Koronavirüse Karşı Bağışıklık Sistemi Nasıl Güçlenir?
Hemen her türlü viral hastalıkla kısa ve uzun vadede az sorun yaşayarak başa çıkabilmek için bağışıklık sistemini güçlendirmeyi düşünmek gereklidir.
Koronavirüs üzerinde gerçekleştirilen en son çalışmalar hemen her yaşta bireyi etkileyebildiğini gösterdiği için herkesin kendisini korumak üzere bağışıklık sistemine bütün yardımları sağlaması gereklidir.
Normal şartlar altında bireyler kış aylarında, yani soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların yaygın olduğuna inanıldığı dönemde bağışıklık sistemlerinin sağlığına daha fazla dikkat eder.
Ancak bağışıklık sistemi herhangi bir virüse ya da mikroorganizmaya karşı vücudu savunmak için yıl boyunca aralık vermeden yoğun bir şekilde çalışır. Tıp uzmanları insanların bünyenin sağlıklı kalması için gelişmiş ve bu yönde evrimleşmiş bir bağışıklık sistemine sahip olduğumuzu belirtmektedir.
Bağışıklık Sistemi Nedir ve Nasıl Çalışır?
Bağışıklık sistemi vücudun doğal savunma sistemidir. Vücudu istilacılara karşı korumak için bir araya gelerek birlikte hareket eden karmaşık bir hücre, doku ve organ ağıdır.
Bu istilacılar arasında hepsi bizi hasta etme potansiyeline sahip virüsler, bakteriler, parazitler, hatta mantar türleri bulunur. Bu gözle görünmeyecek kadar küçük istilacılar evde, işyerinde, parkta, sahilde, araçlarda, yollarda, yani her yerde bulunurlar.
Sağlıklı bir bağışıklık sistemi öncelikle bunların vücuda girmesini engelleyen bir bariyer oluşturarak bizi korur. Eğer herhangi bir virüs ya da diğer bir hastalık yapıcı etken bu bariyeri aşarsa bağışıklık sistemi akyuvarları, bu yabancı maddelere saldırıp yok eden kimyasallar ile proteinleri üretir; vücut içinde saklandıkları yerleri bulmaya ve ideal olarak çoğalmadan önce onlardan kurtulmaya çalışır.
Bu bu ilk aşamada başarısız olursa, bağışıklık sistemi istilacılar çoğalırken onları yok etmek için daha da hızlanır.
Bağışıklık sistemi milyonlarca farklı antijeni tanıyabilir ve neredeyse hepsini yok etmek için ihtiyaç duyulan önlemi alıp, gerekli maddeyi üretebilir. Bu ayrıntılı savunma sistemi düzgün çalıştığında kanserden soğuk algınlığına kadar çok çeşitli sağlık sorunlarını vücuttan uzak tutabilir.
Ancak bazen bağışıklık sistemi bir hata yapar ve polen ya da evcil hayvan tüyü gibi kendiliğinden vücuda zararlı olmayan bir maddeyi zararlı olarak tanımlar. Bağışıklık sistemi bu sözde istilacılarla savaşmaya başladığında ortaya çıkan duruma alerjik reaksiyon denilir.
Bağışıklık sistemi işinde çok iyi olsa bile her istilacıyla her zaman savaşamaz, zaman zaman bozulabilir veya hiç tanımadığı yeni bir tür virüs ile karşılaşabilir. Tıp uzmanları bu durumun en aza indirilmesi için yaşam tarzına dikkat edilmesi gerektiğini ve aşılamanın önemini belirtmektedir.
Sağlıklı beslenmemek, hareketsiz bir hayat tarzı benimsemek, yeterince uyumamak ve kronik stres altında olmak bağışıklık sisteminin zayıflamasına katkıda bulunur. Bağışıklık sistemi tükendiği zaman bakteriler, toksinler veya virüsler vücudu işgal edebilir ve bunun sonucu olarak hastalıklar başlar.
Koronavirüse Karşı Sağlıklı Bir Bağışıklık Sistemi Geliştirme Adımları
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için alınabilecek tek bir hap veya ilaç yoktur. Bunun yerine, bu sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemek, hayat boyunca bağışıklığı geliştirmeye yardımcı olacaktır.
Egzersiz
Bunun için atılması gereken ilk adım egzersiz yapmaktır. En kolay egzersiz yolu ise şartlar uygun olduğu zamanlarda yürüyüşe çıkmaktır. Ancak koronavirüs önlemleri dahilinde dışarı çıkmanın uygun olmadığı zamanlarda ev içerisinde sürdürülecek ısınma hareketleri de benzeri bir işlevi görecektir.
