Kalp Ameliyatı Yöntemleri
Kalp damarlarında daralma olan hastalarda nasıl bir tedavi uygulanacağı, hastanın durumuna göre değişiyor. Bazıları için bypass ameliyatı, bazıları için de kalp ilaçları etkin bir çözüm olabiliyorken, bazılarında anjiyoplasti ile sorun çözülüyor.
Koroner Anjiyoplasti ve Stent Uygulamaları
Kalp damarlarındaki yerel daralmaların cerrahi olmayan bir yol ile açılması işlemine koroner anjiyoplasti (balonla damar açılması) adı veriliyor.
Nasıl Uygulanıyor?
Kasık atardamarından girilerek, kalbin damarlarına doğru itilip buraya yerleştirilen ´kılavuz tel´ aracılığıyla sönük durumdaki balon, bu kılavuz tel üzerinden kaydırılarak darlığın olduğu bölgeye yerleştiriliyor ve dışarıdan verilen basınçla şişirilip (yaklaşık 3 cm. boyunda ve 3-4 mm. eninde) kalp damarı tıkanıklığı açılmış oluyor.
Bazı durumlarda bu balon üzerine önceden yerleştirilmiş bir metal kafes (Stent) damar içinde kalıcı olarak bırakılarak damarın yeniden daralma ihtimali azaltılmış oluyor.
Her kalp damar darlığı bu yöntemle açılmaya uygun değil. Bazı hastalar için bypass ameliyatı, bazı hastalar için de kalp ilaçları en etkin ve emniyetli tedavi şekli olabildiğinden, bu kararı ancak ilgili uzmanların vermesi gerekiyor.
Bypass Ameliyatı
Kalp hastalığının derecesini saptamak üzere uzman, bir dizi test yapılmasını isteyebiliyor. İnceleme için büyük olasılıkla kardiyak kateterizasyon ile birlikte koroner anjiyografi gerekebiliyor. Bu girişimler aracılığıyla kalbin durumuna dair röntgen görüntüleri alınıyor.
Arterlerin tıkanma derecesine bağlı olarak doktor, koroner arter bypass ameliyatını önerebiliyor. Bu girişim, kalp kasının beslenmesini sağlayan kan akımını düzeltiyor ve sizi tekrar sağlıklı bir kalbe kavuşturuyor. Koroner Bypass, kalp ve yaşam için ikinci bir şans anlamına gelebiliyor.
Koroner arter bypass cerrahisi, tıkalı veya daralmış olan arter kısmın ötesinde başka bir yol oluşturarak, kalbin yeniden kanla beslenmesine olanak tanıyor. Birden fazla tıkalı damar durumunda, birden fazla bypass işlemi gerçekleştiriliyor.
Bypass Damarları
Bypass yapmak üzere kullanılacak damar ya da diğer adıyla greftler; göğüs, kol ya da bacaktan alınarak tıkalı koroner artere bağlanıyor. Sıklıkla kullanılan grefler; göğüs duvarından alınan meme atardamarları, koldan alınan aort atardamarı ve bacaktan alınan toplardamardır.
Bu arterler ve venler birkaç bypass için yeterlidir. Bu damarların alındıkları bölgeler yedek damarlara sahip olduğu için onların çıkarılması vücudumuzun kan akımını etkilemiyor.
Bypass Cerrahisi Öncesi Hazırlık
Koroner arter bypass cerrahisinin riskleri ve kazanımları hakkında doktorunuzdan bilgi alabilirsiniz.
Oldukça Nadir Olarak Karşılaşabilecek Riskler:
- Solunum ya da akciğer problemleri
- Kanama
- Yara enfeksiyonları
- Kalp atağı, inme ya da hayatını kaybetme
Ameliyata Hazırlık İçin;
- Bazı ilaçları ameliyattan 4-5 gün önce bırakmanız gerekebiliyor. Bu konuda doktorunuzdan bilgi alabilirsiniz.
