Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Gizli şeker olarak bilinen prediyabet, kandaki şeker seviyelerinin normalden yüksek ancak diyabet tanısı koyulacak kadar yüksek olmadığı bir durumdur. Bu durum, Tip 2 diyabet ve kalp hastalıkları için ciddi bir risk faktörüdür. Prediyabet genellikle belirti vermeden ilerler, ancak aşırı susama, sık idrara çıkma ve yorgunluk gibi belirtiler görülebilir. Risk faktörleri arasında fazla kilo, hareketsiz yaşam tarzı, genetik yatkınlık ve ileri yaş bulunur. Erken teşhisle, yaşam tarzı değişiklikleri ve sağlıklı beslenme sayesinde diyabete dönüşme riski önemli ölçüde azaltılabilir. Doktor kontrollerini aksatmamak ve kan şekeri düzeylerini düzenli takip etmek önemlidir.

İçindekiler

Gizli Şeker (Prediyabet) Nedir?

Gizli şeker (prediyabet) , kan şekeri seviyelerinin normalden yüksek ancak henüz diyabet seviyesinde olmadığı bir durumdur ve bu, tip 2 diyabet, kalp hastalığı ve felç riskini artırabilir. Genellikle belirti vermeyen gizli şeker, bazı kişilerde boyun, koltuk altı ve diz gibi bölgelerde cilt koyulaşmasıyla fark edilebilir. Fazla kilo, 45 yaş ve üzeri olmak, ailede diyabet öyküsü, hareketsiz yaşam tarzı ve bazı etnik gruplara mensup olmak gibi faktörler riski artırır. Ancak, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı bir diyet uygulamak, kilo kontrolü sağlamak ve kan şekerini düzenli takip etmekle bu durumun tip 2 diyabete dönüşmesi önlenebilir. Erken teşhis ve önlem almak, sağlığınızı korumanız için hayati önem taşır.

Şeker hastalığından (diyabet) farklı olarak gizli şeker (prediyabet), kan şekeri seviyelerinin normalden yüksek olmasına rağmen henüz diyabet tanısı konacak düzeyde olmamasıyla ilişkilidir. Bu durum, tip 2 diyabet, kalp hastalıkları ve felç riskinin arttığını gösterir, ancak erken dönemde yapılan yaşam tarzı değişiklikleriyle tamamen tersine çevrilebilir. Diyabetin aksine, gizli şeker genellikle belirgin semptomlar göstermez ve çoğu kişi bu durumu farkında olmadan yıllarca yaşayabilir. Bu nedenle, özellikle risk faktörlerine sahip kişiler için düzenli kan şekeri ölçümleri ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi büyük önem taşır. Erken müdahale, gizli şekerin ilerleyerek diyabete dönüşmesini önlemek için kritik bir fırsat sunar.

Gizli şeker (prediyabet) tanı ve tedavisiyle diyabet tedavisi ve endokrinoloji bölümleri ilgilenir. Uzmanlar, hormonal ve metabolik bozukluklar üzerine uzmanlaşmıştır ve insülin direnci, kan şekeri düzensizlikleri gibi sorunları değerlendirmek için gerekli testleri yapar. Ayrıca, dahiliye (iç hastalıkları) uzmanları da gizli şekerin tespiti ve takibinde önemli bir rol oynayabilir. Diyetisyenler ise sağlıklı beslenme planları oluşturarak hastaların yaşam tarzı değişikliklerini destekler. Bu uzmanların birlikte çalışması, hem erken teşhis hem de etkin tedavi ve önlemler için bütüncül bir yaklaşım sunar. Şüphe durumunda, en doğru tedavi süreci için bu bölümlerden birine başvurulması önerilir.

Gizli Şeker (Prediyabet) Ne Kadar Yaygın?

