Çerezler, içeriği ve reklamları kişiselleştirmek, sosyal medya özellikleri sağlamak ve trafiğimizi analiz etmek için kullanılmaktadır. Çerezlerle ilgili detaylı bilgiye “Çerez Politikası” sayfamızdan ulaşabilirsiniz. “Reddet” seçeneği ile tüm çerezleri reddedebilir veya “Çerez Ayarları” seçeneği ile ayarları düzenleyebilirsiniz.

Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Düşük tansiyon (hipotansiyon), kalbin pompaladığı kanın atardamarlara uyguladığı basıncın normal kabul edilen değerlerin altına düşmesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Genellikle hafif seyreden ve fark edilmeyen bir tablo çizse de bazı durumlarda baş dönmesi, göz kararması, bulanık görme, ani bayılmalar, mide bulantısı, aşırı halsizlik, soğuk terleme ve konsantrasyon güçlüğü gibi yaşam kalitesini belirgin şekilde düşüren semptomlarla kendini gösterebilir.

Hipotansiyonun ortaya çıkışında yetersiz sıvı alımı ve buna bağlı dehidrasyon, uzun süre ayakta kalma ya da ani pozisyon değişiklikleri, beslenme eksiklikleri, ciddi stres durumları, gebelik, kalp-damar problemleri, tiroid bozuklukları gibi endokrin hastalıklar ve bazı tansiyon, depresyon veya idrar söktürücü ilaçların yan etkileri gibi pek çok farklı faktör rol oynayabilir.

Hipotansiyonun yönetiminde sorunun temel nedenine yönelik tedaviler uygulanırken düzenli sıvı tüketimi, uygun beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı değişiklikleri de önemli rol oynar. Özellikle sık tekrar eden ya da ciddi belirtiler gösteren tansiyon düşüklüğü durumlarında altta yatan nedenlerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması son derece önemlidir.

İçindekiler

Düşük Tansiyon Nedir?

Düşük tansiyon ya da hipotansiyon , kan basıncının normal sınırların altında seyretmesiyle ortaya çıkan ve kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen bir sağlık durumudur.

Tansiyon, kalbin pompaladığı kanın damar duvarlarına yaptığı basınçtır ve yaşamın sürdürülmesi için kritik öneme sahip bir göstergedir. Normal değerlerin altında seyreden tansiyon, hipotansiyon olarak adlandırılır ve baş dönmesi, halsizlik, yorgunluk gibi belirtilerle günlük yaşamı zorlaştırarak uzun vadede beyin ve organlara yeterli oksijen ulaşamaması gibi risklere neden olabilir.

Tansiyon düşüklüğü, vücudun yeterli miktarda kan ve oksijen alamaması sonucu baş dönmesi, bayılma hissi, halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü ve hatta görme bulanıklığı gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

Özellikle sıcak havalarda, uzun süre hareketsiz kalındığında veya ani hareketlerde daha belirgin hale gelen düşük tansiyon, bireyin günlük aktivitelerini kısıtlayarak yaşam kalitesini düşürebilir ve dikkat edilmediğinde daha ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir.

Düşük tansiyon genellikle zararsız görünse de özellikle ani ve aşırı tansiyon düşüşleri ciddi sağlık risklerine yol açabilir. Beyne ve hayati organlara yeterli miktarda oksijen ve kan gitmemesi sonucunda bilinç kaybı, ani bayılmalar, düşmeler ve yaralanmalar yaşanabilir; bu durum özellikle yaşlılarda ve hamilelerde hayati tehlike oluşturabilir.

Ayrıca, kalp hastalığı veya kalp yetmezliği olan kişilerde tansiyonun aşırı düşmesi, kalbin yetersiz kan pompalaması nedeniyle organ yetmezliği ve şoka kadar ilerleyebilen kritik durumlara neden olabilir. Bu nedenle, düşük tansiyon belirtileri düzenli olarak tekrar ediyorsa veya baş dönmesi, göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi ciddi semptomlarla birlikte görülüyorsa acil tıbbi müdahale gerekebilir.

Düşük Tansiyon Belirtileri Nelerdir?

Düşük tansiyon, baş dönmesi, ani halsizlik, yorgunluk, göz kararması, bulanık görme, bayılma hissi, konsantrasyon güçlüğü, soğuk terleme ve nabızda düzensizlik gibi kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen çeşitli belirtilerle kendini gösterir.

Ani tansiyon düşmesi, genellikle hızlı pozisyon değişiklikleri, uzun süreli açlık veya sıvı kaybı gibi durumlarda ortaya çıkarak baş dönmesi, şiddetli halsizlik, bayılma, soğuk terleme ve bilinç bulanıklığı gibi ani ve ciddi belirtilerle kişiyi zor durumda bırakabilir.

