Kolesteatom, orta kulakta veya mastoid kemiğinde anormal deri hücrelerinin birikmesiyle oluşan, zamanla büyüyerek ciddi sorunlara yol açabilen bir hastalıktır. Genellikle kronik kulak enfeksiyonları veya östaki borusu tıkanıklığı sonucu gelişir. Belirtileri arasında işitme kaybı, kötü kokulu kulak akıntısı ve kulakta dolgunluk hissi bulunur. Tedavisi genellikle cerrahidir ve en yaygın yöntemler mastoidektomi ve timpanoplasti ameliyatlarıdır. Ameliyat sonrası işitme rehabilitasyonu gerekebilir. Erken tanı konulmadığında, enfeksiyon beyne yayılabilir veya kalıcı işitme kaybına neden olabilir. Kolesteatomun etkili yönetimi için kulak burun boğaz (KBB) uzmanına başvurmak önemlidir.
Kolesteatom Nedir?
Kolesteatom , orta kulakta veya mastoid kemikte anormal deri hücrelerinin birikmesiyle oluşan iyi huylu ancak agresif bir kitle veya kisttir. Zamanla büyüyerek işitme kaybına, baş dönmesine ve ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. Genellikle kronik orta kulak enfeksiyonları veya östaki borusu disfonksiyonu nedeniyle gelişir ve tedavi edilmezse kemik erozyonuna sebep olabilir.
Kolesteatom, çoğunlukla kronik orta kulak enfeksiyonları, östaki borusu disfonksiyonu veya kulak zarında meydana gelen çekilmeler sonucu ortaya çıkar. Zamanla büyüyerek çevredeki kemik dokulara zarar verebilir ve işitme kaybına, baş dönmesine ve ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. Tedavi edilmediğinde kemik erozyonu ve menenjit gibi sorunlara neden olabileceği için genellikle cerrahi müdahale gerektirir. Orta kulak cerrahisi kapsamında gerçekleştirilen kolesteatom ameliyatı, kistin tamamen temizlenmesini, orta kulağın yeniden yapılandırılmasını ve işitme fonksiyonunun korunmasını amaçlar.
Kolesteatom Cerrahisi Hangi Durumlarda Gereklidir?
Kolesteatom, orta kulakta ve mastoid kemikte anormal cilt büyümesi ile karakterize edilen bir hastalıktır. Tedavi edilmediğinde işitme kaybı, enfeksiyon ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Cerrahi müdahale genellikle hastalığın ilerlemesini durdurmak ve komplikasyonları önlemek için gereklidir. Kolesteatom cerrahisi gerektiren durumlar şunlardır:
- İlerlemiş veya büyüyen kolesteatom – Zamanla büyüyerek kemik dokusuna zarar verebilir ve cerrahi müdahale gerektirebilir.
- İşitme kaybı – Kolesteatom, işitme kemikçiklerini (ossiküler zincir) etkileyerek kalıcı işitme kaybına neden olabilir.
- Tekrarlayan veya kronik enfeksiyonlar – Sürekli kulak akıntısı ve enfeksiyonlar antibiyotik tedavisine yanıt vermediğinde cerrahi gerekebilir.
- Şiddetli kulak akıntısı (otore) – Kötü kokulu ve sürekli devam eden akıntı, kolesteatomun ilerlediğini gösterebilir.
- Baş dönmesi ve denge sorunları – Kolesteatom, iç kulağa zarar vererek vertigo veya denge kaybına neden olabilir.
- Yüz siniri tutulumu (fasiyal paralizi) – Kolesteatom, yüz sinirine baskı yaparak yüz felcine yol açabilir ve acil cerrahi müdahale gerektirebilir.
- Kafa içi komplikasyonlar – Beyin apsesi, menenjit veya beyin zarında iltihaplanma gibi ciddi komplikasyonlar geliştiğinde cerrahi müdahale zorunludur.
