HIV / AIDS Nedir?
AIDS , Acquired Immune Deficiency Syndrome’un (Kazanılmış Bağışıklık Yetersizliği Sendromu) kısaltmasıdır. HIV virüsünün neden olduğu AIDS hastalığı , bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara ve kanserlere karşı savunmasız olduğu evredir ve yaşamı tehdit eder. Yanlış bilinenlerin aksine, HIV pozitif olan her kişide AIDS oluşmamaktadır.
HIV virüsüne karşı geliştirilen Antiretroviral ilaçlar sayesinde bağışıklık sistemi hasar ciddi görmeden enfeksiyonlara karşı savaşabilir, yani vücut direnci düşmez. HIV bulaştıktan sonra ilaç tedavisine ek olarak "kişinin yaşam koşullarına ve vücut direncine" göre AIDS oluşmayabileceği gibi, 5-15 yıl ya da daha sorasında oluşma ihtimali de vardır.
Dünyada ve Türkiye’de HIV Görülme Sıklığı HIV günümüzde tüm dünyada yaygın olan bulaşıcı bir enfeksiyondur. 2023 yılı sonu itibarıyla, dünya genelinde yaklaşık 39.9 milyon kişi HIV ile yaşamaktadır. Bu kişilerden yaklaşık 1.4 milyonu çocuk (0-14 yaş) ve 38.6 milyonu yetişkindir . Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, HIV pozitif kişilerin %77'si antiretroviral tedavi almaktadır. Ancak, bu tedaviyi alan kişilerin oranı kadınlarda daha yüksek olup %83 iken, erkeklerde %72 civarındadır.
"AIDS nasıl bulaşır" sorusunun cevabı olarak vakaların yaklaşık %50'sinin cinsel yolla bulaştığı, bu vakaların %71'inin ise heteroseksüel cinsel ilişki yoluyla bulaştığı rapor edilmiştir. Yeni HIV enfeksiyonlarının sayısı, 1995 yılında zirve yapmış ve o tarihten bu yana %60 oranında azalmıştır. Ancak, 2023 yılında bile 1.3 milyon kişi HIV ile enfekte olmuştur.
Türkiye'de ise 2023 yılına dair spesifik veriler güncellenmemiş olmakla birlikte, 2018 yılında HIV pozitif tanısı alan kişi sayısı 2199 olarak bildirilmiştir ve bu kişilerin %83'ü erkektir. Tanı alan kişilerin büyük bir kısmı 25-29 yaş aralığındadır. Yıllar bazında Türkiye’de de HIV vakalarında artış eğilimi gözlemlenmektedir.
HIV / AIDS Neden Olur?
HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü), AIDS’in (Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu) temel nedenidir. HIV, vücuda girdikten sonra bağışıklık sistemindeki CD4 hücrelerine (T hücreleri) saldırarak bu hücreleri yok eder ve zamanla bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açar. Bağışıklık sistemi zayıfladığında, vücut enfeksiyonlara ve bazı kanser türlerine karşı savunmasız hale gelir. Eğer HIV tedavi edilmezse, zamanla AIDS evresine ilerler.
HIV/AIDS'in nedeni ve gelişimi şu şekildedir:
- HIV virüsü : HIV, kan, meni, vajinal sıvı, rektal sıvı ve anne sütü gibi vücut sıvıları aracılığıyla bulaşır. Virüs, bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudun kendini koruma yeteneğini yok eder.
- Bağışıklık sisteminin zayıflaması : HIV, bağışıklık sistemi hücrelerini (CD4 hücreleri) yok ederek bağışıklık sisteminin işleyişini bozar. CD4 hücrelerinin sayısı azaldıkça, vücut enfeksiyonlar ve hastalıklara karşı savunmasız hale gelir.
- AIDS evresi : HIV enfeksiyonu ilerleyip CD4 hücre sayısı ciddi şekilde düştüğünde ve bağışıklık sistemi artık işlevini yerine getiremediğinde, AIDS gelişir. Bu evrede vücut, fırsatçı enfeksiyonlar ve kanser türlerine karşı korunmasız kalır.
AIDS Nasıl Bulaşır?
