Atriyal Septal Defekt (ASD) Nedir?
Hayati organlardan biri olan kalp toplam dört odacıktan oluşur. Alttaki iki odacık sağ ve sol karıncık, üstteki iki odacık ise sağ ve sol kulakçık (atriyum) olarak adlandırılır. Bu iki kulakçığı birbirinden ayıran ve arada duvar görevi üstlenen perdemsi doku, septumdur. Septumda açıklık olması durumu, "Atriyal septal defekt nedir?" sorusunun en net cevabıdır. Dokudaki bu açıklık delik şeklinde olduğu için halk arasında kalp deliği olarak da bilinir.
Gebelikte bebeğin kalp gelişimi sırasında iki kulakçık arasında birkaç küçük açıklık bulunur. Bu küçük açıklıklar hamileliğin devamında veya doğumdan çok kısa bir süre sonra kendiliğinden kapanır. Eğer açıklıklardan biri kapanmazsa o açıklık delik olarak kalır ve kişide ASD gelişmesine sebep olur.
Sağlıklı bir insanda kan akışı, bahsettiğimiz dört odacık arasında sıralı bir devinim izler. Öncelikle vücuttan toplanan ve oksijen bakımından fakir olan kan, sağ kulakçığa gelir; ardından sağ karıncığa geçer. Temizlenmek üzere akciğere doğru gönderilen kan, sağ karıncıktan pompalanır. Akciğerde oksijence zengin hâle getirilen yani bir nevi temizlenen kan ise önce sol kulakçığa gelir, sonra sol karıncığa geçer. Artık organların oksijen ihtiyacını karşılayacak kan pompalanmak üzere hazırdır ve sol karıncıktan tüm vücuda pompalanır.
Ancak ASD hastalarında durum biraz daha farklıdır. Septumda meydana gelen delik, sol atriyumdaki temiz kanın bir miktarının kirli kanın biriktiği sağ atriyuma sızmasına sebep olur. Sağ atriyumda bulunan kan miktarının artması temizlenmek için akciğere giden kan miktarını da artırır. Bu da akciğer için fazladan yük anlamına gelebilir ve uzun vadede akciğere hasar verebilir.
ASD Tipleri Nelerdir?
ASD çeşitlerini dört başlığa ayırmak mümkündür. Bunlar; primum, sekundum, sinus venosus tipi ve koroner sinus ASD ’dir.
Primum ASD, genel ASD hastalarının %15 ila 20’sini kapsar. Atriyal septumdaki karakteristik delik, septumun alt bölgelerinde yer alır. Primum ASD ile doğan bebeklerde ASD’ye ek mitral kalp yetmezliği gibi başka kalp kusurları da olabilir. Ayrıca hastalık genellikle Down sendromuyla da ilişkilendirilir.
Sinüs venosus tipi ASD’de bulunan delik genellikle septumun üst kısmında olsa da bazen alt arka kısmında da yer alabilir. ASD hastalarının yaklaşık %5 ila 10’unda görülür ve primum ASD'ye göre daha seyrektir.
Koroner sinüs ASD'in görülme oranıysa diğer ADS türlerinin %1'inden azdır ve ADS'nin en az rastlanan tipidir. Diğerlerinden farklı olarak delik, koroner sinüs ile sol atriyum arasındaki duvarda yer alır. Koroner sinüs de yine kalp-damar sisteminin elemanlarından biridir.
Sekundum ASD Nedir?
Sekundum ASD ise vakalarının yaklaşık %75-80’ini içine alarak toplumda en sık karşılaşılan ASD tipidir. Diğer ASD çeşitlerinde olduğu gibi delik, iki odacığı birbirinden ayıran perdemsi dokuda ortaya çıkar. Yer olarak septumun tam orta kısımlarına denk gelir ve çeşitli tedavi yöntemleri sayesinde başarıyla kapatılabilir.
ASD Hastalığının Kalp Sağlığı Üzerindeki Etkileri
ASD hastalığında delik küçükse genellikle kişinin hayat kalitesini düşürecek kadar sorun yaratmaz ve daha önce de belirttiğimiz gibi birçoğu bebeklik döneminde kendiliğinden kapanabilir. Yaş ilerledikçe kapanmayan bu küçük açıklık pek çok sağlıklı yetişkinde kalmaya devam edebilir ve bu durum patent foramen ovale (PFO) olarak isimlendirilir.
Ancak ASD’de yer edinen delik büyükse durum tam tersi yönde değişebilir. Deliğin büyüklüğü oranında sağ ventriküle kan sızmaya başlar. Sızan miktarla birlikte sağ ventiküldeki kan hacmi artışa geçer. Artan kan hacmi akciğere giden damarlardaki basıncın artmasına yol açar. Akciğere pompalanan kan miktarı ve basıncı normalin üstünde seyrettikçe hem kalp hem akciğer daha çok çalışmak zorunda kalır. Bu süreç iki organ için de yorucu bir hâl alır ve tedavi edilmediğinde iki organa da zarar verebilir.
