Glukoz Nedir?
Glukoz vücudun ana enerji kaynağı olan, metabolik süreçlerde görev alan, yiyecekler ve içecekler yoluyla kan dolaşımına karışan bir karbonhidrat türüdür. Tüm karbonhidratların temel yapı taşı olan glukoz, halk arasında "kan şekeri" olarak da bilinir. Bunun nedeni ise glukozun bağırsaklarda emilerek kana karışmasıdır. Kan yolu ile taşınan glukoz, vücuttaki tüm doku ve organlarda enerji kaynağı olarak kullanılır. Vücutta gereğinden fazla glukozun bulunması durumunda ise bu glukoz ihtiyaç anında kullanılmak üzere kaslarda ve karaciğerde depolanır. Kandaki glukoz seviyeleri insülin ve glukagon hormonları tarafından dengede tutulur.
Glukoz yani kan şekeri, sağlıklı bir yaşam sürmek için oldukça önemlidir. Kan şekerinin normal aralıklarda tutulması kişinin genel sağlığını koruması açısından büyük önem taşır. Bu nedenle kan şekerinin özellikle belirli risk grubundaki kişilerde düzenli şekilde ölçülmesi gerekir. Herhangi bir riski olmayan sağlıklı bireylerin ise rutin aralıklarda kan şekerinin ölçülmesi önerilir.
Glukoz Değeri Nasıl Ölçülür?
Kanda glukoz değerinin ölçümü diyabet gibi hastalıkların ön tanısı için önemlidir. Bu nedenle glukoz değerinin nasıl ölçüldüğünün bilinmesi ve ölçüm sonuçlarının neleri ifade etiğinin anlaşılması gerekir.
Glukoz değeri hastane ortamında alınan kanla ölçülebildiği gibi evde de belirli cihazlar sayesinde kolaylıkla ölçülebilir. Ölçümler her ne kadar basit ve pratik olsa da hastane ortamında gerçekleştirilen testler, daha detaylı veriler elde edilmesine yardımcı olur. Laboratuvar testlerinden elde edilen sonuçlarda doktor "HbA1c" olarak isimlendirilen glikolize hemoglobin değerine bakarak hastanın son 2-3 aylık dönemdeki kan glukoz seviyeleri kontrolünün ne kadar etkili olduğunu değerlendirebilir.
Glukoz Serum Plazma Nedir?
Glukoz değeri ölçümlerinde kişilerin en sık karşılaştığı ifadelerden biri glukoz serum plazmadır. Bu kavramı anlamak için glukoz değerinin nasıl ölçüldüğünü bilmek gerekir. Kanda glukoz değeri ölçülürken kanın plazma kısmı kullanılır. Kan örneği laboratuvar ortamında incelenir ve çıkan sonuçlar doktor tarafından yorumlanarak kandaki glukoz değeri belirlenir. Test sonuçlarında görülen glukoz serum plazma ifadesi buradan gelmektedir. Daha basit açıklama olarak halk arasında bilinen adıyla "açlık kan şekeri" anlamına gelir. Glukoz serum plazma ölçümünde en doğru sonucu elde etmek için ölçümün 7-8 saat açlığın ardından yapılması gerekir. "Glukoz serum plazma yüksekliği nedir?" sorusunun yanıtı bu şekilde verilebilir.
Glukoz Değeri Kaç Olmalı?
İdeal glukoz referans aralığı değerleri, Uluslararası Diyabet Federasyonu ve Amerikan Diyabet Derneği gibi kuruluşların tanı ve tedavi kriterlerine bağlı olarak belirlenir. Bu kriterlere göre ideal glukoz değeri yetişkinlerde, çocuklarda ve diyabeti olan kişilerde farklı aralıklardadır. Sağlıklı yetişkinlerdeki ideal glukoz değerinin çocuklardakinden daha düşük olması beklenir. Çocuklar ve yetişkinlerin glukoz değerleri arasında 20-30 mg/dl fark olmalıdır.
