Sürekli El Yıkama Alışkanlığı Nedir?
Sürekli el yıkama alışkanlığı genellikle bireylerin günlük aktivitelerini ve yaşam kalitelerini olumsuz etkileyen psikodermatolojik durumdur. Sürekli el yıkama alışkanlığı olan bireyler kontaminasyona (bir maddenin veya ortamın genellikle zararlı olan unsurlarla kirlenmesi) ilişkin takıntılıdır. Mantıksız korkulardan kaynaklanan sıkıntılarını hafifletmek amacıyla ellerini yıkarlar. Ellerinin kirli veya mikroplu olduğuna dair sürekli bir korku ve kaygı yaşayabilirler. Bu korku, tuvalet kullanmak gibi ellerin kirlenmesine veya mikrop kapmaya neden olan belirgin durumlar dışında, gün içinde herhangi bir sebep olmaksızın aniden ortaya çıkabilir. Örneğin paraya dokunmak, toplu taşımada bulunmak ya da dışarıda alışveriş yapmak gibi basit aktiviteler bile bu bireyler için büyük bir stres kaynağı olabilir.
Normal ve Anormal El Yıkama Arasındaki Farklar
Normal ve anormal el yıkama arasındaki temel farklar el yıkama sıklığı, amacı, süresi ve bu eylemin sonuçlarıdır. İnsanların yemek yemeden önce ya da lavaboyu kullandıktan sonra temizlenmek için ellerini yıkamaları son derece normaldir. İhtiyaçları karşılandıktan sonra ellerdeki kiri temizlemek için yapılan bu eylem, gün içerisinde birkaç defa tekrarlanabilir. Anormal el yıkama durumundaysa birey gün içinde bazen 50, bazen 100 kere bile elini yıkayabilir.
Normal el yıkamada bireyin amacı eline bulaşan kiri çıkarmaktır. Anormal el yıkama durumundaysa birey yaşadığı korkuyu ve endişeyi bastırmak veya hafifletmek için sürekli ellerini temizleme ihtiyacı içerisindedir. Ellerini normal bir şekilde yıkayan bireyler için bu süre yaklaşık 20 saniye civarındadır. Anormal el yıkama durumundaysa birey dakikalar boyunca ellerini sürterek yıkayabilir. Normal el yıkama durumunda genellikle bireyin cildinde herhangi bir rahatsızlık oluşmaz. Obsesif şekilde el yıkayan bireylerin cildiyse sürekli suya ve sabuna maruz kalmaktan dolayı zarar görür.
Kompulsif El Yıkamanın Belirtileri
Bazı bireyler kirlenme veya temizlik ihtiyacıyla ilgili takıntılı düşüncelerine karşı koyamayarak sürekli ellerini yıkayabilirler. Kompulsif el yıkama belirtileri bireyin günlük yaşamını olumsuz etkileyecek kadar ciddi de olabilir. Bu belirtilerden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:
- Kompulsif el yıkama sorunundan muzdarip birey cildi yıpranana kadar ellerini onlarca hatta yüzlerce kez yıkayabilir. Hijyen sağlama amacının ötesine geçen bu davranış, aynı zamanda kaygıyı hafifletmek için elleri yıkamaya yönelik obsesif bir ihtiyaçtır.
- Sürekli el yıkama eğilimi olan bireyler ellerini yıkarken belirli kalıpları veya ritüelleri takip edebilirler. Örneğin birey tüm parmakları tek tek detaylı şekilde yıkayabilir veya parmaklarını belirli bir sıraya sokabilir. Birey bu ritüellerden saptığı zaman ciddi düzeyde rahatsızlık hissedebilir.
- Aşırı suya ve temizleyici maddelere maruz kalan ciltte belirgin değişiklikler meydana gelebilir veya var olan cilt rahatsızlıkları daha da kötüleşebilir. Elde dermatit belirtileri arasında ödem, kabarcıklanma ve pullanma görülebilir. Ayrıca ciltte pigment değişiklikleri, hiperkeratoz (kalın, pürüzlü deri lekeleri) ve çatlaklar da oluşabilir. Ciltte oluşan çatlaklar bakteriyel cilt enfeksiyonlarına zemin hazırlayabilir.
