Anoreksiya Nervoza Nedir?
Anoreksiya nervoza, vücut ağırlığında anormal derecede düşüklük, hissedilen yoğun kilo alma korkusu, ve çarpık kilo algısı ile karakterize edilen bir beslenme bozukluğuna verilen isimdir. Aynı zamanda anoreksi ya da iştahsızlık isimleriyle de bilinir. Anoreksiya nervoza mağduru bireyler, kilolarını ve vücut şekillerini kontrol etmek için kendi yaşamlarında önemli ölçüde değişiklikler yapma eğilimi gösterirler.
Anoreksiya nervoza mağduru bireyler kilo almayı önlemek veya kilo vermeye devam etmek için, genellikle yedikleri yiyecek miktarında ciddi kısıtlamalara giderler. Vücudun ihtiyacı olan kalori alımını kontrol etmek için yemek yedikten sonra kusabilirler veya müshil, diyet hapları, diüretikler veya lavman gibi araçları kötüye kullanabilirler. Buna ek olarak aşırı egzersiz yaparak kilo vermeye çalışabilirler. Anoreksiya nervoza mağduru bireyler için verdikleri kilo miktarı yeterli gelmez ve kilo almaktan korkmaya devam ederler.
Anoreksiya temelinde yemekle ilgili değildir. Tıp uzmanlarının gözlemlerine göre duygusal sorunlarla başa çıkmanın son derece sağlıksız ve birçok vakada hayatı tehdit eden bir yöntemidir. Anoreksiya nervoza mağduru bireyler genellikle zayıflığı öz-değer ile eş tutarlar.
Anoreksiya nervoza, tıpkı diğer yeme bozuklukları gibi bireyin hayatını ele geçirebilir ve durumun üstesinden gelmek birey için çok zor olabilir. Ancak doğru ve sağlıklı tedavi süreci sayesinde birey kim olduğunu daha iyi anlayabilir, daha sağlıklı beslenme alışkanlıklarına dönebilir ve anoreksinin oluşturacağı sağlık sorunlarını tersine çevirebilir.
Anoreksiya Nervoza Neden Olur?
Anoreksinin kesin nedeni henüz bilinmemektedir. Ancak tıp uzmanları bu durumun da pek çok hastalıkta olduğu gibi, biyolojik, çevresel ve psikolojik faktörlerin bir kombinasyonu olduğunu düşünmektedir.
Bazı bireylerin anoreksiya nervoza geliştirme riskinin daha yüksek olmasına neden olan bir takım genetik eğilimler olduğu düşünülmektedir. Bazı bireyler, anoreksiya ile ilişkili mükemmeliyetçilik, duyarlılık ve sebat etmeye yönelik genetik bir eğilime sahip olabilir. Ebeveynleri, kardeşleri veya çocukları gibi birinci dereceden akrabaları anoreksiya nervoza olan bireylerin çok daha yüksek anoreksi riski taşıdığı gözlemlenmiştir.
Modern dünya zayıflığın önemli olduğu ve güzelliği temsil ettiğini vurgulamaktadır. Başarı ve bireysel değer genellikle zayıf olmakla eşit görülmektedir. Akran baskısı, özellikle genç kızlar arasında zayıf olma arzusunu aşırı körüklemeye neden olabilir.
Anoreksiya nervoza mağduru bazı bireyler, katı diyetlere bağlı kalmayı ve aç olmalarına rağmen yemekten vazgeçmeyi kolaylaştıran obsesif-kompulsif kişilik özellikleri taşıyabilir. Mükemmeliyetçilik dürtüleri onların asla yeterince ince olmadıklarını düşünmelerine neden olabilir. Yüksek derecede anksiyete sahip oldukları durumlarda, bunları birleştirip yemek yemeyi kendilerine kısıtlayabilirler.
Kontrolsüz ve bilimsel olmayan diyet türleri, yeme bozukluğu geliştirmek için risk faktörüdür. Araştırmacılar anoreksiya semptomlarının çoğunun aslında açlık semptomları olduğuna dair güçlü kanıtlar bulmuşlardır. Uzun süreli açlık beyni biyolojik olarak etkileyebilir ve ruh hali değişikliklerine yol açarak, kaygıyı artırıp ve iştah azalmasını azaltabilir. Eş zamanlı gelişen açlık ve kilo kaybı, bazı bireylerde beynin çalışma şeklini değiştirebilir, bu da kısıtlayıcı yeme davranışlarını devam ettirebilir ve normal yeme alışkanlıklarına dönmeyi zorlaştırabilir.