Düşük tansiyonda görülen temel belirtiler şunlardır:

  • Baş dönmesi veya sersemlik hissi.
  • Ayağa kalkıldığında aniden oluşan dengesizlik.
  • Bayılma (senkop).
  • Bulanık veya kaybolan görme.
  • Mide bulantısı.
  • Genel yorgunluk ve halsizlik.
  • Konsantrasyon zorluğu.
  • Soğuk, nemli ve solgun bir cilt.
  • Hızlı ve yüzeysel nefes alıp verme.
  • Zayıf ve hızlı nabız.

Kalp yetmezliğinde tansiyon düşüklüğü özellikle dikkat edilmesi gereken bir durumdur ve mutlaka düzenli kontrol altında tutulmalıdır. Düşük tansiyon baş ağrısı yaşayan kişilerin, bu durumu göz ardı etmemesi ve gerekli önlemleri alması önemlidir. Tansiyon düşmesine iyi gelen tedaviler, öncelikle altta yatan nedenlerin tespit edilmesi ve buna yönelik önlemlerin alınmasıyla başlar.

Düşük Tansiyon Neden Olur?

Düşük tansiyon oluşumuna yol açan nedenler arasında kalp hastalıkları, dehidrasyon, enfeksiyonlar, kanama, hormon bozuklukları, aşırı ilaç kullanımı, ciddi beslenme eksiklikleri ve sinir sistemi sorunları bulunur.

Ani tansiyon düşüşü, basit bir sıvı kaybından ciddi sağlık sorunlarına kadar pek çok farklı nedene bağlı olarak gelişebilir. Özellikle kalp yetmezliği gibi durumlarda tansiyon düşüklüğü dikkatle izlenmelidir. Vücudun pozisyonu, stres seviyesi, solunum ritmi ve kullanılan ilaçlar gibi faktörler, gün içinde tansiyonun doğal olarak değişmesine yol açabilir.

Ani tansiyon düşmesi nedenleri arasında basit bir sıvı kaybından, ciddi sağlık sorunlarına kadar uzanan geniş bir yelpaze vardır. Özellikle kalp yetmezliğinde tansiyon düşüklüğü dikkatle takip edilmesi gereken bir durumdur. Vücudumuzun pozisyonu, stres seviyesi, solunum ritmi ve kullanılan ilaçlar gibi faktörler gün içinde tansiyonun doğal olarak değişmesine neden olabilir.

Düşük tansiyon oluşmasına neden olan başlıca etkenler şu şekildedir:

  • Dehidrasyon
  • Kan kaybı
  • Kalp rahatsızlıkları
  • Endokrin bozukluklar
  • İlaç kullanımı
  • Şok durumu
  • Ortostatik hipotansiyon
  • Nörolojik sorunlar
  • Gebelik
  • Uzun süreli yatak istirahati
  • Beslenme bozuklukları

Düşük Tansiyon Kimlerde Görülür?

Düşük tansiyon, genellikle hamileler, yaşlılar, kalp hastaları, uzun süre hareketsiz kalanlar, aşırı zayıf bünyeye sahip olanlar, sıvı ve elektrolit kaybı yaşayanlar ile ani stres, hormonal değişiklik veya kronik hastalıklara bağlı olarak dolaşım sistemi zayıflayan kişilerde daha sık görülür.

Tansiyon düşüklüğünün görüldüğü risk grupları şunlardır:

  • Genç yetişkinler ve doğal tansiyonu düşük kişiler
  • Yaşlı bireyler, özellikle ortostatik hipotansiyon riski taşıyanlar
  • Kronik hastalığı olanlar, örneğin Parkinson hastalığı, diyabet veya kalp yetmezliğinde tansiyon düşüklüğü yaşayanlar
  • Gebeler, hamilelik sırasında dolaşım sistemindeki değişiklikler nedeniyle
  • Yoğun fiziksel aktivite yapan bireyler, sporcular veya aşırı terleme sonucu sıvı kaybı yaşayanlar
  • Yetersiz beslenen veya vitamin eksikliği olan kişiler, özellikle B12 vitamini ve folik asit eksikliği bulunanlar
  • Kan kaybı, enfeksiyon veya dehidrasyon yaşayan bireyler

Cinsiyet faktörü de tansiyon değerlerinde önemli bir rol oynar. Kadınlar genellikle erkeklere göre daha düşük tansiyon değerlerine sahiptir. Ani tansiyon düşmesi nedenleri arasında hormonal değişiklikler, stres, aşırı yorgunluk ve beslenme alışkanlıkları yer alır. Özellikle yaşa göre tansiyon değerleri değişkenlik gösterebilir ve kişiye özel değerlendirme gerektirir.

