Regl (adet) gecikmesi, adet döngüsünün beklenenden daha uzun sürmesi durumudur. Normal adet döngüsü 21-35 gün arasında değişebilir. Regl gecikmesinin en yaygın nedenleri arasında stres, aşırı kilo kaybı veya alımı, hormonal dengesizlikler, polikistik over sendromu (PCOS), aşırı egzersiz, bazı ilaçlar ve hamilelik yer alır.
Menopoz dönemine yaklaşan kadınlarda da düzensizlikler görülebilir. Tedavi, altta yatan nedene bağlıdır ve yaşam tarzı değişiklikleri, hormon tedavisi veya ilaç kullanımı içerebilir. Sürekli adet düzensizliği yaşayan kişilerin bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına danışması önerilir.
Regl (Adet) Gecikmesi Nedir?
Regl (adet) gecikmesi , normal adet döngüsünde beklenen tarihten itibaren 7 gün geçmiş olmasına rağmen adet kanamasının başlamaması durumudur. Adet döngüsü genellikle 24 ila 38 gün arasında değişir ve 6 haftayı aşan bir gecikme durumunda, bu durum adet döneminin kaçırıldığı anlamına gelir.
Araştırmalara göre, hemen hemen her kadın hayatının belli dönemlerinde adet düzensizliği (düzensiz menstrüasyon) yaşayabilir. Yıl içerisinde 2-3 kez yaşanan düzensizlikler genellikle normal kabul edilirken bu sayı 3’ten fazla olduğunda ciddi sağlık problemlerinin işareti olabileceği için bir hekime başvurulması önerilir. Özellikle ilk kez adet gören kişilerde, periyodik döngü tam olarak oturana kadar bu tür düzensizliklerin olması normal karşılanır.
Tekrarlayan adet gecikmesi, adet döngüsünün sürekli olarak normalden uzun sürmesi veya düzenli bir şekilde gecikmelerin yaşanması durumudur. Bu durum hormonal dengesizlikler, polikistik over sendromu (PKOS), tiroid hastalıkları, aşırı kilo kaybı veya alımı gibi nedenlerden kaynaklanabilir.
Ayrıca, rahim veya yumurtalıklarla ilgili yapısal problemler de tekrarlayan gecikmelere yol açabilir. Eğer bu durum sık sık yaşanıyorsa, altta yatan nedeni belirlemek için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.
Regl (Adet) Gecikmesi Neden Olur?
Adet gecikmesi hamilelik, stres, hormonal dengesizlikler, polikistik over sendromu, tiroit hastalıkları, yumurtalık kistleri, hızlı kilo değişimleri, yoğun fiziksel egzersiz, kronik hastalıklar ve menopoz öncesi dönemdeki hormonal değişiklikler gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.
Üç veya daha fazla ay üst üste adet görmeme veya sonraki adet döneminde alışılmadık belirtiler yaşanması durumunda, altta yatan nedenleri belirlemek için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir. Gecikmenin en yaygın nedenlerinden birinin hamilelik belirtileri olması nedeniyle bir gebelik testi yapılması faydalı olabilir.
Hamilelik dışında, yani hamile değilken gerçekleşen adet gecikmeleri stres, kilo değişimleri, hormonal dengesizlikler, polikistik over sendromu, tiroit bozuklukları, aşırı fiziksel aktivite veya yoğun egzersiz, yetersiz ya da düzensiz beslenme, kullanılan bazı ilaçlar ve kronik hastalıklar gibi çok sayıda farklı nedenden kaynaklanabilir.
Adet gecikmesine yol açabilecek tüm nedenler şu şekilde sıralanabilir:
- Gebelik,
- Stres ve duygusal travmalar,
- Polikistik over sendromu (PCOS),
- Hormon dengesizlikleri,
- Aşırı kilo kaybı veya kilo alımı,
- Yoğun egzersiz veya aşırı fiziksel aktivite,
- Tiroit hastalıkları (hipotiroidi veya hipertiroidi),
- Emzirme (laktasyonel amenore),
- Doğum kontrol ilaçları veya hormonal tedaviler,
- Menopoz veya perimenopoz,
- Kronik hastalıklar (örneğin, diyabet veya çölyak hastalığı),
- Yetersiz beslenme veya vitamin eksiklikleri,
- Rahim veya yumurtalıkla ilgili yapısal problemler (örneğin, yumurtalık kistleri),
- Bazı ilaçların yan etkileri,
- Seyahat veya uyku düzenindeki değişiklikler.
