Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Kızamık, bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olup özellikle çocukluk çağında sık görülür. Vücut direncini düşürebilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşılama ile görülme sıklığında büyük ölçüde azalma sağlanmıştır. Kızamık, viral bir enfeksiyon olup yüksek ateş ve döküntü gibi belirtiler gösterir. Hastalık çocuğunuzu zayıf düşürebilir ancak uygun bakım ve tedaviyle genellikle kendiliğinden geçer. Kızamık virüsü, direkt temas veya solunum yoluyla bulaşabilir ve özellikle kış ve ilkbahar aylarında yaygındır. Kızamığa karşı aşılama önemlidir ve bulaşma riskini azaltır.
İçindekiler

Kızamık Nedir?

Kızamık, genellikle çocukları etkileyen, oldukça bulaşıcı bir viral enfeksiyondur. Paramyxoviridae ailesine ait bir virüs olan kızamık virüsü, solunum yoluyla bulaşır ve enfekte bir kişinin öksürmesi veya hapşırmasıyla havaya yayılan damlacıklar aracılığıyla başkalarına geçer. Kızamık, dünya genelinde yaygın olarak görülen bir hastalık olup, özellikle aşılanmamış bireyler arasında hızla yayılabilir.

Kızamığın belirtileri, genellikle virüse maruz kaldıktan 10 ila 14 gün sonra ortaya çıkar. İlk belirtiler arasında yüksek ateş, burun akıntısı, öksürük ve gözlerde kızarıklık gibi grip benzeri semptomlar yer alır. Kızamığın en belirgin özelliklerinden biri, ciltte başlayan ve vücuda yayılan kırmızı döküntülerdir. Bu döküntüler, genellikle kulakların arkasında başlar ve yüz, boyun, kol, bacak ve vücudun geri kalanına yayılır. Kızamık, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde ciddi sorunlara yol açabilir. Bunlar arasında zatürre, ensefalit (beyin iltihabı) ve körlük gibi ciddi durumlar bulunur.

Kızamık, aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Kızamık aşısı, genellikle çocukluk döneminde uygulanan bir kombinasyon aşısının (MMR: Kızamık, Kabakulak, Kızamıkçık) parçasıdır. Bu aşı, kızamık vakalarının sayısını önemli ölçüde azaltmış ve topluluk bağışıklığı sayesinde salgınları kontrol altına almıştır. Ancak, aşı karşıtlığı veya aşıya erişim eksikliği gibi nedenlerle, son yıllarda kızamık vakalarında artış yaşanmıştır. Bu durum, küresel sağlığı tehdit eden bir sorun olarak kabul edilmektedir. Kızamık, özellikle kalabalık ortamlarda hızla yayılabileceğinden, toplumsal bağışıklık oranlarının yüksek tutulması büyük önem taşır.

Kızamık Belirtileri Nelerdir?

Kızamık belirtileri başlangıçta yüksek ateşle birlikte ortaya çıkan genel bir halsizlik ve iştahsızlık durumu ile kendini belli eder. Gözlerde kızarıklık ve hassasiyet, ağız içinde oluşan Koplik lekeleri ve yüzde başlayıp vücuda yayılan kırmızı döküntüler, kızamığın en bilinen belirtilerindendir. Ayrıca, kuru öksürük, burun akıntısı ve tıkanıklık gibi solunum yolu şikayetleri de hastalığın seyrinde sıkça görülür. Kızamık belirtilerini tanımak, hastalığın erken dönemde tespit edilmesi ve yayılmasının önlenmesi açısından büyük önem taşır.

Kızamık belirtileri arasında şunlar yer alır:

  • Yüksek ateşle başlayan vücut sıcaklığında artış
  • Halsizlik ve iştahsızlık ile kendini gösteren genel bir kırıklık hali
  • Hassas ve sulanmış gözlerle belirginleşen gözlerde kızarıklık
  • Küçük beyaz lekelerle tanınan ağız içinde Koplik lekeleri
  • Yüzden başlayarak vücuda yayılan kırmızı döküntüler
  • Kuru ve rahatsız edici bir öksürükle birlikte görülen solunum yolu tahrişi
  • Burun akıntısı ve tıkanıklığı ile karakterize edilen nezle benzeri semptomlar

Kızamık hastalığı, genellikle yüksek ateş ve vücutta döküntülerle kendini gösterirken, hastalarda sıklıkla konjonktivit olarak bilinen gözlerde kızarıklık ve sulanma da görülür.

Kızamık Hastalığı Neden Olur?

Kızamık, bulaşıcı bir virüs olan Morbillivirus'ün neden olduğu bir hastalıktır. Bu virüs, enfekte bir kişinin öksürmesi veya hapşırması yoluyla havaya yayılan damlacıklar aracılığıyla bulaşır. Virüs, solunum yollarına yerleşir ve burada çoğalarak vücuda yayılır, bağışıklık sistemini zayıflatır ve kızamık belirtilerine yol açar. Aşılanmamış kişiler, virüse maruz kaldıklarında hastalığa yakalanma riski altındadır.

Kızamık hastalığı nedenleri arasında şunlar yer alır:

  • Kızamık virüsünün solunum yoluyla vücuda girmesi sonucu enfeksiyon oluşması
  • Hasta bir kişinin öksürmesi veya hapşırmasıyla virüsün havaya yayılması
  • Bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerin virüse karşı daha duyarlı olması
  • Aşılanmamış bireylerin kızamık virüsüne maruz kalması sonucu hastalığın gelişmesi
  • Kalabalık ortamlarda virüsün hızla yayılması nedeniyle enfeksiyon riski artışı
  • Virüsün vücuda girdikten sonra kuluçka döneminde çoğalmasıyla semptomların ortaya çıkması

Kızamık Teşhisi Nasıl Yapılır?

Kızamık teşhisi, genellikle hastanın klinik semptomlarına dayanarak yapılır. Kızamık, yüksek ateş, öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık ve ışığa duyarlılık gibi belirtilerle başlar. En belirgin semptomlardan biri, ağız içinde görülen Koplik lekeleri olarak bilinen küçük beyaz lekelerdir. Bu lekeler, kızamık hastalığının karakteristik belirtilerinden biridir ve teşhiste önemli bir rol oynar.