Düşük Tansiyon Tanısı ve Uygulanan Testler

Düşük tansiyon teşhisi, bireyin sağlık geçmişi ve klinik bulgularına dayanarak yapılır. Tanı sürecinde, düşük tansiyon değerleri ölçümü önemli bir rol oynar. Modern tıbbi yaklaşımlar, düşük tansiyon belirtileri ile birlikte değerlendirilerek kapsamlı bir tanı süreci oluşturulur. Ani tansiyon düşmesi nedenleri araştırılırken, hastanın yaşam tarzı ve sağlık durumu detaylı olarak incelenir.

Teşhis sürecinde yapılan değerlendirmeler şu şekildedir:

  • Detaylı kan basıncı ölçümleri ve takibi
  • Kapsamlı kan tahlilleri
  • Kalp ritim ve yapı değerlendirmeleri
  • Otonom sistem fonksiyon testleri
  • Tilt masa testi

Bu testler sayesinde düşük tansiyon nedenleri belirlenir ve uygun tedavi planı oluşturulur. Tansiyon değerleri düzenli olarak takip edilerek, tedavinin etkinliği değerlendirilir. Özellikle kalp yetmezliğinde tansiyon düşüklüğü durumlarında, daha kapsamlı tetkikler gerekebilir. Düzenli kontroller ve yaşam tarzı değişiklikleri ile birlikte, tansiyon düşmesine yönelik bireysel çözümler üretilir.

Düşük Tansiyon Tedavisi ve Uygulanan Yöntemler

Düşük tansiyon belirtileri görüldüğünde doğru tedavi yönteminin belirlenmesi hayati önem taşır. Tedavi planı, kişinin genel sağlık durumu ve düşük tansiyon nedenleri göz önünde bulundurularak oluşturulur. Özellikle kalp yetmezliğinde tansiyon düşüklüğü durumunda uzman kontrolünde tedavi sürecinin yönetilmesi gerekir.

Vücudun normal işleyişini sürdürebilmesi için tansiyon değerleri belirli bir seviyede tutulmalıdır. Ani tansiyon düşmesi nedenleri arasında yetersiz sıvı alımı, uzun süre hareketsiz kalma ve bazı ilaçların yan etkileri yer alır. Bu durumda tedavi yöntemleri şu şekilde uygulanabilir:

Yaşam kalitesini artırmak ve tansiyon düşüklüğü ölüm riskini en aza indirmek için düzenli sıvı tüketimi, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite önemlidir. Günde en az 2-2, 5 litre su içmek, öğünleri küçük porsiyonlara bölerek tüketmek ve ani hareketlerden kaçınmak önerilebilir.

Düşük tansiyona iyi gelebilecek yöntemler arasında bol su tüketmek, alkolü sınırlandırmak, kepekli tahıllar, sebzeler, meyveler ve yağsız proteinler içeren dengeli bir beslenme düzeni oluşturmak, doktor önerisiyle tuz tüketimini artırmak, az ve sık yemek yemek, karbonhidratı düşük besinler tercih etmek, yavaş hareket ederek ani pozisyon değişikliklerinden kaçınmak, yatağın baş kısmını hafifçe yükseltmek, kan dolaşımını artırmak için bacak pozisyonlarını değiştirmek ve doktor kontrolünde kafeinli içecekler tüketmek gibi yöntemler etkili olabilir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Tansiyon Düşüklüğüne Ne İyi Gelir?

Düşük tansiyona karşı düzenli su tüketimi, dengeli beslenme ve ani hareketlerden kaçınmak önemlidir. Günlük tuz tüketimini kontrollü şekilde artırmak ve kafeinli içecekleri ölçülü tüketmek tansiyonu dengeleyebilir. Alkol kullanımının sınırlandırılması da faydalı olacaktır.

Evde Tansiyon Düşüklüğü İçin Neler Yapılabilir?

Evde tansiyon düşüklüğüne karşı yavaş hareket etmek, özellikle sabah yataktan kalkarken dikkatli olmak ve yatak başını yükseltmek faydalıdır. Düzenli egzersiz yapmak, yeterli su içmek ve tuz tüketimini dengede tutmak tansiyonun düzenlenmesine yardımcı olur. Ayrıca bacakları çaprazlamamak ve sıcak havalarda daha dikkatli olmak önemlidir.

Düşük Tansiyon İçin Nasıl Beslenmeliyim?

Düşük tansiyona karşı öğün atlamadan, az miktarda ve sık yemek önemlidir; protein açısından zengin, düşük karbonhidratlı gıdalar tercih edilmelidir. Dengeli tuz tüketimi ve yeterli sıvı alımı da tansiyonu düzenlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca kafeinli içeceklerin kontrollü tüketimi faydalıdır.

Tuz Tüketimi Düşük Tansiyona İyi Gelir mi?

