Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Kaygılı bağlanma, özellikle romantik ve duygusal ilişkilerde görülen, terk edilme korkusu ve güvensizlik duygusu ile karakterize edilir. Kişinin sürekli olarak yetersiz ve kaygılı hissetmesi, ilişkilerinde yoğun stres yaşamasına ve partneriyle sağlıklı bir şekilde iletişim kurmakta zorlanmasına neden olabilir. Bu bağlanma stiline sahip kişiler, partnerlerinin kendilerini sevip sevmediğiyle ilgili sürekli bir belirsizlik içinde olabilirler ve ayrılık tehdidi altında hissettiklerinde aşırı tepki verebilirler.

İçindekiler

Bağlanma Teorisi ve Bağlanma Stilleri

Psikolog John Bowlby, bağlanma teorisini geliştirdi. İnsanların temel güven ve yakınlık ihtiyaçlarının nasıl geliştiğini açıklar. Bu teoriye göre, bireyin çocukluk döneminde yaşadığı bağlanma deneyimleri, daha sonra kurulacak tüm ilişkilerin altyapısını oluşturur. Çocuğun ihtiyaçlarını karşılayan güvenilir bir bakım verenle kurduğu ilişki, onun dünyayı algılamasına ve diğer insanlarla olan etkileşimlerine temel oluşturur.

Bowlby ve Mary Ainsworth gibi araştırmacılar, insanların farklı bağlanma stilleri yarattığını buldu. Güvenli bağlanma, kaçıngan bağlanma ve kaygılı bağlanma, bağlanma stilleri olarak bilinen üç ana kategoridir. Son zamanlarda "karmakarışık" veya "kaygılı-kaçıngan" gibi alt kategoriler tartışılmış olsa da, en yaygın sınıflandırma bu üç ana stil üzerinden yapılmaktadır.

Güvenli Bağlanma

Bir kişinin hem kendisine hem de ilişki kurduğu diğer insanlara karşı güçlü bir güven duygusu geliştirdiği durum güvenli bağlanma olarak bilinir. Duygusal olarak istikrarlıdırlar ve ihtiyaçlarını açıkça ifade edebilirler. Bağımsızlıklarını koruyabilirler ve ilişkilerde yakınlık kurmaktan korkmazlar. Çocukluk döneminde ebeveynleriyle sağlıklı ve düzenli bir iletişim kurma fırsatına sahip olan çocuklar, genellikle güvenli bağlantılar kurarlar.

Kaçıngan Bağlanma

Duygusal ilişkiler, kaçıngan bağlanma stiline sahip kişiler tarafından genellikle uzak tutulur. Bu kişiler duygusal ihtiyaçlarını küçümser veya bastırır ve partnerleriyle samimi bir ilişki kurmaktan kaçınırlar. Bu kaçınma aslında reddedilme veya kırılma korkusundan kaynaklanmaktadır. Fiziksel veya duygusal ihtiyaçlarına sık sık cevap alamayan çocuklar, ileride duygusal bağı azaltarak kendilerini korumaya eğilim gösterebilirler.

Kaygılı Bağlanma

Kaygılı bağlanmanın belirtileri, aşırı ilgi ihtiyacı, sevildiğinden emin olamama ve ilişkilerde sık sık terk edilme korkusu olabilir. Duygusal istikrarsızlık yaşayan kişiler, partnerlerinin ilgisizliğini veya uzaklığını büyük bir tehdit olarak görebilirler. Bu kişiler, "Beni gerçekten seviyor mu?" veya "Beni yarın terk eder mi?" gibi endişeler içinde yaşadıkları için olumsuz durumlara daha hızlı tepki verirler. Kaygılı bağlanma belirtileri, özellikle romantik ilişkilerde ortaya çıktığı için, bireyler arasında önemli iletişim sorunlarına neden olabilir.

Kaygılı Bağlanma Belirtileri

Duygusal ve davranışsal değişiklikler, kaygılı bağlanma belirtilerini gösterir. Kişinin ilişkilerinde yaşadığı sorunların temel kaynağı, yoğun kaygı ve terk edilme korkusudur. Bununla birlikte, duygusal değişkenlik ve aşırı bağımlılık hissi gibi çeşitli sonuçları vardır.