Kandaki glukozun normal kabul edilen referans aralıklarında bulunması "normoglisemi" olarak adlandırılır. Glukoz normal değeri sağlıklı yetişkinlerde açlıkta 70-100 mg/dl, tokluk durumunda ise 70-140 mg/dl aralığında olmalıdır. Açlık glukoz değerinin ölçülmesi için kişinin en az 8 saat aç kalması ve ölçümün bu sürenin sonrasında yapılması gerekir. Tokluk ölçümleri ise kişinin yemek yemesinden 2 saat sonra yapılır.
Glukoz değerinin açlık durumunda 100-125 mg/dl aralığında olması prediyabeti işaret edebilir. Prediyabetli kişilerin ileriki 5-10 yıl içerisinde Tip-2 diyabete yakalanma olasılıkları %50'ye kadar çıkabilmektedir. Açlık durumunda glukoz seviyesinin birden fazla testte 126 mg/dl ve üzeri olması ise kişide diyabet olduğunun bir göstergesi olabilir.
Glukoz Düşüklüğü (Hipoglisemi) Nedir?
Glukoz düşüklüğü, kandaki glukoz düzeyinin sağlıklı referans aralıklarının altına düşmesi anlamına gelir. Kandaki glukoz seviyesinin sağlıklı kişiler için 70 mg/dl altına düşmesi durumunda hipoglisemiden bahsedilebilir. Hipoglisemi; insülin ya da diyabeti tedavi edici diğer ilaçları kullanan, Tip-1 diyabeti olan, 65 yaş üzeri olan ve böbrek/kalp hastalıkları olan kişilerde daha sık görülebilir.
Hipogliseminin en önemli nedeni diyabettir. Hipogliseminin diğer olası nedenleri ise şu şekilde sıralanabilir:
- Uzun süre aç kalma,
- Öğün atlama,
- Bazı ilaçların kullanımı,
- Yoğun fiziksel aktivite,
- Aşırı yorgunluk,
- Kalp, karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi hastalıklar,
- Alkol zehirlenmeleri,
- Bazı pankreas tümörleri.
Glukoz Düşüklüğü Belirtileri
Kandaki glukoz seviyesi ideal değerlerin altına düştüğünde yani hipoglisemi geliştiğinde kişide görülebilen belirtiler şunlar olabilir:
- Solgun cilt görünümü,
- Titreme,
- Terleme,
- Baş ağrısı,
- Açlık,
- Mide bulantısı,
- Düzensiz ya da hızlı nabız,
- Tükenmişlik hissi,
- Sinirlilik,
- Kaygı,
- Konsantrasyon güçlüğü,
- Baş dönmesi,
- Dudak, dil veya yanaklarda karıncalanma.
Glukoz düşüklüğünün ilerlemesi durumunda görülebilecek diğer belirtiler ise şunlar olabilir:
- Kafa karışıklığı ve zihin bulanıklığı,
- Koordinasyon kaybı,
- Konuşma bozukluğu,
- Rutin görevleri yerine getirmede zorlanma.
Çok şiddetli hipoglisemi durumunda ise kişide bilinç kaybı, bayılma ve nöbet gibi belirtilere rastlanabilir.
Glukoz Yüksekliği (Hiperglisemi) Nedir?
Kandaki glukoz seviyesinin ideal değer aralıklarının üstünde olması ve yüksek seyretmesi hiperglisemi olarak isimlendirilir. Bu duruma kan şekeri yüksekliği de denilir. Vücutta insülin hormonunu azalması ya da insülin direnci olması durumunda hiperglisemi meydana gelebilir. Aynı zamanda hiperglisemi, genellikle kişinin diyabet hastası olduğuna işaret edebilir.