Yeni bir okul, ev, iş, bir ilişki ayrılığı veya sevilen birinin ölümü veya hastalığı gibi değişimler duygusal stres getirebilir ve iştahsızlık riskini artırabilir.
Anoreksiya nervoza kadınlarda daha yaygındır. Bununla birlikte, erkek çocuklar ve erkekler, muhtemelen artan sosyal baskılarla ilişkili olarak giderek artan bir şekilde yeme bozuklukları geliştirmiştir.
Anoreksi ayrıca gençler arasında daha yaygın görülse dahi her yaştan insan bu yeme bozukluğunu geliştirebilir. Ergenlik döneminde vücutlarının geçirdiği tüm değişiklikler nedeniyle gençlerin daha fazla risk altında olduğu düşünülmektedir. Bu dönemde karşılarına çıkabilecek artan akran baskısı nedeniyle eleştirilere ve hatta kilo veya vücut şekli hakkında sıradan yorumlara karşı daha duyarlı olabilirler.
Anoreksiya Nervoza İle Ortaya Çıkabilecek Problemler
Anoreksiya durumunda, birey aşırı zayıf olmasa bile en ağır halinde, anormal kalp ritimlerinden yani aritmiden veya sıvıların dengesini koruyan sodyum, potasyum ve kalsiyum gibi mineraller olan elektrolitlerin dengesizliğinden dolayı ani ölüme yol açabilir.
Anoreksinin yol açacağı diğer sağlık problemleri arasında anemi, anormal kalp ritimleri veya kalp yetmezliği , böbrek problemleri , düşük kan potasyumu, sodyum ve klorür gibi elektrolit anormallikleri, erkeklerde testosteron seviyelerinde azalma, kabızlık , şişkinlik veya mide bulantısı gibi gastrointestinal problemler, kadınlarda adet görmeme, kas kaybı, kemik kaybı yani osteoporoz nedeniyle artan kırık riski ve mitral kapak prolapsusu gibi kalp sorunları sayılabilir.
Ciddi şekilde yetersiz beslenen anoreksik bireylerin, beyinleri, böbrekleri ve kalpleri dahil olmak üzere vücuttaki bütün organları zarar görebilir. Tedavi süreci sonucunda anoreksiya nervoza kontrol altına alınsa bile bu hasarın bütünüyle geri döndürülmesi mümkün olmayabilir.
Anoreksiya nervozanın sebep olduğu zihinsel sağlık bozuklukları arasında aşırı alkol ve madde kullanımı, depresyon, anksiyete ve diğer duygudurum bozuklukları, kendine zarar verme eğilimi, intihar düşünceleri veya intihar girişimleri, kişilik bozuklukları ile obsesif kompulsif bozukluklar sayılabilir.
Anoreksiya Nervoza Nasıl Önlenir?
Anoreksiya nervozayı önlemenin garantili bir yolu yoktur. Aile hekimleri, çocuk doktorları, ve dahiliyeciler gibi birinci basamak hekimleri anoreksinin erken semptomlarını belirlemek ve hastalığın tam gelişimine engel olmak için doğru konumdadırlar. Bu sayede rutin tıbbi randevular sırasında bireye yeme alışkanlıkları ve dış görünüşlerinden duydukları memnuniyet hakkında sorular sorabilirler.
Bir aile ferdinin veya arkadaşlarının düşük özgüvene, beklenmedik beslenme alışkanlıklarına ve dış görünüşlerinden hoşnutsuzluğa sahip olduğunu fark eden kişilerin, o bireyle bu konular hakkında konuşması etkili olabilir. Her ne kadar bir yeme bozukluğunun gelişmesini engellemek mümkün olmasa bile, daha sağlıklı davranış veya tedavi seçenekleri için yönlendirmede bulunmak mümkün olabilir.
Anoreksiya Nervoza Belirtileri Ve Tipleri Nelerdir?
Normal şartlar altında anoreksiya nervoza belirti ve semptomları açlıkla ile bağlantılıdır. Anoreksi açlık belirtilerinin yanı sıra bireyde gerçekçi olmayan vücut ağırlığı algısı ile aşırı derecede kilo alma veya şişmanlama korkusu içeren duygusal ve davranışsal sorunları da görülmesini içerir.