Klinik belirtiler, kızamık teşhisi için genellikle yeterli olsa da, bazı durumlarda laboratuvar testleri gerekebilir. Kızamık virüsüne karşı antikorların varlığını belirlemek için kan testleri yapılabilir. Bu testler, IgM ve IgG antikorlarının tespitine dayanır. IgM antikorları, genellikle enfeksiyonun ilk haftasında ortaya çıkar ve hastalığın akut evresini işaret eder. IgG antikorları ise daha uzun süre boyunca kanda kalır ve bağışıklığın geliştiğini gösterir.

Bazı durumlarda, PCR testi ile virüsün genetik materyali de tespit edilebilir. Bu test, özellikle salgın durumlarında veya hastalığın klinik olarak net olmadığı durumlarda kullanılır. Ayrıca, temas geçmişi ve hastanın aşı durumu da teşhis sürecinde göz önünde bulundurulur. Kızamık aşısı olmuş bir kişi, belirtiler gösterse bile farklı bir viral enfeksiyon geçiriyor olabilir. Bu nedenle, doktorlar teşhisi doğrulamak için hastanın geçmişini ve semptomların gelişimini dikkatle değerlendirir.

Kızamık Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kızamık tedavisi, hastalığın neden olduğu semptomları hafifletmeye odaklanır. Kızamığın spesifik bir antiviral tedavisi yoktur; bu nedenle, destekleyici bakım esastır. Hastalara genellikle bol sıvı tüketmeleri, dinlenmeleri ve beslenmelerine dikkat etmeleri önerilir. Ateşi kontrol altına almak için parasetamol veya ibuprofen gibi ateş düşürücüler kullanılabilir, ancak aspirin verilmemesi önemlidir çünkü Reye sendromu adı verilen ciddi bir durum riski taşır.

Ayrıca, hastaların göz ve burun akıntısı gibi semptomlarını hafifletmek için nemlendirici damlalar veya buhar makineleri kullanılabilir. C vitamini takviyeleri de bağışıklık sistemini desteklemek amacıyla tavsiye edilebilir.

Kızamık son derece bulaşıcı bir hastalık olduğundan, enfekte bireylerin izolasyonu da önemlidir. Hastanın diğer insanlarla temasını sınırlamak, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişileri korumak açısından kritik öneme sahiptir. Aşılanmamış kişilerle teması olan bireyler için kızamık aşısı veya immünoglobulin enjeksiyonu önerilebilir, bu da hastalığın yayılmasını engellemeye yardımcı olabilir. Tedavi sürecinde, hastanın genel sağlık durumu yakından izlenmelidir.

Kızamık Nasıl Bulaşır?

Kızamık, son derece bulaşıcı bir viral enfeksiyondur ve havadan damlacık yoluyla kolayca yayılır. Virüs, enfekte bir kişinin öksürmesi, hapşırması veya konuşması sırasında havaya salınan mikroskobik damlacıklar aracılığıyla yayılır. Bu damlacıklar, havada asılı kalabilir ve birkaç saat boyunca enfeksiyona neden olabilecek kadar aktif kalır. Kızamık virüsünü taşıyan damlacıkların solunması, bulaşmanın en yaygın yoludur.

Ayrıca, virüsle kirlenmiş yüzeylere temas eden bir kişi, ellerini ağzına, burnuna veya gözlerine götürdüğünde de enfekte olabilir. Virüs, genellikle üst solunum yollarında ve gözlerde çoğalmaya başlar ve ardından tüm vücuda yayılır. Kızamık, bulaşıcılık açısından çok yüksek bir risk taşır; aşılanmamış bir kişi, enfekte bir kişiyle aynı ortamda bulunduğunda hastalığı kapma olasılığı çok yüksektir.

Kızamık, enfekte bir kişinin döküntüleri ortaya çıkmadan yaklaşık dört gün önce ve döküntüler başladıktan sonraki dört gün boyunca bulaşıcıdır. Bu nedenle, hastalık semptomları ortaya çıkmadan önce bile virüsü yaymak mümkündür. Kızamığın hızlı ve geniş bir şekilde yayılmasının nedeni de budur. Kızamık salgınlarının önlenmesi için yüksek aşılama oranları son derece önemlidir, çünkü toplum bağışıklığı sağlanmadığı takdirde, hastalık hızla yayılabilir ve ciddi sonuçlar doğurabilir.

Kızamık Nasıl Geçer?

Kızamık, genellikle bağışıklık sisteminin virüsü yenmesiyle kendiliğinden geçen bir hastalıktır. Hastalık süreci boyunca, vücut kızamık virüsüne karşı bir bağışıklık tepkisi geliştirir. Çoğu insan, semptomların ortaya çıkmasından sonra 7 ila 10 gün içinde iyileşir. Kızamığın geçmesi için spesifik bir antiviral tedavi olmadığından, tedavi genellikle semptomları hafifletmeye odaklanır.

Hastalığın daha hızlı ve sorunsuz atlatılabilmesi için dinlenme, bol sıvı alımı ve ateşin kontrol altına alınması önemlidir. Hastalık süresince vücudun yeterince dinlenmesi, bağışıklık sisteminin virüsle daha etkili bir şekilde savaşmasına yardımcı olur. Aynı zamanda, bol sıvı tüketimi de vücudun susuz kalmasını önler ve iyileşme sürecini destekler. Ateşi kontrol altına almak için kullanılan ilaçlar, hastanın rahatlamasına ve ateşin neden olduğu rahatsızlıkların azalmasına yardımcı olur.

Kızamığın tamamen geçmesi, vücudun hastalığa karşı geliştirdiği bağışıklık sayesinde olur. Bir kez kızamık geçiren bir kişi, genellikle ömür boyu bu hastalığa karşı bağışıklık kazanır ve tekrar kızamık olmaz. Kızamık geçiren kişilerin, hastalığın bulaşıcı döneminde diğer insanlarla temastan kaçınması da gereklidir. Bu, hem hastalığın yayılmasını engeller hem de kişinin iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilecek ek enfeksiyon risklerini azaltır.

Kızamık Nasıl Önlenir?

Kızamık, etkili bir aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Kızamığa karşı en etkili önlem, kızamık aşısıdır. Aşı, genellikle kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşısı (KKK aşısı) olarak bilinen bir kombinasyon şeklinde uygulanır. Çocuklara genellikle ilk doz, 12 ila 15 aylıkken, ikinci doz ise 4 ila 6 yaş arasında yapılır. İki doz aşı, kişiyi kızamığa karşı %97'ye varan oranda korur ve toplum bağışıklığı sağlar.

