Yazı İçeriği

Şizoid Kişilik Bozukluğu Nedir?

Şizoid Kişilik Bozukluğu Neden Olur?

Şizoid Kişilik Bozukluğunun Belirtileri

Şizoid Kişilik Bozukluğunun Tanısı Nasıl Konur?

Şizoid Kişilik Bozukluğunun Tedavisi Nasıl Yapılır?

Şizoid Kişilik Bozukluğu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Şizoid Kişilik Bozukluğu Nedir?

Şizoid kişilik bozukluğu, sosyal ilişkilerden kaçınma ve duygusal soğukluk ile karakterize edilen bir kişilik bozukluğudur. Genetik ve çevresel faktörler hastalığın nedenleri arasındadır, başkalarıyla yakın ilişki kurma isteksizliği en belirgin belirtisidir. Bu bozukluk, şizofreniden farklı olarak halüsinasyon veya sanrılara yol açmaz ancak kişiler arası etkileşimlerde ciddi zorluklara neden olabilir.

Psikolojik bozukluklar bireylerin duygusal, bilişsel ve sosyal yaşamlarını olumsuz etkileyen karmaşık durumlardır. Bu bozukluklar bireyin günlük yaşamındaki işlevselliğini etkileyebilir, insan ilişkilerinde zorlanmasına neden olabilir ve genel hayat kalitesini düşürebilir. Psikolojik bozukluklar denildiğinde oldukça geniş bir yelpazeden söz etmek mümkündür. Şizoid kişilik bozukluğu da bu geniş yelpazede yer alan, bireylerin ruh sağlığını ve sosyal ilişkilerini etkileyen önemli bir sağlık sorunudur.

Şizoid kişilik bozukluğu, ‘Küme A kişilik Bozuklukları’ adı verilen gruba ait durumlardan biridir. Genellikle sosyal ilişkilerden sürekli kopmaya sahiptirler. Bu sağlık sorunundan muzdarip olan bireyler, başkalarıyla iletişim kurarken sınırlı bir duygu yelpazesine sahiptir. Genellikle çevreleri tarafından mesafeli ve ilgisiz görünebilirler. Aynı zamanda bu kişilik bozukluğuna sahip olan bireyler davranışlarının alışılmadık ya da sorunlu olduğunun da farkında değildir.

Şizoid Kişilik Bozukluğu ve Şizofreni Arasındaki Fark

Şizofreni ve paranoid kişilik bozukluğu, bireyin gerçeklikten önemli ölçüde kopmasına neden olan ve sağlıklı düşünce akışını bozan bir dizi ruh sağlığı rahatsızlığıdır. Özellikle şizofreni hastası bireyler günlük yaşamlarını önemli ölçüde etkileyen halüsinasyonlar ve sanrılar görebilirler. Bunun sonucunda gerçeği ve hayali karıştırabilirler. Aynı zamanda aşırı düzensiz düşünce ve davranış kalıplarına da sahip olabilirler.

Şizoid kişilik bozukluğundaysa halüsinasyonlar ve sanrılar yoktur. Bu hastalık bireylerin günlük yaşamlarını devam ettirme konusunda ciddi sorunlar yaşamalarına da neden olmaz. Ancak bireylerin ikili iletişimleri oldukça zayıftır ve genellikle çevrelerine karşı mesafeli davranırlar.

Şizoid Kişilik Bozukluğu ve Sosyal Anksiyete Bozukluğu Arasındaki Fark

Sosyal anksiyete bozukluğu bireyin başkaları tarafından eleştirilme ya da yargılanma korkusunu yoğun ve sürekli olarak yaşadığı bir ruh sağlığı durumudur. Bireyler her ne kadar sosyalleşmek isteseler de yaşadıkları bu korkuyla başa çıkamadıkları için sosyal etkileşimlerden mümkün olduğunca uzak dururlar.

