Daha iyi bir deneyim için konum izni vermelisiniz.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF), kalıtsal ve nadir bir hastalıktır. Tekrarlayan ateşlere, genellikle karın, göğüs veya eklem iç yüzeyini etkileyen ağrılı iltihaplara neden olur. Akdeniz Ateşi isminin verilme sebebi, genellikle Akdeniz kökenli kişilerde görülmesidir. FMF hastalığı; ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı, bacaklarda kırmızı döküntü ve kas ağrıları semptomlarına sahiptir.
İçindekiler

Akdeniz Ateşi (FMF) Nedir?

Ailevi Akdeniz Ateşi (Familial Mediterranean Fever, FMF); tekrarlayan yüksek ateş ile karın, akciğer ve eklemlerdeki ağrılarla kendini belli eden kalıtsal bir hastalıktır. Akdeniz Ateşi ya da Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF), genetik kökenli nadir görülen bir hastalıktır ve özellikle Akdeniz ile Orta Doğu bölgelerinde yaygın olarak görülür. Bu hastalık, özellikle Akdeniz çevresindeki ülkelerde yaşayan insanlarda daha sık ortaya çıkar. Hastalığın İngilizcesi olan Familial Mediterranean Fever'ın baş harfleri birleştirilmiş ve kısaca FMF hastalığı denmiştir.

FMF, otoinflamatuar bir sendrom olarak sınıflandırılır, bu da doğuştan gelen bağışıklık sistemindeki bir kusur nedeniyle tekrarlayan inflamasyon ve ateş ataklarına yol açtığı anlamına gelir. FMF, en yaygın otoinflamatuar sendrom olarak bilinir ve aynı zamanda kalıtsal periyodik ateş sendromu olarak da adlandırılır. Kalıtsal gen mutasyonu nedeniyle sebebi olmayan iltihabi durum oluşur ve bağışıklık sistemi bunla baş edemez. Ayrıca hastalıkla birlikte görülen amiloidoz, proteinin dokuların dışında birikmesine yol açarak organlarda hasara neden olabilir.

FMF'li bireylerde periyodik olarak ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı, eklem ağrısı ve deri döküntüleri gibi belirtiler ortaya çıkar. Hastalığın en belirgin özelliği, belirli aralıklarla tekrar eden bu ataklardır. FMF'li kişilerin neredeyse tamamı 20 yaşından önce bu atakları yaşamaya başlar ve hastaların yaklaşık dörtte üçü, ilk ataklarını 10 yaşından önce deneyimler. Genellikle çocukluk döneminde teşhis edilir. Hastalığın kesin tedavisi yoktur ve şikayetler hayat boyut sürebilir. Ancak geliştirilen bitkisel kaynaklı ilaçlarla ateş ve ağrı atakları kontrol altına alınabilir.



Hastalığın etkin şekilde tedavi edilmesi için erken teşhis edilerek ilaç kullanımına başlanması gereklidir. Bunun için tekrarlayan yakınması olan kişilerin yakın takip edilmesi gerekir, aksi takdirde teşhiste gecikmeler olabilmektedir. Hastalığın teşhis, tedavi ve takibi romatoloji uzmanı tarafından yapılır.

Ülkemizde sık rastlanan bir sağlık sorunu olan Ailevi Akdeniz Ateşi’nin tanısının erken konması, doğru zamanda tedaviye başlanarak zararların ve hayati riskin önlenmesi açısından önemlidir.

FMF Hastalığı Neden Olur?

FMF otozomal resesif bir hastalıktır. FMF'den sorumlu gen, kromozom 16'nın kısa kolunda (16 p13.3) bulunan MEFV genidir. MEFV geni, 781 amino asitli protein pirini kodlar. MEFV geninin FMF'ye yol açabilecek yaklaşık 300 farklı mutasyonu tanımlanmıştır. Mutasyonlar genellikle 2, 3, 5 ve 10. eksonlarda meydana gelir.

