Tarihi Geçmiş İlaçlar Sağlığınızı Nasıl Tehdit Edebilir?
İlaçlar çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılan kimyasal maddelerdir. Kimyasal her madde gibi belirli bir ömrü olan tıbbi ilaçların zaman içerisinde kullanım süresi dolabilir ya da saklama koşullarından dolayı etkinliklerini kaybedebilir.
Zaman içerisinde bozulabilen tıbbi ürünlerin belirli bir ömrü vardır. Bir ürünün depolama süresi uzadıkça bozulma ihtimali de artar. Son kullanma tarihi belirtilirken de depolama süresi baz alınır. İlaçların son kullanma tarihleri, söz konusu kimyasal maddenin uygun koşullarda saklandığında en son hangi tarihe kadar kalitesini ve etkisini sürdüreceğini gösterir. Bu tarihler belirlenirken üreticiler detaylı stabilite testleri uygular ve ilaçların güvenli bir şekilde kullanılması için gerekli koşulları ve süreyi belirler.
İlaçların Kullanım Ömrünü Belirleyen Faktörler
Tıbbi ilaçların kullanım ömrü etkilerini koruyabilecekleri maksimum süreye bağlıdır. Stabilite bir ilacın terapötik etkilerini kaybetmeden saklanabileceği süreyi ifade eder. Stabilitenin korunmasıysa bazı faktörlere bağlı olarak değişebilir. İlaçların stabilitelerini ve dolayısıyla kullanım ömürlerini belirleyen bu faktörler şu şekilde sıralanabilir:
Sıcaklık: Genellikle sıcaklık arttıkça kimyasal tepkimeler daha hızlı şekilde gerçekleşir. Bu nedenle yüksek sıcaklıklarda tutulan ilaçlar uygun sıcaklık koşullarında saklananlara göre daha hızlı bozulabilir. Depolama koşulları oda sıcaklığı, soğuk sıcaklıklar ve donma sıcaklıkları olmak üzere üçe ayrılır. İlacın üzerinde genellikle hangi ortamlarda saklanması gerektiği belirtilir.
pH Değeri: Birçok ilaç 4 ile 8 pH aralığında stabildir yani dayanımını sürdürür. Doğru pH aralığında tutulmayan ilaçlar kısa süre içerisinde bozulabilir. İlaç üreticileri rutin testler ve kontrollerle doğru pH aralığını bularak ürünü satışa sunar.
Depolama Koşulları: Sıcaklığın yanı sıra bağıl nem ve ışığa maruz kalma gibi depolama koşulları da ilaçların bozulmasında etkilidir. Tıbbi ürünlerin bozulmaması için nem seviyelerinin ayarlanması ve ışığa maruziyetin azaltılması gerekir. Özellikle ışığa duyarlı ilaçlar cam kehribar şişelerde sunulmalı ve alındıktan sonra karanlık bir ortamda saklanmalıdır.
Dozaj Formu Türü: Çözeltiler ve su içeren yarı katı formda bulunan ilaçlar sıvı dozaj formlarıdır. Sıvı dozaj formlarının bozulma riski katı dozaj formlarına göre daha fazladır. Bunun nedeni suyun kimyasalı hidrolize ederek ilacı bozulmaya yatkın hâle getirmesidir.
İlaç Paketi: İlaç kutusunun yapısı tıbbi ürünlerin bozulmasında önemli bir rol oynar. Kimyasal bozulmaya yol açan nemi azaltmak için doğru nem bariyeri sağlayan paketler kullanılmalıdır. Geçirgen olmayan kaplar sayesinde ortamdaki nem koşullarında dengeyi sağlamak mümkün hâle gelir.
Tarihi Geçmiş İlaçların Yan Etkileri Nelerdir?
Bireyler ihtiyaç duydukları zamanlarda son kullanma tarihine bakmadan hâlihazırda var olan ağrı kesicileri kullanabilirler. Son kullanma tarihi geçmiş ilaçları kullanmak insan sağlığını tehlikeye sokabilir. Böyle durumlarda ilaç istenilen etkiyi vermeyebilir, yan etki oluşturabilir veya zehirlenme vakaları görülebilir.