- Sürekli el yıkama alışkanlığı günlük aktiviteleri, iş hayatını ve sosyal ilişkileri olumsuz etkileyebilir. Bunun nedeni elleri yıkamak için harcanan zamanın ve zorlayıcı davranışların yarattığı duygusal sıkıntının, bireyin işine odaklanmasını ve sosyal aktivitelere katılmasını zorlaştırmasıdır.
Sürekli El Yıkama Alışkanlığının Psikolojik Nedenleri
Aşırı el yıkama psikolojik sebeplerden dolayı ortaya çıkabilir. Kompulsif boyutta vücudunda hijyen sağlama düşüncesi genellikle obsesyonları olan kaygılı bireylerde sıkça rastlanan bir durumdur.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) ve El Yıkama Bağlantısı
Kompulsif el yıkama genellikle obsesif kompulsif bozuklukla ilişkilendirilir. Obsesif kompulsif bozukluk kısaca OKB, bireyin obsesyon olarak adlandırılan, kontrol edilemeyen düşünceler nedeniyle tekrarlayan davranışlarda bulunduğu uzun süreli bir bozukluktur.
OKB’den muzdarip bireyler mikroplardan aşırı korktukları veya yüksek düzeyde hijyen kaygısından ötürü ellerini sürekli yıkayabilirler. Takıntılarının aslında anlamsız ve yersiz olduğunu bilseler de zihinlerine sürekli gelen obsesif düşüncelerle mücadele edemezler. OKB el yıkama takıntısına dönüştüğünde bireylerin hem profesyonel hem sosyal hayatını olumsuz etkileyebileceğinden tedavi gerektirebilir.
Anksiyete Bozuklukları ve Hijyen Takıntısı
Anksiyete ve el yıkama alışkanlığı da yakından bağlantılı iki sorundur. Mikroplar ve hijyen konusunda aşırı endişe duymak altta yatan bir kaygı bozukluğundan kaynaklanabilir. Hijyeni takıntılı şekilde düşünen bireyler psikolojik stres altında olmalarının yanı sıra sürekli kaygılı hissedebilirler. Bundan dolayı bireyler kaygılarını yönetmek ve çevrelerinde kontrol sağladıklarını düşünmek için sürekli temiz olmaya çalışabilirler. Kaygı bozukluğu olan bireylerde kirlenme olasılığının veya bu durumun sonuçlarının ciddiyetini abartma gibi bilişsel çarpıtmalar da görülebilir. Bu çarpık düşünceler kompulsif temizlik davranışlarını körükleyebilir.
Sürekli El Yıkama Alışkanlığı Ne Zaman Tehlikeli Hale Gelir?
El yıkama sıklığı arttıkça ciltte çeşitli rahatsızlıklar da ortaya çıkabilir. Bu durum bireyin sosyal hayatını olumsuz etkileyebilir.
Cilt Problemleri ve Fiziksel Zararlar
Aşırı el yıkama sonucunda ellerin sürekli suya ve sabuna maruz kalmasından ötürü ciltte ortaya çıkabilecek bazı sorunları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Kuruluk: Sık sık el yıkamak ciltte bulunan koruyucu yağların gitgide azalmasına yol açarak kuruluğa neden olabilir. Cildin yağlı tabakasındaki bu bozulma, el yıkama ürünlerinin ya da deterjanların ciltle daha derinlemesine temas etmesine neden olup tahrişe yol açabilir. Kuruyan ve pullanan cilt dış etkenlere karşı daha hassas hale gelebilir.
- Kızarıklık: Aşırı el yıkama cildin tahriş olup kızarmasına neden olabilir. Cildin iltihaplanmasından kaynaklanan bu kızarıklık cilt bariyerinin zarar gördüğüne işaret eder.