İlişkilerde Yaşanan Sorunlar

  • Sürekli Onay İhtiyacı: Kaygılı bağlanma stiline sahip kişiler, partnerlerinin sevgisini ve bağlılığını hissetmek için sürekli bir onay beklerler. Partnerin ilgisinde veya mesajlarında ufak bir azalma bile büyük endişelere yol açabilir.
  • Aşırı Kıskançlık: İlişkilerde kaygılı bağlanma sorunu yaşayan bireyler, partnerlerinin hayatındaki diğer insanları tehdit olarak görebilirler. Bu durum, aşırı kıskançlık ve kontrol ihtiyacıyla kendini gösterebilir.
  • Terk Edilme Korkusu: En belirgin kaygılı bağlanma belirtileri arasında, sürekli terk edileceğine dair endişe duymak vardır. Bu korku, kişinin davranışlarını şekillendirebilir ve ilişki içinde sürekli bir panik halinde yaşamalarına sebep olabilir.

Duygusal Belirtiler

  • Duygusal İniş Çıkışlar: Kaygılı bağlanma yaşayan kişiler, küçük bir tartışma veya iletişim kopukluğunu aşırı derecede önemseyebilir, bu durum duygusal dalgalanmalara neden olur.
  • Güvensizlik ve Endişe: Kişi, partnerinin sevgisine ve ilgisine rağmen yeterince güven duyamayabilir. Bu güvensizlik hali, zamanla kişinin kendi özsaygısını da olumsuz etkiler.
  • Aşırı Hassasiyet: Partnerden veya çevreden gelen eleştirilere karşı çok daha savunmasız ve kırılgan olunur. Bir söz ya da davranış, kişinin zihninde büyük bir soruna dönüşebilir.

Davranışsal Belirtiler

  • Takıntılı Düşünceler: Partnerin sosyal medya hesaplarını sürekli kontrol etme, neredeyse her adımını bilme isteği gibi obsesif davranışlar görülebilir.
  • Aşırı Bağlılık veya Bağımlılık: İlişkide sağlıklı sınırların korunması zorlaşabilir. Kaygılı bağlanma stiline sahip kişi, partneriyle ilgili her şeye müdahil olmak veya her anını paylaşmak isteyebilir.
  • Kendini Geri Çekememe: Terk edilme korkusu o kadar yoğundur ki, kişi ilişkide ne kadar zarar görse de ilişkiyi bitiremez veya ara veremez.

Kaygılı Bağlanmanın Nedenleri

Kaygılı bağlanma nedenleri, genellikle çocuklukta ortaya çıkar ve yetişkinlikte kurulan ilişkileri önemli ölçüde etkiler. Çocukluk döneminde yaşadıkları bağlanma deneyimleri, özellikle ebeveynlerinin tavırları ve travmatik olaylar, bireyin daha sonra güvenli veya kaygılı bir ilişki kurmasında önemli bir rol oynar.

Çocukluk Dönemi Deneyimleri

Çocukluk dönemimizdeki yakın ilişkiler, hayat boyu sürecek bağlantılarımız için temel oluşturur. Çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçları düzenli ve tutarlı bir şekilde karşılanmazsa, bebeklik ve çocukluk döneminde güvensizlik duygusu gelişir. Örneğin, ağladığında kucağa alınmayan ve duygusal destek göremeyen bir çocuk, daha sonra kaygılı bağlanma eğilimine sahip olabilir. Bu kaygılı tavır, düzenli olarak ilgi eksikliği ve koşullu sevgiden kaynaklanabilir.

Ebeveyn Tutumları

Çocukların ebeveynlerinin aşırı koruyucu veya baskıcı olması, "Dünya güvensiz ve tehlikelidir" inancını geliştirmesine neden olabilir. Bazı ebeveynler çocuklarına tutarlı bir şekilde yaklaşamaz; bazen çok ilgi gösterirler, bazen de hiç ilgilenmezler. Çocuk, bu tutarsızlık nedeniyle sürekli bir belirsizlik duygusu yaşar ve ileride ilişkilerde kaygılı bağlanma davranışı geliştirebilir. Ek olarak, ebeveynlerin kendileri de kaygılı veya kaçıngan bir şekilde bağlanıyorsa, bu duygular çocuklarına da yansıyabilir.