- Sigara kullanıyorsanız, kan akımını ve solunumu rahatlatmak için hemen bırakmalısınız.
- Bypass ameliyatından önce karaciğer, böbrek, akciğer gibi tüm vücut sistemi ve bazı hastalarda olası inme ihtimaline karşı boyun damarları, yapılan testlerle değerlendiriliyor. Bu test sonuçlarına göre doktorunuz, cerrahi sırasında karşılaşılabilecek olası risklere karşı gerekli önlemleri alıyor.
- Anesteziyolog size tıbbi öykünüz hakkında bazı sorular soruyor ve ameliyat sırasında uyutulmanız için kullanılacak ilaçlar hakkında bilgi veriyor.
- Cerrahi sırasında kusmanın engellenmesi için başka bir şekilde tavsiye edilmemişse en azından cerrahiden önceki gece yarısından sonra hiçbir şey yemeyiniz ve içmeyiniz.
- Cerrahiden sonra verilecek olan sıvı tedavisinin planlanması için cerrahiden önce ve sonra kilonuz alınıyor.
- Enfeksiyonu önlemek için göğüs, bacak, kol ve kasık bölgelerindeki tüyler tıraş ediliyor ya da azaltılıyor.
Bypass Ameliyatı Ekibi
Cerrahi girişiminizde görevli olan herkes hayati bir rol üstleniyor. Kalp cerrahı ve asistanları bypass işlemini yaparken özel eğitimli hemşirelerden destek alıyorlar. Ağrısız bir girişimin sağlanması konusunda anesteziyolog sürekli olarak monitörden yaşamsal fonksiyon bulgularınızı takip ediyor.
Perfüzyonist ise kan dolaşımını sağlayan kalp-akciğer makinesini kontrol ediyor. Cerrahınız sağlıklı damarı kalp ile birleştirdiği sırada kan basıncı, sıcaklık ve solunum gibi tüm parametreler yakından izleniyor.
Bypass Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Kalbe Ulaşım
Kalbe ulaşmak için cerrah göğsün orta hattında bir kesi yeri açıyor ve göğüs kemiğini (sternum) ayırıyor. Cerrahiden sonra göğüs kemiğiniz kuvvetli tellerle bağlanıyor ve kesi yeri dikiliyor. Çoğu hastada göğüs kemiği 6-8 haftada tamamen iyileşiyor.
Kan Dolaşımının Sağlanması
Hassas greftleme işleminden önce kalp geçici olarak durdurulabiliyor. Bu süre boyunca bir kalp-akciğer makinesi tarafından dolaşım ve solunum fonksiyonları sürdürülüyor. Makine, kana oksijen sağlıyor ve kanı tekrar vücuda pompalıyor. Cerrahi tamamlandıktan hemen sonra kalp ve akciğerler eski işlevlerine geri dönüyorlar.
Greftlemenin Yapılması
Bypass edilecek olan damar göğüs, kol ya da bacaktan alınıyor. Damarın bir ucu tıkanmanın aşağısında olmak üzere koroner artere dikiliyor.
Aileniz İçin Notlar
- Hazırlıktan ameliyata kadar tüm aşamalar dahil bypass cerrahisi, hemen her merkezde 2-6 saat kadar sürüyor. Bekleme sırasında sizi rahatlatacak bazı aktiviteler planlayabilirsiniz.
- Cerrahiden hemen sonra hastanız yoğun bakım ünitesine alınıyor. Hasta, ameliyat sonrası 5-6 saat içinde solunum cihazından ayrılabiliyor. Ancak yoğun bakım ünitesinde 1-2 gün kalabiliyor.
- Yoğun bakım ünitesinde kalma süresi içinde hastanızın durumu hakkında doktorlarınızdan ve hemşirelerinizden ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.