AIDS, virüsün (HIV) vücut sıvıları aracılığıyla bir kişiden diğerine bulaşmasıyla yayılır. En yaygın bulaşma yolları; korunmasız cinsel ilişki, kan yoluyla bulaş (örneğin, enfekte iğnelerin paylaşılması) ve enfekte anneden bebeğe hamilelik, doğum veya emzirme sırasında geçiştir. HIV, tükürük, ter veya gözyaşı gibi sıvılarla bulaşmaz.
HIV’in bulaşma yolları şunlardır:
- Korunmasız cinsel ilişki (vajinal, anal veya oral) sırasında virüs taşıyan kişinin kan, meni veya vajinal sıvılarının bulaşması,
- Enjektör, iğne veya kesici aletlerin ortak kullanımı,
- Virüs taşıyan anneden bebeğe hamilelik, doğum veya emzirme yoluyla geçiş,
- Virüs bulaşmış kan veya kan ürünlerinin aktarılması,
- Tıbbi veya cerrahi işlemlerde steril olmayan aletlerin kullanımı.
- Bu bulaşma yolları dışında, HIV gündelik temaslar (tokalaşma, öpüşme, aynı ortamda bulunma) veya ortak kullanılan eşyalardan (tabak, bardak, tuvalet) geçmez.
Korunmasız Cinsel İlişki
HIV (AIDS), genellikle korunmasız cinsel ilişki sırasında bulaşır. Korunmasız cinsel ilişki, prezervatif veya başka bir koruyucu kullanılmadan yapılan cinsel teması ifade eder. HIV taşıyan bir kişi, enfekte olmuş kan, vajinal sıvı, anal sıvı veya oral sıvılar yoluyla virüsü partnerine geçirebilir. Bu nedenle, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanmak, HIV bulaşma riskini büyük ölçüde azaltabilir. Ayrıca, cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında diğer enfeksiyonlar da HIV bulaşma riskini artırabilir. Bu yüzden, düzenli sağlık kontrolü yaptırmak önemlidir.
Enfekte Kan ve Kan Ürünleri
HIV, enfekte kan ve kan ürünleri yoluyla da bulaşabilir. Bu, kan nakli veya enfekte kan ürünlerinin kullanımı sırasında gerçekleşebilir. Ancak, modern tıp uygulamaları ve kan bankaları, HIV'in kan nakli yoluyla bulaşmasını önlemek için sıkı önlemler almaktadır. Kan bağışı sırasında yapılan tarama testleri sayesinde bu risk oldukça düşürülmüştür. Yine de, özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu tür bulaşma vakaları görülebilir.
Anneden Bebeğe Bulaşma
HIV, enfekte bir anneden bebeğine doğum sırasında veya emzirme yoluyla bulaşabilir. Bu durum, dikey bulaşma olarak adlandırılır. Gebelik sırasında HIV virüsü taşıyıcısı olan anne, hamilelik süresince, doğum sırasında ve doğum sonrası dönemde bebeğe virüsü geçirebilir. Emzirme döneminde ise bu virüs, yaklaşık yüzde 20-30 oranında anneden bebeğe geçebilir.
Doğumun mutlaka sezaryen yapılması ve annenin doğum sonrası emzirmemesi önemlidir. HIV pozitif tedavisine, annede gebeliğinin son üç ayında, bebekte ise doğumdan sonra başlanır. Anneden bebeğe (yatay geçiş) yüzde 35 oranında geçtiği için önlem alınması çok önemlidir. Gebelik planlaması yapan HIV pozitif kadınların, sağlık uzmanlarıyla işbirliği içinde olması ve gerekli önlemleri alması önemlidir.
Paylaşılan İğneler ve Kesici Aletler
HIV, paylaşılan iğneler ve kesici aletler aracılığıyla da bulaşabilir. Özellikle uyuşturucu madde kullanımı sırasında aynı iğnenin birden fazla kişi tarafından kullanılması, HIV bulaşma riskini artırır. Bunun yanı sıra, tıbbi müdahaleler sırasında sterilizasyon kurallarına uyulmadığında da HIV bulaşabilir. Kullanılmış enjektör veya kesici aletlerin tekrar kullanılmaması ve hijyen kurallarına uyulması, bu tür bulaşmaları önlemek için önemlidir.