Aşılama, sadece bireyi değil, aynı zamanda toplumdaki diğer insanları da korur. Yeterli sayıda insan aşılandığında, kızamık virüsünün yayılması büyük ölçüde engellenir ve salgınlar önlenir. Bu durum, "sürü bağışıklığı" olarak adlandırılır ve özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan veya aşı olamayan kişilerin korunmasında kritik rol oynar.

Kızamığın önlenmesi için diğer önemli bir adım, bulaşıcı bir kişiyle temastan kaçınmaktır. Eğer bir kişi kızamık olduğu bilinen biriyle temas etmişse ve aşılı değilse, kızamık aşısı veya immünoglobulin uygulanabilir. Bu önlem, virüsün vücutta yayılmasını engelleyebilir veya hastalığın daha hafif geçirilmesine yardımcı olabilir.

Ayrıca, hastalığın yayılmasını önlemek için hijyen önlemleri de önemlidir. Kızamık virüsü, öksürük ve hapşırık yoluyla yayıldığından, hastalığı olan kişilerin kalabalık yerlerden uzak durması, maske takması ve el hijyenine dikkat etmesi önemlidir. Bu basit önlemler, hastalığın başkalarına bulaşmasını önemli ölçüde azaltabilir.

Kızamık hastalığı için alınacak önlemler arasında şunlar yer alır:

  • Kızamık aşısının zamanında yapılmasıyla bağışıklık kazanılması
  • Hastalığın yayılmasını önlemek için hasta olan kişinin izole edilmesi
  • Kızamık virüsüne maruz kalındığında antiviral tedaviye başvurulması
  • Ellerin düzenli olarak yıkanmasıyla virüsün yayılmasının engellenmesi
  • Bağışıklık sistemi zayıf olanların kalabalık ortamlardan uzak durması
  • Hasta kişilerle temas sonrası yüzeylerin dezenfekte edilmesi
  • Bağışıklığı olmayan kişilerin hastalık belirtisi gösterenlerden uzak durulması

Kızamık Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Kızamık Aşısı Ne Zaman Yapılmalıdır?

Kızamık aşısı, çocuklarda genellikle iki doz olarak uygulanır. İlk doz 12-15 aylıkken, ikinci doz ise 4-6 yaş arasında yapılmalıdır. Bu aşılama takvimi, çocuğun kızamık enfeksiyonuna karşı bağışıklık kazanmasını sağlar.

Kızamığın İlk Belirtileri Nelerdir?

Kızamığın ilk belirtileri arasında yüksek ateş, kuru öksürük, burun akıntısı ve gözlerde kızarıklık yer alır. Bu semptomlar genellikle enfeksiyondan 10-14 gün sonra ortaya çıkar ve hastalığın ilk evresini işaret eder. Ayrıca, ağız içinde küçük beyaz lekeler (Koplik lekeleri) de kızamığın erken belirtileri arasındadır.

Kızamık Nasıl Tedavi Edilir?

Kızamık spesifik bir antiviral tedavi gerektirmeyen, semptomların hafifletilmesine yönelik tedaviyle yönetilen bir hastalıktır. Tedavi genellikle bol sıvı alımı, dinlenme, ateş düşürücü ilaçlar ve ağrıları hafifletici tedbirlerle sınırlıdır. Göz ve burun akıntısı için de rahatlatıcı tedbirler uygulanabilir.

Kızamık Kaç Günde Geçer?

Kızamık genellikle 7 ila 10 gün içinde kendiliğinden geçer. Hastalığın belirtileri ilk 2-4 gün içinde ortaya çıkar ve sonraki 5-7 gün içinde iyileşmeye başlar. Bu süreçte semptomların şiddeti azalır ve hasta iyileşir.

Yetişkinlerde Kızamık Belirtileri Nelerdir?

Yetişkinlerde kızamık belirtileri, çocuklardakine benzer şekilde başlar ancak daha şiddetli olabilir. Yüksek ateş, şiddetli baş ağrısı, kuru öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık ve ışığa hassasiyet yaygın belirtiler arasındadır. Ayrıca, ciltte yayılan kırmızı döküntüler ve ağız içinde Koplik lekeleri de görülebilir.

Kızamık Ciddi Bir Hastalık mıdır?

Evet, kızamık ciddi bir hastalık olabilir. Özellikle bebekler, hamile kadınlar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler için tehlikeli olabilir. Kızamık, zatürre, beyin iltihabı (ensefalit) ve hatta ölüm gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, kızamık aşısı ile korunma büyük önem taşır.

Kızamık Önlenebilir mi?

Evet, kızamık önlenebilir bir hastalıktır. Kızamık aşısı, hastalığa karşı en etkili korunma yöntemidir. Aşılama sayesinde bağışıklık kazanılır ve kızamık salgınlarının önüne geçilebilir. Kızamık aşısının yaygın olarak uygulanması, toplumda sürü bağışıklığı oluşturarak hastalığın yayılmasını da büyük ölçüde engeller.

Bebeklere Doğumdan Hemen Sonra Kızamık Aşısı Yapılır mı?

Hayır, bebeklere doğumdan hemen sonra kızamık aşısı yapılmaz. Kızamık aşısı genellikle bebeklere 12-15 aylık olduklarında yapılır. Bu döneme kadar, bebekler anneden geçen antikorlar sayesinde bir miktar korunma sağlarlar. Ancak belirli durumlarda, yüksek risk altındaki bebeklere 6. aydan itibaren kızamık aşısı yapılabilir, ancak bu durumda yine de 12-15 aylıkken yapılan aşının tekrarlanması önerilir.

Hamileler Kızamık Aşısı Olabilir mi?

Hayır, hamileler kızamık aşısı olamaz. Kızamık aşısı canlı virüs içeren bir aşıdır ve hamilelik sırasında uygulanması tavsiye edilmez çünkü fetüs üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Hamile kalmayı planlayan kadınlar, hamilelik öncesinde kızamık aşısını yaptırmalı ve aşının ardından en az bir ay süreyle hamile kalmaktan kaçınmalıdır. Hamilelik sırasında kızamık riskine karşı, çevredeki kişilerin aşılanmış olması ve temasın sınırlı tutulması önemlidir.

Kızamık Aşısının Yan Etkileri Nelerdir?

Kızamık aşısının yan etkileri genellikle hafif ve geçicidir. Yaygın yan etkiler arasında aşı yapılan bölgede hafif ağrı veya kızarıklık, hafif ateş ve halsizlik yer alır. Nadiren, aşıdan 1-2 hafta sonra döküntü veya eklem ağrıları görülebilir. Çok nadir durumlarda, ciddi alerjik reaksiyonlar (anafilaksi) veya ateşli nöbetler gibi yan etkiler ortaya çıkabilir. Ancak bu tür ciddi yan etkiler oldukça nadirdir ve kızamık aşısının sağladığı faydalar, olası risklerden çok daha fazladır.