Düşük vücut ağırlığı her insan için farklı olabildiği ve bazı bireylerin aşırı derecede zayıf olsalar dahi böyle görünmemeleri nedeniyle durumun belirti ve semptomları fark etmek her zaman kolay değildir. Ayrıca, anoreksiya nervoza mağduru bireylerin birçok vakada zayıflıklarını, yeme alışkanlıklarını veya fiziksel problemlerini gizlediği görülmüştür.
Anoreksiya nervozanın fiziksel belirti ve semptomları arasında anormal kan değerleri, kusmadan dolayı aşınmış dişler, nasırlaşmış gibi görünen eklemler, aşırı kilo kaybı veya beklenen gelişimsel kilo artışının bulunmaması, baş dönmesi veya bayılma, dehidrasyon, düşük tansiyon , düzensiz kalp ritimleri, i̇ncelen, kırılan veya dökülen saçlar, kabızlık ve karın ağrısı, kadınlarda adet görmeme, kollarda veya bacaklarda şişlik, kuru veya sarımsı cilt, parmaklarda mavimsi renk değişikliği, soğuk algınlığı, uykusuzluk , vücudu saran yumuşak tüyler, yorgunluk ve zayıf, ince görünüm sayılabilir.
Anoreksiya nervoza mağduru bireylerin bazı vakalarda bulimia durumu olan bireylere benzer bir şekilde, sürekli yedikten sonra kusma eğilimine sahip olduğu gözlemlenmiştir. Ancak anoreksiya nervoza mağduru bireyler genellikle anormal derecede düşük vücut ağırlığı ile mücadele ederken, bulimik bireyler tipik olarak normal kilonun üzerinde vücut ağırlığına sahiptir.
Anoreksik bireyler aç kalma, diyet yapma, veya sürekli oruç tutma yoluyla gıda alımını ciddi şekilde kısıtlama, aşırı egzersiz yapma, yenilen gıdalardan sindirilmeden kurtulmak için diyet ilaçları, bitkisel ürünler, müshil ya da lavman gibi araçlardan da faydalanarak kendi kendine kusma, yöntemleriyle kilo verme girişimlerini sürdürebilirler.
Bunların yanı sıra anoreksiya nervozanın duygusal ve davranışsal belirti ve semptomları arasında;
- Açlığı reddetme veya yememek için bahane uydurma
- Başkalarının yanında yemek yemeyi istememek
- Cinselliğe ilginin azalması
- Duygusuz görünme
- Kat kat giyinerek kendini örtme
- Kilo alma korkusu ile sürekli tartılma veya ölçülme
- Ne kadar yemek yendiği konusunda yalan söyleme
- Sinirlilik
- Şişman uzuvlara sahip olmaktan şikayet etme
- Şişmanlık belirtisi olarak algılanan kusurlar için aynada sık sık kendini kontrol etme
- Sık sık öğün atlama veya yemeyi reddetme
- Sosyal olarak geri çekilme
- Uykusuzluk
- Genellikle yağ ve kalorisi düşük olanlar birkaç besin türünü güvenli yiyecekler olarak tanımlayıp, başka besinleri yememe
- Yemeği çiğnedikten sonra yutmadan tükürmek gibi beslenme ritüelleri benimseme
- Yemek ile takıntılı olma ve çok karmaşık yemek yapsa dahi yemeyi reddetme, gözlemlenebilir.
Anoreksiya nervoza mağduru birçok birey en azından durumun başında tedavi istemez. İnce kalma arzusu, bireyin sağlığıyla ilgili endişelerinin önüne geçer. Bu nedenle, bu durumdan etkilendiği düşünülen bireylerin yakınları tarafından doktorla konuşması için teşvik edilmesi gerekenler.
Anoreksiya nervozanın belirtilen semptomlarını yaşayan ya da yeme bozukluğu olduğunu düşünen bireylerin yardım alması gereklidir. Durumu yakınlarından saklayan bireylerin dahi konuşmak için güvendikleri birilerine açılmaları gereklidir.
Anoreksiya Nervoza Nasıl Teşhis Edilir?