HIV ve AIDS, hala dünya genelinde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, bireylerin bilinçlenmesi ve korunma yollarını öğrenmesi büyük önem taşır. HIV'in nasıl bulaştığını ve korunma yöntemlerini bilmek, bu hastalığın yayılmasını önlemede kritik bir rol oynar. Her bireyin bu konuda duyarlı olması ve gerekli önlemleri alması, hem kendi sağlığını koruma hem de toplum sağlığını koruma adına gereklidir. Unutmayın, erken teşhis ve etkili tedavi yöntemleri sayesinde HIV ile sağlıklı bir yaşam sürmek mümkündür.
HIV, sadece belirli yollarla bulaşabilen bir virüstür ve günlük hayatta pek çok durumda bulaşmaz. HIV’in bulaşmadığı durumlar, virüsün yayılma yolları ile ilgili doğru bilgilenmek açısından önemlidir.
HIV’in bulaşmadığı durumlar şunlardır:
- Tokalaşma, sarılma veya dokunma,
- Sosyal öpücükler (yanaktan öpme gibi),
- Aynı tabak, bardak, çatal-kaşık kullanımı,
- Tuvalet, banyo, havlu veya yatak gibi eşyaların ortak kullanımı,
- Öksürük, hapşırık veya tükürük ile temas,
- Aynı ortamda bulunma (aynı odada oturma, aynı havayı soluma),
- Sivrisinek veya diğer böcek ısırıkları,
- Ortak yüzme havuzu, sauna veya spor salonu kullanımı,
- Gözyaşı, ter veya idrar gibi vücut sıvıları ile temas (bu sıvılarda yeterli virüs bulunmadığı için).
HIV, yalnızca belirli vücut sıvılarında (kan, meni, vajinal sıvılar, rektal sıvılar ve anne sütü) yeterli miktarda bulunur ve bu sıvılarla doğrudan temas olmadığında bulaşma riski yoktur.
HIV / AIDS Belirtileri Nelerdir?
HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) enfeksiyonu, erken evreden AIDS evresine kadar farklı belirtiler gösterebilir. Hastalığın seyri sırasında bağışıklık sistemi zayıfladığı için vücut çeşitli enfeksiyonlara ve sağlık sorunlarına karşı savunmasız hale gelir. Bu süreçte ortaya çıkan belirtiler genel olarak aşağıdaki gibi sıralanabilir.
HIV/AIDS genel belirtileri şunlardır:
- Yüksek ateş ve tekrarlayan ateşlenmeler,
- Sürekli yorgunluk ve halsizlik,
- Gece terlemeleri,
- Kilo kaybı,
- Şişmiş lenf düğümleri, özellikle boyun, koltuk altı ve kasık bölgelerinde,
- İshal ve sindirim sorunları,
- Ağızda, boğazda veya genital bölgede yaralar,
- Ciltte döküntüler ve lekeler,
- Kas ve eklem ağrıları,
- Uzun süreli kuru öksürük ve nefes darlığı,
- Ağızda beyaz lezyonlar (pamukçuk),
- Zihinsel karışıklık, unutkanlık veya nörolojik sorunlar,
- Gözlerde bulanıklık veya görme kaybı.
Erken Dönem HIV Belirtileri (Akut Enfeksiyon Dönemi)
Erken evrelerde, HIV taşıyan kişiler belirgin semptomlar göstermeyebilir. Ancak, tedavi edilmediği takdirde HIV enfeksiyonu ilerler ve AIDS evresine geçer. Bu süreçte farklı belirtiler ortaya çıkabilir.
Evrelere göre HIV/AIDS belirtileri şu şekildedir:
- Yüksek ateş,
- Baş ağrısı,
- Kas ve eklem ağrıları,
- Boğaz ağrısı,
- Deri döküntüleri,
- Şişmiş lenf düğümleri,
- Mide bulantısı, kusma veya ishal,
- Ağız içinde veya genital bölgede yaralar.