Hamilelik Sırasında Kızamık Olmanın Riskleri Nelerdir?

Hamilelik sırasında kızamık geçiren bir kadının hem kendisi hem de fetüsü için ciddi riskler vardır. Kızamık, hamilelikte düşük, erken doğum veya düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riskini artırabilir. Ayrıca, doğum sırasında veya sonrasında bebekte kızamık enfeksiyonu riski de mevcuttur. Kızamık ayrıca hamile kadında zatürre ve ensefalit gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, hamilelik sırasında kızamıktan korunmak için aşılı olmak ve enfekte kişilerle temastan kaçınmak son derece önemlidir.

Hamilelikten Önce Kızamık Testinin Önemi Nedir?

Hamilelikten önce kızamık testinin yapılması, kadının kızamığa karşı bağışıklığı olup olmadığını belirlemek açısından önemlidir. Bu test, kişinin daha önce kızamık geçirip geçirmediğini veya aşılanıp aşılanmadığını gösterir. Eğer kadın kızamığa karşı bağışıklık kazanmamışsa, hamilelik öncesinde kızamık aşısı yapılabilir. Bu önlem, hem anne hem de bebeğin hamilelik sırasında olası kızamık enfeksiyonuna karşı korunmasını sağlar ve hamilelik süresince ortaya çıkabilecek ciddi belirtilerin risklerini azaltır.

Kızamık Olan Bir Daha Kızamık Olur mu?

Hayır, genellikle kızamık geçiren bir kişi, hastalığa karşı ömür boyu bağışıklık kazanır ve tekrar kızamık olmaz. Kızamık virüsü vücuda girdikten sonra, bağışıklık sistemi bu virüse karşı güçlü bir savunma geliştirir ve bu savunma, tekrar enfeksiyon durumunda virüsü etkisiz hale getirir. Ancak bu durum nadiren de olsa, bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde farklılık gösterebilir.

Kanser Hastaları Kızamık Aşısı Olmalı mı?

Kanser hastalarının kızamık aşısı olup olmaması, hastanın durumuna ve aldığı tedaviye bağlıdır. Canlı virüs içeren kızamık aşısı, bağışıklık sistemi zayıflamış kanser hastaları için riskli olabilir ve genellikle önerilmez. Ancak, tedavi öncesinde veya remisyon döneminde, bağışıklık sistemi yeterince güçlü olan hastalar için aşı düşünülebilir. Bu durum mutlaka bir doktora danışılarak değerlendirilmelidir. Kızamık aşısı olamayan kanser hastaları, kızamık enfeksiyonundan korunmak için, çevrelerindeki kişilerin aşılanması ve hastalık taşıyan kişilerden uzak durmaları konusunda dikkatli olmalıdır.

Kimler Kızamık Aşısı Olmamalıdır?

Kızamık aşısı, bazı kişiler için uygun olmayabilir ve dikkatli değerlendirme gerektirir. Hamile kadınlar, canlı virüs içeren kızamık aşısını yaptırmamalıdır çünkü bu durum fetüs üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Ayrıca, aşının içeriğindeki bileşenlere, özellikle jelatin veya neomisin gibi maddelere karşı ciddi alerjik reaksiyon yaşamış olan kişiler de kızamık aşısı olmamalıdır. Bağışıklık sistemi zayıf olanlar, örneğin HIV/AIDS hastaları, kanser tedavisi görenler veya bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullananlar, aşıyı yaptırmadan önce doktorlarına danışmalıdır çünkü bu kişilerde aşı riskli olabilir. Yüksek ateşi olan kişiler, iyileşene kadar aşıyı ertelemelidir. Ayrıca, yakın zamanda kan nakli veya immün globulin gibi kan ürünleri almış olan kişilerin, aşının etkinliğini azaltabileceği için belirli bir süre beklemesi gerekebilir. Bu tür durumlarda, kişisel sağlık durumu göz önünde bulundurularak doktor tavsiyesi almak en doğru yaklaşım olacaktır.

Alerjik Kişiler Kızamık Aşısı Olabilir mi?

Alerjik kişiler, kızamık aşısı olma konusunda dikkatli olmalıdır. Aşının içeriğindeki bazı bileşenlere, özellikle jelatin veya neomisin gibi maddelere karşı ciddi alerjik reaksiyon geçirmiş kişiler, kızamık aşısı olmamalıdır. Ancak, genel alerjik durumları olan, yani gıda, polen veya hafif ilaç alerjisi gibi yaygın alerjilere sahip kişiler, genellikle kızamık aşısını güvenle olabilir. Herhangi bir alerjik geçmişi olan kişilerin, aşı olmadan önce sağlık profesyonelleriyle bu durumu paylaşmaları ve doktor tavsiyesi almaları önemlidir. Bu, olası riskleri minimize etmek ve güvenli bir aşı deneyimi sağlamak açısından gereklidir.

Kızamık Geçiren Birine Kızamık Aşısı Yapılırsa Zararlı Olur mu?

Kızamık geçiren birine tekrar kızamık aşısı yapılması genellikle zararlı değildir, ancak bu durum gereksizdir. Kızamık hastalığı geçirildikten sonra kişi genellikle ömür boyu bağışıklık kazanır, bu nedenle yeniden kızamık aşısı yapılmasına gerek yoktur. Ancak, yanlışlıkla aşı yapılmışsa, genellikle ciddi bir sağlık riski oluşturmaz. Yine de, herhangi bir tıbbi işlem öncesinde, kişinin hastalık ve aşı geçmişini doktorla paylaşması, gereksiz aşılama ve potansiyel yan etkilerden kaçınmak için önemlidir.

Kızamık Aşısı Otizm Yapar mı?

Hayır, kızamık aşısı otizme neden olmaz. Bu iddia, 1998 yılında yayımlanan ve daha sonra geri çekilen bir çalışmadan kaynaklanmıştır. O zamandan beri, çok sayıda bilimsel araştırma ve geniş kapsamlı çalışmalar, kızamık, kabakulak ve kızamıkçık (MMR) aşısı ile otizm arasında hiçbir bağlantı olmadığını açıkça göstermiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) ve diğer sağlık otoriteleri de bu konuda net bir şekilde aşıların güvenli olduğunu belirtmektedir. Aşılar, çocukları ciddi hastalıklardan korumanın en etkili yollarından biridir ve otizm ile ilişkilendirilmemelidir.