Doktorunuz bireyin anoreksiya nervoza hastası olduğundan şüphelenirse, tipik olarak bir tanı koymak, kilo kaybının tıbbi nedenlerini ortadan kaldırmak için birkaç test ve muayene yapar. Bunların arasında öncelikle fiziksel muayene gerçekleştirilir. Bireyin boyu ve kilosu ölçülür. Nabız, tansiyon ve vücut ısısı gibi yaşam belirtileri ölçülür, cilt ve tırnaklar olası problemlerin belirtileri için kontrol edilir; kalp ve karaciğer ve karın bölgesi incelenir.
Vücutta bulunması gereken elektrolit ve protein değerlerini kontrol etmek için tam kan sayımı ile karaciğer, böbrek ve tiroid bezinin işleyişinin incelenmesi için çeşitli laboratuvar testleri yapılabilir.
Doktor veya bir akıl sağlığı uzmanı bireyin düşünceleri, duyguları ve yeme alışkanlıklarını öğrenme amacıyla sorular soracaktır. Buna ek olarak ayrıca psikolojik öz değerlendirme anketi doldurulması da istenebilir.
Doktor bireyin kemik yoğunluğunu, çatlak veya kırık kemiklerin varlığını, ya da pnömoni veya kalp problemlerinin varlığını kontrol etmek için röntgen çekilmesini isteyebilir. Bireyde olası kalp düzensizliklerini aramak için elektrokardiyogram ölçümü yapılabilir.
Anoreksiya Nervoza Nasıl Geçer?
Anoreksiya nervoza kendi başına geçebilecek bir hastalık değildir. Tedavinin sürecinde sağlıklı bir kiloya ulaşmak için tıbbi bakım sağlayabilecek ve bireyin kalori ihtiyaçlarını ve kilo alımını denetleyebilecek doktor, yardımcı olacak davranışsal stratejiler geliştirmek için bireyle birlikte çalışan bir akıl sağlığı uzmanı, belirli yemek planları ve kalori gereksinimleri sağlamak da dahil olmak üzere, düzenli yeme alışkanlıklarına geri dönme konusunda rehberlik edebilecek bir diyetisyen ile normal beslenme alışkanlıklarının sürdürülmesine yardımcı olacak yakınların desteği zorunlu olarak gereklidir.
Anoreksiya Nervoza Nasıl Tedavi Edilir?
Anoreksiya nervoza tedavisinin ilk amacı sağlıklı bir kiloya geri dönmektir. Birey anoreksiyadan öncelikle sağlıklı bir kiloya ulaşmadan ve sağlıklı beslenmeyi öğrenmeden kurtulamaz. Bu kiloya tekrar ulaşma süreci boyunca gerekli tedavi genellikle yeme bozuklukları konusunda tecrübeli doktorlar, akıl sağlığı uzmanları ve diyetisyenleri içeren bir ekip yaklaşımı kullanılarak gerçekleştirilir. Tedavinin sürekliliği ve düzenli beslenme eğitimi bireyin iyileşmesinin devamlılığı için son derece önemlidir. Bu tedavi sürecinde bireyin hastaneye yatışı, tıbbi bakım görmesi, psikoterapi görmesi ve ilaç kullanması gerekebilir.
Anoreksiya tedavisinde en büyük zorluk bireyin tedavi istememesidir. Bireyin bunun yanı sıra tedaviye ihtiyacınız olmadığını düşünmesi, kilo almaktan korkması ve anoreksiya nervozayı bir hastalıktan ziyade bir yaşam tarzı tercihi olarak görmesi, tedavinin önündeki diğer engellerdir. Anoreksiya nervoza mağduru bireyler iyileşebilir. Bununla birlikte, hastalığın yüksek stres dönemlerinde veya tetikleyici durumlar sırasında nüksetme riski yüksektir. Bu tür gerilim dönemlerinde terapinin sürdürülmesi ve periyodik randevular bireyin sağlıklı kalmasına yardımcı olabilir.
Kalp ritmi bozukluğu, dehidratasyon, elektrolit dengesizlikleri veya psikiyatrik bir tehdit gibi sorunlar nedeniyle hayatı acil bir tehlike altında olan bireylerin hastanenin acil servisinde müdahaleye ihtiyacı olabilir. Ciddi psikiyatrik sorunlar ile ciddi yetersiz beslenme veya yemeyi reddetme durumları ise hastaneye uzun süreli yatış gerekebilir.