Kronik Dönem HIV Belirtileri (Asemptomatik veya Kronik Enfeksiyon Dönemi)
Bu dönemde HIV enfeksiyonu genellikle belirti göstermeyebilir. Virüs, vücutta çoğalmaya devam eder ve bağışıklık sistemine zarar verir. Belirtilerin az olması nedeniyle bu dönem “sessiz dönem” olarak da adlandırılır. Ancak, bazı kişilerde şu hafif belirtiler görülebilir:
- Tekrarlayan ateş,
- Gece terlemeleri,
- Sürekli yorgunluk,
- Kilo kaybı,
- Kronik ishal,
- Ağızda veya ciltte tekrarlayan enfeksiyonlar.
İleri Dönem HIV Belirtileri (AIDS Evresi)
Bağışıklık sistemi ciddi şekilde zayıfladığında AIDS evresine geçilir ve çeşitli fırsatçı enfeksiyonlar ve hastalıklar gelişir. İleri HIV belirtileri arasında şunlar yer alır:
- Hızlı kilo kaybı,
- Şiddetli gece terlemeleri,
- Uzun süre devam eden ateş,
- Kronik ishal,
- Ağızda ve dilde beyaz lezyonlar (pamukçuk),
- Deride veya ağızda mor veya kahverengi lekeler (Kaposi sarkomu),
- Şiddetli yorgunluk ve halsizlik,
- Nefes darlığı ve kalıcı öksürük,
- Lenf düğümlerinde uzun süreli şişlik,
- Zihinsel karışıklık, hafıza kaybı ve nörolojik bozukluklar.
HIV’in erken dönemdeki belirtileri, grip veya soğuk algınlığı belirtilerine benzer olduğu için genellikle göz ardı edilebilir. Ancak, erken tanı ve tedavi bu hastalığın kontrol altına alınması için kritik öneme sahiptir.
HIV / AIDS Nasıl Teşhis Edilir?
HIV, bağışıklık sistemini zayıflatarak kişinin sağlığını tehdit eden ciddi bir virüstür. HIV'in teşhisi, genellikle vücutta HIV'e karşı üretilen antikorların tespiti (aids testi) acile yapılır. Ancak bazı durumlarda daha ileri test yöntemleri de kullanılır. AIDS testi , HIV'in varlığını tespit etmeyi amaçlar ve çeşitli test yöntemleriyle yapılabilir. "Aids testi nasıl yapılır?" sorusunun tek bir cevabı yoktur. Hastalığın net tanısı için birden fazla test ve tetkik uygulanabilir.
HIV Testleri
- ELISA testi: HIV teşhisinde en sık kullanılan yöntemlerden biri ELISA testidir. Bu test, vücutta HIV'e karşı üretilen antikorları tespit eder. HIV'in bulaşmasından sonraki 3-8 hafta içinde antikorlar oluşmaya başlar ve bu süreç 3 aya kadar sürebilir. ELISA testi genellikle bu sürecin sonunda yapılır ve doğru sonuç verir.
- Western Blot testi: ELISA testinin pozitif çıkması durumunda, sonuçların doğrulanması için Western Blot testi yapılır. Bu test, daha karmaşık bir yapıya sahiptir ve ELISA testinin sonucunu kesinleştirmek için kullanılır. Western Blot testi, yanlış pozitif sonuçları engelleyerek HIV teşhisini daha güvenilir hale getirir.
- PCR testi: Virüsün genetik materyalini doğrudan tespit eden bir diğer yöntem de PCR testidir. PCR testi, özellikle enfeksiyonun erken evrelerinde kullanılabilir ve HIV'in genetik yapısını analiz ederek virüsün varlığını belirler. Bu test, özellikle antikorların henüz oluşmadığı pencere döneminde faydalıdır.
Test Öncesi Danışmanlık
HIV testi öncesinde bireylerin psikolojik ve sosyal destek alması büyük önem taşır. Testten önce, kişilerin HIV hakkında doğru bilgiye sahip olmaları ve doğru zamanda test yaptırmaları önemlidir. Bu süreçte cinsel sağlık danışmanlığı ve HIV danışmanlığı büyük rol oynar.
- Test öncesi cinsel sağlık danışmanlığı: Test öncesi cinsel sağlık danışmanlığı:k danışmanından destek alarak HIV hakkında detaylı bilgi edinebilir. Bu danışmanlık, kişinin testin nasıl ve ne zaman yapılması gerektiğini anlamasına yardımcı olur.