Kızamık Hayvandan İnsana Geçer mi?

Hayır, kızamık hayvandan insana geçmez. Kızamık, sadece insanları enfekte eden bir virüs tarafından yayılan bir hastalıktır. Virüs, enfekte bir kişinin öksürmesi, hapşırması veya yakın temas yoluyla diğer insanlara bulaşır. Hayvanlar kızamık virüsü taşımaz ve bu nedenle hastalığın hayvandan insana geçmesi mümkün değildir. Kızamık, insan popülasyonları arasında yayılır ve bu nedenle hastalığın kontrol altına alınması için aşılamanın yaygınlaştırılması büyük önem taşır.

Yurtdışı Seyahatlerde Kızamık Aşısı Yaptırılmalı mıdır?

Evet, yurtdışı seyahatlerde kızamık aşısı yaptırmak genellikle önerilir, özellikle de kızamık vakalarının yaygın olduğu bölgelere seyahat ediliyorsa. Bazı ülkelerde kızamık yaygın olabilir ve bu bölgelere seyahat eden aşısız kişiler enfeksiyon riskiyle karşı karşıya kalabilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) gibi sağlık otoriteleri, seyahat öncesi güncel aşı durumunun kontrol edilmesini ve gerekirse kızamık aşısının yapılmasını tavsiye eder. Bu, hem bireyin kendisini hem de seyahat sonrası döndüğü topluluğu korumak için önemlidir.

Kızamık Cinsel Yolla Bulaşır mı?

Hayır, kızamık cinsel yolla bulaşmaz. Kızamık, solunum yolu ile bulaşan bir virüsle yayılır. Virüs, enfekte bir kişinin öksürmesi, hapşırması veya solunum yoluyla yayılan damlacıklar aracılığıyla diğer insanlara bulaşır. Kızamık, yakın temas, ortak yaşam alanları ve enfekte kişilerin bulunduğu kalabalık ortamlarda daha kolay yayılır, ancak cinsel yolla bulaşan bir hastalık değildir.

Kızamıkçık Nedir?

Kızamıkçık (Rubella), genellikle hafif seyreden ancak hamile kadınlar için ciddi riskler taşıyan viral bir enfeksiyondur. Rubella virüsünün neden olduğu bu hastalık, ciltte döküntüler, hafif ateş, baş ağrısı, lenf bezlerinde şişme ve eklem ağrıları gibi belirtilerle kendini gösterir. Kızamıkçık genellikle çocuklarda hafif geçer, ancak yetişkinlerde daha ciddi olabilir.

Hamilelik sırasında kızamıkçık enfeksiyonu, doğmamış bebeğe ciddi zarar verebilir ve doğumsal rubella sendromu (CRS) olarak bilinen durumla sonuçlanabilir. CRS, bebekte sağırlık, katarakt, kalp problemleri ve diğer doğumsal anomalilere yol açabilir. Bu nedenle, kızamıkçığa karşı aşılanmak özellikle hamilelik planlayan kadınlar için çok önemlidir. Kızamıkçık, kızamık ve kabakulak aşısı (MMR aşısı) ile etkili bir şekilde önlenebilir.

Kızamık ile Kızamıkçık Arasındaki Fark Nedir?

Kızamık ve kızamıkçık, her ikisi de viral enfeksiyonlar olmasına rağmen farklı virüsler tarafından neden olunur ve belirtileri, ciddiyeti açısından farklılık gösterir. Kızamık, Morbillivirus adı verilen bir virüs tarafından neden olurken, kızamıkçık Rubella virüsünden kaynaklanır. Kızamık, yüksek ateş, kuru öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık ve ağız içinde Koplik lekeleri gibi belirtilerle başlar ve vücutta yayılan kırmızı döküntülerle devam eder. Kızamıkçık ise daha hafif semptomlar gösterir; hafif ateş, baş ağrısı, lenf bezlerinde şişme ve vücutta ince pembe döküntüler ortaya çıkar. Kızamık, ciddi sorunlara yol açabilen daha tehlikeli bir hastalıkken, kızamıkçık genellikle hafif seyreder, ancak hamilelik sırasında doğumsal rubella sendromu (CRS) gibi ciddi doğum kusurlarına neden olabilir. Kızamık oldukça bulaşıcıdır ve hava yoluyla kolayca yayılırken, kızamıkçık daha az bulaşıcıdır. Her iki hastalık da MMR (kızamık, kabakulak, kızamıkçık) aşısı ile etkili bir şekilde önlenebilir.

Kızamık Hastalığının Bulaşmaması İçin Alınabilecek Önlemler Nelerdir?

Kızamık hastalığının bulaşmasını önlemek için alınabilecek en etkili önlem, aşılamadır. MMR (kızamık, kabakulak, kızamıkçık) aşısının zamanında yapılması, bireyleri ve toplumu kızamık salgınlarına karşı korur. Toplum genelinde yüksek aşılama oranlarına ulaşarak sürü bağışıklığı sağlanabilir, bu da virüsün yayılmasını engeller. Kızamık belirtileri gösteren kişilerden uzak durmak ve enfekte olanların hastalık süresince evde kalarak diğer insanlarla temasını sınırlaması da önemlidir. Ayrıca, hijyen kurallarına uygun davranarak ellerin sık sık yıkanması, öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burunun kapatılması, virüsün yayılma riskini azaltır. Kalabalık ortamlardan kaçınmak, özellikle salgın riski olan bölgelerde bulaşma riskini daha da azaltabilir. Bu önlemler, kızamığın yayılmasını önlemeye ve toplum sağlığını korumaya yardımcı olur.

Alerji ve Kızamık Arasındaki Fark Nedir?

Alerji ve kızamık, birbirinden farklı nedenlere ve belirtilere sahip sağlık durumlarıdır. Alerji, vücudun bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan maddelere (alerjenler) aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkar ve belirtileri arasında burun akıntısı, hapşırma, kaşıntılı gözler, ciltte döküntüler ve nefes darlığı yer alır. Alerji bulaşıcı değildir ve tedavisi genellikle antihistaminikler gibi ilaçlarla alerjik reaksiyonların hafifletilmesini veya alerjenlerden kaçınılmasını içerir. Kızamık ise, Morbillivirus adı verilen bir virüsün neden olduğu ve yüksek ateş, kuru öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık ve ciltte yayılan kırmızı döküntülerle kendini gösteren, son derece bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Kızamığın spesifik bir tedavisi yoktur; tedavi semptomların hafifletilmesine yöneliktir, ancak aşı ile önlenebilir. Bu farklılıklar, alerji ve kızamık arasındaki temel ayrımları ortaya koyar ve her iki durumun da farklı yaklaşımlar gerektirdiğini gösterir.

Bebeklerde Kızamık Belirtileri Nelerdir?

Bebeklerde kızamık belirtileri genellikle hastalığın ilk evrelerinde hafif başlar ve zamanla belirginleşir. İlk belirtiler arasında yüksek ateş, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık ve sulanma, kuru öksürük ve halsizlik yer alır. Ateş genellikle 38°C'yi aşar ve birkaç gün sürebilir. Bu erken belirtilerden birkaç gün sonra, ağız içinde küçük beyaz lekeler (Koplik lekeleri) görülebilir. Ardından, vücutta kulakların arkasından başlayarak yüz, boyun ve vücuda yayılan kırmızı döküntüler ortaya çıkar. Bu döküntüler, genellikle 3-5 gün boyunca devam eder. Bebeklerde kızamık, ciddi sorunlara yol açabileceğinden, bu belirtiler fark edildiğinde derhal bir sağlık profesyoneline başvurulması önemlidir.

Kızamık Aşısı Yan Etkileri Nelerdir?

Kızamık aşısının yan etkileri genellikle hafif ve geçicidir. En yaygın yan etkiler arasında, aşı yapılan bölgede hafif ağrı, kızarıklık veya şişlik yer alır. Bazı çocuklar, aşıdan sonra hafif ateş, halsizlik veya döküntü yaşayabilir. Bu belirtiler genellikle aşıdan sonraki 1-2 gün içinde ortaya çıkar ve kısa süreli olur. Daha nadir olarak, aşıdan 1-2 hafta sonra geçici bir döküntü veya hafif eklem ağrıları görülebilir. Çok nadir durumlarda, aşının ardından yüksek ateşle birlikte ateşli nöbetler veya ciddi alerjik reaksiyonlar (anafilaksi) gelişebilir. Ancak bu tür ciddi yan etkiler son derece nadirdir ve kızamık aşısının sağladığı koruma, olası risklerden çok daha fazladır.

Kızamık Bulaşıcı mı?

Evet, kızamık son derece bulaşıcı bir hastalıktır. Kızamık virüsü, enfekte bir kişinin öksürmesi, hapşırması veya konuşması sırasında havaya yayılan küçük damlacıklar yoluyla diğer insanlara kolayca bulaşır. Bu virüs, havada saatlerce asılı kalabilir ve bu süre zarfında solunum yoluyla başka kişilere bulaşabilir. Kızamık, enfekte bir kişiyle yakın temas eden veya aynı ortamda bulunan aşısız kişiler arasında hızla yayılabilir. Hastalığın bulaşıcılığı, belirtiler başlamadan birkaç gün önce ve döküntüler ortaya çıktıktan sonraki birkaç gün boyunca en yüksek düzeydedir. Bu nedenle, kızamık salgınlarını önlemek için aşılama büyük önem taşır.

Kızamık Kaşıntı Yapar mı?

Evet, kızamık hastalığı sırasında ciltte oluşan döküntüler kaşıntıya neden olabilir. Kızamık virüsünün yol açtığı kırmızı döküntüler, genellikle vücutta yüz, boyun ve kulakların arkasından başlayarak yayılır. Bu döküntüler kaşıntıya yol açabilir, ancak kaşıntının şiddeti kişiden kişiye değişebilir. Kaşıntıyı hafifletmek için serin kompresler uygulanabilir veya doktorun önerdiği kaşıntı giderici kremler kullanılabilir. Ancak, kızamığın diğer belirtileri nedeniyle, bu hastalığın teşhisi ve yönetimi için mutlaka bir sağlık profesyoneline danışılması önemlidir.

Kızamık Olan Çocuğa Ne Yedirilmeli?

Kızamık olan bir çocuğa, hastalığın belirtilerini hafifletmek ve iyileşme sürecini desteklemek için besleyici, hafif ve kolay sindirilebilir gıdalar verilmelidir. Çocuğun sıvı kaybını telafi etmek için bol miktarda su, bitki çayları, et suyu, taze meyve suları ve çorba gibi sıvılar sunulmalıdır. Sindirim sistemini yormayan pirinç, haşlanmış patates, sebze çorbaları, yoğurt, muz ve elma püresi gibi hafif ve besleyici yiyecekler tercih edilmelidir. Vitamin ve mineral açısından zengin meyve ve sebzeler, özellikle A vitamini içeren havuç, tatlı patates ve koyu yeşil yapraklı sebzeler, çocuğun bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olabilir. Tavuk, balık, yumurta ve yoğurt gibi hafif protein kaynakları da iyileşme sürecini destekler. Aynı zamanda, çocuğun sindirim sistemini zorlamamak için yağlı ve tuzlu yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Çocuğun iştahı düşükse, küçük ve sık öğünlerle beslemek daha iyi olabilir. Her durumda, çocuğun durumu hakkında doktorla görüşmek ve özel bir diyet gerekliyse profesyonel tavsiye almak önemlidir.

Kızamık Nasıl Olur?

Kızamık, Morbillivirus adı verilen bir virüsün neden olduğu son derece bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık, genellikle enfekte bir kişinin öksürmesi, hapşırması veya konuşması sırasında havaya yayılan virüs içeren damlacıkların başka bir kişi tarafından solunması yoluyla bulaşır. Virüs, vücuda girdikten sonra, üst solunum yollarında ve lenf düğümlerinde çoğalmaya başlar.

Hafif Kızamık Belirtileri Nelerdir?

Hafif kızamık belirtileri, hastalığın daha şiddetli formlarına kıyasla genellikle daha az belirgin olup, semptomların şiddeti ve yaygınlığı sınırlı kalır. Bu tür vakalarda, ateş genellikle düşük seviyelerde seyreder ve kuru öksürük gibi solunum yolu semptomları daha hafif bir şekilde ortaya çıkar. Burun akıntısı hafif bir soğuk algınlığını andırabilirken, gözlerde hafif kızarıklık ve sulanma görülebilir, ancak bu belirtiler genellikle ışığa karşı hassasiyet yaratacak düzeyde değildir. Kızamığın karakteristik kırmızı döküntüleri de bu durumda daha az yaygın olup, genellikle yüz ve boyunda başlayarak sınırlı bir şekilde vücuda yayılır. Bu belirtiler, genellikle hastalığın başlangıcından sonraki 7-10 gün içinde ortaya çıkar ve birkaç gün sürebilir. Hafif belirtiler gösteren kişilerde ciddi sorunlar nadiren görülür; ancak, herhangi bir semptomun varlığı durumunda, bir sağlık profesyoneline danışılması önem arz eder.