Hamilelik (Gebelik)
Adet gecikmesinin en sık karşılaşılan nedeni hamileliktir; döllenme sonrası hormonal değişiklikler nedeniyle adet döngüsü durur ve hamilelik süresince adet görülmez.
Stres ve Psikolojik Faktörler
Yoğun stres, anksiyete veya depresyon, hormonal dengeyi etkileyerek beyindeki hipotalamus ve hipofiz bezinin işleyişini bozabilir ve bunun sonucunda adet döngüsünde gecikme yaşanabilir.
Hormonal Bozukluklar
Polikistik Over Sendromu (PKOS), tiroid rahatsızlıkları, prolaktin yüksekliği gibi hormonal bozukluklar yumurtlama sürecini olumsuz etkileyerek düzensizliğe ve adet gecikmesine neden olabilir.
Kilo Değişimleri ve Beslenme Bozuklukları
Aşırı kilo alma, hızlı kilo kaybı veya yetersiz beslenme (örneğin anoreksiya ve bulimiya gibi yeme bozuklukları), hormon üretimini etkileyerek adet döngüsünün gecikmesine ya da kesilmesine yol açabilir.
Polikistik Over Sendromu (PCOS)
Polikistik Over Sendromu, yumurtlama bozukluğuna yol açan hormonal dengesizlik nedeniyle adetlerin düzensizleşmesine veya uzun süre gecikmesine neden olur ve ayrıca doğurganlığı da olumsuz etkileyebilir.
Polikistik Over Sendromu Dışındaki Hormonal Bozukluklar
Tiroit hastalıkları (özellikle hipotiroidi), prolaktin hormonunun yüksekliği veya hipofiz bezi rahatsızlıkları gibi endokrin sorunlar, yumurtlama döngüsünü bozarak adet gecikmelerine yol açabilir.
Polikistik Over Sendromu Dışındaki Yumurtalık Kistleri
Folikül kistleri, çikolata kistleri (endometrioma) veya diğer benign yumurtalık kistleri, hormonal dengeyi ve yumurtlama döngüsünü bozarak adet kanamalarında gecikmeye sebep olabilir.
Ağır Egzersiz ve Fiziksel Aktivite
Profesyonel sporcular veya ağır egzersiz yapan kadınlarda, yoğun fiziksel aktivitenin yol açtığı hormonal değişiklikler nedeniyle adet döngüsünde gecikmeler veya tamamen kesilme görülebilir.
Menopoza Geçiş Dönemi (Perimenopoz)
Menopoz öncesindeki birkaç yıl boyunca hormon seviyelerindeki dalgalanmalar nedeniyle adet düzensizlikleri ve gecikmeler yaygın görülür ve bu süreç genellikle 40'lı yaşların sonlarında başlar.
Kronik Hastalıklar ve İlaç Kullanımı
Diyabet, çölyak, polikistik over dışındaki endokrin hastalıklar, karaciğer veya böbrek hastalıkları ve bazı ilaçların uzun süre kullanımı, adet döngüsünü olumsuz etkileyip gecikmelere yol açabilir.
Ağır Egzersiz ve Fiziksel Zorlanmalar
Profesyonel sporcularda veya fiziksel aktiviteyi çok yoğun yapan kişilerde aşırı fiziksel stres, hormon dengesini bozarak adet düzeninin aksamasına ve gecikmesine neden olabilir.
Regl (Adet) Gecikmesinin Belirtileri Nelerdir?
Adet gecikmesi genellikle beklenen dönemde adet görülmemesiyle fark edilir ve buna karın veya kasık ağrısı, göğüs hassasiyeti, yorgunluk, bulantı veya mide rahatsızlığı gibi belirtiler eşlik edebilir. Ayrıca, hormonal dalgalanmalara bağlı olarak ruh hali değişiklikleri de sıkça görülür.
Adet gecikmesiyle birlikte görülebilecek belirtiler arasında şunlar yer alır:
- Karnın alt bölgesinde hafif kramplar,
- Göğüslerde hassasiyet veya dolgunluk,
- Ruh hali değişiklikleri,
- Şişkinlik hissi,
- Yorgunluk,
- Vajinal akıntıda değişiklikler,
- Mide bulantısı (gebelik durumunda),
- Baş ağrısı,
- Ciltte yağlanma ve akne artışı,
- Kilo değişiklikleri (alım veya kayıp).
Mevsimsel Adet Gecikmesi Hangi Aylarda Olur?