Bu nedenle ASD hastalığının ciddiyeti genellikle deliğin boyutuna ve buna bağlı olarak ne kadar kanın hangi yöne sızdığına göre değerlendirilir. Atriyal septal defektle ilişkilendirilebilecek sağlık sorunlarının bazıları şunlardır:
- Sağ kalp yetmezliği
- Kalp ritim bozukluğu (aritmi)
- Pulmoner hipertansiyon
- Ani felç kalma
- Erken gerçekleşen ölüm
- Eisenmenger sendromudur.
ASD hastalığı belirtileri bebeklik döneminde fark edilebilecek kadar belirgin olmayabilir. Bu sebeple belirtilerin çoğu büyüme dönemine doğru ortaya çıkmaya başlar. Çok ciddi seyreden ASD belirtileri çocuklarda şu şekilde kendini gösterebilir:
- Zatürre gibi solunum yolu hastalıklarına veya sık sık akciğer enfeksiyonlarına yakalanma,
- Beslenme sırasında yorulma.
Çocuklardaki ASD vakalarında da bebeklerde olduğu gibi belirtiye rastlanmayabilir. En çok karşılaşılan bulgu stetoskopla dinlenince duyulan ve kalpte üfürüm gibi çıkan sestir. Buna ek görülebilecek diğer semptomlarsa şunlardır:
- Nefes darlığı yaşama,
- Fiziksel aktivite sırasında çabucak yorulma,
- Yaşıtlarına nazaran düşük kiloda olma,
- İştahta azalma,
- Büyümenin gecikmesi veya yavaşlaması,
- Kalp ritminde düzensizlik.
Atriyal septal defektle doğan bebekte fark edilemeyen belirtiler yetişkinlikte yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayabilir. Bu belirtiler bebek ve çocuklardakine benzerlik göstermekle birlikte bazı ek semptomları da içerebilir. Bunlar:
- Ayaktan itibaren bacaklarda ve karında görülen şişlik,
- Maviye yakın ten rengi,
- Kalpte çarpıntı olarak örneklenebilir.
Bahsi geçen belirtilerin her biri ciddidir ve gerek bebeklerin gerek yetişkinlerin hayat kalitesini düşürerek huzursuzluk yaratabilir. Dolayısıyla belirtilerden herhangi birini gözlemlediğinizde en yakın sağlık kuruluşuna giderek gerekli tetkikleri yaptırmalı ve doktor görüşü almalısınız. Erken teşhis ve tedavi birçok hastalıkta olduğu gibi ASD için de son derece önemlidir.
ASD Tedavi Seçenekleri Hakkında Detaylı Bilgiler
5 mm’den küçük delikler kendiliğinden iyileşeceği için çoğu zaman tedaviye gerek kalmaz.1 cm’den büyük deliklerse çoğu zaman cerrahi işlem gerektirir. Tedavi planı kişinin mevcut durumu gözetilerek belirlenir. Örneğin deliğin büyüklüğü ve doğuştan gelen başka bir kalp rahatsızlığı bulunup bulunmadığı göz önünde tutularak tedavi planı oluşturulur. Bu tedavi planı çoğu zaman ASD kapaması olarak isimlendirilir.
ASD kapama nedir?
ASD kapama adından da anlaşılacağı üzere atriyal septumdaki orta-büyük boyutlu deliğin medikal yöntemlerle kapatılması işlemidir. Alanında uzman hekimler tarafından yapılan bu işlemler ilerleyen zamanda ASD kaynaklı yaşanabilecek sorunları önlemek amacıyla gerçekleştirilir.
Kalp Kateterizasyonu Yöntemi
Bu tedavide delik uygun bir medikal cihaz kullanılarak kapatılmaya çalışılır. İşlem sırasında kateter olarak adlandırılan ince ve esnek yapıdaki bir tüp içine konan cihaz parçasıyla birlikte genellikle boyun, kasık veya bacaktaki kan damarına yerleştirilir. Yerleştirildiği damarı takiben kalbe doğru yönlendirilir ve septuma gelince deliği kapatacak şekilde yerleştirilir. Cerrahi olmayan bir işlemdir. Kişide ameliyat izi gibi ciddi kesi izleri bırakmaz ve diğer işlemlere kıyasla çok daha çabuk iyileşme görülür.
Açık Kalp Ameliyatı
Bazı büyük ASD vakalarında kateterizasyon yeterli olamadığı zaman başvurulan bir metottur. Bu yöntem göğüs duvarının açılması ve sonrasında gerekli onarımların yapılmasını içerir. Genellikle çocukluk çağında tercih edilen bir işlem olmakla birlikte delik ya dikilerek ya da yamalama yöntemiyle kapatılarak onarılır.
ASD Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
ASD hastalarının dikkat etmesi gerekenler genel bir çerçeveyle sınırlandırılmış eylemler değildir. Onarılmamış küçük deliklerin çok nadiren sorunlara yol açtığı bilindiği için çoğu zaman hastalara fiziksel aktivite veya yaşam tarzı sınırlaması getirilmez. Ancak ameliyat gerektiren büyük delikler için bazı istisnalar mevcuttur. Ameliyattan sonra doktorunuzun yönlendirmesi dâhilinde alışkanlıklarınızı değiştirmeniz ve bazı noktalara dikkat etmeniz istenebilir.