FMF’nin Genetik Sebepleri

Ailevi Akdeniz ateşi, ebeveynlerden çocuklara geçen bir gen değişikliği (mutasyon) nedeniyle oluşur. Gen değişikliği, pirin adı verilen bir bağışıklık sistemi proteininin işlevini etkileyerek vücuttaki iltihabı düzeltme ve dengeleme sırasında sorunlara neden olur.

Pyrin ve MEFV Gen Mutasyonları

80'den fazla MEFV gen varyantının (mutasyon olarak da bilinir) Ailevi Akdeniz ateşine neden olduğu bulunmuştur. Birkaç varyant, MEFV geninden küçük miktarlarda DNA siler ve bu da anormal derecede küçük, işlevsiz bir proteine yol açabilir. Bununla birlikte, çoğu MEFV gen varyantı, pirin yapmak için kullanılan protein yapı taşlarından amino asitlerden birini değiştirir. Bu özel varyant, anormal protein birikimlerinin böbrek yetmezliğine yol açabildiği bir durum olan amiloidoz riskinin artmasıyla da ilişkilidir. MEFV gen varyantları, pirin miktarının azalmasına veya düzgün bir şekilde işlev göremeyen kötü biçimli bir pirin proteinine yol açar. Sonuç olarak, pirin iltihabı kontrol etmedeki varsayılan rolünü yerine getiremez ve bu da uygunsuz veya uzun süreli bir iltihaplı tepkiye yol açar.

FMF’nin Kalıtsal Geçişi

Otozomal resesif bir rahatsızlığı olan bir bireyin ebeveynleri, her biri değiştirilmiş genin bir kopyasını taşır, ancak genellikle rahatsızlığın belirtilerini ve semptomlarını göstermezler. Araştırmalar, ailevi Akdeniz ateşi olan kişilerin yaklaşık üçte birinin tek bir MEFV gen varyantına sahip olduğunu göstermektedir, ancak çoğu uzman, genin başka bir yerinde genetik testlerle tespit edilemeyen ikinci bir varyant olduğuna inanmaktadır.


FMF Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

FMF, karın, göğüs ve eklemlerde tekrarlayan ateşlenmeye sebep olur. Bu kişilerde ağrılı iltihaplarda görülür. FMF hastalığının belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

Ateş
Karın ağrısı
Derin nefes almayı zorlaştırabilen göğüs ağrısı
Genellikle dizlerde, ayak bileklerinde ve kalçalarda ağrılı ve şiş eklemler
Bacaklarınızda, özellikle dizlerinizin altında kırmızı döküntü
Miyalji (Kas ağrıları)
Testis torbasında şişme ve hassasiyet
Takipler sırasında kanda iltihap oranlarının artması

Yaygın FMF Belirtileri

Yaygın FMF yani Akdeniz ateşi belirtileri arasında ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı ve bacaklarda şişlik bulunur. Belirtiler çoğunlukla çocukluk döneminde ortaya çıkar ve hastalık hiçbir yakınmanın olmadığı dönemler ve ataklarla seyreder. Atakların sıklığı değişken olup, atak aralarında hasta tamamen sağlıklıdır. Ateş ve karın ağrısından sonra en sık görülen bulgu ağrılı, acılı ve şişmiş eklem problemleridir. Genellikle birkaç gün veya 1-2 hafta içinde kendiliğinden kaybolabilir.

Çocuklarda ve Yetişkinlerde FMF Belirtileri

Çocuk hastalar atak anında genellikle çok hasta görünür ve günlük aktivitelerini sürdüremezler. Ataklar çocuğu okuldan alıkoyacak kadar şiddetli olur. Yetişkinlerde Ailesel Akdeniz Ateşi’ndeki eklem tutulumundan en çok ayak bileği ve dizler etkilenir. Daha sonra ise sırası ile kalça, el bileği, omuz ve dirsekler hastalığa katılabilir. Tutulan eklem oldukça şiş ve kızarık görünümlüdür.