- Mastoidit gelişimi – Kolesteatom, mastoid kemiğe yayılarak şiddetli enfeksiyona neden olabilir ve cerrahi olarak temizlenmelidir.
- Timpanik membranda (kulak zarı) perforasyon – Kolesteatom, kulak zarında kalıcı deliklere yol açarak enfeksiyon riskini artırabilir.
- Tedaviye dirençli kulak ağrısı – Şiddetli ve sürekli kulak ağrısı, kolesteatomun agresif bir şekilde ilerlediğini gösterebilir ve cerrahi gerektirebilir.
Kolesteatomun Tanısı ve Uygulanan Testler
Kolesteatomun tanısı, hastanın tıbbi öyküsü, belirtileri ve fizik muayenesi ile tespit edilir. Kulak muayenesinde, otoskop veya mikroskop kullanılarak kulak zarında anormal bir kitle veya retraksiyon cebi gözlemlenebilir. İşitme kaybının derecesini değerlendirmek için odyometri testi uygulanırken kolesteatomun yayılımını ve kemik hasarını belirlemek amacıyla yüksek çözünürlüklü temporal kemik bilgisayarlı tomografi (BT) çekilir. Bazı durumlarda manyetik rezonans görüntüleme (MRG), enfeksiyonun iç kulağa veya beyin zarlarına yayılımını değerlendirmek için kullanılabilir. Erken tanı ve doğru testlerle hastalığın ilerlemesi önlenebilir.
Kolesteatom Cerrahisi Nedir?
Kolesteatom cerrahisi, orta kulakta veya mastoid kemikte oluşan anormal deri birikintilerini temizlemek ve komplikasyonları önlemek amacıyla yapılan cerrahi bir girişimdir. Ameliyat sırasında, genellikle mastoidektomi veya timpanoplasti gibi teknikler kullanılarak kolesteatom dokusu çıkarılır ve orta kulaktaki yapılar korunmaya çalışılır.
İşitme kaybını en aza indirmek için gerektiğinde işitme kemikçikleri onarılır veya protez yerleştirilir. Kolesteatomun tekrarlama riski bulunduğundan, bazı vakalarda ikinci bir ameliyat gerekebilir. Erken tanı ve uygun cerrahi müdahale, ciddi komplikasyonların önlenmesi açısından büyük önem taşır.
Kolesteatom Cerrahisi Türleri Nelerdir?
Kolesteatom cerrahisi, hastalığın yaygınlığına ve kulak yapılarına verdiği zarara bağlı olarak mastoidektomi, timpanoplasti, kanal duvarı korunmuş mastoidektomi ve kanal duvarı kaldırılmış mastoidektomi gibi farklı tekniklerle gerçekleştirilebilir
En yaygın yöntemlerden biri mastoidektomi olup, bu işlemde mastoid kemiği açılarak kolesteatom temizlenir. Timpanoplasti, kulak zarı ve işitme kemikçiklerinin onarılması amacıyla uygulanırken, daha ileri vakalarda kanal duvarı korunmuş (canal wall up) veya kanal duvarı kaldırılmış (canal wall down) mastoidektomi teknikleri kullanılarak cerrahi bölgenin açık veya kapalı bırakılması sağlanır.
Bazı durumlarda, hastalığın tekrarlama riskine karşı ikinci bir ameliyat (revizyon cerrahisi) gerekebilir. Seçilen cerrahi yöntem, kolesteatomun yayılımı, hastanın işitme durumu ve komplikasyon riski göz önünde bulundurularak belirlenir.
Kolesteatom cerrahisinde uygulanabilen başlıca cerrahi yöntemler şunlardır:
- Kanal Duvarı Koruyan Timpanomastoidektomi (Canal Wall Up - CWU) : Posterior kanal duvarı korunarak yapılan bu yöntemde, orta kulak yapılarının anatomik bütünlüğü mümkün olduğunca muhafaza edilmeye çalışılır. Ancak, bazı durumlarda kolesteatomun tamamen temizlenmesi güçleşebilir.