Hareketsiz bir hayat tarzı kişiyi halsiz hissettirir ve bağışıklık sistemini durgunlaştırır. Uzmanlar haftada üç defa nabzı hızlandıracak egzersiz yapmanın bağışıklığı arttırdığını belirtmektedir.
Yapılan araştırmalar sonucunda egzersiz yapan kişilerin, egzersiz yapmayan bireylerden daha iyi işleyen akyuvarlara sahip olduğunu göstermektedir.
Egzersiz yaparken doğal olarak salgılanan ve beyni olumlu yönde etkileyen endorfin hormonları ağrıları hafifletir ve stres atarak rahat uyumaya yardımcı olur.
Doğru Beslenme
Bağışıklık sisteminin iyi çalışması için sağlıklı ve doğru beslenme şarttır. Boş kaloriler ile dolu bir diyet sadece kilo almaya yol açmakla kalmaz, aynı zamanda vücudu enfeksiyonlara daha yatkın hale getirir.
Aşırı kilolu olmak aynı zamanda kendiliğinden bağışıklık sistemini zayıflatacak bir dizi sağlık problemine yol açar. Mikropların özellikle şeker sevmesi nedeniyle alkol ve şekerli besinlerden kaçınılması gereklidir.
Dengeli bir diyet ise enfeksiyona karşı direnci artırabilir. Koyu yeşil, kırmızı, sarı ve turuncu meyveler ile sebzeler antioksidanlarla doludur.
Portakal, mandalina, ayva, elma, kırmızı üzüm, lahana, karnabahar, brokoli, soğan, ıspanak, tatlı patates ve havuç gibi meyve ve sebzeler tercih edilmelidir.
Bir kısmı ülkemizde çok yaygın kullanılmamakla birlikte ay çekirdeği, badem, kefir, kırmızı dolmalık biber, koyu bitter çikolata, yaban mersini, yeşil çay, zencefil ve zerdeçal gibi besinler içerdikleri antioksidanlar ve vitamin türleri ile bağışıklık sisteminin ihtiyacı olan desteği sağlayabilir..
Düzenli Uyku
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için yeterli uyku çok önemlidir. Uykusuzluk sadece gün boyunca yorgunluğa neden olmakla kalmaz, aynı zamanda bireyi hastalıklara ve virüslere karşı savunmasız bırakır.
Uzun süreli devam eden az uykunun obezite ve diyabet gibi diğer sağlık sorunları riskini de arttırdığı çeşitli araştırmalar sırasında gözlemlenmiştir. Yapılan araştırmalarda gecede en az yedi saat uyumanın bulaşıcı hastalıklara karşı direnci artırdığı görülmüştür.
Stres Yönetimi
Sürekli stresli olmaktan kaçınmak gereklidir. Vücut sürekli gergin olduğunda sürekli salgılanan kortizol ve adrenalin gibi stres ile ilişkili hormonlar bağışıklık sistemini zayıflatır.
Kronik stres aynı zamanda kalp hastalıkları ve hipertansiyon yani yüksek tansiyon ile bağlantılıdır. Bireyler bunun için stresi yönetecek bir sakinleşme ve dinginleşme yöntemi kullanılmalı, günlük sorunlardan bir süreliğine bile olsa uzaklaşmak için kendisine zaman ayırmalıdır. Aynı zamanda insanlar ile güçlü ilişkileri sürdürmek önemlidir.
Hijyen
Kişisel hijyene dikkat etmek bağışıklık sisteminin kaçınılabilir antijenler ile çatışmaya girmesini ve bu nedenle yorularak kaynaklarını tüketmesini engeller. Bunun için özellikle el ve ağız temizliğinde doğru temizlik kurallarının uygulanması hayati önem taşımaktadır.
20 saniye süresince sabun ile elleri ve sonrasında ağız çevresini sabunla temizlemek, koronavirüsün bulunan yağ çeperini eriterek etkisiz hale gelmesini sağlar. Bir çok mikrop türü bu basit önlem karşısında hiçbir savunmaya sahip değildir.
Sigara
Koronavirüs ile başa çıkabilecek kadar sağlam bir bağışıklık sistemi için sigara, aşırı alkol kullanımı ve uyuşturucu gibi alışkanlıklardan uzak durmak zorunludur. Özellikle sigara kullanımı akciğerlerde sürekli hasarın bulunmasına yol açtığı için koronavirüsün bağışıklık sistemini aşmasını kolaylaştıracaktır.