- Kaşıntı: Cildin nemini kaybetmesi ve cilt bariyerinin zarar görmesi nedeniyle kaşıntı hissedilebilir. Bu kaşıntı cildin hassaslaşmasından dolayı kolayca irrite olmasından kaynaklanabilir.
- Egzama: Egzama el yıkamayla ilişkili cilt problemleri arasında yer alan ciddi bir sorundur. Ciltte enflamasyona, tahrişe ve lezyonlara yol açan egzama, uzun süreli bir cilt rahatsızlığıdır. Atopik dermatit ve dishidrotik egzama gibi türleri olan bu rahatsızlık, elini aşırı sık ve yoğun yıkayanlarda da ortaya çıkabilir.
Sosyal Hayata Etkisi ve İzolasyon
Amerikan Psikiyatrı Birliği tarafından yayınlanan Ruh Sağlığı Bozuklukları Kılavuzu DSM-5’te obsesif kompulsif bozukluktan kaynaklanan sık el yıkama gibi saplantı kaynaklı davranışların, zaman kaybına neden olmanın yanı sıra bireyin sosyal, akademik ve profesyonel yaşamını ciddi şekilde etkileyebileceğini belirtilmektedir.
Obsesif kompulsif bozukluk durumunda, bireyin zihninde belirli davranışları gerçekleştirmediğinde kötü bir şey olacağına dair rahatsız edici düşünceler dönebilir. Bu davranışlarla fazlasıyla meşgul olan OKB’den muzdarip bireyler günlük aktivitelerini yerine getirmekte zorlanabilirler. Örneğin bazı ağır vakalarda birey her gün ellerini yıkamak veya ocağın açık olup olmadığını kontrol etmek için saatler harcayabilir. Bu nedenle derse veya işe gidemeyebilir, arkadaşıyla randevusuna geç kalabilir veya herhangi bir sosyal aktiviteye katılım gösteremeyebilir. Tüm bunlar bireyin üretkenliğinin azalmasına yol açabilir.
Sürekli El Yıkama Alışkanlığı Nasıl Tedavi Edilir?
Obsesif kompulsif bozuklukla ilişkili aşırı el yıkama rahatsızlığında psikoterapi en sık başvurulan tedavi yöntemleri arasında yer alır.
Psikoterapi Yöntemleri
Psikoterapi sürekli el yıkama tedavisi için etkili bir yöntemdir. Özellikle psikoterapinin bir türü olan bilişsel davranışçı terapi (BDT), OKB tedavisinde sıklıkla tercih edilir. BDT, bireylerin obsesif düşüncelerini ve kompulsif davranışlarını anlamayı, onların üzerine gitmeyi ve nihayetinde bu davranışları değiştirmeyi amaçlar.
Maruz bırakma ve tepki önleme (ERP) de obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde etkili olabilen bir BDT alt türüdür. ERP, bireyleri kaygılarını tetikleyen durumlara veya düşüncelere kademeli olarak maruz bırakmayı ve bu kaygıyı yönetmek için tipik olarak başvurdukları zorlayıcı davranışları önlemeyi hedefler. Ancak ERP sıkıntı verici durumları ve düşünceleri tamamen ortadan kaldırmayı amaçlayan bir terapi yöntemi değildir. Bu yaklaşım, sıkıntının bireyin hayatından tamamen çıkarılmasının mümkün olmadığı ve bunun günlük yaşamda karşılaşılan durumlarla başa çıkmayı zorlaştırabileceği ön kabulüne dayanır.
Maruz bırakma ve tepki önleme, tetikleyici bir durum ortaya çıktığında bireye zorlayıcı düşüncelerle ve davranışlarla başa çıkma becerileri öğretmeyi amaçlar. Örneğin kapı kolundan mikrop kapmaktan korkan biri kapı koluna dokunmasını gerektirecek durumların içine sokulur. Korkusunu durdurmak için bireyden kapı koluna dokunduktan sonra yüzüne ve cüzdanına dokunması istenebilir. Böylece birey takıntısına neden olan durumla yüzleşerek onu pekiştirecek kaçınma yollarından yani kompulsif davranışlardan uzaklaşabilir. ERP başa çıkma becerilerini daha da geliştirerek insanları takıntı döngüsünden kurtarabilir.