Travmatik Yaşantılar

Duygusal destek, boşanma, aile içi şiddet, ağır hastalıklar veya kayıplar gibi travmatik olaylar yaşayan çocuklar için çok önemlidir. Bu süreçte gerekli duygusal ve psikolojik destek sağlanmazsa, çocuk yaşadığı travmayı içselleştirir ve "Ben güvende değilim" algısını güçlendirir. Bu tür yaşantılar, yetişkinlikte kurulan ilişkilerde kaygı ve güvensizlik duygularını ortaya çıkarabilir.

Kaygılı Bağlanma Tedavi Yöntemleri

Psikoterapi, kaygılı bağlanma tedavisinde sıklıkla kullanılır. Bu sürecin amacı, kişinin geçmişten gelen olumsuz inançları fark etmesi, sağlıksız düşünce kalıplarını değiştirmesi ve daha güvenli bir bağlanma stiline geçişini kolaylaştırmasıdır. Bireysel terapi, bilişsel davranışçı terapi ve çift terapi en yaygın tedavi yöntemleridir.

Psikoterapi

Psikoterapi, kişinin davranış, duygu ve düşüncelerini fark etmesini ve bunların arkasındaki nedenleri anlamasını sağlar. Bu süreçte, özellikle çocukluk döneminde yaşadıkları olumsuz deneyimler, ebeveynlerin düşünceleri veya travmatik deneyimler yeniden değerlendirilir. Terapist ile güvenli bir ilişki kurmak, kişinin kendi duygularını daha iyi anlamasına ve geçmişteki kırılmaları onarmasına yardımcı olur. Bu nedenle, sağlıklı ilişkiler geliştirmek daha kolaydır.

Bilişsel Davranışçı Terapi

Kaygılı bağlanma yaşayan bireyler, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ile olumsuz düşünce kalıplarını bulmalarına ve değiştirmelerine yardımcı olur. Örneğin, "Beni kimse sevmeyecek" veya "Yetersizim, terk edilmem an meselesi" gibi inançlar, ilişkilerde kaygılı bağlanmayı zorlaştırabilir. BDT sürecinde, bu düşünceler sorgulanır ve daha pozitif ve gerçekçi inançlarla değiştirilmeye çalışılır. Buna ek olarak, davranışsal ödevler verilir, bu da kaygı ve korkuyu yönetmede yardımcı olur.

Çift Terapisi

Çift terapisi, çiftin ilişkisine önemli ölçüde zarar veriyorsa, çok önemlidir. Terapist, iki partnerin birbirlerine destek olma, sağlıklı iletişim kurma ve duygularını anlama becerilerini geliştirmelerine rehberlik eder. Ayrıca, kaygılı bağlanma yaşayan kişinin ihtiyaçlarını daha açık bir şekilde ifade edebilmesi ve partnerinin de bu ihtiyaçlara nasıl yanıt vereceğini öğrenmesi için yardımcı olur. Çift terapisi, duygusal bağları güçlendirerek kaygı seviyelerini düşürebilir.

Kaygılı Bağlanma ile Başa Çıkma Stratejileri

Kaygılı bağlanma tamamen ortadan kalkmasa da, kişinin kendi iç dinamiklerini anlaması ve sağlıklı ilişki kurma becerileri geliştirmesiyle büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Bir kişinin duygularını yönetmesine ve ilişkilerinde daha tatmin edici bir deneyim yaşamasına yardımcı olabilecek başa çıkma stratejileri şunlardır:

Öz Farkındalık Geliştirme

Kişinin kendi duygu durumunu ve kaygılı düşünce kalıplarını fark etmesi, kaygılı bağlanmayla başa çıkmanın en önemli adımlarından biridir. "Şu anda neden bu kadar endişeliyim?" diye düşündüm. "Geçmişte yaşadığım hangi olaya benziyor?" gibi sorularla bu duyguyu geliştirebilirsiniz. Bu tür sorular, kişinin kendi tetikleyicilerini daha iyi anlaması için faydalıdır. Ayrıca günlük tutmak, duygu durumunuzu takip etmek ve kendinizi düzenli olarak değerlendirmek, öz farkındalığı geliştirmek için iyi bir yoldur.

