (hidrofobi), aşırı salya üretimi, yutkunma zorluğu ve kas spazmları ortaya çıkar. Bu belirtilerin varlığı, kuduz virüsünün merkezi sinir sistemini etkilediğini gösterir.
Kuduz Hastalığı Öldürür Mü?
Kuduz hastalığı tedavi edilmezse neredeyse her zaman ölümle sonuçlanır. Kuduz virüsü merkezi sinir sistemine saldırarak beyin iltihabına yol açar ve ilerlediğinde koma ve ölüme neden olur. Bu yüzden kuduz şüphesi durumunda hemen tıbbi yardım alınmalı ve aşı uygulanmalıdır.
Kuduz Geçer Mi?
Kuduz hastalığı, kuduz virüsü bulaştıktan hemen sonra, semptomlar başlamadan önce yapılan kuduz aşısı ve immün globulin tedavisi sayesinde engellenebilir. Bu nedenle, ısırılma veya temas durumunda hızlı bir şekilde tıbbi müdahale hayati önem taşır.
Kuduz İçin Hangi Bölüme Gitmeliyim?
Kuduz şüphesi durumunda gitmeniz gereken bölüm genellikle Acil Servis veya Enfeksiyon Hastalıkları bölümüdür. Isırılma veya temas sonrasında hızlı tıbbi müdahale gerektiği için ilk olarak acil servise başvurmak önemlidir. Burada, kuduz riski değerlendirilir ve gerekli görülürse kuduz aşısı ve immün globulin tedavisi uygulanır. Daha sonrasında ise tedavi süreci ve takipler için enfeksiyon hastalıkları uzmanına yönlendirilebilirsiniz.
Kuduz Aşısı Ne Zaman Yapılmalıdır?
Kuduz aşısı, kuduz virüsü taşıyan bir hayvan tarafından ısırılma veya tırmalanma durumunda hemen yapılmalıdır. Virüsün vücuda girmesiyle semptomların başlaması arasındaki süre içinde aşı yapılması, hastalığın önlenmesi için gereklidir. Ayrıca, önleyici tedbir olarak riskli bölgelerde yaşayan ya da hayvanlarla sık temas eden kişilere de aşı önerilir.
Kuduz Nasıl Bulaşır?
Kuduz virüsü genellikle enfekte bir hayvanın ısırması yoluyla bulaşır. Ayrıca, virüs taşıyan hayvanların salyası ile açık yaralar veya mukozalar temasa geçtiğinde de bulaşma riski vardır. Kuduz virüsü, memeliler arasında yaygın olmakla birlikte, en sık köpekler, yarasalar, tilkiler ve rakunlar aracılığıyla bulaşır.
Kuduz Aşısı Yan Etkileri Var Mıdır?
Kuduz aşısı genellikle güvenli kabul edilir ve ciddi yan etkiler nadirdir. Yaygın olarak enjeksiyon bölgesinde ağrı, kızarıklık veya hafif ateş gibi hafif yan etkiler görülebilir. Nadir durumlarda alerjik reaksiyonlar yaşanabilir, bu yüzden aşı sonrası yan etkilerin takip edilmesi önemlidir.
Kuduz Hastalığının Kuluçka Süresi Ne Kadardır?
Kuduzun kuluçka süresi genellikle 1 ila 3 ay arasında değişir, ancak nadir durumlarda bu süre birkaç haftaya kadar kısalabilir veya bir yıla kadar uzayabilir. Virüs, vücuda girdikten sonra merkezi sinir sistemine ulaşana kadar yayılır ve semptomlar ortaya çıkmaya başlar.
Kuduz Şüphesi Durumunda Ne Yapmalıyım?
Eğer kuduz virüsü taşıma ihtimali olan bir hayvan tarafından ısırıldıysanız veya temas ettiyseniz, ısırılan bölgeyi hemen bol su ve sabunla yıkayın. Ardından, acilen en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak kuduz aşısı ve tedavi sürecine başlanmasını talep edin.