Yazı İçeriği

Yeme bozukluğuyla ilgili ebeveynlere rehber

1. Yemeyen çocuğunuza karşı ısrarcı olmayın

2. Diyaloglarınız kilo konulu olmasın

3. Yanlışı ve doğruyu öğrensin

4. Reklamlar konusunda dikkatli olun

5. Sağlıklı atıştırmalıklara alıştırın

Aşırı kilolu çocuk büyüdüğünde de kilolu olabilir

Yanlış diyetler hayati sorunlar yaratır

Yeme bozukluğuyla ilgili ebeveynlere rehber

Yeme bozukluğu önemli sağlık sorunlarına yol açabilecek, göz ardı edilmemesi gereken bir sorun. Gençler arasında özellikle ergenlik döneminde sıklıkla karşılaşılır. Aşırı yemek de bilinçsiz rejimler yaparak zayıflamak da bir sorun. Hiç kuşkusuz bu iki durum da farklı sağlık sorunlarını beraberinde getirir. Karaciğer yetmezliğinden adet düzensizliğine, hormonal dengesizliklerden mental sorunlara kadar birçok problem sağlıksız beslenmenin sonucu olarak karşımıza çıkar. Öyle ki, kilo sorunu nedeniyle hastaneye başvuran kişilerin sayısında son dönemlerde büyük artış yaşanır. Yeme bozukluğu olan gençlerin ailelerine öneriler…


1. Yemeyen çocuğunuza karşı ısrarcı olmayın

Küçükken ailenin yemek yemeyen çocuğuna sürekli yeme konusunda ısrarcı olması, ileride istenilmeyen sonuçlara neden olabilir. Onlardan biri de kilo problemi. Çocuğa yemek konusunda ısrarcı olunmamalı. Çocuk yeterli yediği halde ısrarla az yediğini düşünmek ve yemek yedirmeye çalışmak, ters etki yaratabildiği, çatışmayı artırabildiği gibi çocukta inatlaşmaya bağlı ısrarla az yemeye veya sağlıksız gıdalara yönelmeye de neden olabilir.

2. Diyaloglarınız kilo konulu olmasın

Bebeklikten itibaren çocuğun çok veya az yemek yemesi ve kilosu sürekli gündemde tutulmamalı. Onunla sürekli bu konuda tartışılması veya anne babanın kendi bedeni ile ilgili sürekli “Çok kilo aldım, kilo verdim” gibi yorumlar yapması da çocuğun ilgisinin bu yöne kaymasını artırabilir ve çocuğun bu konuda saplantılı davranışlar sergilemesine yol açabilir. Onun yerine doğru yaklaşım; yemek yeme meselesini birinci gündem maddesi yapmadan, yemek yemeyi sosyal hayatın bir rutini ve ihtiyaç olarak göstermektir. Ayrıca kilo problemleri konusunda rencide edici, eleştirici veya çocuk kilosuna dikkat eder diye aşırı takdir eden davranışlardan kaçınmalı ve bir uzmandan yardım alınmalıdır.

3. Yanlışı ve doğruyu öğrensin

Anne babalar çocuğu için yaşına uygun beslenmeyi, doğru ve yanlış seçenekleri bilmeli. Sonrasında ise evde veya dışarı çıktığında çocuğun bu besinleri tüketmesi için uygun ortamı sağlamalı. Bu nedenle gerekirse bir diyetisyenden destek alarak, çocuğunuzun yaşına göre ihtiyacı olan besin içeriklerini öğrenebilir ve çocuğunuzu da doğru yönlendirebilirsiniz.

4. Reklamlar konusunda dikkatli olun

Sosyal medyada sıklıkla öne çıkan ‘hızlı kilo verdirme’ yöntemleri, bitki çayı benzeri reklamlar ya da kalori hesaplamasına dayalı uygulamalar çocuğun kafa karışıklığını gitgide artıracağı için bunlara maruz kalması engellenmeli. Gelişigüzel bitki çayları kullanmasının yol açacağı zararlar hakkında mutlaka bilgilendirmelisiniz. Hatta mümkünse çocuk kilo/beslenme/zayıflama gibi bilimsel tabanlı olmayan web sitelerinden/aplikasyonlardan uzak tutulmalı. Bu tür uygulamalardaki ‘yarıştırıcı’ yaklaşımlar, tartılıp düşünülmeden geliştirilmiş ödül yöntemleri hatta bazen kullanılan görseller bile çocuğun beden algısının değişmesine neden olabilir.

5. Sağlıklı atıştırmalıklara alıştırın

Çocuk hazır yemek kültüründen mümkün olduğu kadar uzak tutulmalı, ona mutlaka ev yemeği ve taze meyve tüketme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Çünkü bir yandan hazır yemek kültürü bir yandan da günden güne daha da çekici hale gelen atıştırmalıkların baskısı altında kalabilirler. Öyle ki yaptıkları diyetten sıkıldıklarında soluğu hazır yiyeceklerin yanında alıp, sınırsız bir şekilde kendilerini yemeğe verirler. Bu durumda özellikle küçük yaş grubundaki çocuklar için yemekleri görsel olarak zevkli hale getirmek destekleyici olabilir. Daha büyük yaş gruplarında ise yanlarında taşırken güçlük çekmeyecekleri lezzetli atıştırmalıklar koymak (meyve kurusu, kuruyemiş, süt gibi) tokluk sağlayacağı için abur cubura karşı ihtiyaçlarının azalmasına katkı sağlayabilir.

Aşırı kilolu çocuk büyüdüğünde de kilolu olabilir

Son yıllarda giderek artan fast food beslenme alışkanlığına hareketsiz yaşam sürmek de eklenince çağın salgın hastalığı obezite hızla yaygınlaşıyor. Diyabetten kansere çok ciddi hastalıklara zemin hazırlayan obeziteye bağlı olarak çok küçük yaşlarda bile karaciğer yağlanması, insülin direnci gibi problemler yaşanır. Yetişkinlikte aşır kilolu olan kişilerin yaklaşık üçte birinin çocukluk döneminde de kilolu olduğu bilinir. Üstelik küçüklüğünden itibaren kilolu olanların yetişkinlikte zayıflaması ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmesi daha zor olabilir.

Yanlış diyetler hayati sorunlar yaratır

Kızların ‘zayıflığı’ güzellikle eşdeğer tutması, bu amaçla çok düşük kalorili diyetlerden içeriği bilinmeyen bitki çaylarına yönelmesi; erkeklerin de kas kütlesinde artış vadeden protein tozlarına, yanlış diyet ve bilinçsiz spor uygulamalarına başvurması hayati sorunlara bile yol açabilir. Karaciğer yetmezliği, baygınlık, büyüme ve gelişmede yavaşlama, kızlarda adet gecikmesi, erkeklerde testosteron artışına bağlı hormonal dengesizlikler sadece birkaçı. Böyle durumlarda mutlaka bir uzmanın kapısını çalmak gerekir.