Tuz tüketimi, vücuttaki sıvı-elektrolit dengesini sağlayarak düşük tansiyonun kontrolünde yardımcıdır ancak ölçülü tüketilmelidir. Aşırı tuz tüketimi ise farklı sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle tuz alımı, sağlık profesyonelinin önerileri doğrultusunda düzenlenmelidir.

Hangi İçecekler Düşük Tansiyon İçin Faydalıdır?

Tansiyon düşüklüğüne karşı yeterli miktarda su içmek önemlidir ve sabahları tüketilen kahve ya da çay, tansiyonun yükselmesine yardımcı olabilir. Taze sıkılmış meyve suları ve bitki çayları mineral ve vitamin açısından destek sağlayarak tansiyon kontrolüne yardımcıdır. Ancak bu içeceklerin tüketimi sağlık profesyonelinin önerisine göre yapılmalıdır.

Kalp Yetmezliğinde Tansiyon Düşüklüğü Olur mu?

Kalp yetmezliği durumunda, kalbin yeterince kan pompalayamaması sonucu tansiyon düşüklüğü sıklıkla görülür ve baş dönmesi, halsizlik gibi belirtilere yol açabilir. Bu durum kalp yetmezliği tedavisinde kullanılan bazı ilaçlarla da tetiklenebilir. Bu nedenle düzenli takip ve kontrol önemlidir.

Küçük Tansiyon Düşüklüğü Neden Olur?

Küçük tansiyon düşüklüğü dehidrasyon, aşırı yorgunluk, hareketsizlik, psikolojik stres ve ani pozisyon değişiklikleri gibi faktörlerden kaynaklanabilir. Bu durum, beyne giden kan akışını azaltarak baş dönmesi ve bayılma gibi belirtilere neden olabilir. Özellikle sıcak havalarda ve yoğun fiziksel aktiviteler sonrası risk artar.

Hamilelikte Tansiyon Düşüklüğünün Zararları Nelerdir?

Hamilelikte tansiyon düşüklüğü, özellikle ilk üç ayda yaygın görülür ve halsizlik, baş dönmesi gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu durum anne adayının yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve bebeğe giden kan akışını azaltarak risk oluşturabilir. Baş ağrısı gibi ek belirtiler varsa sağlık kontrolü önemlidir.

Hamilelikte Tansiyon Düşüklüğü Nedenleri Nelerdir?

Hamilelikte tansiyon düşüklüğünün başlıca nedenleri arasında hormonal değişiklikler sonucu damarların genişlemesi, sıvı yetersizliği ve uzun süre ayakta kalma gibi durumlar bulunur. Bu durum, baş dönmesi, bayılma hissi, bulantı ve halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterir. Ani hareketlerden kaçınarak ve düzenli beslenerek bu etkiler azaltılabilir.

Hamilelikte Tansiyon Düşmesine Ne İyi Gelir?

Hamilelikte tansiyon düşüklüğüne karşı bol sıvı tüketimi, sık ve az yemek yemek, yataktan yavaşça kalkmak önemlidir. Ani hareketlerden kaçınmak ve gün içindeki öğünleri düzenli tutmak, tansiyonun dengelenmesine yardımcı olabilir. Bu dönemde beslenme ve hareket düzenine özen göstermek faydalıdır.

En Sık Görülen Tansiyon Düşüklüğü Belirtisi Nedir?

En sık görülen tansiyon düşüklüğü belirtileri arasında baş dönmesi, bayılma hissi ve nabızdaki değişiklikler bulunur. Ayrıca baş ağrısı, konsantrasyon güçlüğü, soğuk terleme ve görme bulanıklığı gibi belirtiler de yaşanabilir. Bu belirtiler günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Tansiyon Düşüklüğü Baş Ağrısı Yapar mı?

Tansiyon düşüklüğü, beyne giden kan akışını azaltarak sıklıkla baş ağrısına neden olabilir. Bu tür baş ağrıları genellikle sabah saatlerinde ya da uzun süre ayakta kalındığında ortaya çıkar ve baş dönmesi, halsizlik gibi belirtilerle birlikte görülebilir. Ani hareketlerle şiddeti artabilir.

Gebelikte Tansiyon Düşüklüğü Tehlikeli midir?

Gebelikte tansiyon düşüklüğü sık görülse de genellikle ciddi risk oluşturmaz ancak şiddetli belirtiler varsa dikkatli olunmalıdır. Baş dönmesi, bayılma hissi gibi belirtiler, anne ve bebeğin sağlığını etkileyebilecek durumlara yol açabilir. Bu nedenle düzenli takip ve sağlık profesyonellerinin önerilerine uymak önemlidir.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 7 Mart 2025 Cuma Yayımlanma Tarihi: 24 Mart 2020 Salı
Bu içeriği ortalama 9 dakikada okuyabilirsiniz.

Birimin Tüm İlgi Alanları

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler