Karaciğer yağlanmasına karşı Akdeniz tipi beslenin
Alkol dışı karaciğer yağlanması vakalarının sayısı dünya genelinde giderek artıyor. Hastalığın temel nedeni ise sağlıksız beslenme ve hareketten uzak bir yaşam tarzı. Öte yandan hızla zayıflamak için uygulanan şok diyetler de karaciğer yağlanması riskini daha da yükseltiyor. Dünyada hızla artan bir sorun olan karaciğer yağlanması ülkemizde her 4 yetişkinden birinde görülüyor ve fazla kilolu her 2 kişiden de en az birinin karaciğeri yağlı.
Karaciğer yağlanması siroza neden oluyor
Karaciğer yağlanması, basit yağlanma ve yağlanmaya bağlı karaciğer iltihabı (NASH) olmak üzere iki farklı şekilde görülüyor. Basit yağlanması olan bireylerin yüzde 80'inde önemli bir sağlık sorunu yaşanmazken, geri kalanlarda yağlanmaya bağlı karaciğer iltihabına neden oluyor. Yağlanmaya bağlı karaciğer iltihabı gelişen bireylerde ortalama yüzde 10 karaciğer sirozu geliştiği gözleniyor. Karaciğer sirozu, karaciğer kanserine ve bu nedenle can kaybına yol açıyor. Son zamanlarda karaciğer nakli gerektiren karaciğer kanserlerinde etkenin yağlı karaciğer olduğu olgular hızla artıyor.
Kurtulmak için zayıflamak lazım ama…
Karaciğer yağlanması olan kişilerin yaklaşık yüzde 80’inin aşırı kilolu, erişkin tip diyabet hastalığı, insülin direnci ve kan yağı yüksekliğine sahip olduğu biliniyor. Buna karşın her kilolu kişide karaciğer yağlanması olmayabiliyor hatta çok zayıf kişilerde dahi karaciğer yağlanması görülebiliyor. Günümüzde zayıflama uğruna uygulanan şok diyetlerdeki hızlı kilo kaybı da karaciğer yağlanmasına neden oluyor. Karaciğer yağlanmasını tedavi edebilmek için çeşitli ilaçlar araştırılıp denense de bugün için etkinliği kanıtlanmış ve güvenilir tek tedavi olarak kilo kaybı öne çıkıyor. Bunun için fiziksel aktivite ve diyet yapmak yeterli. Ancak kilo kaybı haftada 1-1.5 kilogramı geçmemeli. Çünkü daha hızlı kilo vermek karaciğer yağlanmasını artırıyor!
Karaciğer yağlanmasına karşı Batı tipi beslenmeden kaçının
Peki hızlı kilo kaybı karaciğer yağlanmasını nasıl artırıyor? Açlık esnasında birtakım hormonlar aracılığıyla vücuttaki yağ dokularının parçalanması artıyor. Bu hormonlar; trigliserid adı verilen yağları parçalayan enzimleri aktifleştirerek bunların yağ asitlerine parçalanmasını hızlandırıyor. Bu şekilde dolaşıma salınan yağ asitleri karaciğere geri dönüyor ve yeniden trigliserid adı verilen yağa dönüşerek karaciğer hücrelerinde birikiyor. Bu nedenle uzun süren açlıklarda karaciğerde yağlanma görülüyor. Karaciğer yağlanmasına karşı yağ ve karbonhidrattan zengin Batı tipi beslenmeden kaçınarak, düşük kalorili ''Akdeniz tipi'' beslenmeye geçilmesi önem taşıyor. Toplumda giderek yaygınlaşan bitkisel ilaç kullanımı bilimsel bir anlam taşımıyor hatta fayda yerine zarar verebiliyor, can kaybına yol açabiliyor. Bu nedenle kişinin doktoruna danışmadan bu yöntemlere başvurması önerilmiyor.