Sesinizin hijyenini böyle sağlayabilirsiniz
Ses tellerini korumaya ve zarar görmesini önlemeye yönelik olan davranışlara ses hijyeni denir. Sesimizin tonunu ayarlayarak, beslenmemize dikkat ederek, davranışsal değişiklikler yaparak ses hijyenimizi sağlayabiliriz.
Ses tonunun ayarlanması
- Sesimiz iki adet ses telininin birbirine çarpmasıyla oluşur. Sesimizin oluşumunda güç kaynağı akciğerlerimizden gelen nefesimizdir. Dolayısıyla kaliteli bir ses için öncelikle güçlü ve doğru nefes almak gereklidir.
- Aralıksız ve fazla konuşmak yerine ara ara durup nefes alarak; yani ses tellerimizi dinlendirerek konuşmaya devam etmeliyiz.
- Bağırmak, çığlık atmak, yüksek sesle konuşmak, ani çıkışlar yapmak ses tellerimize zarar verir. Sürekli yüksek sesle konuşuyorsak işitmemizle ilgili bir problem olup olmadığını da araştırmak gerekebilir.
- Düğün salonları, stadyumlar, kafe-bar ve gece kulüpleri gibi gürültülü yerlerde konuşmaktan kaçınmalıyız.
Beslenme
- Sesimizin pürüzsüz çıkabilmesi için ses tellerinin birbiri üzerinden rahatça kayabilmesi gerekir. Bunu sağlayan en önemli etken ses tellerindeki nemliliktir. En iyi nemlendirme yöntemi ise bol sıvı almak; kafein, alkol, sigaradan ve tüm tütün ürünlerinden uzak durmaktır. Gün boyu ortalama en az 6-8 bardak su içmemiz gerekir.
- Ses tellerimiz yemek borumuz ile komşudur. Reflü hastalığı dediğimiz midemizden asit kaçağına neden olabilecek veya midede asit salınımını arttıracak yiyecekler ve davranışlar ses tellerini aside maruz bırakacağından ses tellerine zarar verebilir. Beslenmenizde aşağıdaki kurallara dikkat etmelisiniz.
- Çok fazla miktarda çay, kahve, bitki çayları, süt ve süt ürünleri kullanımından kaçının.
- Kahve, çikolata, fast-food olarak da bilinen hazır gıdalar, kızartmalar, turşu, ketçap, mayonez, hardal, yoğurt, aşırı baharatlı gıdalardan kaçının.
- Kola, gazoz, soda gibi köpüren içecekler, hazır meyve suları gibi kendisi asitli olan veya asit artırıcı içeceklerden uzak durun.
- Alkol tüketmeyin.
- Midenizi tıka basa doldurmayın.
- Karın içi basıncı artırıcı davranışlardan uzak durun. Belinizi sıkan kıyafetler giymeyin, kemerinizi fazla sıkmayın.
- Yatmadan en az 2-3 saat önce yemek yemeyi kesip mümkünse boş mide ile yatın.
Alışkanlıklarınızı değiştirin
- Sık sık boğaz temizleme hareketi ve sert öksürüklerden kaçınmak gerekir. Bunun yerine boğazınızda gıcık varsa su içerek ondan kurtulmaya çalışabilirsiniz.
- Kuru, klimalı, tozlu, dumanlı ortamlar ses tellerine zarar verir. Böyle ortamlarda kendinizi koruyun ve sıvı alımını artırın. Ortalama yüzde 40 nem bizim için uygundur.
- Günlük yeterli uyumaya özen gösterin. Uykusuzluk ve yorgunluk ses kısıklığına yol açar.
- Reflü, alerji, sinüzit, farenjit gibi hastalıklar ses kısıklığına neden olabilir. Bu hastalıkların uygun tedavileri yapılmalıdır.
- Antidepresanlar, idrar söktürücüler, hormon etkili ilaçlar, alerji ilaçları, soğuk algınlığı ilaçları, kan sulandırıcılar vücutta su oranlarına etki eden ilaçlardır. Bunar da ses kısıklığına neden olabilir. Bu ilaçları mutlaka doktor kontrolünde kullanmamız gerekir.
Ses kısıklığınız iki haftada geçmiyorsa…
Tüm bunlara dikkat ettiğiniz halde iki haftayı geçen ses kısıklığınız varsa mutlaka bir KBB uzmanına görünerek ses tellerinizi muayene ettirmelisiniz. Çünkü özellikle sigara içen hastalarda, gırtlak kanserinin de ilk bulgusunun ses kısıklığı olabileceğini akılda tutmak gerekir. Çünkü bu durumda ses terapisi, ilaç tedavisi veya cerrahi tedavilerinden uygun olanın seçilmesi gerekebilir.
Ses hijyeni sayesinde bu hastalıklardan da korunursunuz
Ses hijyeni önlemleri aynı zamanda mide ve boğaz reflüsü hastalıklarında da koruyucu etkiler gösterir. Ayrıca sağlıklı beslenmenin, bol sıvı almanın ve düzenli egzersizlerin tüm vücut sağlığına olumlu etkileri vardır.
Yaşlılar açısından ses hijyeninin önemi
Yaşlanma ile birlikte vücudun bütünüyle birlikte, ses tellerinde de bazı değişimler olur. Ses teli kasında kuvvetsizlik görülür. Ses telini saran nemlendirici tabakada azalmaya bağlı olarak ses telleri travmaya daha duyarlı hale geldiğinden bu yaş grubunun ses hijyenine dikkat etmesi özellikle önemlidir.
Çocukluk çağında ise ses kısıklığı en çok sesi kötü kullanmaları nedeniyle gelişir. Çocuklar oyun oynarken, bir başka sesi taklit ederken veya ağlarken çok yüksek ses kullanırlar. Özellikle yeni konuşmaya başlayan 3-5 yaş civarında çocuklarda ses tellerinde nodül gelişimine de sıkça rastlanır. Bunun haricinde daha nadir olmakla birlikte erişkinlerde görülen tüm ses hastalıkları çocuklarda da görülebilir.
Profesyonel ses kullanıcıları nelere dikkat etmeli?
Profesyonel ses kullanıcıları ses hijyenine ek olarak özellikle performans öncesinde ve sonrasında ses ısıtma ve ses soğutma egzersizleri yaparak ses tellerinin zarar görmesinden korunabilirler. Düzenli diyafram egzersizleri hayati önem taşır.