Yetişkinlerde Kızamık Belirtileri Nelerdir?

Yetişkinlerde kızamık belirtileri, çocuklardakine benzer şekilde başlar ancak genellikle daha şiddetli seyreder. Yetişkinlerde kızamık genellikle 39°C veya daha yüksek ateşle başlar ve bu ateş birkaç gün boyunca devam eder. Şiddetli baş ağrısı, kuru ve rahatsız edici bir öksürük, burun akıntısı ve boğaz ağrısı da yaygın belirtiler arasındadır. Gözlerde kızarıklık, sulanma ve ışığa karşı aşırı hassasiyet (fotofobi) de sıklıkla görülür. Ayrıca, ağız içinde yanakların iç kısmında küçük beyaz noktalar şeklinde Koplik lekeleri oluşur ve bu lezyonlar döküntülerden önce ortaya çıkar. Hastalığın üçüncü veya dördüncü gününde kulakların arkasından başlayarak yüz, boyun ve vücuda yayılan kırmızı döküntüler belirgin hale gelir. Yetişkinlerde kızamık, kas ve eklem ağrılarına da yol açabilir, bu da genel bir halsizlik hissine neden olabilir. Kızamık yetişkinlerde daha ciddi sorunlar doğurabileceği için, belirtiler fark edildiğinde derhal tıbbi yardım alınması önemlidir.

Kızamık olan kişiyle temastan 8-12 gün sonra kızamık belirtileri görülür. Döküntüler ise 14 gün sonra ortaya çıkar. Kızamığı bir kez geçirmek hastalığa yaşam boyu bağışıklık sağlar.

Kızamık , önce nezle veya grip gibi başlar. Ardından çocukta şu belirtiler görülür:

  • Ateş,
  • Kesik kesik ve ısrarcı öksürük,
  • Burun akıntısı,
  • Gözlerde kızarıklık,
  • Işığa bakamama
  • Akıntılı olmayan konjonktivit (gözde kaşınma, kızarıklık ve yaşarma)

Döküntü oluşmadan 2 gün önce yanak içinde, alt azı dişler hizasında etrafı pembe-kırmızı bir halka ile çevrili, mavi-beyaz renkli 1 mm’lik lekeler oluşur. Bu lekeler bazen ağzın başka yerlerine de yayılabilir.

Kızamığın belirtilerinden 2-3 gün sonra yüz ve saç çizgisinde döküntüler oluşur. 3 gün içinde kol-bacaklara ve gövdeye yayılır. Yüz ve boyundaki döküntüler birleşebilir.

Deri, ödemli bir hal alır ve yüz şişer. Döküntüler bazen avuç içi ve ayak tabanlarında da görülebilir. Hastalığın şiddeti genellikle döküntülerin yaygınlığı ile orantılıdır.

Üçüncü günden sonra döküntüler esmerleşir ve kaybolur. Değişim yine kafadan ayaklara doğru ilerler. Deri artık pullanmaya başlar.

Döküntüler çıkarken ateş en yüksek seviyeye çıkar. Bununla birlikte iştahsızlık, kırıklık, lenf bezlerinde şişmeler görülebilir.

Döküntülerin 3’üncü gününden sonra ateş hala düşmüyorsa; ciddi sorunlar oluşabilir. Nadiren de olsa ani ateş ve nöbetle gelen, kanamalı döküntülerle seyreden ağır ‘kara kızamık’; yani ‘hemorajik kızamık’ genellikle ölümlere neden olur.

Hastalığın 15.-17. gününde vücut virüsle çatışarak kızamığı kontrol altına alır. Bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışmadığı kişilerde vücudun gerekli antikorları üretememesi nedeniyle kızamık ciddi sorunlara neden olabilir.

Bebeklerde ve Çocuklarda Kızamık

Kızamık, oldukça bulaşıcı bir virüsün neden olduğu bir enfeksiyon türüdür. Kızamık virüsüne sahip olan biri öksürdüğünde veya hapşırdığında, virüs damlacıkları havada yayılarak yüzeylere yapışır. Bebekler ve aşı olmayan çocuklar virüs damlacıklarını teneffüs ederek ya da dokunarak yüzlerine, ağzına ve gözlerine bulaştırabilir.

Özellikle aşı olmayacak kadar küçük bebeklerin, aşı olmamış çocukların, hamilelerin ve bağışıklık sistemi sorunları olanların enfekte kişilerden uzak tutulması gerekir. Bebeğinizi virüsten uzak tutmak için ellerinizi sık sık yıkamalı, öksürürken ya da hapşırırken ağzınızı kapatmalı, tüm yüzeyleri temizlemeli, evi sürekli havalandırma, bebekle kişilerin temas halini engellemeli, bağışıklığının güçlü olması açısından anne sütü ile beslemeye devam etmelisiniz.

Aşı olmayan bebekler ve çocukların hastalık seyri, olan çocuklara göre daha ağır bir seyir izlemektedir. Bu nedenle kızamık aşısı yapılması olası ciddi sorunları da önleme açısından son derece önemlidir.

Kızamık Teşhisi Nasıl Konulur?

Kızamık hastalığı teşhisinde doktor öncelikle fiziksel muayene yapacaktır. Sonra hastanın döküntüsü ya da ateşi olan bir bireye temas edip etmediği ile ilgili geçmiş sorular yöneltebilir. Hastalığın kesin teşhisi için genellikle sürüntü ve kan testleri yapılabilir. Kızamık tanısı hastalığın erken dönem belirtileri ve döküntüler yoluyla konur. Kesin tanı için kandaki antikor düzeylerini ölçen serolojik testler, kan ve idrar tahlilleri ile damak sürüntüsü incelemesi yapılır.

Kızamık Tedavisi

Kızamık başka hastalıklara yol açmıyorsa tedavi gerektirmez. Ancak yatak istirahati, sulu yumuşak gıdalar önerilir. En önemlisi yeterli sıvı alımının sağlanmasıdır.

Kızamık, viral bir enfeksiyon olduğu için ikincil bakteriyel enfeksiyonlar olmadığı takdirde; antibiyotik önerilmez.