Şizoid kişilik bozukluğuysa sosyal anksiyete bozukluğundan farklı bir durumdur. Şizoid kişilik bozukluğu olan bireylerin sosyal etkileşimden ve ikili ilişkilerden kaçma nedenleri eleştirilme veya yargılanma korkusu değildir. Başkalarıyla ilişki kurmaktan kaçınmalarının nedeni genel bir ilgisizlikten kaynaklanır ve bireyin kendi tercihidir. Bağlanmaktan kaçınan, yalnız kalmayı tercih eden ve sosyal ortamlarda bulunmaktan rahatsız olan bu bireyler ilişki kurmak ya da birliktelik yaşamak konusunda istek duymazlar.

Ancak şizoid kişilik bozukluğu olan bireyler de sosyal anksiyete bozukluğu olanlar gibi toplumsal etkinliklere katıldıklarında başkalarının arasına karışmakta zorlanırlar. İş ya da okul gibi ortamlarda, zorunlu olarak girdikleri ilişkilerde oldukça resmî ve kişisellikten yoksun tavırlar sergilerler. Dışarıdan bakıldıklarında son derece soğuk insanlar olarak tanımlanabilirler.

Şizoid Kişilik Bozukluğu Kimleri Etkiler?

Birçok kişilik bozukluğu kişiliğin gelişip olgunlaştığı erken ve orta ergenlik döneminde ortaya çıkar. Ancak şizoid kişilik bozukluğunun belirtileri ergenlik döneminden önce ya da erken yetişkinlik döneminde de görülebilir. Ayrıca kadınlara kıyasla erkeklerde daha yaygın görülen bir durumdur.


Şizoid Kişilik Bozukluğu Neden Olur?

Şizoid kişilik bozukluğunun da dâhil olduğu tüm kişilik bozuklukları en az anlaşılabilen ruh sağlığı sorunları arasında yer alır. Günümüzde hâlâ kişilik bozukluklarının kesin nedenleri araştırılmaya devam etmektedir. Ancak yapılan araştırmalar şizoid kişilik bozukluğuna neden olabilecek bazı faktörleri ortaya koymuştur. Henüz kesin ve net bulgular olmasa da bu bozukluğa hem genetik hem çevresel faktörlerin yol açtığı düşünülmektedir.

Yapılan bazı araştırmalar şizofreniyle şizoid kişilik bozukluğu arasında genetik bir bağlantı olabileceğini ortaya koymuştur. Yani ailesinde şizofreni öyküsü olan bireylerde şizoid kişilik bozukluğu görülme riski daha yüksektir. Aynı zamanda otizm spektrum bozukluğunun bazı özellikleri şizoid kişilik bozukluğuna benzediği için bu iki durum arasında da genetik bir ilişki olabileceği düşünülür.

Yapılan bazı çalışmalarsa şizoid kişilik bozukluğu olanların genellikle duygusal açıdan yetersiz ortamlarda yetiştiklerini öne sürer. Yani çocukluk döneminde soğuk davranılan, ihmal edilen ve mesafeli ilişkiler kurulan çocuklarda şizoid kişilik bozukluğu görülme ihtimali yüksektir.

Şizoid Kişilik Bozukluğunun Belirtileri

Şizoid kişilik bozukluğu temelde toplumsal ilişkiler kurma ve ilişkiyi sürdürme konusunda genel bir ilgisizlik ve toplumdan kopuklukla kendini belli eder. Şizoid kişilik bozukluğuna sahip olanlar yalnız kalmaya çalışır, yakın ilişki kurmaz, mizah anlayışına sahip değildir, az sayıda aktiviteden keyif alır. Diğer insanların duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını anlayamayan şizoid kişilik bozukluğuna sahip kişilerin yakın arkadaşı olmaz. Empati kurmakta zorlanır, duygularını belli etmez.

