Göz hastalıkları nelerdir?
Bazen yaşa bağlı, bazen genetik nedenlerden bazen de farklı kronik rahatsızlıkların yan etkisi olarak ortaya çıkan göz hastalıkları birçok şekilde belirti verir. Özellikle risk grubunda olanların bu belirtileri ihmal etmeleri görme kayıplarına yol açabilir. Erken müdahale edildiğinde ise ortada bir risk kalmaz. En sık rastlanan göz hastalıklarının nedenlerini, belirtilerini ve tedavi yolları…
1. Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı (makula dejenerasyonu)
Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, 50 yaş üzeri kişilerde görülen, görme sinirinin hemen yakınında bulunan makula adı verilen (sarı nokta) ve merkezi keskin görmeyi sağlayan alanda oluşur. Yaşla birlikte cildin esnemesi, saçların beyazlaması gibi görme merkezi denilen makula da hasarlanmaya başlar. Bu hastalık ailesinde sarı nokta hikayesi olanlarda, sigara içenlerde, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterolü olan hastalar ile sürekli güneşe maruz kalan kişilerde daha sık görülür.
Sarı nokta hastalığı belirtileri ve tedavisi
Sarı nokta hastalığı, yaş tip ve kuru tip olarak ikiye ayrılır. Vakaların yaklaşık yüzde 10’unda ıslak tip, yüzde 90’ında ise kuru tipi görülür. Kuru tipte görme ağrısız bir şekilde, yavaş yavaş azalır. Genellikle rutin muayene sırasında göz doktoru tarafından yapılan retina muayenesi sırasında teşhis edilir. Yaş tipte ise biriken sıvının yol açtığı kırık görmeler, görme alanı ortasında bir gölgelenme gibi bulgularla hasta kliniğe başvurur. Kuru tipte bazı vitamin destekleriyle ilerleme engellenebilir. Yaş tipte ise sarı noktada oluşan yeni damarlar nedeniyle sıvılaşma olur ve cisimler eğri görünmeye başlar. Hastalık göz içi ilaç enjeksiyonlarıyla durdurulmaya çalışılır. Hastanın görmede kademeli düşüş, net görememe ve eğri görmenin başlaması ile birlikte hemen doktora başvurması önerilir. Bunun dışında fotodinamik tedavi ve lazer de uygulanabilir. Bunun dışında görme kaybı derin olan hastalarda az görenlere yardım (LVA) adı verilen özel gözlükler kullanılır.
2. Glokom
Tedavi edilmediği takdirde görme siniri hasarı yapabilen ve buna bağlı olarak görme kaybına neden olabilen bu hastalık, çoğunlukla göz tansiyonunun yüksek ölçülmesiyle tanı alır. Ancak normal kabul edilen sınırlarda da glokom hastalığı olabilir. Ailesinde glokom bulunan kişilerde, diyabet hastalarında, yüksek miyopisi olanlarda ve farklı hastalıklar nedeniyle gerek ağızdan gerekse göz damlası olarak uzun süreli kortizon tedavisi görenler ile migren hastaları ve göz travması yaşayanlarda risk artar.
Glokom belirtileri ve tedavisi
En sık görülen açık açılı glokom tipi herhangi bir belirti vermez. Glokom nedeniyle oluşan görme kaybı geri döndürülemediğinden erken tanı çok önemli. Uzmanınız herhangi bir nedenle muayene için başvurduğunuzda, göz tansiyonu ölçümü, açı ve görme siniri değerlendirmesi yoluyla, göz tansiyonu hastalığınız olup olmadığı hakkında bir değerlendirme yapar. Gerekli görülen hastalarda kornea kalınlığı değerlendirilmesi, OCT (optikal koherens tomografi) testi ile görme siniri analizi, görme siniri lif kalınlık ölçümleri ve görme alanı testleri gibi ileri tetkikler yapılır. Glokom tedavisi öncelikle medikaldir. Hastalığın şiddetine göre kullanılabilecek pek çok göz damlası bulunur. Damlaların yaşam boyu düzenli olarak kullanılması gerekir. Bu şekilde kontrol sağlanamıyorsa lazer trabeküloplasti yöntemi ile göz içi sıvısının dışa akımı sağlanmaya çalışılır. Son seçenek olarak tabekülektomi denilen cerrahi uygulanır.
3. Katarakt
Katarakt, her dönemde görülebilse de çoğunlukla ileri yaşta ortaya çıkan bu hastalıkta acil müdahale gerekmez. Ancak çocuklarda gözü tembelleştireceği için hemen tedavi edilmesi önerilir. Katarakt diyabet hastalarında, kortizonlu ilaç kullananlarda, göz iltihabı geçirenlerde daha sık görülür. Gelişigüzel kullanılan kortizon içerikli göz damlalarının da yıllar içinde katarakta neden olabilir.
Katarak belirtileri ve tedavisi
Katarakt, gözün saydam merceğinin buzlu cam gibi bir yapıya dönmesiyle oluşur ve görme azalır, dumanlı veya puslu görme başlar, uzak görülemez olur, bazı tiplerde yakın daha iyi görülür. Katarakt ancak cerrahi ile tedavi edilebilir. Bir damla ile uyuşturulan göz FAKO yöntemiyle yani lazerle kısa sürede tedavi edilir.
4. Diyabetik retinopati
Dünyada en çok görülen retina hastalıklarından olan diyabetik retinopatiye, kılcal damarları tutan diyabet neden olur. Çoğu hasta diyabeti olduğunu bilmeden görme sorunu şikayetiyle göz hastalıkları uzmanına gider ve bu muayenenin sonucunda diyabet hastası olduğu anlaşılabilir.
Diyabetik retinopati belirtileri ve tedavisi
Damarın bütünlüğü bozuldukça kan dışarı sızar ve kanın içinde olması gereken serum sinirlerin içinde toplanır, dokularda ödem oluşur ve hücreleri öldürür. Bazen de damar tıkanıklığı sonucu oksijensiz kalan alanlar oluşur ve oksijen ihtiyacı nedeniyle yeni damarlar gelişir. Ancak yapısı bozuk olan bu damarlar kolaylıkla patlar ve kanamalar olur. Diyabeti olan hastaların mutlaka göz doktoruna başvurmaları önerilir. Uzman bir hekimin yapacağı lazer tedavisi ile göz ardında oluşan kanamalar durdurulur ve zamanla oluşabilecek körlükler önlenmiş olur. Bu tedavi retina uzmanı olan göz hastalıkları hekimleri tarafından yapılır.