Ketojenik Diyet Nedir?
Ketojenik diyet , tıpta öncelikle çocuklarda kontrol edilmesi zor yani refrakter epilepsiyi tedavi etmek için kullanılan yüksek yağlı besinler ile yeter miktarda protein içeren besinlerin öncelikli tüketildiği, düşük karbonhidratlı bir diyettir. Ketojenik diyetin halk arasındaki bir diğer adı da keto diyettir.
Gerçekleştirilen sınırlı tıbbi çalışmalar sonucunda ketojenik diyet sürecinde aralarında öncelikle epilepsi olmak üzere Alzheimer , diyabet ve kanser gibi birtakım hastalıklara ve sağlık sorunlarına karşı faydalarının yanı sıra kilo verilmesinde yardımcı olduğu görülmüştür.
Ancak uzun süre kesintisiz devam ettirilmesi sağlık açısından tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Yapılan araştırmalar tıp uzmanları tarafından henüz yeterli görülecek çapta gerçekleştirilmediği için ketojenik diyete başlama ve diyeti sürdürme kararlarının dikkatli bir şekilde, ideal şartlar altında mutlaka bir diyetisyene başvurarak alınması tavsiye edilmektedir.
Ketojenik diyetin epilepsi tedavisi için kullanıldığı araştırmalarda vakaların yarısından fazlasında epilepsi nöbetlerinde farklı oranlarda azalma görülmüştür. Hastaların belirli bir yüzdesinde ketojenik diyet, Atkins diyeti ve diğer düşük karbonhidrat diyetleri ile birçok benzerliğe sahiptir.
Ketojenik diyetin temelinde vücudun dışarıdan karbonhidrat alımını büyük ölçüde azaltmak vardır. Karbonhidrat alımındaki bu azalma vücudu ketoz adı adı verilen metabolik bir duruma sokar. Ketoz durumunda vücut enerji için yağ yakmada çok daha verimli bir hale gelir ve vücut enerji ihtiyacını karbonhidratlar yerine yağlardan karşılamaya başlar.
Bu süreç dahilinde yağ karaciğerde ketonlara dönüştürülür ve bunlar beyin için dahi enerji sağlamak üzere kullanılabilir. Ketojenik diyetler hem kan şekeri değerlerinde hem de insülin seviyelerinde büyük bir düşmeye neden olabilir.
Ketojenik Diyet Türleri Nelerdir?
Ketojenik diyetin farklı türleri vardır. Bunlar arasında en yaygın olanları Standart Ketojenik Diyet (SKD), Yüksek Proteinli Ketojenik Diyet, Döngüsel Ketojenik Diyet (DKD) , ve Hedefe Yönelik Ketojenik Diyettir .
(HKD) Döngüsel veya hedefli ketojenik diyetler daha gelişmiş yöntemlerdir ve temel olarak vücut geliştiriciler veya sporcular tarafından kullanılır, profesyonel bir diyetisyen tarafından destek alınmadan kullanılmaları tıp uzmanlarınca tavsiye edilmemektedir. Üzerinde en çok bilimsel araştırma yapılmış türü ise standart ketojenik diyettir.
Standart ketojenik diyette çok düşük karbonhidrat, orta miktarda protein ve çok yağlı bir diyet sürdürülür. Diyette genellikle yüzde 75 oranında yağ, yüzde 20 oranında protein ve sadece yüzde 5 oranında karbonhidrat bulunur.
Yüksek proteinli ketojenik diyet, standart ketojenik diyete benzerlik gösterse bile daha fazla protein içerir. Bu diyette genellikle yüzde 60 oranında yağ, yüzde 35 oranında protein ve yine yüzde 5 oranında karbonhidrat bulunur.
Ketojenik Diyetin Faydaları Nelerdir?
Ketojenik diyet esasında epilepsi gibi nörolojik hastalıkların tedavisi için bir araç olarak ortaya çıkmıştır. Bu konuda gerçekleştirilen araştırmalar ketojenik diyetin epileptik çocuklarda nöbetlerde büyük azalmaya neden olabileceğini ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte sonradan ketojenik diyetin özellikle metabolik, nörolojik veya insülinle ilişkili hastalıklarda birçok sağlık yararı sağlayabileceğine dair sonuçlar veren çeşitli araştırmalar gerçekleştirilmiştir.