Mevsimsel adet gecikmesi , genellikle mevsim geçiş dönemlerinde, özellikle ilkbahardan yaza ve sonbahardan kışa geçerken yaşanan hava sıcaklıklarındaki ani değişimler nedeniyle kadınların adet döngüsünde ortaya çıkan geçici düzensizliklerdir.
Mevsiksel değişikliklerde, vücudun çevresel faktörlere uyum sağlamaya çalışırken hormonal düzeni kontrol eden hipotalamus ve hipofiz bezinin çalışma ritminin bozulması gelişir.
Mevsim geçişlerinde ortaya çıkan sıcaklık değişimleri, gün ışığı süresi farklılıkları, beslenme ve yaşam düzenindeki değişimler gibi faktörler, hormonal dengeyi ve dolayısıyla adet döngüsünün düzenini etkileyerek gecikmeye veya düzensizliğe yol açabilmektedir.
Mevsim değişiklikleri, özellikle sonbahardan kışa ve ilkbahardan yaza geçiş dönemlerinde ortaya çıkan sıcaklık dalgalanmaları nedeniyle hormon dengesini etkileyerek adet döngüsünde düzensizliklere veya gecikmelere sebep olabilir.
Mevsim geçişlerinde yaşanan hava sıcaklığındaki ani değişimler, vücudun iç ritmini ve hormonal dengeyi düzenleyen hipotalamus ve hipofiz bezlerinin işleyişini etkileyerek adet döngüsünün uzamasına ya da kısalmasına neden olabilir.
Ayrıca mevsimlere bağlı yaşam tarzındaki değişimler, stres düzeyindeki farklılıklar, uyku düzenindeki bozukluklar veya beslenme alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörler de regl düzenini olumsuz etkileyebilmektedir.
Mevsimsel adet düzensizlikleri, özellikle mevsim geçişlerinde, hava sıcaklığındaki ani değişimler nedeniyle çoğunlukla sonbahardan kışa ve ilkbahardan yaza geçiş dönemlerinde (kasım-aralık ve mayıs-haziran aylarında) adet döngüsünde gecikmeler şeklinde ortaya çıkabilir.
Regl Gecikmesi Kaç Gün Normaldir?
Adet döngüsü ortalama olarak 28 gün kabul edilmekle birlikte, normal döngü süresi kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve genellikle 21 ile 35 gün arası normal kabul edilir. Bu nedenle birkaç günlük sapmalar (özellikle 5-7 güne kadar olan gecikmeler) normal olarak değerlendirilebilir ve genellikle ciddi bir sağlık sorunu olarak düşünülmez.
Ancak adet gecikmesi düzenli olarak 7 günü aşarsa ya da sık sık tekrar eden uzun süreli gecikmeler varsa, altında yatan başka bir sağlık problemi olup olmadığını belirlemek için doktora danışmakta fayda vardır.
Regl (Adet) Gecikmesinden Endişelenmeli Miyim?
Regl (adet) gecikmesinden endişelenip endişelenmemeniz gecikmenin süresine, yaşadığınız diğer belirtilere ve genel sağlık durumunuza bağlıdır. Yıl içinde bir veya iki kez adet gecikmesi genellikle normal kabul edilir ve stres, kilo değişiklikleri, egzersiz düzenindeki değişiklikler gibi faktörlere bağlı olabilir.
Ancak, gecikme 7 günden fazla sürdüyse, düzenli olarak tekrarlıyorsa veya ek olarak karın ağrısı, aşırı kanama ya da başka olağandışı belirtiler eşlik ediyorsa kadın hastalıkları ve doğum (jinekoloji) bölümüne başvurmanız önerilir. Özellikle üç aydan uzun süre adet görmeme durumu ciddi bir sağlık sorununun işareti olabilir ve değerlendirilmelidir.
Regl (Adet) Gecikmesi Tekrarlar Mı?
Evet, regl (adet) gecikmesi tekrar edebilir. Tekrarlayan adet gecikmeleri genellikle hormonal dengesizlikler, polikistik over sendromu (PKOS), tiroid problemleri, kronik stres, hızlı kilo değişiklikleri veya düzensiz yaşam tarzı gibi altta yatan nedenlerden kaynaklanabilir.
Bu durum, adet döngüsünün düzenli olmadığı veya sağlık sorunlarının habercisi olabileceği anlamına gelebilir. Eğer adet gecikmeleri sık sık tekrarlanıyorsa, altta yatan nedenleri belirlemek ve uygun tedavi seçeneklerini değerlendirmek için bir sağlık uzmanına başvurulması önemlidir.