- HIV danışmanlığı ve psiko-sosyal destek: HIV pozitif bir tanı almanın psikolojik etkileri olabilir. Bu nedenle, test öncesi ve sonrasında psikolojik destek almak, kişinin HIV ile yaşama sürecine daha iyi uyum sağlamasına yardımcı olabilir. Danışmanlar, HIV'in yönetilebilir bir durum olduğunu ve tedavi seçeneklerini anlatarak bireyleri bilgilendirir.
HIV tanısı konduktan sonra, tedaviye başlamak önemlidir. Anti-Retroviral ilaçlar sayesinde virüs kontrol altına alınabilir ve kişinin yaşam kalitesi artırılabilir. HIV testi, doğru zamanda ve doğru danışmanlıkla yapıldığında, bireyin sağlığını korumak için kritik bir rol oynar.
HIV / AIDS Nasıl Tedavi Edilir?
HIV/AIDS tedavisi, virüsün yayılmasını kontrol altına almak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için uygulanan bir dizi yöntemi içerir. Tedavi, antiretroviral tedavi (ART) adı verilen ilaçlarla yapılır. Bu ilaçlar, virüsün çoğalmasını durdurarak, kandaki HIV yükünü azaltır ve bağışıklık sisteminin zarar görmesini engeller. ART'nin düzenli ve doğru kullanımı, HIV pozitif bireylerin yaşam süresini uzatır ve yaşam kalitesini artırır.
HIV tedavisinde erken teşhis oldukça önemlidir. Erken dönemde başlanan tedavi, hastalığın ilerlemesini yavaşlatır ve AIDS gelişme riskini azaltır. Tedaviye başladıktan sonra, hastaların düzenli olarak doktor kontrolüne gitmeleri ve ilaçlarını aksatmadan almaları gerekmektedir. Ayrıca, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli egzersiz yapmak ve dengeli beslenmek de tedavi sürecine katkıda bulunur. Her bireyin tedavi planı farklı olabilir; bu yüzden doktorlar hastanın sağlık durumuna ve ihtiyaçlarına göre en uygun tedavi programını belirler.
HIV / AIDS’den Nasıl Korunulur?
HIV/AIDS'den korunmanın en etkili yolu, güvenli cinsel ilişki ve uygun önleyici tedbirleri almaktır. Kondom kullanımı, virüsün cinsel yolla bulaşmasını önlemede kritik bir rol oynar. Ayrıca, tek eşlilik veya partnerlerin HIV durumunu bilmek de enfeksiyon riskini azaltır. Cinsel partnerlerin HIV durumları hakkında açık bir iletişim kurmaları önemlidir.
Diğer bir korunma yöntemi, HIV negatif bireylerin korunması için geliştirilen önleyici tedavilerdir. Bu tedaviler, enfeksiyon riskini önemli ölçüde azaltabilir. Ayrıca, iğne paylaşımı gibi kan yoluyla bulaşabilecek durumlar da risk taşır; bu nedenle, özellikle uyuşturucu kullanımında steril ve kişiye özel malzeme kullanımı esastır. Sağlık çalışanları için, mesleki maruziyeti en aza indirmek adına eldiven ve koruyucu ekipman kullanımı önerilir. Ayrıca, HIV pozitif bireylerin düzenli tedavi alması ve virüs yükünün kontrol altında tutulması, bulaşma riskini azaltarak toplum sağlığını korur.
HIV / AIDS Hakkında Sıkça Sorulan Sorular?
HIV Belirtileri Ne Zaman Ortaya Çıkar?
HIV belirtileri, virüs bulaştıktan sonra genellikle 2 ila 4 hafta içinde ortaya çıkar. Bu dönemde akut HIV enfeksiyonu belirtileri ortaya çıkabilir ve genellikle grip benzeri semptomlar, ateş, halsizlik, boğaz ağrısı, döküntüler, kas ağrısı ve kas ağrıları içerir. Ancak, bazı insanlar yıllarca herhangi bir belirti göstermeyebilir, bu nedenle düzenli test yaptırmak önemlidir.
HIV Testi Ne Zaman Yapılmalıdır?
HIV testi, riskli bir davranıştan 2 ila 6 hafta sonra yapılmalıdır. Bu süre, virüsün tespit edilebilmesi için vücudun yeterli antikor üretmesi gerektiği için gereklidir. Düzenli olarak risk altındaki bireyler, yılda en az bir kez test yaptırmalıdır.