Ketojenik diyet , doğru tarzda uygulandığında sağlıklı bir şekilde kilo vermeye ve çeşitli tıbbi sorunlar ile hastalıklar için risk faktörlerini en aza indirmeye yardımcı olabilir. Kalori sayımı yapmadan veya yiyecek takibine çok fazla dikkat ayırmadan kilo verme konusunda etkili olduğu görülmüştür.
Ketojenik diyet, vücut yağı, HDL kolesterol seviyeleri, kan basıncı ve kan şekeri gibi kalp hastalıklarını ortaya çıkarabilen risk faktörlerini iyileştirebilir. Keto diyetinin Alzheimer hastalığının semptomlarını azaltabildiği ve ilerlemesini yavaşlatabildiği gözlemlenmiştir.
Bunlara ek olarak p arkinson hastalığının semptomlarının hafifletilmesine, polikistik over sendromunda önemli bir rol oynayabilen insülin seviyelerini azaltmaya yardımcı olduğuna ve düşük insülin seviyelerinin yanı sıra daha az şeker veya işlenmiş gıdaların kullanılması sayesinde sivilce ve aknelerde azalmaya yol açtığına dair küçük çaplı çalışmalar gerçekleştirilmiştir.
Yapılan bir çalışmalar sayesinde ketojenik diyetin beyin sarsıntılarının etkisini azaltma ve yaralanma sonrasında iyileşme sürecinin hızlandırılmasına yardımcı olduğuna işaret edilmektedir. Ancak bu alanlarda gerçekleştirilen araştırmalar küçük çaplıdır, sınırlı kapsamdadır ve uzun vadedeki etkileri henüz kesin olarak ortaya dökülmemiştir.
Diyabet ve Prediyabet için Ketojenik Diyet
Diyabet, yüksek kan şekeri ve insülin fonksiyonlarındaki bozulma dolayısıyla metabolizmada meydana gelen değişiklikler diye tanımlanmaktadır. Ketojenik diyet yardımıyla Tip 2 şeker hastalığı , prediyabet ve metabolik sendrom ile yakından yakından ilişkili olan fazla yağların kaybedilmesi daha kolay olabilir. Tip 2 diyabetli kişilerde yapılan ancak çapı sınırlı bir çalışmada, katılımcıların üçte birinin diyabet ilaçlarını bütünüyle bıraktığı görülmüştür.
Yapılan bir başka çalışmada ise ketojenik diyetin insülin duyarlılığını kısa vadede yüzde 75 oranında düzelttiği görülmüş, ancak uzun vadede etkilerinin nasıl süreceği konusunda henüz bir ilerleme kaydedilmemiştir.
Ketojenik Diyetin Yan Etkileri Nelerdir
Ketojenik diyet tamamen faydalı, ya da bütünüyle doğal bir yöntem değildir. Öncelikle bir tıbbi sorunun tedavisi için ortaya çıkarılmıştır ve birçok tedavi yöntemi gibi çeşitli yan etkileri mevcuttur. Her ne kadar normal şartlarda sağlıklı bireyler için güvenli olsa da, metabolizmayı değiştirmesi nedeniyle vücutta önemli değişikliklere yol açabilir ve bundan dolayı bir takım tıbbi sorunlara neden olabilir.
Bu diyetin uzun süre uygulanmasının vücut üzerindeki yan etkileri hakkında tıbbi çalışmalar devam etmektedir. Özellikle çocuklarda bu diyetin uzun süre devam ettirilmesi büyümede yavaşlamaya neden olabilir. Ketojenik diyet sürecinde normalde 1 / 1000 olan böbrek taşı riskinin 1 / 20’ye yükseldiği de gözlemlenmiştir. Karbonik anhidraz inhibitörleri veya potasyum sitrat alımının bu riski belirli bir seviyede sınırlaması mümkündür.
