Sjögren Sendromu Nedir?
Sjögren sendromu; salgı yapan bezlerin özellikle gözyaşı ile tükürük bezlerini tuttuğu, otoimmun hastalıklar denilen gruba ait bir hastalık. Sjögren sendromu sıklıkla göz veya ağız kuruluğu gibi masum gibi görünen, ancak yaşam kalitesini oldukça düşüren yakınmalarla başlar. Sjögren sendromunun en önemli özelliği ise hangi belirti ön planda olursa olsun, tıpkı diğer "otoimmün" hastalıklar gibi vücudun bütününü ilgilendiren cilt, sinir sistemi, akciğerler veya damarlar gibi başka organ veya sistemleri tutabilme potansiyeli olmasıdır. Sjögren sendromunun pek bilinmediği için tanısı genellikle geç konulur. Buna bağlı olarak hastalar uzun süre hayat kalitesini düşüren yakınmalarla yaşamak zorunda kalır. Bunun sonucunda da ilk başlarda çoğunlukla ağız veya göz kuruluğu ile başlayan Sendrom zamanla, akciğer, böbrek ve karaciğer gibi organları da tutup, tüm vücudu ilgilendiren bir hastalığa dönüşebilir.
Sjögren Sendromu Belirtileri Nedir?
- Sjögren sendromunun en önemli belirtisi gözlerde ve ağızdaki kuruluktur. Ağızdaki tükürük salgısı yeterli olmayınca diş çürükleri ve diş eti sorunları ile mantar plaklarının oluşumuna neden olur.
- Hastalık vajinal kuruluğa neden olur. Bunun sonucunda ağrılı ilişki, mantar ve idrar yolu enfeksiyonu gibi rahatsızlıklar ortaya çıkar. Oluşan cilt kuruluğu da enfeksiyon yerleşimini kolaylaştırır.
- Burun ve solunum yolunun kuruluğu, enfeksiyonların akciğerlere daha hızlı inmesine neden olur. Dolayısıyla bu hastalarda akciğer enfeksiyonları daha sık görülür.
- Göz kuruluğuna bağlı olarak ise enfeksiyon oluşumundan körlüğe kadar gidebilen sonuçlar oluşabilir.
- Halsizlik ve eklem ağrıları olabilir.
- Soğuk hassasiyeti ve soğukta uzuvlarda beyazlama gibi renk değişiklikleri ortaya çıkabilir. Bazen hastalarda "lenfoma" adı verilen bir çeşit lenf bezi kanseri gelişebilir.
Sjögren Sendromunun Risk Faktörleri Nelerdir?
Sjögren sendromu toplumda her 100 kişiden birinde görülür ve geriatrik yaş grubu denilen 65 yaş üzerinde sıklığı yüzde beşe kadar çıkar. Çoğunlukla 40 yaşından sonra ortaya çıkan hastalık, kadınlarda erkeklere göre 9-10 kat daha fazla görülür. 40’lı yaşlardan itibaren diyabetten depresyona, hipertansiyondan kolesterole çeşitli hastalıklar nedeniyle ilaç kullanımı arttığı için, hastalığın belirtileri ilaçların yan etkileri ile karıştırılabilir. Geriatrik yaş grubunda gelişen kurumalar ya da eklemlerdeki ağrılar, yaşlanmanın sonucu olarak yorumlanabilir. Tüm bu nedenler tanıda gecikmelere yol açar.
Sjögren Sendromu Nasıl Tedavi Edilir?
Sjögren sendromunda uzun soluklu bir tedavi planlamak gerekir. Hidroksiklorakin içeren ve aslen sıtma tedavisinde kullanılan ilacın, otoimmün mekanizmayı ve kendi vücut hücreleri yok etmeye çalışması tedavide etkilidir. Bu ilaç kas ve eklem ağrılarına iyi gelir. Ağız kuruluğunu gidermek için ise tükürük salgısını artıran ilaçlar, hassas dişlere uygun diş macunu kullanımı, gargara, pastil ve sakız çiğneme önerilir. Göz kuruluğu ise suni gözyaşı damlası ya da jellerle giderilebilir. Kornea hasarı bulunuyorsa göz doktoru tarafından daha ileri işlemler yapılabilir.
Günlük yaşam önerileri
- Yatak odanızda, özellikle kış aylarında ev tipi nemlendiriciler kullanın.
- Tuzlu su spreyleri ile burnunuzu sık sık nemlendirin.
- Bol sıvı tüketin.
- Ağız kuruluğu için pastil ya da sakız kullanın.
- Her yıl düzenli olarak grip aşısı yaptırın.
- Cilt bakımınıza özen gösterin, özellikle banyodan sonra tüm vücudunuza yoğun bir nemlendirici uygulayın.
- Vajinal kuruluk sorunu için mutlaka jinekoloğunuzu ziyaret edin.
- Çene altı ve kulak ön yüzünde başta olmak üzere vücudunuzda herhangi bir şişlik oluştuğunda hemen doktora başvurun.
- Hidroksiklorakin içeren ilaç kullanıyorsanız, güneşli günlerde cilt lekelenmelerine karşı yüksek faktörlü koruyucu kremler kullanın.
- Her altı ayda bir hidroksiklorakin kullanırken görme alanı ve kuruluk açısından göz doktorunuza kontrollere gidin.