Kandaki glukoz seviyesinin 125 mg/dl'den yüksek olması hiperglisemi anlamına gelir. Açlık kan şekeri ölçüm sonucu 100-125 mg/dl olan bir kişide prediyabet, 125 mg/dl'den yüksek olan kişide ise Tip-2 diyabetten söz edilebilir. Diyabetli bireylerde tokluk sonrası kandaki glukoz seviyesinin 180 mg/dl'den yüksek olması ise glukoz yüksekliği olarak kabul edilir. "Glukoz yüksekliği nedir?" sorusunun cevabı bu şekilde verilebilir.
Hipoglisemide olduğu gibi hipergliseminin de en önemli nedeni diyabettir. Diyabet tedavisini doğru şekilde sürdürmeyen ya da yeterli tedaviyi alamayan kişilerde hiperglisemi görülme ihtimali daha yüksek olabilir. Hiperglisemiye neden olabilecek diğer faktörler şu şekilde listelenebilir:
- Hormon bozuklukları ve hastalıkları,
- İnsülin direnci,
- Böbrek hastalıkları,
- Pankreas kanseri,
- Steroid grubu ilaçların kullanımı,
- Yoğun stres,
- Gebelik.
Glukoz Yüksekliği Belirtileri
Glukoz yüksekliğinde kişide görülebilen belirtiler şunlardır:
- Susuzluk hissinde artış ve ağız kuruluğu,
- Ağız kokusu,
- Açlık hissinde artış,
- Sık idrara çıkma,
- Köpüklü ve koyu renkli idrar,
- Baş ağrısı,
- Bulanık görüş,
- Ayaklarda yanma,
Hâlsizlik ve yorgunluk.
Hiperglisemi tedavi edilmediğinde yaraların geç iyileşmesi, vajinal mantar enfeksiyonlarında artış, cilt enfeksiyonları gibi birçok farklı sağlık sorununa neden olabilir. Hiperglisemi doğru şekilde tedavi edilmediğinde ise kandaki ketonun artışı ve insülin eksikliği kanın asidik bir hâle gelmesine sebebiyet verebilir. Bu durumda diyabetle ilişkili bir sağlık sorunu olan ketoasidoz oluşabilir. Ketoasidoz belirtileri ise şunlardır:
- Mide bulantısı ve kusma,
- Hızlı nefes alma,
- Meyveli nefes kokusu,
- Nefes darlığı,
- Çarpıntı,
- Bilinç kaybı,
- Kafa karışıklığı,
- Dehidrasyon,
- Sık idrara çıkmak.
Glukoz Değeri Nasıl Dengelenir?
Kandaki glukoz değeri yani kan şekeri, kişinin enerji seviyesini, genel sağlık durumunu ve nasıl hissettiğini etkileyebilir. Aynı zamanda dengeli glukoz değerleri uzun vadede sağlıklı bir yaşam için oldukça önemli olabilir.
Glukoz yüksekliği (hiperglisemi) ve glukoz düşüklüğü (hipoglisemi) diyabetle bağlantılıdır. Diyabet ise kontrol altına alınamayan kanda yüksek glukoz değeriyle devam ederse kalp krizi, kalp yetmezliği, felç ve böbrek yetmezliği gibi birçok hastalığa neden olabilir. Diyabeti olan kişilerde kan şekerini dengelemek için insülin ya da diğer kan şekeri dengeleyici ilaçlar kullanılabilir. Aynı zamanda doktor tarafından önerilen özel diyetlere de uyulması fayda sağlayacaktır.
Diyabetin neden olabileceği olumsuz etkilerden korunmak ve diyabeti olmayan kişilerin de diyabete yakalanmaması için glukoz değeri mümkün olduğunca dengede tutulmalıdır. Glukoz değerini dengelemek için tıbbi tedavi yöntemlerinden ve doğal yöntemlerden yararlanılabilir. Kanda glukoz değerini doğal yollarla dengelemek için uygulanabilecek bazı adımlar şunlardır:
Düzenli Egzersiz : Düzenli egzersiz yapmak insülin direncinin iyileşmesine yardımcı olabilir. Bu da insülinin kandaki glukoz değerini dengelemek için daha etkili çalışması anlamına gelir. Spor, tempolu yürüyüş, koşu, bisiklet binme ve yüzme gibi egzersizler kan şekerinin dengelenmesinde yardımcı olabilir.