Bunun yanı sıra vücudun diyete uyum sağlaması esnasında başlangıçta belirli bir takım yan etkiler görülebilir. Bu yan etkilerin bütününe halk arasında keto gribi adı verilmektedir. Vücut ketojenik olarak enerji tüketimine yani ketoza alışırken geçirdiği metabolizmada gerçekleşen değişikliklerden kaynaklanmaktadır. Bu yan etkiler normal şartlar altında iki ila yedi gün arasında devam eder.
Ketojenik diyetin yan etkileri arasında bireyin kendisini enerjisiz, yorgun ve zayıf hissetmesi, zihinsel işlevlerinde yavaşlama, artan açlık hissi, çeşitli uyku sorunları ve sürekli uyuma ihtiyacı, mide bulantısı, sindirim rahatsızlıkları ve egzersiz esnasında performans düşüklüğü bulunmaktadır.
Bu yan etkileri en aza indirmek için ketojenik diyete başlamadan önce karbonhidrat tüketimini birkaç hafta boyunca kademeli olarak azaltmak mümkündür. Bu bireyin vücuduna karbonhidratları kullanmayı tamamen ortadan kaldırmadan önce vücudunuza daha fazla yağ yakmayı öğretebilir. Ketojenik diyete ilk başlanılan dönemde, vücut adapte olana kadar kalori hesabı yapmamak ve doyana kadar yemekten kaçınmamak önemlidir.
Ketojenik diyeti sürdürürken idrarda veya nefeste kokma görülebilir. Bu vücudun ketoz esnasında ürettiği ve atıklardan kaynaklanmaktadır.
Ketojenik bir diyet aynı zamanda vücuttaki su ve mineral dengesini de değiştirecektir. Bu nedenle bireylerin diyetisyene başvurarak en azından başlangıçta fazladan ne kadar tuz, sodyum, potasyum ve magnezyum gibi mineralleri almaları gerektiğini öğrenmeleri tavsiye edilmektedir.
Bu mineralleri normal beslenme sürecinde, bir takviyeden faydalanmadan almak önemlidir. Ketojenik diyet sürecinde kaçınılan gıdalar tarafından normalde vücuda sağlanan mikrobesinlerin eksikliğini gidermek için bunları içeren takviyelerin alınması gereklidir.
Ketojenik Diyette Yenilmesi Gereken Gıdalar Listesi
Ketojenik diyet menüsü aşağıda listesi verilen et, balık, yumurta, tereyağı, fındık, sağlıklı yağlar, avokado ve bol miktarda düşük karbonhidratlı sebzeler gibi ürün gruplarına dayandırılmalıdır. Standart bir diyette yağ / protein yüzdeleri 75 ile 20 iken, yüksek proteinli ketojenik diyette bu oranlar yüzde 60 / 35 civarındadır.
Çeşniler: Tuz, karabiber, kırmızıbiber, kekik gibi çeşitli sağlıklı otlar ve baharatlardan elde edilen çeşnileri kullanmak mümkündür.
Düşük karbonhidratlı sebzeler: Çoğu yeşil olmak üzere, domates, soğan, biber gibi düşük karbonhidratlı sebzeleri tercih etmek önemlidir.
Et, balık, hindi eti, kırmızı et türleri ve tavuk eti: Bunlardan üretilmiş jambon, pastırma, salam ve sosis gibi ürünler ketojenik diyetin önemli bir kısmı olan proteinleri sağlar. Balık olarak özellikle omega-3 yağını bol miktarda içeren alabalık, hamsi, kefal, orkinoz, ringa, sazan, somon, ton balığı, uskumru ve yayın balığı gibi yağlı balık türleri tercih edilmelidir.
Kuruyemiş ve tohumlar: Ay çekirdeği, badem, ceviz, fındık, kabak çekirdeği, vb ketojenik diyette rahatlıkla kullanılabilir.
Meyveler: Bütün avokado veya taze guacamole gibi meyveler sınırlı porsiyonlar halinde tüketilebilir.