Gizli şeker (prediyabet), hem dünya genelinde hem de Türkiye'de yaygın bir sağlık sorunudur ve halk sağlığı üzerinde önemli etkileri bulunur. 2021 yılında dünya genelinde yaklaşık 464 milyon yetişkini etkileyen bozulmuş glukoz toleransı (BGT) oranı %9, 1 olarak tahmin edilmiştir ve bu rakamın 2045 yılına kadar %10’a (638 milyon kişi) çıkması beklenmektedir. Benzer şekilde, bozulmuş açlık glukoızu (BAG) oranı 2021’de %5, 8 (298 milyon kişi) iken, 2045’te %6, 5’e (414 milyon kişi) yükselmesi öngörülmektedir. Türkiye’de de son yıllarda gizli şeker vakalarında belirgin bir artış yaşanmıştır; 2010-2021 yılları arasında 20-84 yaş grubundaki bireylerde gizli şekerli kişi sayısı yaklaşık 3, 3 milyon artmıştır. Ayrıca, Türkiye’de kadınlarda gizli şekerin erkeklere göre daha yaygın olduğu gözlenmiştir.

Gizli Şekerin Belirtileri Nelerdir?

Gizli şeker (prediyabet) genellikle belirgin semptomlar göstermese de bazı kişilerde yükselmiş kan şekeri seviyelerine işaret edebilecek belirtiler görülebilir. Akantozis Nigrikans, boyun, koltuk altı, dirsek, diz ve parmak eklemleri gibi bölgelerde koyu, kalınlaşmış ve kadifemsi cilt lekeleri şeklinde ortaya çıkar ve insülin direnci ile ilişkilidir. Ayrıca, aşırı susama ve sık idrara çıkma gibi belirtiler, genellikle tip 2 diyabet ile ilişkilendirilse de bazen gizli şeker durumunda da görülebilir. Yorgunluk, vücudun insülini etkili şekilde kullanamamasından kaynaklanan düşük enerji seviyelerine işaret edebilir. Bulanık görme ise kan şekerinin yüksekliği nedeniyle göz lenslerinin şişmesi sonucu geçici görme değişikliklerine neden olabilir. Bu belirtiler başka sağlık sorunlarıyla da ilişkili olabileceği için, özellikle risk faktörleri taşıyan bireylerin düzenli sağlık kontrolleri yaptırması önemlidir. Erken teşhis, tip 2 diyabetin önlenmesinde kritik rol oynar.

Gizli şeker belirtileri arasında şunlar yer alır:

  • Ciltte koyu ve kalınlaşmış alanlar (Acanthosis Nigricans) : Genellikle boyun, koltuk altı, dirsek, diz ve parmak eklemleri çevresinde oluşan koyu, kalın ve kadifemsi cilt lekeleri insülin direnciyle ilişkilidir.
  • Artan susuzluk ve sık idrara çıkma : Vücut, fazla glikozu idrar yoluyla atmaya çalışırken bu belirtiler ortaya çıkabilir.
  • Halsizlik : Enerji seviyelerindeki düşüş, insülinin etkili bir şekilde kullanılamamasından kaynaklanabilir.
  • Bulanık görme : Kan şekeri seviyelerindeki artış, göz merceğinin şişmesine neden olarak geçici görme bozukluklarına yol açabilir.

Gizli Şeker Neden Olur?

Gizli şeker (prediyabet), vücudun insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucu ortaya çıkan insülin direnciyle ilişkili bir durumdur. İnsülin, pankreasta üretilen ve kan şekerinin enerji için hücrelere taşınmasını sağlayan bir hormondur; ancak insülin direnci geliştiğinde, kas, yağ ve karaciğer hücreleri insüline yanıt vermez ve kan şekeri yükselmeye başlar. Bu durumun nedenleri arasında hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme (işlenmiş gıdalar ve şeker oranı yüksek diyetler), genetik yatkınlık (ailede tip 2 diyabet öyküsü), yaş (45 yaş üstü bireylerde risk artar), belirli etnik kökenler ve polikistik over sendromu (PCOS) gibi durumlar yer alır. Risk faktörlerini anlamak ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmak, gizli şekerin tip 2 diyabete dönüşmesini önlemede kritik öneme sahiptir.