Kimyasal Bozulma ve Etkisizlik
Doğru koşullarda saklanmayan veya son kullanma tarihi geçmiş ilaç kimyasal olarak üretim zamanındaki durumunda değildir. Kimyasal açıdan değişmiş olan bu ilaçlar, gücü ve etkinliği azaldığından istenen faydayı sağlamayabilir. Bu durumda hastalığın iyileştirilmesi ve belirtilerin kontrol altına alınması için kullanılan ilaç herhangi bir işe yaramayabilir. Tedavi aldığını zanneden birey etkili tedaviden mahrum kalacağı için hastalığının ilerlemesi gibi sağlık sorunlarıyla karşılaşabilir. Ciddi hastalıkları olan bireyler uygun şekilde saklanmadığı için bozulan veya son kullanma tarihi geçen ilaçlardan daha çok etkilenebilirler.
Tehlikeli Yan Etkiler ve Zehirlenme Riski
Son kullanma tarihi geçmiş ilaç kullanma sonucunda doğrudan zehirlenme vakaları çok yüksek olmamakla beraber bu ilaçlar sağlık açısından bazı etkilere yol açabilir. Özellikle sıvı formdaki ilaçlar başta olmak üzere son kullanma tarihi geçmiş bazı ilaçlarda bakteri gibi patojenler üreyebilir. Bu şekilde mikroplarla kontamine olmuş ilaçlar tüketildiğinde bireyde ciddi enfeksiyonlar ortaya çıkabilir. Bu durum hâlihazırda ilaç tedavisi gören bireyin sağlığı için risk oluşabilir. Son kullanma tarihi geçtiği için etkinliğini yitirmiş olan antibiyotikler enfeksiyon durumunda bireyin tedavisinde aksamalara yol açabilir.
Tarihi Geçmiş İlaçları Kullanmak Hangi Sağlık Sorunlarına Yol Açabilir?
Tarihi geçmiş ilaçların kullanılması insan sağlığına hem kısa hem uzun vadede zarar verebilir. Etkinliklerini yitiren bu ilaçlar kimyasal yapılarında meydana gelen bozulmalar sonucu toksik bileşikler ortaya çıkarabilir. Bu bileşikler vücutta istenmeyen etkilere yol açabilir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler bozulan ilaçların etkilerine karşı daha savunmasız olabilir.
Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkiler
Son kullanma tarihi geçmiş ilaç almanın bağışıklık sistemine dolaylı yoldan bazı etkileri vardır. Bu duruma verilebilecek en iyi örnek tarihi geçmiş antibiyotiğin yetersiz etkisinden dolayı bakterilerin antibiyotik direnci geliştirmesidir. Bakterilerin yeterince güçlü olmayan bir antibiyotiğe karşı mutasyon geçirme riski vardır. Mutasyon geçiren bakteriler ilaca karşı daha dirençli hâle geldiğinde gelecekte ortaya çıkabilecek enfeksiyonların tedavisi zorlaşabilir. Bağışıklık sistemi enfeksiyonu ortadan kaldırmakta zorlanabilir ve bireyin tedavisi güçleşebilir.
Kalıcı Organ Hasarları
Kullanıma uygun olmayan bazı ilaçlar organlara zarar verebilir. Örneğin hap ve kapsül şeklinde satışa sunulan ilaçlar ısıdan ve nemden kolayca zarar görür. Uygun olmayan koşullarda saklandığında sirke ve salisilik aside parçalanan ilaçlar da bunlar arasında yer alır. Sirke ve salisilik asit mideyi tahriş ederek rahatsızlıklara yol açabilir. Bu durumda tedavi alamayan bireyin rahatsızlığı ilerleyebilir. Tarihi geçmiş ve etkisini yitirmiş alerji ilaçları da bireylerin gerekli tedaviyi almasını engelleyebilir. Özelliğini yitiren ilaçlar ciddi bir alerji durumunda solunum sorunları gibi belirtilerin zamanında kontrol altına alınmasının önünde engel teşkil edebilir.
Kronik Hastalıklar
Tarihi geçmiş ilaç kullanarak doğru tedaviyi alamayan bireylerin kronik hastalıklar geliştirme riski artabilir. Örneğin yüksek tansiyonu olan bireyin kan damarları sürekli yüksek basınca maruz kaldığı için zarar görebilir. Sağlıklı atardamarların esnek ve güçlü yapıları sayesinde kan rahatça akarak hayati organlara ve dokulara besin ve oksijen sağlar. Kan basıncı uzun süre yüksek olduğunda kan damarlarının duvarlarına zarar vererek küçük yırtıkların oluşmasına neden olabilir. Vücut hasarlı bölgeleri onarmak için buraya özel hücreler gönderir.