Atakların Özellikleri ve Süresi

Belirtiler çoğunlukla çocukluk döneminde ortaya çıkar ve hastalık hiçbir yakınmanın olmadığı dönemler ve ataklarla seyreder. Atakların sıklığı değişken olup, atak aralarında hasta tamamen sağlıklıdır.



Ataklar genellikle 12 saat-3 gün kadar sürer. Hastaların %90'ında ilk atak 20 yaşından önce ortaya çıkar. Eklemleri tutan ertritik ataklar haftalarca veya aylarca sürebilir.

Tekrarlayan ateş, ağrı, vücudun zarla kaplı bölgelerinde karın, akciğer zarı, kalp zarı gibi tekrarlayan iltihaplanma atakları görülür. Bunlar ateşe eşlik edebilir, ateşsiz de olabilir. Bazı hastalarda cilt bulguları, kas ağrıları ortaya çıkabilir. Hastalığın temel özelliği tekrarlayan, ataklar halinde gelen, büyük olasılıkla ateş ve karın ağrısının eşlik ettiği tablodur.

FMF'nin Eklem, Göğüs ve Karın Ağrıları

FMF genellikle 3 güne kadar sürebilen ve yoğun hissedilebilen eklem, göğüs ve karın ağrılarına sebep olur. Ateşle birlikte, genellikle diz veya ayak bileğinde eklem ağrısı ve şişmeye neden olabilir. Bir çocuğun eklemi o kadar ağrılı ve şiş olabilir ki yürüyemez.

Deri Döküntüleri ve Diğer Belirtiler

Baldırlarda, ayak bileklerinde veya ayaklarda kırmızı deri döküntüsü görülebilir. Ayrıca nadir de görülse kabızlık ve ishal olabilir.

Ailevi Akdeniz Ateşi Hangi Hastalıklara Yol Açar?

Ailevi Akdeniz Ateşi tedavi edilmezse böbrek hasarı, kısırlık, eklem ağrıları, artrit gibi sağlık problemlerine yol açabilir.

Amiloidoz ve Böbrek Hasarı

FMF atakları sırasında, vücut normalde bulunmayan amiloid A adlı bir protein üretebilir. Bu proteinin birikimi, organlara zarar verebilecek iltihaplanma süreçlerini tetikleyebilir. Amiloidoz olarak bilinen bu durum, özellikle böbreklere zarar vererek nefrotik sendromun gelişmesine yol açabilir. Nefrotik sendrom, böbreklerin filtreleme birimleri olan glomerüllerin hasar görmesiyle meydana gelir ve bu durum, idrarda aşırı miktarda protein kaybına sebep olabilir. Nefrotik sendrom, böbreklerde kan pıhtılaşmasına (renal ven trombozu) veya böbrek yetmezliğine yol açabilecek ciddi sağlık problemlerine neden olabilir.

Kadınlarda Kısırlık

FMF tedavisinde kullanılan ilaçlar veya oluşan iltihap kadın üreme organlarını etkileyebilir ve kısırlığa yol açabilir.

Eklem Ağrıları ve Artrit

FMF hastalarında, eklem ağrıları ve artrit sıkça karşılaşılan semptomlar arasındadır. Ataklar sırasında genellikle tek bir eklemde, bazen de nadiren iki eklemde ağrı, şişlik ve kızarıklık gibi belirtiler görülebilir. Bu semptomlar her atakta farklı eklemleri etkileyebilir. FMF'in seyri boyunca artrit, hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve bu durum, özellikle tekrarlayan ataklarla birlikte eklem hasarına yol açabilir.

FMF’nin Uzun Dönem Etkileri

Tekrarlayan enflamatuar ataklar yoğun akut semptomlara neden olur ve nihayetinde son dönem böbrek hastalığı gelişimi için belirgin bir şekilde artmış göreceli risk oluşturur. İlaçlı tedaviler döneminden önce bu durum özellikle Doğu Akdeniz çevresinde büyük bir sorundu. FMF’nin diğer uzun dönem potansiyel etkileri arasında yıkıcı artrit, subfertilite ve vaskülit yer almaktadır. Neyse ki, bunlar çok nadirdir ve uzun süreli tedaviyle FMF semptomları kontrol altına alınabilir.