  • İnsülin Direnci : İnsülin, kan şekerini enerji için hücrelere taşımaktan sorumlu bir hormondur. Ancak kas, yağ ve karaciğer hücreleri insülini gerektiği gibi kullanamazsa, kan şekeri seviyeleri yükselmeye başlar. Bu durum insülin direnci olarak adlandırılır ve gizli şekerin temel nedenlerinden biridir.
  • Fiziksel Hareketsizlik : Yeterince hareket etmeyen bireylerde, vücut glikozu daha az verimli bir şekilde kullanır. Bu durum insülin direncine neden olur ve gizli şeker riskini artırır. Aktif bir yaşam tarzı insülinin etkisini güçlendirebilir.
  • Sağlıksız Beslenme : Şekerli, işlenmiş ve yağ oranı yüksek gıdalardan zengin bir diyet, kan şekerini kontrol eden mekanizmalara zarar verir. Bu tür bir beslenme alışkanlığı kilo alımına yol açabilir ve bu da insülinin etkisini azaltabilir.
  • Fazla Kilo ve Karın Bölgesinde Yağlanma : Aşırı kilo, özellikle karın çevresindeki yağlanma, insülinin hücrelerde düzgün bir şekilde çalışmasını engeller. Bu durum insülin direncine ve kan şekeri seviyelerinin yükselmesine neden olur.
  • Genetik Yatkınlık : Ailede tip 2 diyabet öyküsü olan bireyler, insülin direncine genetik olarak daha yatkındır. Bu da gizli şeker gelişme riskini artırabilir.
  • İlerleyen Yaş : 45 yaşından sonra insülin duyarlılığı azalır ve metabolizma yavaşlar. Bu nedenle, yaşlanma gizli şeker riskini artıran bir faktördür.
  • Etnik Köken : Bazı etnik gruplar gizli şeker geliştirme konusunda daha fazla risk altındadır. Örneğin, Afrikalı Amerikalılar, Hispanik/Latin kökenliler, Amerikan yerlileri, Pasifik adalıları ve bazı Asya kökenli bireyler bu durumdan daha fazla etkilenebilir.
  • Polikistik Over Sendromu (PCOS) : Hormonal dengesizliklerle ilişkili bir durum olan PCOS, kadınlarda insülin direncine ve gizli şeker riskine yol açabilir.
  • Uyku Bozuklukları : Obstrüktif uyku apnesi gibi uyku sorunları, hormon dengesizliklerine neden olarak insülin duyarlılığını azaltabilir ve kan şekeri kontrolünü zorlaştırabilir.
  • Stres ve Kortizol Hormonu : Kronik stres, vücutta kan şekeri seviyelerini yükselten kortizol hormonunun artmasına yol açar. Bu durum insülin direncini tetikleyebilir.

Gizli Şeker Tanısı ve Uygulanan Testler

Gizli şeker (prediyabet) tanısı, genellikle kan şekeri seviyelerini değerlendiren birkaç testle konur. Açlık Plazma Glukoz Testi, bir gece açlık sonrası kan şekerini ölçerek prediabet varlığını gösterebilir. Oral Glukoz Tolerans Testi, şekerli bir içecek tüketiminden önce ve sonra yapılan ölçümlerle kan şekerinin nasıl düzenlendiğini değerlendirir. Hemoglobin A1c Testi ise son üç aylık kan şekeri seviyelerinin ortalamasını vererek uzun vadeli kontrol sağlar. Bu testlerde belirlenen sınır değerler, kişinin normal, prediabet ya da diyabet durumunda olup olmadığını gösterir. Belirtiler genellikle fark edilmediği için özellikle fazla kilolu bireyler, 45 yaş üstü olanlar ve ailede diyabet öyküsü bulunanlar gibi risk grubundaki kişilerin düzenli olarak bu testleri yaptırması önemlidir. Erken tanı, tip 2 diyabetin önlenmesinde hayati bir rol oynar.