Peynir: Beyaz peynir, kaşar peyniri, keçi peyniri, krem peynir, mozarella, tulum peyniri gibi ürünler ketojenik diyette tercih edilen besinlerdendir.
Sağlıklı yağlar: Başta sızma zeytinyağı olmak üzere sağlıklı bitkisel yağlar özellikle tercih edilmelidir. Bununla birlikte katkısız tereyağı gibi katı yağlar ile şekersiz krema türleri de ketojenik diyet esnasında kullanılmalıdır.
Yumurtalar: Omega-3 içeren büyük yumurtalar tercih edilmelidir.
Ketojenik Diyette Kaçınılması Gereken Gıdalar Listesi
Ketojenik diyette özellikle karbonhidrat oranı yüksek olan yiyecekler sınırlandırılmalı ve mümkün olduğu kadar tüketilmemelidir. Günlük karbonhidrat miktarı ise genellikle 50 gramı aşmamalıdır. Keto diyetinde azaltılması veya bütünüyle bırakılması gereken besinler listesi aşağıdaki gibidir.
Alkol: Alkollü içecekler, karbonhidrat içerikleri nedeniyle bireyin ketoz durumundan çıkmasına yol açabilir.
Çeşniler: Mayonez, ketçap gibi soslar genellikle şeker ve sağlıksız yağ türleri içerirler.
Baklagiller: Barbunya fasulyesi, bezelye, mercimek, nohut ve benzerleri içeriklerindeki karbonhidrat sayesinde keto rejimini bozabilirler.
Kök sebzeler: Patates, tatlı patates, havuç, yaban havucu, içeriklerinde bulunan şekerler ve karbonhidratlar sayesinde keto rejimini bozabilirler.
Meyveler: Çilek tarzı meyvelerden çok küçük porsiyonlar hariç olmak üzere tüm meyveler doğal olarak içlerinde bulunan karbonhidratlar nedeniyle ketoz rejimine aykırı bir konumdadırlar.
Şekerli yiyecekler: Kola, meyveli soda, meyve suyu, şekerli çay, şekerli kahve, kek, dondurma, ve envai çeşit tatlılar içerdikleri şeker nedeniyle vücudun ketoz durumundan çıkmasına neden olabilir.
Şekersiz diyet gıdaları: Bu türlerin içinde bazı vakalarda keton seviyelerini etkileyebilen şeker alkolleri yüksek oranda görülebilir. Bu gıdalar aynı zamanda endüstriyel olarak daha çok işlenirler.
Tahıllar veya nişastalar: Buğday bazlı bütün ürünler, bulgur, makarna, pirinç ve çeşitli tahılların tamamı çok yüksek oranda karbonhidrat içerirler.
Ketojenik diyeti takip ederken sebze ve et türü besinlerin birlikte tüketilmesi, vücudun ihtiyaç duyduğu vitaminler gibi besleyici ve koruyucu öğelerin de daha düzenli alınmasını sağlayacaktır.
Ketojenik Diyette Ara Öğünler
Öğünler arasında açlık hissedilmesi durumunda tercih edilebilecek sağlıklı keto atıştırmalıkları olarak çeşitli seçenekler mevcuttur.
Bunlar arasında en az % 90 oranında bitter çikolata, 1 - 2 haşlanmış yumurta, öğünlerde yenilen yemeklerden artanlardan küçük porsiyonlar, bir avuç fındık veya kuruyemiş üç ya da dört tane çilek ve krema, düşük karbonhidratlı süt, kakao tozu ve fındık ezmesi ile yapılmış shake, peynir türleri, salsa sosu ve kereviz, yağlı et veya balık ve zeytin/peynir karışımı sayılabilir.
Ketojenik diyet çeşitli lokantalarda beslenmek için uygun seçeneklere sahip olabilir. Lokantaların büyük çoğunluğu menülerinde et veya balık bazlı yemekler bulundurmaktadır. Ketojenik diyeti takip eden bireyler bu seçenekleri tercih ettikten sonra, yemeğin içindeki ya da yanındaki yüksek karbonhidratlı öğelerin fazladan sebzelerle değiştirilmesini talep edebilirler.