FMF Hastalığına Ne İyi Gelir?

Akdeniz Ateşi hastalığında herhangi bir tedavi yoktur. Hastalar hayatı boyunca FMF ile yaşamak zorunda kalır. Tedaviler, semptomları hafifletme ve atakları önleme amacıyla planlanır. Çoğu insanda etkili olan ve atakları önleme amacı taşıyan Akdeniz Ateşi ilaçları bulunur. Atak sırasında semptomların şiddetini azaltmak için sağlık uzmanınız ateşi ve iltihabı azaltmak ve ağrıyı kontrol altına almak için intravenöz sıvılar ve ilaçlar önerebilir.



FMF Hastalığı Teşhisi Nasıl Yapılır?

FMF tanısı klinik kriterlere göre yapılır. Fiziksel muayenenin sonuçlarına, aile geçmişine, beyaz kan hücresi sayımı gibi inflamatuar belirteçleri tespit etmek için tasarlanmış belirli spesifik kan testlerine ve MEFV genindeki belirli mutasyonları tespit etmek için genetik testlerin sonuçlarına bakılır. FMF hastalığında tanı konulması için tahlil sonuçları kullanılır.

Tanı Koyma Süreci ve Kriterler

FMF genellikle klinik bir tanıdır. Aile öyküsünün varlığı ve ilaçlara yanıt veren semptomlarla tanı doğrulanabilir. Laboratuvar ve radyografik çalışmalar tanıyı desteklemeye veya diğer nedenleri dışlamaya yardımcı olabilir. Birkaç kriter seti yayınlanmıştır, ancak İsrail'in Tel-Hashomer kriter seti FMF tanısı için yaygın olarak kullanılmaktadır.

Kriterlere göre tipik ataklardan olan ateşin ve inflamasyona bağlı ağrı ataklarının üç veya daha fazla tekrarlaması gerekir. Bu ataklar 12-72 saat arasında sürmelidir.

Genetik Testler ve Laboratuvar Analizleri

Yapılan genetik test ile MEFV geninizin FMF ile ilişkili bir gen değişikliği içerip içermediği belirlenebilir. Bazı genetik testler yanlış sonuç verebilir, dolayısıyla sağlık profesyonelleri sadece bu teste bakarak tanı koymaz. Ayrıca bir atak sırasında alınan kan ve idrar örneklerinden oluşacak testler vücuttaki iltihaplı durumu ortaya koyabilir. Beyaz kan hücrelerinin yükselmesi bu belirtilerden birisidir.

Tanıda Kullanılan Belirteçler ve Testler

Aile öyküsünün varlığı incelenir. Ayrıca laboratuvar ve radyografik çalışmaların sonuçlarıyla bu durum desteklenir. Kan ve genetik testleri istenebilir. Laboratuvar analizleri nötrofil baskınlığı ile yükselmiş beyaz kan hücresi sayısını ortaya çıkarabilir. Genetik testler, FMF'nin atipik sunumu olan vakalarda tanıyı doğrulamaya yardımcı olabilir. Ancak tanı kriterlerini karşılayan hastaların yaklaşık %10'unda herhangi bir mutasyon olmaz. Aile öyküsünün yanı sıra, köken, hastalığın başladığı yaş, ataklar arasında bağlantı olmaması, yatak istirahati gerektiren şiddetli ataklar, ebeveynlerin akrabalığı gibi durumlar tanıda kullanılan belirteçler arasındadır.

FMF Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

FMF hastalığının tedavisi sürecinde ilk amaç atakları önlemek, ataklar arasındaki iltihabı normalleştirmek ve amiloidoz gelişimini önlemektir. Tedaviler genellikle ömür boyu sürer. Kullanılan dozaj, yaşa ve semptomlara göre değişmektedir. Tedavinin en sık görülen yan etkileri ishal ve kusmadır. Bu yan etkiler doza bağlıdır ve daha yüksek dozlarda daha sık görülür. Diğer nadir görülen yan etkiler miyelosupresyon, hepatotoksisite, nefrotoksisite, miyopati, nöropati ve aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Gebelik ve emzirme döneminde güvenli tedavi yapılabilir.