Bypass Cerrahisi Sonrasında
Cerrahiden hemen sonra hasta, Kardiyak Yoğun Bakım Ünitesi’ne (YBÜ) alınıyor. Bu ünitede iyileşme yakından izleniyor. İyileşme hızı herkes için farklı olsa da, yoğun bakım ünitesinde birkaç gün geçirebilirsiniz. Yoğun bakım ünitesinden ayrıldığınızda hastanenin başka bir bölümüne transfer ediliyorsunuz.
Yoğun Bakım Ünitesi
Cerrahiden sonra uyandığınızda kendinizi bitkin, susamış veya üşümüş hissedebilirsiniz. Bunlar bu tür cerrahiden sonra normal olan durumlar ve uzun sürmüyor. Genellikle ağrı hissetmiyorsunuz. Eğer ağrı hissederseniz hemşireler size ağrı için ilaç veriyor. Cerrahi sırasında vücudunuza birçok tüp ve kablonun bağlanmış olduğunu görmeye hazırlanmalısınız.
Hayati Bağlantılar
Başlangıçta boğazınızda bir tüp yoluyla solunum cihazına bağlanmış durumda oluyorsunuz. Bu tüp yerinde olduğu sürece konuşamazsınız. Göğüs tüpleri de ameliyat yerinde olan sızıntıların uzaklaştırılması içindir.
Kalp monitörü kalp hızınızı kaydediyor ve idrar çıkışı için de bir sonda takılı bulunuyor. İntravenöz bağlantılar ameliyat sırasında ve sonrasında sıvı, ilaç ve kan vermek amacıyla yerleştiriliyor. Bu tüpler ve bağlantılar, onlara gereksiniminiz kalmadığında (genellikle 3-4 gün içinde) çıkartılıyor.
Solunum Terapisi
Hastanede kaldığınız sürede bir hemşire ya da terapist, akciğer sorunlarını önlemek amacıyla derin nefes alma ve öksürük egzersizleri konusunda size yardımcı oluyor. Solunum egzersizleri hızla iyileşmeniz için çok önemli.
Yoğun Bakım Ünitesinin Dışında
Sürekli bakıma ihtiyacınız kalmadığında yoğun bakım ünitesinden, kalbinizin monitör yoluyla takip edildiği başka bir yere alınıyorsunuz. Bu noktada iyileşme süresine sizin katkınız başlıyor. Ancak sağlık ekibinin yardım ve desteği de durmaksızın devam ediyor.
Açık Kalp Ameliyatı
Kalp ameliyatlarının önemli bir kısmında göğüs kemiği açılır ve ameliyat sırasında kalp ve akciğeri destekleyici bir cihaz kullanılır. Genel anlamda göğüs kemiğinin açıldığı bu çeşit ameliyatlara açık kalp ameliyatı adı verilir.
Günümüzde açık kalp ameliyatı en fazla koroner bypass adı verilen kalbi besleyen damarların daraldığı veya tıkandığı kalp hastalarına uygulanmaktadır.
Kalp damarlarının ciddi şekilde daraldığı veya tıkandığı durumlarda kalp krizi ve ani ritim problemleri ölüme sebebiyet verebilir. Dolayısı ile kalbi besleyen bu damarların açılması hayati önem taşır.
Açık kalp ameliyatı ve kalp akciğer destekleyici cihaz gereksiniminin olduğu diğer kalp hastalıklarından başlıcaları şunlardır:
- Kalp kapak darlık veya yetmezliklerinin tedavisi,
- Kalp ritim problemlerinin giderilmesi,
- Kalp deliklerinin kapatılması,
- Diğer doğumsal kalp problemlerinin tamiri,
- Büyük atardamarların balonlaşma ve yırtıklarının düzeltilmesi,
- Kalp tümörlerinin çıkarılması.