Gözkapakları ılık su ile temizlenebilir, yüksek ateş durumunda ateş düşürücü ilaçlar alınabilir. Oda havasının nemli tutulması önemlidir.

Ağır kızamık vakalarındaysa, ölüm düşünülerek tedaviye yüksek doz A vitamini eklenir. Dünya Sağlık Örgütü gelişmekte olan ülkelerde kızamık geçiren her çocuğa A vitamini verilmesini önerir.

Kızamık hastalığı için bulunan bir tedavi yöntemi yoktur. Kızamık hastası bireyler öncelikle beslenmelerine ve bol su tüketmeye dikkat etmelidir. Ayrıca kızamık geçiren bireyin kızamık geçirmemiş diğer bireylerle mümkün olduğunca temasından kaçınması gerekir. Kızamıkta geçirilen terleme ve ateş gibi semptomlar vücudun su kaybetmesine neden olur. Bu sebeple bu süreçte sıvı tüketimi çok önemlidir. Aynı zamanda bu süreçte dinlenme ve beslenmeye dikkat edilmelidir. Ateş ve ağrı gibi belirtiler yaşanıyorsa ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlardan faydalanılabilir.

Kızamık hastalığının önlenmesinde en önemli adımlardan biri aşılamadır.

Kızamık Aşısı Ne Zaman Yapılmalı?

Ülkemizde kızamık aşılaması Sağlık Bakanlığı’nın aşı takvimine göre 12. ayın sonunda ve çocuğun doğum tarihine göre 48. ayın sonunda veya ilkokul 1. sınıfta Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak üçlü aşılama şeklinde yapılmaktadır.

Bunlara ek olarak bölgesel bir takım değişkenlere göre de 9-11. aylar arasında ilave doz kızamık aşılaması uygulanabilmektedir.

Yetişkinlerde Kızamık Aşısı

Kızamık, kızamıkçık, kabakulak üçlüsü çocuklukta yapılmışsa, erişkinlikte yeniden aşılama gerekmiyor. Yine de kızamık epidemisinin yoğun olma riskinin bulunduğu askerlik gibi kalabalık ortamlarda tek doz da olsa aşı yapılıyor.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Çocuk beş gün boyunca evde istirahat etmeli ve okula gönderilmemeli
  • Okul, kreş, iş ortamındaki kişiler, kızamık tanısı kesinleştikten sonra bilgilendirilmeli
  • Kızamıklı çocuk ile temas eden kişiler 72 saat içinde aşılanmalı
  • Eve başka kişilerin ziyareti engellenmeli
  • Çocuk ayrı bir odada kalmalı ve odaya bakım veren kişi dışında kimse girmemeli
  • Oda havalandırılmalı, nem düzeyine dikkat edilmeli ve güneş almalı
  • Hastanın bakımından sorumlu kişiler maske kullanmalı
  • Havuç, portakal, yumurta gibi A vitamininden zengin gıdalarla beslenmede

Kızamık Aşısı Ne Zaman Yapılır?

Kızamık aşısı, 1 yaş ve 4 yaş sonunda yapılmalıdır.

Alerji Ve Kızamık Arasındaki Fark Nedir?

Alerji vücudun bazı alerjen maddelere karşı aşırı tepki göstermesi durumudur ve bulaşıcı değildir. Belirtileri arasında hapşırma, deride döküntü ve öksürük bulunur. Kızamık ise kızamık virüsünün sebep olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Belirtileri ise deri döküntüsü, ateş, gözlerde kızarıklık, burun akıntısı yer alır.

Kızamık Nasıl Bulaşır?

Kızamık bulaşıcı bir hastalıktır. Enfekte olan birey virüsü sağlıklı bireylere temas, solunum ve vücut salgıları yoluyla bulaştırabilir. Kızamık virüsü havada asılı kalabildiğinden bu havanın solunması da kızamık hastalığının bulaşmasına sebebiyet verebilir.

Bebeklerde Kızamık Belirtileri Nelerdir?

Bebeklerde kızamık semptomları hastalığın başından itibaren ortaya çıkabilir. Bu belirtiler arasında yüksek ateş, döküntü ve iştahsızlık yer alır.

Kızamık Aşısı Yan Etkileri Nelerdir?

Kızamık aşısı sonrası enjeksiyonun uygulandığı bölgede yan etkiler görülebilir. Şişlik, kızarıklık, döküntü ve ateş en yaygın yan etkiler arasındadır.

Kızamık Kaç Günde Geçer?

Kızamık hastalığı semptomları ortalama 7-10 gün içerisinde geçebilmektedir.

Kızamık Bulaşıcı Mı?

Kızamık bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle solunum, vücut sıvıları ve temas yoluyla bulaşabilir.

Kızamık Kaşıntı Yapar Mı?

Kızamık hastalığı döküntülerinde genellikle kaşıntı görülmemektedir.

Kızamık Olan Çocuğa Ne Yedirilmeli?

Kızamık olan çocuklarda ateş ve terleme sonucunda vücutta su kaybı oluşabilir. Bu yüzden bol sıvı tüketimi önemlidir. Ayrıca vitamin ve mineral içerikli besinler tüketmek çocuk için faydalı olacaktır. Bu süreçte bağışıklığın yükselmesi ve semptomların azalmasına yardımcı olmak için vitamin takviyeleri alınabilir ve sebze, meyve, protein ağırlıklı beslenebilir.

Kızamık Nasıl Olur?

Paramiksovirus grubundan morbilli virüsünden kaynaklanan kızamık bulaşıcı bir hastalıktır. Bulaş yolu genellikle temas, solunum ve vücut sıvıları yoluyla olur.

Hafif Kızamık Belirtileri Nelerdir?

Kızamık genellikle öksürük, ateşin yükselmeye başlaması, burun akması ve gözlerde sulanma ile başlar. Hastalık ilerledikçe semptomlar artar ve vücutta döküntüler ortaya çıkar.

Yetişkinlerde Kızamık Belirtileri Nelerdir?

Yetişkinlerde kızamık belirtileri çoğu zaman çocuklarda kızamık belirtileri ile aynıdır. Belirtiler arasında ciltte oluşan döküntüler, öksürük, burun akıntısı, ateş gibi belirtiler bulunur. Yetişkinlerde kızamık semptomlarının çocuklara oranla daha ağır seyrettiği bilinmektedir.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 31 Ekim 2024 Perşembe Yayımlanma Tarihi: 18 Şubat 2019 Pazartesi

Tıbbi Birimler

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?