Gizli şeker tanısında uygulanan testler şu şekildedir:

  • Açlık Kan Şekeri Testi (Fasting Plasma Glucose - FPG).
  • Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT).
  • HbA1c (Glikozillenmiş Hemoglobin) Testi.
  • Rastgele Kan Şekeri Testi.

Gizli Şeker Tedavisi ve Uygulanan Yöntemler

Gizli şeker (prediyabet) tedavisi, genellikle yaşam tarzı değişikliklerine odaklanarak kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmayı ve tip 2 diyabetin gelişimini önlemeyi amaçlar. Düzenli egzersiz, haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta fiziksel aktivite ile insülin duyarlılığını artırır. Sağlıklı bir diyet, işlenmiş gıdalardan ve şekerden uzak, meyve, sebze, tam tahıllar ve yağsız protein açısından zengin bir beslenme düzeniyle kan şekeri kontrolüne yardımcı olur. Kilo kaybı, vücut ağırlığının %5-7 oranında azaltılmasıyla kan şekeri seviyelerinde önemli iyileşmeler sağlayabilir. Bazı durumlarda, doktorlar kan şekerini düzenlemeye yardımcı olması için ilaç tedavisi önerebilir. Bunun yanı sıra, kan şekeri seviyelerinin düzenli olarak izlenmesi, tedavi sürecinin etkili bir şekilde yönetilmesine olanak tanır. Erken müdahale ve sürdürülebilir yaşam tarzı değişiklikleri, gizli şekerin tip 2 diyabete dönüşme riskini önemli ölçüde azaltır.

  • Düzenli fiziksel aktivite : Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapılması önerilir (örneğin yürüyüş, yüzme veya bisiklet).
  • Sağlıklı beslenme : İşlenmiş gıdalardan, şekerli içeceklerden ve trans yağlardan uzak durularak sebze, meyve, tam tahıllar ve sağlıklı yağlardan oluşan dengeli bir diyet uygulanır.
  • Kilo kontrolü : Fazla kiloların %5-10’unun verilmesi, insülin duyarlılığını artırabilir ve kan şekeri seviyelerini düşürebilir.
  • Stres yönetimi : Meditasyon, yoga ve diğer gevşeme teknikleriyle stresin azaltılması kan şekerini olumlu etkiler.
  • Yeterli ve düzenli uyku : Kaliteli bir uyku, metabolizmanın düzenlenmesine yardımcı olur ve insülin direncini azaltabilir.
  • Düzenli kan şekeri takib i: Gizli şeker ilerlemesinin önlenmesi için kan şekeri seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi gereklidir.
  • İlaç kullanımı (gerektiğinde) : Doktor tarafından önerilen metformin gibi ilaçlar, insülin direncini azaltmak ve kan şekerini kontrol altına almak için kullanılabilir.
  • Sigara ve alkol kullanımının bırakılması : Bu alışkanlıkların bırakılması genel sağlık üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir ve prediyabet riskini azaltır.

Gizli Şeker Neye Yol Açabilir?

Gizli şeker tedavi edilmezse, zamanla Tip 2 diyabete dönüşebilir ve bu da kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği, sinir hasarı (nöropati) ve görme kaybı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, gizli şeker metabolik sendromun bir parçası olabilir ve obezite, kötü kolesterol seviyeleri ve damar sertliği gibi durumlarla ilişkilidir. Bu evrede hasar genellikle sinsi ilerler; dolayısıyla erken teşhis ve müdahale, uzun vadeli komplikasyonları önlemek için büyük önem taşır.