İlaç Tedavisi ve Kullanılan İlaçlar

Ailesel Akdeniz Ateşi ataklarını kontrol altına alabilmek ve daha da önemlisi amiloidoz gelişimini önleyebilmek amacıyla kullanılabilen ilaçlar bulunur. Hap formunda alınan bu ilaçlar, vücudunuzdaki inflamasyonu azaltır ve atakları önlemeye yardımcı olur. Bunun için en doğru dozu doktorunuz belirler.

Düzenli ilaç tedavileri sonucunda hastaların büyük çoğunluğunda atakların sayısı ve şiddetini azaltmasının yanında tüm hastalarda amiloid gelişimini önlediği kanıtlanmıştır. Hastaların yarısında nöbetler tamamen kaybolurken, %30-40 kadarında kısmi baskılanma sağlanmakta, %10 kadarında ise ataklar tam kontrol altına alınamamaktır. İlacın etki etmesi için atak öncesi ya da sırasında değil, tüm yaşam boyunca düzenli kullanılması zorunludur. İlacın en yaygın olarak görülen yan etkileri; şişkinlik, mide bulantısı, karında kramplar ve ishaldir. Özellikle yüksek dozlarda kullanıldığında ortaya çıkar.

Diğer Enflamasyonu Önleyici İlaçlar

Artrit tedavisi için kullanılan ilaçlara ek olarak ek olarak iltihaplanmayı önleyen nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar doktor tarafından verilebilir. Hastalıkta ortaya çıkabilecek en önemli risk amiloidoz adı verilen ve dokularda fazla proteinin birikmesi ile oluşan hastalık türüdür. Eğer tanı koymadan önce hastada amiloidoz gelişmemişse ilaçlar ile herhangi bir organ zarar görmeden tamamen sağlıklı bir yaşam sürülebilir. Bu nedenle, özellikle aile öyküsü varsa ve tekrarlayan ateş görülüyorsa erken tanı için doktora başvurmak önemlidir.

Diyet ve Yaşam Tarzı Önerileri

Düzenli ilaç tedavisinin yanı sıra diyete dikkat etmek ve yaşam tarzını değiştirmek önerilebilir. taze sebze ve meyvelerden zengin, doymuş ve doymamış yağ ve karbonhidratlardan düşük, gıda katkı maddeleri, şeker, fast food ve işlenmiş gıdalardan uzak bir diyet tercih edilebilir. Ayrıca atakların olmadığı dönemlerde yapılabilecek hafif egzersizler de faydalı olacaktır. Çalışmalara göre, Akdeniz Ateşi hastalarının uyguladığı anti- inflamatuar diyetler, hastaların bilişsel işlevlerinin ve genel iyilik halinin iyileşmesinde rol oynuyor.

FMF Hastalığı Hakkında Sık Sorulan Sorular

FMF nedir?

FMF, periyodik ateş sendromlarına yol açan bir hastalık grubuna ait kalıtsal ve nadir bir durumdur. Diğer hastalıklarda olduğu gibi, FMF de ataklara veya alevlenmelere neden olabilen bir otoinflamatuar durumdur.

FMF’ye neden olan şeyler nelerdir?

FMF, pyrin adı verilen bir proteini kodlayan MEFV geninin kalıtsal mutasyonundan kaynaklanan genetik bir hastalıktır. Bu, vücudun bağışıklık sisteminin bir parçası olan bir protein olan interlökin-1 betanın aşırı üretimine yol açar. Vücutta çok fazla bulunması iltihaplanmaya ve FMF'nin diğer semptomlarına yol açabilir.

FMF tedavisi var mı?