- Kanal Duvarı Açan Timpanomastoidektomi (Canal Wall Down - CWD) : Bu teknikte, posterior kulak kanalının duvarı çıkarılarak daha geniş bir cerrahi alan sağlanır. Bu sayede kolesteatomun tüm kısımları daha rahat çıkarılabilir; fakat hastada açık bir kulak çukuru oluşması kaçınılmaz olabilir.
- Modifiye Radikal Mastoidektomi : Radikal mastoidektominin bazı yapıların (örneğin, ossiküler zincirin bir kısmının) korunması amacıyla yapılan uyarlanmış versiyonudur. Hem kolesteatomun temizlenmesi hem de işitme fonksiyonunun mümkün olduğunca korunması hedeflenir.
- Radikal Mastoidektomi : Hastalığın yaygın olduğu ve diğer yöntemlerle yeterli temizlik sağlanamadığı durumlarda uygulanan bu yöntem, mastoid ve orta kulaktaki ilgili tüm yapıların geniş çapta çıkarılmasını içerir. İşitme kaybı riski daha yüksek olabilir.
- Endoskopik Kolesteatom Cerrahisi : Mikrocerrahi tekniklerle birlikte endoskop kullanımının artmasıyla, daha minimal invaziv ve geniş görüş alanı sunan bu yöntem tercih edilebilmektedir. Endoskopik yaklaşım, özellikle küçük ve gizli alanlardaki kolesteatomların temizlenmesinde avantaj sağlayabilir.
Kanal Duvarı Korunan (Canal Wall Up) Ameliyatı
Kanal duvarı koruması (Canal Wall Up) ameliyatında, dış kulak yolunun arka duvarı korunarak kolesteatom temizlenir ve orta kulaktaki yapıların bütünlüğü mümkün olduğunca korunur.
Bu yöntem, işitme fonksiyonunu koruma avantajı sağlarken, hastalığın tam temizlenememe ve tekrar etme riski nedeniyle düzenli takip gerektirir. Cerrahi sonrası dönemde, kolesteatomun nüks edip etmediğini kontrol etmek amacıyla ikinci bir ameliyat veya görüntüleme yöntemleri uygulanabilir.
Kanal Duvarı Alınan (Canal Wall Down) Ameliyatı
Kanal duvarı alınan (Canal Wall Down) ameliyatında, dış kulak yolunun arka duvarı kaldırılarak mastoid boşluğu ile dış kulak yolu birleştirilir.
Bu yöntem, kolesteatomun tamamen temizlenmesini sağladığı için tekrar etme riskini azaltırken, kulak anatomisinin değişmesi nedeniyle dış kulakta geniş bir boşluk oluşmasına yol açabilir. Hastalar, ameliyat sonrası düzenli kulak bakımı ve temizliğe ihtiyaç duyabilir. Bu teknik, özellikle yaygın kolesteatom vakalarında ve nüks riski yüksek hastalarda tercih edilir.
Minimal İnvaziv Teknikler ve Endoskopik Cerrahi
Minimal invaziv teknikler ve endoskopik cerrahi, daha küçük kesiler ve doğal açıklıklar kullanılarak gerçekleştirilen modern yöntemlerdir. Endoskopik yaklaşımlar, dar ve ulaşılması zor bölgelere erişim sağlayarak hastalığın detaylı bir şekilde temizlenmesine olanak tanır.
Bu yöntemler, iyileşme sürecini hızlandırırken, geleneksel açık cerrahilere kıyasla daha az doku hasarı oluşturur. Ancak, büyük ve yaygın kolesteatom vakalarında tek başına yeterli olmayabilir ve diğer cerrahi yöntemlerle kombine edilebilir.