Şizoid kişilik bozukluğunun belirtileri genel olarak şunlardır: 

  • Aile üyeleri de dâhil olmak üzere başkalarıyla yakın ilişki kurmak istememek veya bu ilişkilerden zevk almamak,
  • Yalnız kalmaya imkân tanıyan aktiviteleri ve işleri tercih etmek,
  • Mizah anlayışına sahip olmamak,
  • Az sayıda aktiviteden keyif almak,
  • Diğer insanların duygusal ya da sosyal ihtiyaçlarını anlama konusunda güçlük çekmek,
  • Yetişkinlik döneminde cinsel ilişkiden kaçınmak veya zevk almamak,
  • Yakın bir arkadaşa sahip olmamak,
  • Övgülere ya da eleştirilere karşı ilgisiz olmak,
  • Empati kurmakta zorlanmak,
  • Duyguları minimum düzeyde belli etmek,
  • Sık sık hayal kurmak ve genellikle hayal dünyasında yaşamak,
  • Temastan kaçınmak,
  • Nadiren güçlü duygular yaşamak ve genellikle tepkisiz olmak,
  • Hedeflere ulaşma konusunda motive olamamak.

Şizoid Kişilik Bozukluğunun Tanısı Nasıl Konur?

Şizoid kişilik bozukluğu da dâhil olmak üzere tüm kişilik bozukluklarının teşhis edilmesi zor olabilir. Bunun temel nedeni kişilik bozukluğuna sahip olan bireylerin birçoğunun davranışlarında ya da düşünce tarzlarında bir sorun olduğunu ve davranışlarını değiştirmeleri gerektiğini düşünmemeleridir. Profesyonel yardım almaya karar veren bireylerse genellikle bu bozukluğun anksiyete ya da depresyon gibi farklı rahatsızlıklardan kaynaklandığını düşünme eğilimindedirler.

Bireylerin kişiliği çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde gelişir ve evrimleşir. Bu nedenle şizoid kişilik bozukluğu tanısı 18 yaşına kadar konulmaz. Bir psikolog ya da psikiyatr tarafından tanı konulurken bireyin çocukluğu, ilişkileri ve iş geçmişi gibi konular incelenir. Bu aşamada aynı zamanda gerçeklik testi gibi tanı testlerinden de yararlanılabilir. 

Şizoid kişilik bozukluğuna sahip olduğundan şüphelenilen bireyler, davranışları hakkında içgörü eksikliği yaşayabileceğinden tanı konurken bireyin ailesiyle ve arkadaşlarıyla birlikte çalışılabilir. Böylelikle bireyin davranışları ve geçmişi hakkında daha detaylı bilgi edinilir. 

Şizoid kişilik bozukluğunun teşhisi için tek bir test yoktur. Bu nedenle pek çok anketin doldurulması istenebilir. Bu anketler, şizoid kişilik bozukluğuyla benzer semptomlar gösterebilen otizm spektrum bozukluğu (OSB) ya da depresyon gibi rahatsızlıkların var olma ihtimalinin ortadan kalkmasını sağlayabilir.

Şizoid Kişilik Bozukluğunun Tedavisi Nasıl Yapılır?

Şizoid kişilik bozukluğunda, ilaç tedavisinin yanı sıra, aile terapisi, grup terapisi ve bilişsel davranışçı terapi gibi tedavi yöntemleri uygulanır. 

Şizoid kişilik bozukluğu hakkında en az araştırma yapılmış kişilik bozukluklarından biridir. Bu nedenle hastalığın tedavi seçenekleri geniş bir yelpazeye sahip değildir. Ayrıca mevcut tedavi seçeneklerinin etkinliği konusunda da çok az çalışma mevcuttur.

Konuşma terapisi genellikle kişilik bozukluklarının tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Ancak bu yöntem şizoid kişilik bozukluğunun tedavisinde yeterince etkili olmayabilir. Bunun temel nedeni bireylerin sahip oldukları bu durumu savunma eğiliminde olmaları ve duygusal deneyimlerden uzak durmalarıdır. Şizoid kişilik bozukluğunun tedavisine yönelik özel bir ilaç da yoktur. Ancak hastalığa eşlik eden depresyon ya da kaygı bozukluğu gibi durumların varlığında bunların tedavisi için doktor tarafından bazı ilaçlar önerilebilir.