FMF hastalığının kesin bir tedavisi yoktur; ancak sürekli tedaviyle FMF'li çocuklarda semptomlarda iyileşme görülebilir.

FMF bulaşıcı mı?

FMF bulaşıcı değildir. Kalıtsal bir hastalıktır, yani aile üyelerinden geçebilir, ancak hastalık kendi başına da ortaya çıkabilir. Stres, viral hastalık ve yoğun fiziksel aktivite gibi bazı faktörlerin FMF alevlenmelerini tetiklediği düşünülmektedir.

FMF hastası çocuğumun durumu ne olacak?

FMF çocuktan çocuğa değişebilir bir durumdur. Bazı hastalarda tedavi edilmeyen FMF böbreklerde protein birikmesine yol açabilir ve bu da böbrek hasarına ve/veya yetmezliğine neden olabilir. Bu nedenle çocuğunuzun FMF semptomlarını takip etmeli ve olası hastalık tetikleyicilerini bildiğinizden emin olmalısınız.

FMF hastalığı nasıl anlaşılır?

FMF hastalığı, tekrarlayan ateş, karın ağrısı, eklem ağrıları ve göğüs ağrısı gibi semptomlarla kendini gösterebilir. Tanı koymak için bu belirtilerle birlikte genetik testler ve kan testleri kullanılır. Kan testlerinde, ataklar sırasında inflamasyon belirteçleri olan C-reaktif protein (CRP) ve sedimentasyon hızının yükselmesi gözlemlenebilir. Genetik testler ise FMF hastalığına neden olan MEFV genindeki mutasyonları tespit etmek için kullanılır.

FMF hastalığı ölümcül müdür?

FMF hastalığı ölüm riski olan bir hastalık olarak genellikle nitelendirilmez, ancak tedavi edilmediğinde ciddi hasarlara yol açar. Bunların en önemlisi böbreklerde oluşan hasardır ve böbrek yetmezliğine neden olabilir. Uygun ilaç tedavileri ile bu sağlık sorunlarının oluşması engellenebilir.

FMF tedavisi ne kadar sürer?

FMF tedavisi genellikle ömür boyu devam eder. Hastalığın kontrol altında tutulması ve hayat boyu bir tedavi planlanması gerekir. Tedavi sürecinde bazı yaygın ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar sayesinde atakların sıklığı ve şiddeti azaltılabilir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, hastalığın yol açabileceği sorunlar da o kadar iyi yönetilebilir.

FMF ciddi bir hastalık mı?

FMF, uygun tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir hastalıktır. Bunların en kötüsü böbrek yetmezliğidir. Kadınlarda kısırlık, eklem ağrıları ve artrit gibi hastalıklar da kendisini gösterebilir.

FMF hastalığı nasıl geçer?

FMF hastalığı genetik bir hastalıktır ve tamamen tedavi edilmesi mümkün değildir. Ancak düzeni kullanılacak ilaçlarla hastalığın semptomları kontrol altına alabilir ve atakların sıklığı azaltılabilir. Tedaviye düzenli olarak devam edilmesi daha az ataklar yaşayan hastalar rahat edebilir.

FMF atağı nasıl anlaşılır?

FMF atağı sırasında genellikle ani başlayan ve çok şiddetli bir ateş görülür. Bu ateşe şiddetli karın ağrısı, göğüs ağrısı ve eklem ağrısı eşlik eder. Ataklar birkaç saat ya da birkaç gün sürebilir. Çoğunlukla kendiliğinden geçebilir. Atak sırasında halsizlik ve yorgunluk görülür.

FMF hastalığı olanlar ne yememeli?

FMF hastalarının iltihaplanmayı artıracak gıdalardan uzak durması gerekmektedir. İşlenmiş gıdalar, şekerli yiyecekler ve trans yağlar tavsiye edilmez. Bu besinler yerine taze meyve ve sebzelerden oluşan sağlıklı bir diyet daha iyi olabilir. Ayrıca, tuz tüketimini sınırlamak böbrek sağlığını korumak açısından önemlidir. Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olan balık ve ceviz gibi gıdalar, anti-enflamatuar etkileri nedeniyle diyetlerine eklenmelidir.

Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığının günlük yaşam üzerinde etkileri nasıldır?

Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığı, tekrarlayan ataklar nedeniyle hastaların günlük yaşamını zorlaştırabilir. Bu ataklar nedeniyle iş ve okul hayatında kesintiler olabilir, sosyal faaliyetlere katılım zorlaşabilir. Ayrıca ataklar sırasında yaşanan ağrı ve yorgunluk hayatı olumsuz etkileyebilir.

Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığı Türkiye’de ne kadar yaygındır?

Ailevi Akdeniz Ateşi, özellikle Akdeniz kökenli toplumlarda çok yaygındır. Türkiye de bu hastalığın en sık görüldüğü ülkelerden biridir. Türkiye’nin yanı sıra, özellikle Yahudi, Arap, Ermeni ve Türk toplulukları arasında daha yüksek hastalık oranları görülebilir. Hastalığın yaygınlığı, akraba evliliklerinin sık olduğu bölgelerde daha da artmaktadır. Genetik testlerin yaygınlaşması, hastalığın tanısını ve yönetimini kolaylaştırır.

Ailevi Akdeniz Ateşi hastaları ateş ataklarını azaltmak için neler yapabilirler?

Ailevi Akdeniz Ateşi hastaları, düzenli olarak ilaç kullanarak ateş ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltabilirler. Ayrıca, stres, enfeksiyonlar ve aşırı fiziksel efordan kaçınmak da atakların tetiklenmesine yardımcı olur. Sağlıklı bir diyet ve yaşam tarzı benimsemek vücudun genel sağlığını destekler ve hastalığın yönetimine yardımcı olur. Düzenli doktor kontrolleriyle ilaç tedavisinin dozunu ayarlamak gerekmektedir.

Ailevi Akdeniz Ateşi’ne hangi bölüm bakar?

Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığının tanı ve tedavisi genellikle romatoloji bölümü tarafından yapılır. Romatologlar bu hastalıkların yönetimini yapan doktorlardır ve FMF hastalarının takibi de genellikle bu bölümde yapılır. Nefroloji gibi diğer uzmanlık alanlarından da destek alınabilir. Multidisipliner bir yaklaşım, hastaların tedavi sürecini optimize etmek için önemlidir.

Ailevi Akdeniz Ateşi ilerlerse ne olur?

Ailevi Akdeniz Ateşi tedavi edilmediğinde ilerleyebilir, eklem ve damar sağlığını olumsuz etkileyebilir. Hastalık ilerledikçe böbrek yetmezliği görülebilir.

Akdeniz Ateşi hastalığını ne tetikler?

Akdeniz Ateşi hastalığının sonuçları günlük hayatta yaşanan olumsuz faktörlerle artabilir. Stres, enfeksiyonlar, aşırı fiziksel efor ve bazı diyet alışkanlıkları hastalığın alevlenmesine yol açar. Ayrıca, hava değişiklikleri ve hormonal dalgalanmalar da atakları tetikleyebilir. Hastalığın genetik yapısı nedeniyle her hastada farklı durum meydana gelebilir. Örneğin, bir hastada strese bağlı olarak FMF tetiklenebilirken, diğerinde etkili olmayabilir.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 31 Ekim 2024 Perşembe Yayımlanma Tarihi: 11 Şubat 2019 Pazartesi

Birimin Tüm İlgi Alanları

Tıbbi Birimler

Bize Ulaşın

Bilgi talepleriniz için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

Acıbadem Sağlık Grubu olarak size daha iyi ve kaliteli bir hizmet sunabilmemiz için istek, öneri, teşekkür ve şikayetlerinizi aşağıdaki formu doldurarak ya da 444 55 44 numaralı telefondan tarafımıza ulaşarak bildirebilirsiniz.

Devamı
Devamı
Güvenlik Kodu

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
İçindekiler
Size ulaşmamızı ister misiniz?