Kolesteatom Ameliyatı Süreci
Kolesteatom ameliyatı süreci, hastanın detaylı muayenesi ve görüntüleme testleriyle başlar, ardından cerrahi planlama yapılır. Genel anestezi altında gerçekleştirilen ameliyat, kolesteatomun temizlenmesi ve işitme fonksiyonunun korunmasını amaçlar. Kullanılan cerrahi teknik, hastalığın yayılımına bağlı olarak değişebilir ve bazı durumlarda işitme kemikçiklerinin onarımı veya protez yerleştirilmesi gerekebilir.
Ameliyat sonrası hasta, birkaç gün hastanede gözlem altında tutulabilir ve iyileşme sürecinde düzenli kontrollerle takip edilir. İyileşme süreci hastadan hastaya değişmekle birlikte, enfeksiyon riskini önlemek ve işitme fonksiyonunu en iyi seviyede korumak için doktorun önerilerine uyulması önemlidir.
Kolesteatom Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kolesteatom ameliyatı sonrası iyileşme sürecinde enfeksiyon riskini önlemek ve işitme sağlığını korumak için bazı önemli noktalara dikkat edilmelidir. Ameliyat sonrası dönemde kulağa su kaçırmamak, doktorun önerdiği antibiyotik ve ağrı kesicileri düzenli kullanmak enfeksiyon riskini azaltır. Ayrıca, ani basınç değişimlerinden kaçınmak için uçak yolculuğu ve dalış gibi aktivitelerden bir süre uzak durulmalıdır.
Baş dönmesi ve denge problemleri yaşanabileceği için hastaların ani hareketlerden kaçınması önerilir. İşitme kaybı ve ameliyat bölgesinin durumu, doktor kontrolleri ile düzenli olarak takip edilmeli ve gerekirse işitme rehabilitasyonu sürecine dahil olunmalıdır.
Kolesteatom Cerrahisi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Kolesteatom Ameliyatı Ne Kadar Sürer?
Kolesteatom ameliyatı, hastalığın yaygınlığına ve kullanılan cerrahi tekniğe bağlı olarak genellikle 2 ila 5 saat arasında sürer. Basit vakalarda süre daha kısa olabilirken, geniş yayılım gösteren veya işitme kemikçiklerinin onarılması gereken durumlarda ameliyat daha uzun sürebilir.
Ameliyat Sonrası İşitme Kaybı Olur mu?
Ameliyat sonrası işitme durumu, kolesteatomun yayılımına ve ameliyat sırasında işitme kemikçiklerinin korunup korunmadığına bağlıdır. Hafif veya geçici işitme kaybı görülebilir, ancak bazı durumlarda işitme kaybı kalıcı olabilir. İşitme kemikçiklerinin onarılması veya protez kullanılması, işitme seviyesini iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Kolesteatom Tekrar Eder mi?
Kolesteatomun tekrar etme riski vardır, özellikle kanal duvarı korunan ameliyatlarda nüks oranı daha yüksektir. Düzenli takip muayeneleri ve görüntüleme yöntemleri ile hastalığın tekrarlayıp tekrarlamadığı kontrol edilmelidir. Bazı durumlarda, ikinci bir ameliyat gerekebilir.
Ameliyatın Riskleri Nelerdir?
Kolesteatom cerrahisi, diğer ameliyatlar gibi bazı riskler taşır. Bunlar arasında enfeksiyon, işitme kaybı, baş dönmesi, yüz siniri felci ve nadiren beyin zarı iltihabı (menenjit) gibi komplikasyonlar bulunur. Deneyimli bir cerrah tarafından gerçekleştirildiğinde bu riskler en aza indirilebilir.
Ameliyat Sonrası Yaşam Kalitesi Nasıl Etkilenir?
Başarılı bir ameliyat sonrası hastaların yaşam kalitesi genellikle artar. Enfeksiyonların ve kulakta akıntının ortadan kalkmasıyla birlikte, baş dönmesi ve kötü kokulu akıntı gibi şikayetler azalır. İşitme durumu hastadan hastaya değişiklik gösterse de, düzenli kontroller ve gerektiğinde işitme cihazı kullanımı ile yaşam kalitesi korunabilir.