Tedavi edilmeyen gizli şeker (prediyabet), zamanla şu sağlık sorunlarına yol açabilir:

  • Tip 2 Diyabet : Gizli şeker, kontrol altına alınmazsa tip 2 diyabete dönüşebilir. Bu durum, kan şekerinin kalıcı olarak yüksek seyretmesine ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.
  • Kalp ve Damar Hastalıkları : Yüksek kan şekeri seviyeleri damar sertleşmesi (ateroskleroz), kalp krizi ve felç riskini artırır.
  • Yüksek Tansiyon : Gizli şeker ile ilişkili metabolik değişiklikler, hipertansiyon riskini yükseltebilir.
  • Karaciğer Yağlanması : Gizli şeker, insülin direncine bağlı olarak alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasına yol açabilir.
  • Sinir Hasarı (Nöropati) : Kan şekeri seviyelerinin kontrolsüz yükselmesi, sinirlerde hasara neden olabilir.
  • Böbrek Problemleri : Kan şekeri kontrolü sağlanamazsa böbreklerde işlev bozuklukları ve hatta kronik böbrek yetmezliği gelişebilir.
  • Göz Problemleri: Gizli şeker, diyabetik retinopatiye yol açarak görme kaybına neden olabilecek bir durumu tetikleyebilir.
  • Polikistik Over Sendromu (PCOS) ile İlişki : Kadınlarda hormon dengesizliklerini artırabilir ve PCOS belirtilerini kötüleştirebilir.
  • Enfeksiyon Riski : Gizli şeker, vücudun bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale getirebilir.
  • Metabolik Sendrom : Gizli şeker, obezite, yüksek tansiyon, yüksek trigliserit ve düşük iyi kolesterol (HDL) seviyelerini içeren metabolik sendrom riskini artırır.

Gizli Şekerden Korunma Yolları

Gizli şekerden (prediyabet) korunmak için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek esastır. Dengeli bir beslenme düzeni, işlenmiş gıdalardan, rafine şekerden ve sağlıksız yağlardan kaçınıp tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve yağsız protein kaynaklarına yönelmek, kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Düzenli fiziksel aktivite, haftada en az 150 dakika tempolu yürüyüş gibi orta yoğunlukta egzersizlerle insülin duyarlılığını artırır. Kilo kontrolü, fazla kiloların verilmesiyle insülin direnci riski önemli ölçüde azaltılabilir. Ayrıca, risk faktörlerine sahip kişiler için düzenli sağlık kontrolleri ve kan şekeri ölçümleri erken tanı ve önlem açısından kritik önem taşır. Sağlıklı alışkanlıkların sürdürülmesi, gizli şekerin tip 2 diyabete dönüşmesini önlemek için etkili bir koruma sağlar.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Gizli Şeker Nedir ve Tedavi Edilebilir mi?

Gizli şeker, diğer adıyla pre-diyabet, kan şekeri seviyesinin normalden yüksek ancak diyabet teşhisi koyulacak kadar yüksek olmadığı bir durumdur. Bu evrede pankreas insülin üretse de vücut insüline gerektiği gibi yanıt vermez. Gizli şeker genellikle yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir. Sağlıklı bir diyet, düzenli egzersiz ve kilo kontrolü, kan şekerini normal seviyelere düşürmeye yardımcı olur. Doktorunuzun önerisiyle ilaç tedavisi de düşünülebilir.

Gizli Şeker Tip 2 Diyabete Dönüşür mü?

Evet, gizli şeker zamanla Tip 2 diyabete dönüşebilir. Eğer yaşam tarzı değişiklikleri yapılmazsa, pankreas zamanla insülin üretiminde daha da zorlanır ve vücut insüline direnç geliştirir. Ancak erken teşhis ve müdahale ile Tip 2 diyabet gelişimi büyük ölçüde önlenebilir.

Gizli Şekeri Önlemek için Ne Yapmalıyım?

Gizli şekeri önlemek için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek oldukça önemlidir. Lif açısından zengin, işlenmiş şeker ve rafine karbonhidratlardan düşük bir diyet tercih edilmelidir. Düzenli fiziksel aktivite, kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur; bu nedenle haftada en az 150 dakika orta şiddetli egzersiz yapılması önerilir.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 27 Aralık 2024 Cuma Yayımlanma Tarihi: 27 Aralık 2024 Cuma
Bu içeriği ortalama 10 dakikada okuyabilirsiniz.

Tıbbi Birimler

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?