HIV Pozitif Bireyler Uzun Süre Yaşayabilir mi?
Evet, HIV pozitif bireyler, doğru tedavi ve bakım ile uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. Antiretroviral tedavi (ART), virüsün vücutta yayılmasını kontrol altına alır ve HIV'in AIDS'e ilerlemesini engeller.
AIDS Hastalığı İlk Belirtileri Nelerdir?
AIDS hastalığının ilk belirtileri, vücudun bağışıklık sisteminin ciddi şekilde zayıflaması sonucu ortaya çıkan enfeksiyonlar ve hastalıklar olabilir. Bunlar arasında hızlı kilo kaybı, uzun süreli ateş, aşırı terleme, kronik ishal, lenf bezlerinde şişme ve fırsatçı enfeksiyonlar yer alır.
AIDS Kaç Gün Sonra Belli Olur?
AIDS, HIV enfeksiyonunun son evresi olarak ortaya çıkar ve bu aşamaya gelmek yıllar alabilir. Belirtilerin ortaya çıkması kişiden kişiye değişir ve genellikle HIV bulaşmasından sonra 10 yıl veya daha fazla sürebilir.
AIDS Hemen Anlaşılır mı?
Hayır, AIDS hemen anlaşılmaz. HIV enfeksiyonu, yıllarca belirti göstermeden vücutta kalabilir ve bu süre zarfında bireyler sağlıklı görünebilir. HIV testi, enfeksiyonu erken tespit etmek için gereklidir.
AIDS’li Biriyle Cinsel İlişkiye Girilir mi?
AIDSli biriyle cinsel ilişkiye girmek, doğru önlemler alındığı sürece mümkündür. Prezervatif kullanımı ve HIV tedavisi, virüsün bulaşma riskini büyük ölçüde azaltabilir. Ayrıca, HIV pozitif bireyler, viral yüklerini "tespit edilemez" seviyede tutarak bulaşıcılığı önleyebilir.
AIDS’li Hasta Ölür mü?
AIDSli bir hasta, tedavi edilmezse ciddi enfeksiyonlar ve hastalıklar nedeniyle hayatını kaybedebilir. Ancak, modern tedavi yöntemleri sayesinde birçok HIV/AIDS hastası uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilir.
AIDS Tedavisi Var mı?
Evet, AIDS'in tedavisi vardır, ancak tamamen iyileştirici bir tedavi henüz bulunmamaktadır. Antiretroviral tedavi (ART), virüsün çoğalmasını engelleyerek bağışıklık sistemini korur ve AIDS'e ilerlemeyi önler.
HIV Tedavisinde Kullanılan İlaçlar Nelerdir?
HIV tedavisinde kullanılan ilaçlar, antiretroviral ilaçlar (ART) olarak adlandırılır ve genellikle birkaç farklı ilaçtan oluşan bir kombinasyon şeklinde kullanılır. Bu ilaçlar virüsün çoğalmasını durdurur ve vücuttaki viral yükü azaltır.
AIDS Belirtileri Vücudun Neresinden Başlar?
AIDS belirtileri, vücudun bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla birçok farklı organ ve sistemi etkileyebilir. Genellikle lenf bezlerinde şişme, cilt döküntüleri, solunum problemleri ve sindirim sorunları şeklinde ortaya çıkabilir.
AIDSli Hasta Evlenebilir mi?
Evet, AIDSli bir hasta evlenebilir ve sağlıklı bir ilişki sürdürebilir. HIV tedavisi gören bireyler, partnerlerine virüs bulaştırma riskini büyük ölçüde azaltabilir. Açık iletişim ve tıbbi danışmanlık, ilişkilerin sağlıklı olmasına yardımcı olur.
AIDS Tükürükle Bulaşır mı?
En çok merak edilen sorulardan biri de " aids tükürükle bulaşır mı "? Hayır, AIDS tükürükle bulaşmaz. HIV, genellikle cinsel temas, kan yoluyla veya enfekte anneden bebeğe doğum sırasında veya emzirme yoluyla bulaşır. Tükürük, virüsün bulaşması için yeterli miktarda HIV içermez.