Ameliyatla sağlıklı hayat sürülebiliyor...
Siyanotik doğumsal kalp hastalıkları içinde en sık görüleni ve bir kalp hastalığı olan fallot tetralojisi, morarma olan ve olmayan doğumsal kalp hastalıkları olarak ikiye ayrılıyor. Dört ayrı kalp anomalisini içermesine rağmen oluşumunda anne karnında kalbin gelişimi sırasında bir anomalinin bu hastalığa yol açtığına dikkat çeken Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kardiyovasküler Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Rıza Türköz, “Kalpte karıncıklar arasında büyük bir delik olan ventriküler septal defekt (VSD), akciğere giden damar ve kapakta darlık (pulmoner stenoz), aortanın normal yerinde olmayıp, sağ karıncığa doğru yer değiştirmesi ve kalbin sağ tarafında kalınlaşma bulunuyor” diyor.
Morarmalara dikkat!
Yenidoğanların el ve ayak tırnakları ile dudaklarının morarması, hastalığın ilk bulguları arasında yer alıyor. Doğumdan bir süre sonra belirginleşen bu semptomlara dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Türköz, şöyle devam ediyor: “Doğum sonrasını takip eden erken dönemde çok morarma olmasa da ilk bir ayda bu belirtiler ortaya çıkıyor. Akciğere giden kapakta ve damarda ne kadar darlık varsa o denli morarma oluyor. Bebekler ağlarken morarma arttığı gibi bayılma nöbetleri de geçirebiliyorlar. Bu ataklar sırasında çocuk özel bir çömelme pozisyonu alarak akciğere giden kan akımını arttırmaya çalışıyor. Akciğere giden kanın yetersizliğine bağlı olarak vücutta çok fazla kan yapımı oluşuyor. Bu da istenmeyen beyin hasarlarına yol açabiliyor.”
Tanıda bilgisayarlı tomografi öne çıkıyor
Morarma veya kalpte üfürüm duyulması sonrası fallot tetralojisinden şüphe duyulması sonucu bebeğe ekokardiografiyle tanı konuluyor. Anjiyo olarak da bilinen kalp kataterizasyonu, geçmişte fallot tetralojisi ameliyatlarından önce yaygın olarak yapılsa da bugün yerini bilgisayarlı tomografiye (BT) bırakmış durumda. Prof. Dr. Türköz, BT anjiyo ile fallot tetralojili olgularda yüzde 30 oranında görülen pulmoner arter dallarındaki darlık ile yüzde 5 oranında ortaya çıkan koroner arter anomalilerinin saptandığını belirterek, “Bunların ameliyat öncesi teşhis edilmesi; ameliyatın planlanması, riskin azalması ve ameliyat sonrası uzun dönem sorunsuz takip için büyük önem taşıyor” diyor.
Tek çare cerrahi!
Bu hastalığın tedavisinde altın standart ise cerrahi! Yapılan ameliyatlarda tam düzeltme operasyonunun tercih edildiğini belirten Prof. Dr. Türköz, yenidoğan döneminde akciğere giden kapak ve damar çok darsa erken müdahale gerekebildiğine de dikkat çekiyor: “Bu operasyonda karıncıklar arası delikler kapatılıp, akciğere giden kapak ve damarlardaki darlıklar düzeltiliyor. Fallot tetralojisinin tedavisinde eskiden yaşı ve kilosu düşük olan bebeklere önce şant operasyonu, bir-iki yaşını tamamladıktan sonra da tam düzeltme ameliyatı yapılıyordu. Ancak ilk etapta şant takılması halinde; hem fazladan bir operasyon gerekiyordu, hem de iki ameliyat arasındaki dönemde bunun daralma ya da tıkanma riski bulunuyordu. Son yıllarda ise fallot tetralojili olgularda hasta morarma atağı geçirmiyor veya morarma çok fazla değilse ilk üç-altı ay arasında tam düzelme operasyonu tercih ediliyor. Çünkü bekleme süresi uzadığında morarma atakları ile siyanoza bağlı temiz ve kirli kanın karışımına bağlı sağlık sorunları oluşabiliyor. Ancak üç aydan önce morarma fazlaysa veya ataklar varsa yaşa bakılmadan tam düzeltme operasyonları tercih ediliyor.”
Kapağın korunması gerekiyor
Fallot tetralojili olguların yüzde 75’inde pulmoner kapak dar, kalın yapılı ve az hareket ediyor. Klasik tedavi yönteminde bu kapağın dar olması nedeniyle doğrudan halkası kesilip genişletiliyordu. Buna bağlı olarak yaklaşık üç-beş yıl sonra kalbin sağ tarafında büyüme olduğu için kapak ihtiyacı çok daha artıyordu. “Son yıllarda biz bu kapağı korumaya yönelik yeni cerrahi teknikler kullanıyoruz. Yüzde 90’ın üzerinde pulmoner kapağı koruyoruz” diye bilgi veren Prof. Dr. Türköz, şöyle devam ediyor: “Eğer o kapağı keserseniz, fonksiyonunu kaybediyor ve zamanla kalbin sağ tarafında büyüme yapıyor. Yeni tedavi yönteminde ise ikinci kez ameliyat ihtiyacı en aza indiriliyor.”
Nelere dikkat edilmeli?
Fallot tetralojisi ameliyatı geçiren çocukların ailelerine düşen birtakım görevler oluyor. Prof. Dr. Rıza Türköz, bunları şöyle sıralıyor:
- Ameliyat sonrası belli aralıklarla çocukların pediyatrik kardiyoloji uzmanı tarafından kontrol edimesi gerekiyor.
- Özellikle pulmoner kapakta darlık varlığının takip edilmesi önem taşıyor.
- Başarılı geçen fallot tetralojisi tedavisinden sonra bebeklerin normale yakın yaşam sürebildiğinin unutulmaması gerekiyor. İleride rahatlıkla eğitim ve iş yaşamını sürdürebiliyor. Kız çocuklar yetişkin dönemde bebek sahibi olabiliyor.
DİPNOT
Bebek henüz anne karnındayken tanı alan fallot tetralojisi hastalarının sağlık durumlarının korunması için dikkat edilmesi gereken bazı konular bulunuyor. Örneğin; doğum sonrası erken dönemde müdahaleye ihtiyaç olacaksa, annenin hastane seçimini pediyatrik kardiyoloji ve pediyatrik kalp cerrahisi uzmanlarının bulunduğu bir sağlık kurumundan yana yapması gerekiyor. Böylece, hayati risk en düşük seviyede oluyor.