Stresi Azaltmak : Yüksek stres seviyeleri kan şekerinin dengesiz seyretmesine neden olabilir. Egzersiz, yoga, meditasyon ve gerekli durumlarda psikolojik destek almak yüksek stres seviyelerini kontrol etmede fayda sağlayabilir. Bu sayede strese bağlı kan şekeri seviyelerindeki dengesizlik de kontrol altına alınabilir.
Lifli Gıdaların Tüketimini Artırmak : Lifli gıdalar karbonhidrat sindirimini ve şeker emilimini yavaşlatır. Bu sayede kandaki glukoz seviyesi bir anda değil, kademeli şekilde yükselir. Yüksek lifli gıdalar aynı zamanda Tip-1 diyabetin yönetilmesinde de yardımcı olabilir.
Bol Su İçmek : Bol su tüketmek böbreklerin vücuttaki fazla şekeri atmasına yardımcı olur. Böylece kandaki glukoz seviyelerinin dengelenmesi kolaylaşır.
Karbonhidrat Alımını Sınırlandırmak : Karbonhidrat alımı sonrasında vücut karbonhidratı şekere dönüştürür. Ardından insülin, vücudun şekeri enerji için kullanmasını veya vücutta şeker depolanmasını sağlar. Yüksek miktarda karbonhidrat tüketmek kanda glukozun yükselmesine neden olabilir. Bu durumu önlemek için doktor kontrolünde ilerleyen düşük karbonhidratlı bir diyet faydalı olabilir. Alınacak karbonhidratlar basit değil kompleks karbonhidratlardan seçilebilir.
Kilo Kontrolü Sağlamak : Kiloyu kontrol etmek kandaki glukozun dengelemek açısından önemlidir. Öğünleri planlamak, ideal kiloyu kontrol etmede yardımcı olabilir.
Tatlı Tüketimini Sınırlandırmak : Kandaki glukoz seviyelerini dengelemek için önemli adımlardan biri de tatlı tüketimini sınırlandırmak olabilir. Özellikle diyabeti olan kişilerin tatlı tüketimini minimum seviyede tutmaları gerekebilir. Şeker içeriği yüksek olan hazır meyve suları, asitli içecekler ve tatlı yiyecekler uzak durulması gereken besinlerin başında gelir.
Düzenli Şeker Ölçümü Yaptırmak : Kandaki glukoz seviyesini dengede tutmak için kan şekeri seviyelerinin bilinmesi ve takip edilmesi önemli olabilir. Özellikle açlık kan şekeri, diyabet gibi hastalıkların teşhisinde önemlidir. Glukoz seviyesini ölçmek için doktorun önerdiği aralıklarda tetkikleri yaptırmak ve evde kullanılan cihazlarla düzenli şekilde kan şekeri seviyesini ölçmek yardımcı olabilir.
Sağlıklı Beslenme Alışkanlıkları Edinmek : Beslenme, kandaki glukoz seviyesinin dengelenmesinde oldukça önemli bir adımdır. Bu nedenle beslenme düzenine dikkat etmek ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek glukoz seviyesini dengelemeye yarayabilir. Magnezyum içeren besinler tüketmek, kafein ve alkol tüketimini sınırlandırmak ve düşük glisemik indeksli besinleri beslenme düzenine eklemek faydalı olabilir.
Düzenli Uyumak : Uyku, vücudun sağlıklı işleyişinde en önemli basamaklardan biridir. Özellikle düzenli gece uykusu, vücut işleyişinde görev alan hormonların düzgün çalışması için gereklidir. Günlük ortalama 7-8 saatlik uyku kandaki glukozun dengelenmesi için hormonların düzgün şekilde çalışmasını destekler.