İlaç Tedavisi ve Destekleyici Tedaviler
Sürekli el yıkamanın ilaçlarla ve destekleyici tedavilerle kontrol altına alınması mümkündür. Aşağıdaki tedaviler tek başına veya bireye özgü şekilde kombinasyon halinde uygulanabilir:
- İlaç Tedavisi: Sürekli el yıkama tedavisinde obsesif kompulsif bozukluk için kullanılan ilaçlar etkili olabilir. İlk basamak olarak ruh halini düzenlemeye yardımcı bir nörotransmitter olan serotonin seviyesini artıran selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) denenebilir. OKB semptomlarını kontrol etmeye yardımcı olan bu ilaçlarda tedavinin yanıt vermesi doza bağlı olarak değişebilir. Ancak insanların yaklaşık %40 ila %60'ı yalnızca SSRI kullanımına yeterince iyi yanıt vermeyebilir. Bu durumda doktorlar normalde şizofreni tedavisi için kullanılan bazı ilaçları da reçete edebilirler. Bu ilaçlar antidepresanların yetersiz kaldığı durumlarda OKB belirtilerini kontrol etmeye de yardımcı olabilir.
- Meditasyon ve Mindfulness: Zihni rahatlatmaya yardımcı olan mindfulness egzersizleri bireylerin duygusal ve düşünsel süreçlerini kendilerini yargılamadan anlamlandırmalarına yardımcı olur. Bireyin nefesine odaklanarak anda kalmasını sağlayan meditasyon rahatsız edici düşünceleri uzaklaştırmaya ve bireyi rahatlatmaya yardımcı olan bir yöntemdir. Hem mindfulness hem de meditasyon stres ve anksiyete seviyelerini azaltarak obsesif düşünceleri uzaklaştırabilir. Ayrıca kompülsif davranışlara ve ritüellere neden olan dürtülerin kontrol altına alınmasını da sağlayabilir.
- Destek Grupları: Bir destek grubuna katılmak izolasyon derecesinde obsesyon yaşayan bireylerin topluluk içerisine girmelerine ve kendilerini ifade etmelerine imkan tanır. Destek grupları bireysel terapinin yerini almak amacını taşımasa da terapiyi destekleyebilir ve bireyin iyi oluş halinin sürmesine yardımcı olabilir. Bireyin kendisiyle benzer sorunları yaşayan bireylerle bir araya gelmesi destek ve dayanışma duygusunu güçlendirebilir.
Sürekli El Yıkama Alışkanlığına Dair Sık Sorulan Sorular
Sürekli el yıkama alışkanlığı hangi yaş grubunda daha sık görülür?
Obsesif kompulsif bozuklukla ilişkili el yıkama takıntısı çocukluk ve ergenlik dönemlerinde sık görülebilen bir durumdur. Obsesif kompulsif bozukluksa genellikle ilk olarak 7 ila 12 yaş arasında ya da ergenliğin sonlarından 20’li yaşların başına kadar olan dönemde ortaya çıkar. Ancak OKB okul öncesinden yetişkinliğe kadar herhangi bir dönemde de görülebilir.
Bu alışkanlık için hangi doktora başvurmak gerektirir?
Sürekli el yıkama sorunundan muzdarip bireyler etkili sonuçlar alınabilmesi için multidisipliner bir ekip tarafından takip edilmelidir. Bu ekipte dermatologlar, psikologlar ve psikiyatristler yer alabilir.
Tedavi edilmezse hangi sorunlara yol açabilir?
Sürekli el yıkama sorununun altında yatan nedenlerle ilgili bir tedavi başlatılmadığı takdirde bireyde kuruluk, çatlaklar, egzama ve enfeksiyon gibi cilt rahatsızlıkları ortaya çıkabilir. Ayrıca bireyin kaygı ve stres düzeyi artabilir, ruh sağlığı olumsuz etkilenebilir.