Zaman içerisinde kanda dolaşan kolesterol gibi yağlar bu hasarlı noktalarda plak şeklinde toplanabilir. Plaklar damar sertleşmesi olarak da bilinen ateroskleroza neden olabilir. Damar sertleşmesiyse bireyin kan damarlarını tıkayarak kalp krizine ve inmeye yol açabilir. Koroner kalp hastalığı, kalp yetmezliği, metabolik sendrom, demans (bunama), bilişsel bozulmalar ve beyin hasarı gibi birçok sorun ortaya çıkabilir.
Tarihi Geçmiş İlaçların Yanlışlıkla Kullanılmasının Önüne Nasıl Geçilir?
Son kullanma tarihi geçmiş ilaçların zararlarını önlemek için öncelikle ilaçların bozulmasını önlemek gerekir. Bu amaçla her ilacın kimyasal yapısına uygun koşullarda saklanması büyük önem taşır. İlaçların düzenli olarak kontrol edilmesi ve son kullanma tarihi yaklaşan veya geçen ilaçların imha edilmesi etkili bir yöntemdir.
İlaçların Saklama Koşulları
İlaçların doğru koşullarda saklanması depolama süresine doğrudan etki eden bir faktördür. Bu noktada ilacın bozulmasını engellemek için gerekli saklama koşullarına uymak gerekir. Dikkat edilmesi gereken durumlar arasında şunlar yer alır:
Sıcaklık, hava, ışık ve nem tıbbi ilaçlara zarar verebilir. Bu sorunu engellemek için ilaçların serin ve kuru bir yerde saklanması gerekir. Örneğin şifonyer çekmecesi uygun alternatiflerden biridir. İlaçları ocak, lavabo ve fırın gibi ısınan cihazların bulunduğu yerlerin yakınında muhafaza etmek güvenli olmayabilir.
Birçok insan ilaçlarını banyodaki ecza kutusunda ya da lavabonun üzerindeki bölümde saklayabilir. Bu tür alanlarda ilaçlar fazla sıcaklığa ve neme maruz kalabilir. Bunun sonucunda ilaçlar hızlı bir şekilde bozulabilir.
İlaçları her zaman orijinal kaplarında ve kutularında saklamak önemlidir. Bu kaplar ve kutular ilaçların stabilitesini korumak için özel şartları sağlar. Örneğin ışığa duyarlı olan ilaçlar koyu renk şişelerde depolanır. Bu ilaçları başka kaplara koymak ışığa maruz bırakmak demektir ve böylece ilaçlar daha hızlı bozulabilir.
Şişenin içerisinde bulunan pamuk topunu çıkarmak gerekir. Pamuk topu nemi şişenin içine çektiğinden ilacın daha hızlı bozulmasına yol açabilir.
Eczacının herhangi bir özel saklama talimatı olup olmadığını sorulabilir. İlacın üzerinde ya da prospektüsünde de özel saklama koşulları hakkında bilgi bulunabilir.
İlaçları son kullanma tarihleri fark etmeksizin her zaman çocukların erişemeyeceği yerlerde saklamak son derece önemlidir. Bunun için ilaçları kapağı kilitli şekilde veya çocukların uzanamayacağı kadar yüksek bir yerde muhafaza etmek faydalı olabilir.
İlaçların Düzenli Kontrolü ve Yenilenmesi
İlaçların bozulmasını önlemek veya tarihi geçmiş ilaçları imha etmek için onları düzenli olarak kontrol etmek önemlidir. İlaçları düzenli kontrol ederek gerektiğinde yenilemek toksik etkilerini ve sağlığa yönelik zararlarını azaltabilir.
Son kullanma tarihi geçmiş ilaçları doğrudan atmak ve yerine yenisini koymak gerekir.
Bozulmuş ilaç belirtileriyle ilgili kontroller yapmak kimyasal maddelerin etkinliği hakkında bilgi verebilir. İlaçların görünümünde meydana gelen değişiklikler ilacın kalitesi ve tazeliği hakkında fikir verebilir. İlaçları ilk alındığı günkü rengini veya kokusunu taşımadığı fark edildiğinde imha etmek faydalı olabilir.