Koronavirüse Karşı Bağışıklık Sistemi Nasıl Savaşır?
Herkesin koronavirüs ya da coronavirüs olarak adlandırdığı Covid-19, Şiddetli Akut Solunum Sendromuna yol açan bir koronavirüs türüdür.
Virüsler gerçek canlılar değillerdir, sadece genetik malzeme ve bir kaç protein çevresinde oluşmuş bir gövdeden meydana gelirler. Virüsler sadece yaşayan bir hücreye bağlandıklarında çoğalmak gibi canlılara özgü hareketleri gerçekleştirebilirler.
Covid - 19’un yayılma yolu öksürme esnasında etrafa yayılan damlacıklar ile, veya hasta bir kişinin solunum sıvılarına dokunduktan sonra bireyin kendi ağzına, burnuna, gözlerine ya da yüzüne dokunması ile gerçekleşir.
Akciğerlerin içi milyarlarca epitel hücresi ile kaplıdır. Bunlar vücudun sınır hücreleridir. Koronavirüs, genetik materyalini enjekte etmek için kurban hücrenin zarındaki belirli bir reseptöre bağlanır.
Olanlardan habersiz hücre, bu genetik koddan kendisine gelen kopyala ve yeniden birleştir talimatlarını uygulamaya başlar.
Hücre daha fazlasını yapamayana kadar içinde koronavirüs üretmeye devam eder ve en sonunda eriyerek etrafa çevre hücrelere saldıran yeni koronavirüs parçaları salar. Bu enfekte hücrelerin sayısını katlayarak arttırır. Günler içerisinde milyonlarca hücre bu şekilde enfekte olabilir.
Koronavirüsün asıl tehdidi ise burada başlar. Bağışıklık sistemi, bireyi korurken aynı zamanda birey için oldukça tehlikeli olabilir ve bu yüzden vücut içinde çok sıkı denetlenir.
Bağışıklık hücreleri içinde bulunan bir yabancı virüsü algıladıklarında bu hücrenin imha olması için gerekli adımları atar. Ancak koronavirüsün yeni olması nedeniyle bağışıklık sisteminin arşivinde onu kolaylıkla tanımasını sağlayacak bilgiler mevcut değildir.
Bağışıklık hücreleri çoğunlukla sitokin adı verilen küçük bilgi proteinleri yoluyla iletişim kurarlar. Neredeyse her önemli bağışıklık reaksiyonu bu proteinler tarafından kontrol edilir. Coronavirus, bağışıklık hücrelerinin aşırı tepki vermesine neden olabilir.
Bağışıklık sistemi ve olması gerekenden daha fazla hücre gönderir, kaynaklarını boşa harcar ve hasta olanların yanı sıra sağlam hücrelerin de öldürülmesine yol açar, bu da çevredeki akciğer dokusunun ölmesine yol açar. Bu durum geri dönüşü olmayacak kalıcı hasara yol açabilir.
Çoğu vakada bağışıklık sistemi yavaş yavaş kontrolü tekrar kazanır. Enfekte hücreleri öldürür, yenilerini enfekte etmeye çalışan virüsleri yakalar ve imha eder. Ancak özellikle sigara kullanımı, geçmişte geçirilen bir hastalık, hali hazırda olan bir tıbbi sorun veya bir otoimmun sorunu olan bireylerde bu bağışıklık sistemi çok daha büyük zorluklarla karşılacaktır.
Bu aşamadan itibaren akciğerlerin koruyucu astarı olan epitel hücrelerin büyük bir kısmının kaybolmuş olması, daha derinde bulunan ve nefes almaya yarayan küçük hava keselerinin normalde sorun yaratmayacak bakteriler tarafından enfekte olmaya açık bir hale gelmesine yol açar. Bu hastalarda zatürre görülmesine ve solunum zorluğu görülmesine yol açar.
Bu durumdaki hastaların nefes alabilmeleri için solunum cihazına ihtiyacı vardır. Haftalardır tam kapasite savaşan ve milyonlarca antiviral silah üreten bağışıklık sistemi bu bakterilerin çoğalması ile zorlanmaya başlar.
Bu sonucun engellenmesi ve Koronavirüsün yol açtığı Covid-19 hastalığından en az hasar ve kayıpla çıkılması için bağışıklık sistemini güçlü tutmak şarttır.