Ameliyat öncesi risk faktörlerine göre değişse de günümüzde açık kalp ameliyatı ile koroner bypass veya kalp kapak ameliyatı geçiren bir hasta, bir gece yoğun bakımda kalır, hastanede ortalama kalış süresi ise 5-6 gündür. Çoğu hasta taburcu olduktan 1, 5 - 2 ay sonrasında normal günlük hayatına geri döner.
Son zamanlarda gelişen teknoloji ile beraber kalp ameliyatlarının bir kısmını göğüs kemiğini açmadan küçük kesilerle (minimal invaziv) yapmak mümkün hale gelmiştir. Böylece hastaların nekahat ve günlük hayata geçiş süreleri kısalmıştır.
Küçük Kesi ile Kalp Ameliyatı
Minimal invaziv bir teknik olan endoskopik cerrahide, özel endoskopik cihazlar ile göğüs bölgesine açılan küçük kesilerin içerisinden açık kalp operasyonları gerçekleştiriliyor.
Ameliyat sırasında cerrahi enstrümanlar tamamen cerrahın kendi kontrolünde oluyor. Ancak cerrahi alanın görüntülenmesi için endoskopik kamera kullanılabiliyor.
Hangi Durumlarda Kullanılıyor?
Endoskopik yöntem ile koroner bypass işlemi, kapak tamirleri, kapak değişim işlemleri, kalp deliklerinin kapatılması ve ritim tedavisi için ablasyon işlemleri uygulanabiliyor.
İşlem Nasıl Uygulanıyor?
Açık kalp cerrahisi (açık kalp ameliyatı) işlemleri için kasık bölgesindeki damarlar kullanılarak, kalp akciğer makinesi desteği sağlanıyor. Bu yöntemde daha küçük kesilerle göğüs kemiği açılmadan, açık cerrahide yapılan operasyonun aynısı gerçekleştirilebiliyor.
Açık ameliyatlara göre ameliyat sonrası hareket serbestliği ve yara iyileşmesi daha çabuk. Hastalar ameliyat sonrası erken dönemde iş yaşamına ve aktif hayata dönebiliyor. Ancak endoskopik tekniğin uygulanabilmesi için göğüs duvarı yapısının ve kalpteki anatominin uygun olması gerekiyor.
Robotik Cerrahi ile Kalp Ameliyatı
Ameliyat amaçlı geliştirilmiş bir robot, cerrahların yönlendirmesi sonucunda operasyonu gerçekleştiriyor. Robotik cerrahinin endoskopik cerrahiden temel farkı, cerrahın bir monitörden izleyerek robotun kollarını uzaktan kumanda ederek çalıştırmasıdır.
Robotik cerrahi ilk olarak 1980’li yılların sonunda Amerikan Uzay Dairesi (NASA) tarafından tasarlandı ve yaralanmış olan askerlere uzaktan müdahale etmek üzere tasarlandı. Sonra tıbbın çeşitli alanlarında kullanılmaya başlandı.
Robotik kalp cerrahisi ile ilgili ilk klinik sonuçlar 1990’lı yıllarda alındı ve kullanımı 2000’li yıllardan sonra hızla arttı.
İşlem Nasıl Uygulanıyor?
Ameliyat sırasında cerrah, hastanın yattığı masanın biraz ilerisinde bulunan, ameliyatı kumanda edebileceği bir konsola oturuyor. Bu konsoldan, görüntü alıyor ve robotun kollarını hareket ettirebiliyor.
Robotun 4 kolu var. Bunlar 540 derece dönme ve 6 yöne hareket etme özelliğine sahip. Kollardan biri, aslında bir kamera. Yüksek çözünürlükte 3 boyutlu görüntüyü, 10 kat büyüterek monitöre yansıtıyor.
Görüntünün 3 boyutlu olması cerraha operasyon sırasında derinlik hissi kazandırıyor, ameliyat bölgesini çok daha net ve ayrıntılı olarak görebilmesini sağlıyor.
Cerrah da, bu görüntüler eşliğinde, bir cerrah eli gibi hareket edebilen robotun diğer kollarını harekete geçirerek zor ve hassas bir ameliyatı gerçekleştiriyor. Ayrıca insan elinden çok daha ufak boyutlarda olduğu için ameliyatlarda cerrahın elinin uzanamayacağı yerlere de girebiliyor.
Damar hastalığı bulunmayan koroner artern hastaları, anatomik yapıları uygunsa, rutin olarak robotik yöntemle ameliyat ediliyor.
Bunun yanında anatomik yapısı uygun olan hastalara mitral kapak tamiri, mitral kapak değişimi ve trikuspit kapak müdahalesi de yapılabiliyor. Robotik kalp cerrahisinde teknik başarı oranı ise yüzde %90.
TAVI (Kalp Kapağı Tamiri)
Kısaca TAVI (Transcatheter Aortic Valve Implantation) denilen yöntem; aslında açık kalp ameliyatı yapılmadan, kateter yöntemi kullanılarak kalbe aort kapak takılması işlemini anlatıyor.
Bu işlem sırasında takılan, halen tüm dünyada ve ülkemizde kapak değişim ameliyatlarında kullanılan biyolojik kalp kapakları. TAVI yönteminde bu biyolojik kapak, bir stent kılıf içerisine yerleştiriliyor ve stent açıldığında kapak takılan bölgeye sıkıca tutunup yerleştiriliyor.
İşlem Nasıl Uygulanıyor?
Bu yöntem sırasında 2 farklı teknik kullanılabiliyor. Birinci teknikte, kapak anjiyografi uygulamalarında olduğu gibi kasıktan kateter yardımı ile kalbe kadar ilerletilip burada stent mekanizması açılarak yerleştiriliyor.
Eğer kasık bölgesinde veya kalbe ulaşmak için kullanılacak karın bölgesindeki damarlarda bir tıkanıklık varsa diğer teknik uygulanıyor. Bu teknikte göğüs ön duvarında yaklaşık 4-5 cm’lik küçük bir kesi yapılarak kalbin uç kısmına ulaşılıyor ve buradan kalbe ilerletilen kateter ile kapak yerleştiriliyor.
Her iki yöntemde de kalbin durdurulmasına ve açık ameliyata gerek duyulmuyor. İşlem, hasta uyutulmadan lokal anestezi altında yapılabiliyor.
Hastalar TAVI işleminden sonra odalarına alınıyor. Bu sırada hastaya kan sulandırıcı bir ilaç veriliyor ve hasta 4-5 gün hastanede normal hasta şartlarında takip ediliyor. Bu süre sonrasında taburcu ediliyor.
Evine giden hasta birkaç gün istirahatten sonra hastaneye kontrole geliyor ve normal hayatına kaldığı yerden devam ediyor.
Kimlere Öneriliyor?
TAVI yöntemi öncelikle, kapak takılması için açık ameliyatı kaldıramayacak kadar yüksek riskli olan hastalar için öneriliyor. Bunun dışında açık ameliyat için herhangi bir engeli olan hastalarda da bu yöntem uygulanabiliyor.
Özellikle çok yaşlı, akciğer, karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar ya da daha önceden başka açık kalp ameliyatı geçirmiş olan hastalar, açık ameliyat için yüksek riskli olarak kabul ediliyor.
TAVI yönteminin, açık ameliyatın uygun olmadığı bu hastalarda yaşam süresinin uzatılması ve hastanın klinik durumunun iyileştirilmesi konularında etkili olduğu biliniyor.
Ablasyon Yöntemleri
Aritmi tedavisinde farklı enerji modelleri ile dokuların ablasyonu, kalp boşlukları açılarak veya kalp hiç durdurulmadan, kalbin dışından uygulanan yöntemlerle de yapılabiliyor.
Kalbin durdurulmadan yapıldığı işlemlerde göğüs boşluğuna küçük delikler ile girilebiliyor. Bu durumda göğüs kemiğinin açılması gerekmiyor.
Mikrodalga Ablasyon
Çok yüksek frekansla iletilen elektromanyetik dalgalar kullanılarak oluşturulan ısı yardımı ile dokularda yakma işlemi yapılıyor. Bu yöntemle kısa süreli uygulamalarda sonuç alınabiliyor. Ancak enerji kontrolü diğer tekniklere oranla daha zor olduğu için günümüzde daha az kullanılan bir yöntem.
Lazer Ablasyon
Çok yüksek enerjili optik dalgaların kullanıldığı bir yöntem. Kullanım alanı henüz çok sınırlı.
Kriyoablasyon
Günümüzde kalp cerrahisinde en sık kullanılan yöntemlerden biri. Soğutma yolu ile dokuda ablasyon yapıyor. Güvenilirliği kanıtlanmış ve çevre dokulara verilen hasarın daha az oranda olduğu biliniyor.
Ultrason Ablasyon
Titreşimsel bir enerji türü kullanılıyor. Termal ısınma sonucu doku ablasyonu yapıyor. Yaygın olarak kullanılmıyor.
Radyofrekans Ablasyon
Kriyoablasyon ile birlikte en sık kullanılan yöntemlerden biri. Radyo bandında yer alan ve alterne edilen elektrik akımı kullanılarak doku ablasyonu oluşturuyor.
Kalbin içinden ve dışından uygulanabiliyor. Unipolar ve bipolar radyofrekans ablasyon yöntemleri de bulunuyor.
EVAR
Karındaki Baloncuğa Kasıktan Girilen Stentle Tamir
Endovasküler tedavi yönteminde karın bölgesinde oluşan damarlardaki anevrizmanın (baloncuk) olduğu aort bölgesi, kasıklardan kateter ile ilerletilen stentle tamir ediliyor.
Hangi Durumlarda Uygulanıyor?
Endovasküler yöntem öncelikle açık cerrahi yöntem için yüksek riskli hastalarda uygun. Ancak bu yöntem her hastaya uygulanamıyor. Çünkü anevrizmanın endovasküler yöntem ile tedavi edilebilmesi için hastanın damar yapısının uygun olması gerekiyor.
Ayrıca hızlı ve pratik uygulanabilirliği açısından acil cerrahinin gerektiği yırtılmış anevrizmalarda da sıklıkla başvuruluyor.
İşlem Nasıl Yapılıyor?
İşlem lokal anestezi ile gerçekleştiriliyor. Ancak kateter tekniklerinin uygulanabildiği ve ameliyathane şartlarının olduğu ortamlarda yapılması gerekiyor. Bu nedenle hybrid ameliyathane denilen hem ameliyathane şartlarının sağlandığı hem de kateter tedavilerinin yapılabildiği, ileri görüntüleme yöntemlerinin uygulanabildiği ortamın sağlanması önem taşıyor.
Biliyor Musunuz?
Karın bölgesindeki anevrizmanın kasıklardan girilerek stent ile tedavi edilmesi EVAR yöntemi olarak adlandırılıyor. Anevrizma göğüs bölgesinde ise TEVAR yöntemi uygulanıyor.
TEVAR
Göğüsteki Baloncuğa Kasıktan Girilen Stentle Tamir
Endovasküler tedavi yönteminde göğüs bölgesindeki damarlarda oluşan anevrizmanın (baloncuk) olduğu aort bölgesi, kasıklardan kateter ile ilerletilen stentle tamir ediliyor.
Hangi Durumlarda Uygulanıyor?
Endovasküler yöntem öncelikle açık cerrahi yöntem için yüksek riskli hastalar açısından uygun. Ancak bu yöntem her hastaya uygulanamıyor. Çünkü anevrizmanın endovasküler yöntem ile tedavi edilebilmesi için hastanın damar yapısının uygun olması gerekiyor.
Ayrıca hızlı ve pratik uygulanabilirliği açısından acil cerrahinin gerektiği rüptüre anevrizmalarda da sıklıkla başvuruluyor.
İşlem Nasıl Yapılıyor?
İşlem lokal anestezi ile gerçekleştiriliyor. Ancak kateter tekniklerinin uygulanabildiği ve ameliyathane şartlarının olduğu ortamlarda yapılması gerekiyor. Bu nedenle hybrid ameliyathane denilen hem ameliyathane şartlarının sağlandığı hem de kateter tedavilerinin yapılabildiği ileri görüntüleme yöntemlerinin uygulanabildiği ortamın sağlanması şart.
Hybrid Prosedürler
Göğüs bölgesindeki damarlarda oluşan anevrizmalar beyin, kollar ve bazı organları besleyen damarları içerebiliyor. Bu tip durumlarda basit greft ile bypass veya TEVAR işlemi, bu organların beslenmesinin korunması için yeterli olmayabiliyor. Bazen bu organların damarlarının korunması sağlanmadan, bu teknikler uygulanamayabiliyor.
Bu tip anevrizmalarda öncelikle bu organ damarlarının bypass yöntemi ile kanlanması sağlanarak asıl cerrahi veya TEVAR yöntemine geçilebiliyor. Bu tip kombine tedavilerin uygulanmasına “hybrid yöntem” deniyor.
Variste Lazer ve Radyofrekans Ablasyon Tedavisi
Varis tedavisinde damar içi termal ablasyon yöntemiyle, lazer veya radyofrekans kullanılarak varisler yok ediliyor. Varisi tedavi etmek için damar içine girip ısı verilerek, hastalıklı alanın yakılma işlemi yapılıyor.
İşlem Nasıl Uygulanıyor?
Bu teknikte yüzeyel toplardamar içine bir iğne yardımıyla sokulan ve yüksek ısı veren bir kateter aracılığıyla, damar içeriden yakılarak kapatılıyor.
Bu teknikte de ilave olarak varsa diz altı bölgede bulunan genişlemiş yan dallar (pakeler) 2-3 mm.’lik ayrı ayrı kesilerle temizleniyor. Uygulama hastanın durumuna göre, lokal veya genel anestezi ile yapılıyor.
Bu teknikte de derin damar pıhtılaşması, hafif yüzeyel yanıklar ve his bozuklukları görülebiliyor. Ancak klasik cerrahi girişime oranla bu sorunlar daha az gözlenebiliyor.
Variste Köpük Tedavisi
Varis Tedavisinde Damar İçi Köpük Skleroterapisi
Bu tedavi yöntemi, kılcal damarlarda kullanılan skleroterapiye benziyor, ancak yüzeyel toplardamar içine enjeksiyon yapılacağından daha konsantre ilaç kullanılarak gerçekleştiriliyor.
Bu tedavi yönteminde genellikle kasıkta bir kesi yapılarak, yüzeyel toplardamar derin damarla birleştiği yerde bağlanıyor. Henüz sonuçları çok fazla irdelenmiş bir yöntem değil.
Mitraclip Yöntemi
Mitral Kapak Yetersizliği Tedavisinde Mitraclip Yöntemi
Kalbin sol kulakçığı ve karıncığı arasında yer alan mitral kapak yetersizliği tedavisinde kullanılan ve mandal yapısına benzeyen bir cihazdır. Bu cihazın mandal gibi iki kolu vardır, bu iki kol arasında mikro iğneler aracılığı ile birleştirilen bir dikiş sistemi içerir.
MitraClip’in boyu yaklaşık 10 mm kadardır, ana materyal kobalt-krom alaşımından yapılmış olup çevresi, doku iyileşmesini hızlandırmak için polyester kaplıdır.
Kimlere Öneriliyor?
İleri mitral kapak yetersizliği olan hastalar bu ameliyatsız işlemden yarar görebilirler ve mitral kapak yetersizliği bu şekilde tedavi edilebilir. Mitral kapak yetersizliği ileri olmasına rağmen yüksek riskinden dolayı açık kalp ameliyat olamayan hastalar bu tedavi için en önde gelen adaylardır.
Bu tedavi ile mitral kapak yetersizliğinin tedavi edilebilmesi için kapakuçlarında ileri kalsifikasyon olmaması, kapakların aşırı kalın olmaması gerekir. Kapakların birleşme noktalarının iyi gösterilmesi ve bu noktaların clip halka dikişlerini tutabilecek özelliklere sahip olması gerekir.
Hasta Nasıl Hazırlanır?
Hastanın detaylı muayenesi yapıldıktan sonra standart ekokardiyografisi ve kalp kateterizasyonu yapılır. Bu işlemlerde hazırlık için hastanın detaylı kardiyak ve kapak özellikleri belirlenir.
Hastanın kalp kapakçığına dair detaylı ölçümler ve özellikler taranır, kalbin kulakçık kısmının ve girilecek güzergahın özellikleri taranarak adeta işlem için son ölçümler yapılır, kalp içerisinde clip yerleştirmeye engel yapıların olup olmadığı taranır.
Daha sonra hastanın detaylı tahlilleri de incelenerek MitraClip risk skorlaması yapılarak hastaya işlem hakkında daha detaylı bilgi verilir.
İşlem Nasıl Uygulanıyor?
Bu işlem kasın damarından girilerek damar içerisine yerleştirilen bir kılıf içerisinden yapılır. İşlem esnasında hastanın herhangi bir yerinde kesi işlemi yapılmaz, yani bu bir ameliyat değildir.
Kasık damarından sağ kalbine ve buradan geçiş yapılarak sol mitral kalp kapakçığına ulaşılır. Bu sırada hastaya genel anestezi uygulanarak hasta uyutulur. Damarın içerisindeki taşıyıcı sistem kanalı ile mitral kapak altına kadar mitraclip cihazı ilerletilir ve kanatları açılır.
Mitral kapaklardan yetersizlik olan kısımlar bu kanatların arasına alınarak, dikiş halkaları serbestleştirilir ve hedeflenen kapak yapısı sağlandıktan sonra dikişler karşılıklı olarak tutturulur.
Bu aşamadan sonra kapakta yeterli kapanmanın sağlandığı test edilir ve sonra clip, mitral kapakçığın uçlarında serbestleştirilir. Bu şekilde kapakta yetersizlik olan kısım bir robotik sistem yardımı ile damar içerisinden clip aracılığı ile dikilmiş olur.
İşlem Sonrası Süreç Nasıldır?
İşlemden hemen sonra hastanın kasık damarından girilen nokta kapatılır, hasta uyandırılır ve koroner yoğun bakım ünitesine alınır. Ertesi sabah hasta ayağa kalkarak dolaşabilir ve normal aktivitelerini sürdürebilir.
İşlemden bir gün sonra normal odaya alınarak 2-3 gün hastanede gözetim altında tutulduktan sonra taburcu edilir. Bu aşamadan sonra bir aylık ve daha sonra ise 6 aylık kontrolleri yapılarak kalp-damar koruyucu tedavisi devam eder.
Daha sonraki hedef hastada kalp yetersizliğinin azalması, kalp kasılma fonksiyonlarının iyileşmesi ve hastanın yaşam kalitesinin artmasıdır.
Hastalarda ilk olarak nefes darlığında belirgin bir düzelme gözlemlenmektedir, buna mitral yetersizliğindeki azalmanın eşlik etmesi ile birlikte kalbin kasılma sonu çaplarında da hafif düzelmeler görülmektedir.
Ancak en önemlisi hastanın rahat yürüyebilme mesafesinin artması ve yaşam kalitesindeki iyileşmelerdir.