Sağlıklı İletişim Becerileri

Kaygılı bağlanma sorunu yaşayan kişiler, çoğu zaman ihtiyaçlarını net bir şekilde ifade edemezler. Sağlıklı iletişim becerilerinin geliştirilmesi, her iki tarafın da duygularını ve ihtiyaçlarını açıkça ifade etmelerini sağlar. Bu, yanlış anlamaların veya gereksiz kaygıların önüne geçer. Çiftler birbirlerini daha iyi anlamak için etkili dinleme, empati kurma ve "ben dili" kullanma gibi yöntemler kullanabilir.

Kendine Şefkat Gösterme

Kişinin kendisine karşı şefkatli ve anlayışlı olması, kaygılı bağlanma ile mücadelede çok önemlidir. Sık sık eleştirel bir iç sesle konuşmak kaygıları artırabilir. Bunun yerine, "Kaygılı hissetmek normaldir, çünkü daha önce zor deneyimler yaşadım." ve "Ancak bu, benim şu anki değerimi belirlemez" gibi olumlu telkinler, bireyin kendi değerini korumasına yardımcı olur. Uzun vadede, duygusal ihtiyaçlarınızı kabul etmek, hatalarınızı bağışlamak ve kendinize karşı nazik olmak, daha güvenli bir ilişki geliştirmenize yardımcı olabilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Kaygılı Bağlanma Tamamen Ortadan Kalkabilir Mi?

Her ne kadar kaygılı bağlanma, çocukluk döneminden gelen deneyimlere dayansa da, terapi ve öz farkındalık çalışmalarıyla büyük ölçüde azaltılabilir. Kişi, geçmişte öğrendiği olumsuz inançları değiştirerek daha sağlıklı bir ilişki kurabilir.

Kaygılı Bağlanma, Sadece Romantik İlişkilerde Mi Görülür?

En sık romantik ilişkilerde belirgin hale gelse de, kaygılı bağlanma arkadaşlık, aile ve iş ilişkilerinde de kendini gösterebilir. Örneğin, iş yerinde sürekli onay beklemek veya arkadaşlıkta aşırı ilgi ihtiyacı duyma gibi davranışlar da bu bağlanma stilinin yansımaları olabilir.

Kaygılı Bağlanma Stiline Sahip Biriyle Birlikteyim, Ne Yapmalıyım?

Öncelikle, partnerinizin duygusal ihtiyaçlarını anlamaya ve onu yargılamadan dinlemeye özen göstermelisiniz. Güven ortamı oluşturmak, düzenli iletişim kurmak ve gerektiğinde profesyonel destek almaya yönlendirmek bu süreçte yardımcı olabilir.

Çocukluk Dönemi Bağlanma Şekilleri Yetişkinlikte Kesin Olarak Değişmez Mi?

Değişir. Elbette ki çocukluk döneminde oluşan bağlanma modeli bir altyapı sağlar, ancak yetişkinlikteki deneyimler, yeni ilişkiler, terapi süreçleri ve kişinin kendini geliştirmesi, bağlanma stilinin değişmesine olanak tanır.

Hangi Durumlarda Uzman Yardımı Almalıyım?

Eğer günlük yaşamınız ve ilişkileriniz, kaygılı düşünceler nedeniyle ciddi şekilde olumsuz etkileniyorsa, terapi veya psikolojik destek almanız faydalı olacaktır. Uzman yardımı, sorunun köküne inmenize ve sağlıklı başa çıkma yöntemlerini öğrenmenize yardımcı olur.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 6 Ocak 2025 Pazartesi Yayımlanma Tarihi: 2 Ocak 2025 Perşembe
Bu içeriği ortalama 8 dakikada okuyabilirsiniz.

Tıbbi Birimler

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?