Şizoid kişilik bozukluğunun tedavisinde yararlı olabilecek bazı yöntemlerse şunlardır:

  • Aile Terapisi: Şizoid kişilik bozukluğu olanlar genellikle aile bireylerinin talebi üzerine profesyonel yardıma başvururlar. Bazı durumlarda aile terapisi, ailenin ilişkilere yönelik beklentilerini anlamak ve bireyin aile içi davranışlarını ele almak açısından etkili olabilir. 
  • Grup Terapisi: Bir grup insanın sorunlarını birlikte tanımlamak ve tartışmak için bir araya geldikleri, terapistin veya psikoloğun gözetimi altında gerçekleşen psikoterapi yöntemidir. Bu yöntem şizoid kişilik bozukluğu olan bireylerin sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. 
  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Yapılandırılmış ve hedef odaklı bir terapi türüdür. Bu terapi yöntemi bir terapistin ya da psikoloğun, bireyin düşüncelerine ve duygularına daha yakından bakmasına, düşüncelerinin eylemlerini nasıl etkilediğini anlamasına yardımcı olur. Terapist ya da psikolog, bireyin sosyal ilişkilerindeki olumsuz düşüncelerini ve iletişimden kaçınmasına neden olan durumları sorgulayabilir. Böylece bireyin iletişimin sağlıklı yönlerini ve sosyal etkileşimlerin getirilerini daha iyi kavramasını sağlamaya çalışabilir.

Bu yöntemlerle ilerleme kaydetmek ve bireyin yaşam kalitesini artırmak mümkündür. Terapi yöntemlerinin yanı sıra bireyin yeni bir hobi edinmesi, içinde bulunduğu ortamlarda kısa günlük konuşmalar yapmaya ve sosyal diyaloglar kurmaya çalışması da şizoid kişilik bozukluğuyla başa çıkabilmeyi kolaylaştırabilir.

Şizoid Kişilik Bozukluğu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Şizoid kişilik bozukluğu olan bireylere nasıl davranılmalı?

Şizoid kişilik bozukluğu olan bireylerle iletişim kurarken son derece dikkatli olunması gerekir. Bu sağlık sorunundan muzdarip bireylere iletişim kurmaları yönünde herhangi bir baskı uygulanmamalıdır. Bireyle sadece iletişim kurmak istediği zamanlarda konuşulmalıdır. Onlara karşı anlayışlı olmak ve motive edici şekilde davranmak önemlidir. Aynı zamanda bireyin kavga ve tartışma gibi travmatik olaylara maruz bırakılmaması da büyük bir önem taşır.

Şizoid kişilik bozukluğu genetik mi?

Yapılan araştırmalar şizoid kişilik bozukluğuna neden olan faktörler arasında genetik yatkınlığın da yer aldığını göstermektedir. Aile öyküsünde şizoid kişilik bozukluğu, şizotipal kişilik bozukluğu ya da şizofreni olan bireylerde şizoid kişilik bozukluğu görülme ihtimali genellikle daha yüksektir. 

Şizoid kişilik bozukluğu tedavisi var mı?

Kişilik bozukluklarının tedavisi pek kolay olmasa da bireye bir terapist ya da psikolog tarafından şizoid kişilik bozukluğu tedavisi uygulanabilir. Şizoid kişilik bozukluğu tedavisinde tercih edilen özel bir ilaç yoktur. Genellikle bireyin sağlık durumuna ve yaşadığı semptomların şiddetine göre bilişsel davranışçı terapi, konuşma terapisi, aile terapisi ve grup terapisi gibi yöntemler tercih edilebilir. 

Şizoid kişilik bozukluğu olan birisi nasıl anlaşılır?

Şizoid kişilik bozukluğu olan bireylerde sıkça rastlanan tipik belirtiler arasında aile üyeleri de dâhil olmak üzere insanlarla yakın ilişkiler kurmaktan kaçınma ve yakın ilişki kurmaya karşı isteksizlik yer alır. Bunların yanı sıra yalnız kalmayı ve yalnız kalabileceği etkinlikleri tercih etme, cinsel ilişkiye ilgi duymama ve ilişkiden zevk almama, yakın arkadaşa sahip olmama, dışarıdan gelen övgülere ya da eleştirilere aldırmama, duygusal açıdan soğuk ve çevreden kopuk olma gibi belirtiler de sıkça görülür.