Bu yönlendirmeler yapılan ameliyata, kişinin mevcut ve geçmiş sağlık durumuna veya iyileşme sürecine göre belirlenebilir. ASD kapama sonrası dikkat edilmesi gerekenler kalp-damar sağlığını korumak için yapılabileceklerle benzerdir. Örneğin;
- Sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni oluşturmak,
- Sigara ve türevi tütün ürünlerini kullanmamak,
- İdeal kiloyu korumak ve
- Uyku düzenine dikkat etmektir.
Bununla birlikte dikkat edilmesi gereken bazı özel durumlar varsa doktorunuz sizi bu konuda bilgilendirecektir. Bunların birkaçını örneklendirelim:
- Cerrahi operasyon geçiren hastaların en azından iyileşme sürecini atlatana kadar ağır egzersizlere bir süreliğine ara vermeleri rica edilir. Uzman doktor, ameliyattan sonra hastanın devam edebileceği fiziksel aktivitelerle ilgili hastayı bilgilendirir.
- Rakım değişimi yaratan aktiviteler ortamdaki oksijen miktarında da değişime yol açar. Oksijen miktarı değişimi atriyal septal defetk rahatsızlığından muzdarip kişilerde bazı sorunlara sebep olabilir. Örneğin dağcılıkta olduğu gibi deniz seviyesinden yükseğe tırmanmak kişinin maruz kalacağı oksijen miktarını belli oranda azaltır. Bu durum akciğere giden damalardaki kanın akış hızını etkileyebilir. Kişi buna bağlı olarak nefes almada güçlük çekebilir veya nefessiz kalabilir. Yine aynı şekilde dalış yapmak da kişiyi deniz seviyesinden uzaklaştırır ve derinlere daldıkça vurgun yeme riskini ortaya çıkarır. Dolayısıyla bu tip fiziksel faaliyetler ASD teşhisi almış ve ASD tedavisi gören kişilere pek önerilmez.
- ASD tedavisi sonrası oluşabilecek enfeksiyon riskini önlemek için doktor hastaya antibiyotik reçete edebilir. Özellikle yakın gelecekte diş tedavisi olmayı veya başka bir operasyon geçirmeyi planlayan hastaların ASD tedavisini takiben yaklaşık 6 ay boyunca antibiyotik kullanması gerekebilir. Bu sayede iyileşme sürecinde yaşanabilecek endokardit gibi enfeksiyonların önüne geçilebilir. İlaç tedavisinde reçete edilen ilacın doktorun önerdiği doz ve sürede kullanılması önemlidir.
- Kalp ameliyatından sonra vücutta pıhtı sorunları yaşanabilir. Bu duruma engel olabilmek doktor tarafından kan inceltici ilaçlar reçete edilebilir. ASD tedavisi amacıyla geçirilen işlemlerden itibaren 6 ay ila 1 yıl süreyle bu ilaçları kullanmak gerekebilir. Ancak kişi öncesinde felç geçirdiyse ilaç kullanım süresi uzayabilir.
Sıkça Sorulan Sorular: ASD Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
ASD Ameliyatı Nasıl Yapılır?
ASD ameliyatı açık ameliyattır, dolayısıyla öncesinde genel anestezi uygulanır. Ameliyat sırasında uzman hekim göğüs bölgesinde kesi açarak kaburga kemiklerini aralar ve direkt kalbe ulaşır. Septumdaki deliği bulur ve aralık bölgeyi, dikerek veya uygun bir yama ekleyerek kapatır. Ameliyat sürecinde kalp görevini yerine getiremeyeceği için kalp işlevi gören makinelerden yardım alınır. Ameliyat boyunca hastanın yaşamsal faaliyetleri monitörler ve ilgili cihazlar üzerinden takip edilerek ameliyat tamamlanır.
ASD Ameliyatı Kaç Saat Sürer?
ASD tedavisi dâhilinde uygulanan açık kalp ameliyatı 2 ila 3 saat arasında sürer. Bu süre operasyona giren kişinin mevcut durumuna, ameliyat hazırlık sürecine ve ameliyat sırasındaki gidişata bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
ASD Kaç Yaşına Kadar Kapanır?
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi deliğin büyük bir kısmı doğumu takiben birkaç hafta veya ay içinde kapanmaya başlar. Birçok bebekte özellikle ilk 1.5 yıllık süreçte ASD kapanma ihtimali yükselerek %80'lere kadar ulaşabilir. 3 yaşından itibaren delik hâlâ yok olmamışsa artık kendiliğinden kapanma ihtimalinden bahsetmek ne yazık ki mümkün değildir.
ASD Sekundum Küçük Ne Demek?
Septumdaki deliğin diğer çeşitlere kıyasla daha küçük olduğu durumu ifade eder. Kanın odacıklar arası geçişi nispeten daha azdır ve genellikle fizyolojik olarak ciddi sorunlar yaratmaz. Çoğu zaman kendiliğinden kapanabilir, kapanmadığı taktirdeyse rahatsızlık kateterizasyon yöntemi kullanılarak kolayca tedavi edilebilir.