Yeme bozukluğu olan bireylerin tedavisinde uzmanlaşmış klinikler mevcuttur. Bu kliniklerde tam hastaneye yatış yerine günlük veya yatılı programlara ulaşmak mümkün olabilir. Özel yeme bozukluğu programları ihtiyacı olan bireylere daha uzun süreler boyunca daha yoğun tedavi yöntemleri sunabilir.
Hastanın elektrolit değerlerinin, hidrasyon seviyesinin ve yaşamsal belirtilerinin sıkça izlenmesi gerekebilir. Saha ağır vakalarda, anoreksiya nervoza mağduru bireyler tedavinin başında burundan mideye uzanan bir tüp olan nazogastrik tüp yardımıyla beslenmesi gerekebilir.
Psikoterapi anoreksi için faydalı farklı tedavi türlerini içerir. Aile faktörü, anoreksiya nervoza mağduru gençlerin tedavisinde faydalı olduğu kanıtlanan tek tedavidir. Bu tedavi türünde anoreksiya nervoza mağduru bireyler yemek yeme ve sağlık konusunda iyi seçimler yapamadığı için, sağlıkla ilgili iyi seçimler yapana kadar, beslenme ve kilo verme konusunda yardımcı olmak için ebeveynlerden yararlanır.
Yetişkinler için bilişsel davranışçı terapinin, özellikle de geliştirilmiş bilişsel davranışçı terapinin durumun tedavisinde yardımcı olduğu gözlemlenmiştir. Bu süreçte temel hedef, kilo alımını desteklemek için sağlıklı yeme alışkanlıklarını ve davranışlarını normalleştirmektir. İkinci amaç ise kısıtlayıcı beslenmeye yönlendiren çarpık inanç ve düşünceleri değiştirmeye yardımcı olmaktır.
Anoreksiyayı tedavi etmek için henüz iyi bir sonuç veren ilaç bulunmamıştır. Ancak anoreksiyanın yanında görülebilecek depresyon veya anksiyete gibi diğer zihinsel sağlık bozukluklarının tedavisine yardımcı olabilecek antidepresanlar veya diğer psikiyatrik ilaçlar mevcuttur.
Anoreksiya Nervoza İçin Yaşam Tarzı Değişiklikleri Ve Evde Bakım
Anoreksiya nervoza mağduru bireylerin kendilerine bakmaları kolay olmayabilir. Sürdürülen profesyonel tedaviye ek olarak atılabilecek birkaç adım mevcuttur. Buna göre birey tedavi planına sadık kalmalı, terapi seanslarını atlamamalı ve rahatsız olsa bile yemek planlarından yapmamalıdır.
Uygun vitamin ve mineral takviyeleri hakkında doktora başvurmak faydalı olacaktır. İyi beslenmeyen bireylerin vücudunda gerekli olan D vitamini veya demir gibi besinler yeterli oranda bulunmayabilir. Bununla birlikte, vitamin ve mineralleri öncelikle yiyeceklerden almak daha sağlıklı olacaktır.
Birey kendisini ailesinde, arkadaşlarından ve yakınlarından uzaklaştırmamalıdır. Bireyin tedavi sürecinde yakınlarından göreceği destek başarılı bir tedavi için en gerekli öğelerden birisidir. Süreç boyunca, birey her türlü sorununu yakınlarına ve sağlık uzmanlarına ifade etmelidir.
Birey kendisini sık sık tartma, ölçme ve ayna karşısında değerlendirme dürtülerine karşı direnmelidir. Bunlar rutinler sağlıksız alışkanlıkları sürdürme dürtüsünü besleyebilir.
Normal şartlar altında iştahı bastırmak veya kilo vermeye yardımcı olmak için tasarlanmış diyet takviyeleri ve bitkisel ürünler, anoreksiya nervoza mağduru bireyler tarafından kötüye kullanılabilir. Kilo kaybı takviyeleri veya şifalı bitkiler ciddi yan etkilere sahiptir ve diğer ilaçlarla tehlikeli bir şekilde etkileşime girebilirler. Bu ürünler çoğunlukla titiz ve bilimsel bir inceleme sürecinden geçmez ve içerikleri her zaman kutularında yazanlarla aynı olmayabilir.
Masaj, pilates, meditasyon ve yoga gibi kaygı azaltıcı yaklaşımlar bireyin iyi olma hissini artırabilir ve rahatlamayı teşvik edebilir.