İlacın son kullanma tarihi geçmemiş olmasına rağmen özelliklerini yitirdiğine dair görsel, kokusal veya dokunsal bir fark görüldüğünde eczacılara danışılabilir. Eczacılar ilacın bozulup bozulmadığı hakkında bilgiler verebilir.
Düzenli doktor ziyaretleri gerçekleştirmek ve ilacın ne zaman değişmesi gerektiğini bilmek de faydalıdır. Doktor herhangi bir ilacın güncel olarak etkili olup olmadığı hakkında bilgi verebilir. Gerekli gördüğü takdirde ilacın yenilenmesini isteyebilir.
Tarihi Geçmiş İlaçlar Nasıl Güvenli Bir Şekilde İmha Edilir?
Kullanılmayan veya son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar evde imha yöntemleriyle, eczaneler ve toplama merkezleri vasıtasıyla yok edilebilir. Bu sayede halk sağlığını ve çevreyi koruyacak şekilde ilaçların bertaraf edilmesi mümkün olur.
Evde İlaç İmha Yöntemleri
Kullanılmayan ilaçlar lavaboya ya da tuvalete atılmamalıdır. Kullanılmayan ilaçları lavabo veya tuvalete atmak evdeki diğer bireyleri, evcil hayvanları, çöpte kullanılmayan ilaçla temas edebilecek insanları ve sokak hayvanlarını korumayı amaçlar. Tablet, kapsül ya da sıvı formda bulunan birçok ilaç doğrudan çöpe atılabilir. ABD Gıda ve İlaç İdaresinin evde ilaç imha etme yöntemi şu şekildedir:
İlaçlar orijinal şişesinden ya da paketinden çıkarılır.
Ardından toprak, kedi kumu veya kahve telvesi gibi atılacak diğer çöplerle karıştırılır.
Karışım ağzı kapalı plastik bir torbanın içerisine yerleştirilir.
Şişe ya da paket çöpe atılır.
İlacın şişesinin ya da paketinin üzerinde kişisel bilgiler varsa silinir ve çöpe atılır.
Eczaneler ve İlaç Toplama Merkezleri
İlaç geri alma yöntemleri sayesinde kullanılmayan veya son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar güvenli bir şekilde imha edilebilir. Reçeteli ilaçları geri vermeden önce şişenin ya da paketin üzerindeki tüm kişisel bilgiler silinmelidir. Geri dönüşüm noktalarına bırakılan tüm ilaçlar imha edilir. Eczacılar bir ilacın üretilmesinden imha edilmesine kadar geçen süreçte sorumluluk sahibi profesyonellerdir.
Türkiye’nin bazı şehirlerindeki veya semtlerindeki eczanelerde atık ilaç toplama kutuları bulunur. Bu uygulamayı gerçekleştiren eczanelere giderek tarihi geçmiş atık ilaçları bırakmak mümkündür. Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü haftada bir eczaneleri dolaşarak bu atık ilaçları toplar. Bu sistem ilaçların doğru şekilde imha edilmesini sağlarken aynı zamanda çevre kirliliğini de önler.
Tarihi Geçmiş İlaçların Kullanımıyla İlgili Yanlış Bilinenler
Halk arasında tarihi geçmiş ilaçların kullanımıyla ilgili pek çok yanlış bilgi bulunur. Bu yanlış bilgiler nedeniyle bireylerin sağlıkları olumsuz etkilenebilir.
“Biraz Geçmişse Sorun Olmaz” Yanılgısı
Bir ilaç üretildiği andan itibaren yavaş yavaş etkisini kaybetmeye başlar. Bu süreç son kullanma tarihinden sonra aniden gerçekleşmez. Oysa ilaçlar zaman içerisinde kümülatif bir etkinin sonucunda belirli bir süre sonra etkinliğini kaybeder. Birçok insan ilaçların son kullanma tarihi geçtikten sonra kullanılmaya devam edilmesinde bir sorun olmadığını düşünebilir. Son kullanma tarihleri ilaçların etkinliklerinin ve güvenliklerinin garanti edildiği maksimum süreyi gösterdiğinden bu düşünce bir yanılgıdır. Son kullanma tarihinden sonra ilacın kimyasal yapısı değişmiş olacağından etkinliği de büyük oranda azalacaktır.
İlaçların Tarihi Geçmeden Etkinliğini Kaybedebileceği Durumlar
İlaçların son kullanma tarihi gelmeden önce bozulmasının arkasındaki temel neden genellikle yanlış saklama koşullarıdır. Nemli ortamlarda bulunan ilaçlar kimyasal değişimler geçirerek etkinliklerini kaybedebilir. Bazı ilaçların buzdolabında saklanması gerekirken bazıları yüksek sıcaklık olan yerlerde bulunmamalıdır. Örneğin insülinin 2°C ile 8°C arasında buzdolabında saklanması gerekir. Bu ilaçların oda sıcaklığında veya daha yüksek sıcaklıktaki ortamlarda bırakılması stabilitelerini ve etkinliklerini azaltabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Tarihi geçmiş bir ilacı yanlışlıkla aldım, ne yapmalıyım?
Hafif baş ağrısı nedeniyle son kullanma tarihi geçmiş bir ağrı kesici almak çok ciddi bir soruna yol açmayabilir. Diyabet ilaçları veya kalp ilaçları gibi anında etkinliğini göstermesi gereken maddelerin kullanılması durumundaysa tıbbi yardım almak gerekebilir. Bu tür sağlık sorunları için reçete edilen ilaçlarla ilgili hatalar acil durumlara yol açabilir. Diyabet, kalp hastalığı veya kronik rahatsızlığı olan bireylerin kullandıkları ilaçların son kullanma tarihi geçmişse hemen doktorlarla iletişime geçilmelidir. İlacı hem satın almadan hem kullanmadan önce son kullanma tarihini kontrol etmekte her zaman fayda vardır.
Tarihi geçmiş ilaçlar neden tehlikelidir?
Tarihi geçmiş ilaçlar etkilerini yitirebileceklerinden ve bireyin tedavisini aksatabileceklerinden dolayı tehlikeli olabilir. Tarihi geçmiş ilaç toksik etkiler nedeniyle de insan sağlığını tehdit edebilir. Bu nedenle ilaçların son kullanma tarihlerini düzenli olarak kontrol etmek ve tarihi geçmiş ilaçları kullanmaktan kaçınmak büyük önem taşır. İlaçların doğru şekilde saklanması hakkında bilgi edinmek için doktora veya eczacıya danışmak ve prospektüs okumak faydalı olabilir.
İlaçların son kullanma tarihini geçirdiğimde nasıl imha etmeliyim?
Son kullanma tarihi geçen ilaçların doğru yöntemlerle imha edilmesi gerekir. Bunun için tuvalete atılmasında sakınca olmadığı belirtilen ilaçları doğrudan tuvalete atmak mümkündür. Diğer ilaçlar atık ilaç kabul eden eczanelere bırakılabilir veya iyice sarıldıktan sonra çöp kutusuna atılabilir.
Atık ilaç toplama noktalarını nerede bulabilirim?
Atık ilaç toplayan eczaneleri ve geri dönüşüm kutularını internet aracılığıyla veya bulunulan şehrin belediyelerine ulaşarak öğrenmek mümkündür.
İğne ve benzeri aletleri nasıl imha edebilirim?
İlaçlara ek olarak kullanılmayan iğne ve şırıngalar doğru şekilde imha edilmediğinde yaralanmalara sebebiyet verebilir. Bu nesnelerin açık şekilde çöpe atılmaması tavsiye edilir. İğneler yeni veya kullanılmış olsa da her zaman dikkatli bir şekilde imha edilmelidir. Keskin olduğundan doğrudan çöple temas eden bireylerin veya hayvanların zarar görmelerine yol açabilir. Keskin nesnelerin dışarıyla temasını önleyen bir şekilde paketlenen veya uygun bir kabın içerisine konan iğneler çöpe atılabilir.
Yayınlanma Tarihi:21 Kasım 2024 Perşembe
Güncellenme Tarihi:21 Kasım 2024 Perşembe
*Bu içeriğin
geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler
kişi ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm
işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun
tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Her türlü soru, görüş ve önerileriniz için aşağıdaki formdan bizimle iletişime geçebilirsiniz. Talebiniz doğrultusunda Çağrı Merkezi yetkililerimiz size en kısa sürede dönüş yapacaklardır.