Yazı İçeriği

Şeker Koması Nedir?

Şeker Koması Türleri

Şeker Komasının Nedenleri

Şeker Komasının Belirtileri

Şeker Koması Tanısı Nasıl Konur?

Şeker Koması Tedavi Yöntemleri

Şeker Komasını Önleme Yöntemleri

Ameliyat Öncesi ve Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Şeker Koması Riski Olan Hastalar İçin Öneriler

Şeker Koması Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Şeker Koması Nedir?

Şeker koması diyabetin (şeker hastalığı) komplikasyonlarından biridir. Bu durum kan şekeri seviyelerinin çok yüksek veya çok düşük olmasından kaynaklanabilir. Baş dönmesi ve bilinç bulanıklığı gibi belirtilerle kendini gösteren şeker koması, tıbbi yardımın kritik öneme sahip olduğu acil bir durumdur. Bu nedenle şeker komasını önlemek ya da bu duruma etkili şekilde müdahale edebilmek büyük önem taşır. Şeker komasını önlemenin etkili yolları arasındaysa düzenli kan şekeri kontrolü, diyabet yönetimi, ilaç ve insülin tedavisi planına sadık kalınması yer alır.


Şeker Koması Türleri

Diyabetik koma olarak da bilinen şeker koması yaşamı tehdit edebilen, ciddi bir durumdur. Hiperglisemik koma ve hipoglisemik koma olmak üzere iki farklı şeker koması türü bulunur. Bu türleri şu şekilde detaylandırabiliriz:

Hipoglisemik Koma

Hipoglisemi, kan şekeri seviyesinin olması gereken aralıktan daha düşük olduğu durumu ifade eder. Hipoglisemik komaysa diyabetli bireylerde ileri derecede hipoglisemi meydana gelmesiyle oluşan şeker koması türüdür. Diyabetli bireylerde kan şekeri seviyesinin 70 mg/dL altına düşmesi hipoglisemi olarak değerlendirilse de bu durum doğrudan hipoglisemik komaya işaret etmez. Ancak kan şekeri seviyesinin 40 mg/dL'nin çok altında seyrettiği durumlarda gerekli tedavi uygulanmadığında hipoglisemik koma meydana gelebilir. Kan şekerinin düşmesi sonucunda oluşan hipoglisemik şeker koması genellikle hızlı ve ani şekilde gelişir.

Hiperglisemik Koma

Hiperglisemik koma, diyabetli bireylerde kan şekeri seviyesinin ciddi düzeyde yükselmesi sonucu meydana gelen şeker koması türüdür. Diyabet hastalarında kan şekeri seviyesinin yemeklerden 1-2 saat sonra 180 mg/dL'nin üzerinde olması hiperglisemi olarak kabul edilir. Tip 2 diyabetli hastalarda kan şekeri seviyesinin 600 mg/dL'nin üzerine çıkmasıysa hiperosmolar hiperglisemi olarak isimlendirilir. Bu durum uygun tedavi yapılmadığı takdirde hiperglisemik komaya neden olabilir. Hiperglisemik şeker koması saatler veya günler içerisinde gelişebilir.

Tip 1 diyabet sahibi bireyler için hiperglisemik komaya yol açan bir durum da diyabetle ilişkili ketoasidozdur. Bazı durumlarda tip 2 diyabetli bireyler de diyabetle ilişkili ketoasidozdan etkilenebilir. Bu durum genellikle vücutta yeterli insülin olmadığında meydana gelir. Yeterli insülin olmadığında vücut enerji için vücut yağını parçalamaya başlar ve yağ parçalandıkça kan dolaşımına ketonlar salınır. Tip 1 diyabetliler için yüksek miktarda keton, kanın asidik olmasına yol açar. Ketoasidoz durumunda kan şekeri genellikle 250 mg/dL'nin üzerindedir. Burada komaya neden olan tek etken sadece kan şekeri yüksekliği değildir, insülin ve keton eksikliğidir. Bu durum da uygun tedaviyle etkili şekilde yönetilmediğinde komaya yol açabilir. 

Şeker Komasının Nedenleri

Şeker komasına yol açabilen başlıca nedenler arasında genellikle yanlış diyabet yönetimi, yetersiz insülin, diğer hastalıklar ya da enfeksiyonlar bulunur.

Yetersiz İnsülin Kullanımı

Pankreas tarafından salgılanan insülin hormonu, kandaki şekerin kandan ayrılarak hücrenin içine girmesini sağlar ve böylece kandaki şeker düzeyi de düşer. Diyabetli bireylerde pankreas yeterli miktarda insülin üretmez ya da üretilen insülin kas, yağ ve karaciğer hücreleri gibi hedef hücreler tarafından kullanılamaz. Bu nedenle insülinin dışarıdan vücuda alınması gerekir. Diyabetin teşhis edilmemesi ve buna bağlı olarak insülin alınmaması ya da reçete edilen insülin dozunun eksik alınması kan şekeri seviyelerinde dalgalanmalara yol açabilir. Bu durumun uzun süre devam etmesiyse şeker komasına zemin hazırlayabilir.

Yanlış Diyabet Yönetimi

Doğru bir diyabet yönetimi, diyabet hastalarının sağlıklı bir yaşam sürmeleri açısından son derece önemlidir. Dengeli ve sağlıklı beslenme, porsiyon kontrolüne özen gösterme, şeker alımını sınırlandırma, düzenli olarak egzersiz yapma, rutin kan şekeri ölçümleri ve insülin kullanımını aksatmama gibi adımlar doğru diyabet yönetimi için elzemdir. Bu adımlardan birinin ya da birkaçının aksatılması diyabetin yanlış yönetildiğine işaret eder. Bu durum kan şekerinin yükselmesine, uzun süreli kan şekeri yüksekliğiyse şeker komasına neden olabilir. 

Hastalıklar ve Enfeksiyonlar

Hastalık ve enfeksiyon gibi durumlarda vücut bu olumsuz durumdan kurtulmak ve iyileşmek için daha fazla enerji harcar. Bu süreçte bireylerin stres seviyeleri de yükselebilir. Stres de bazı hormonların seviyelerinin yükselmesine yol açabilir ve kan şekeri seviyelerinin yükselmesine neden olabilir. Hastalık veya enfeksiyon gibi durumlarda özellikle diyabetli bireylerin, azalan iştahlarından dolayı daha az yemek yeseler de kan şekeri değerleri yükselebilir. Bireyler hastayken az yemek yemekten dolayı kan şekeri seviyelerinin yükselmediğini düşünerek düzenli kan şekeri ölçümlerini ve insülin kullanımını ihmal edebilirler. Bu durum uzun süre yüksek seyreden kan şekeri nedeniyle şeker komasına yol açabilir. 

Şeker Komasının Belirtileri

Diyabet hastası olanlar ve çevresinde diyabet hastası bulunan bireyler için şeker komasının belirtilerini bilmek hayat kurtarıcı olabilir. Şeker komasının erken dönem ve ileri düzey belirtilerini şu şekilde detaylandırabiliriz:

Erken Belirtiler

Şeker komasının erken belirtileri genellikle koma türlerine göre farklılık gösterir. Hiperosmolar hiperglisemi durumunda ortaya çıkan erken belirtiler şunlardır:

  • Bilinç bulanıklığı, deliryum ya da halüsinasyonlar gibi zihinsel değişimler,
  • Bilinç kaybı,
  • Ağız kuruluğu ve aşırı susama,
  • Sık idrara çıkma, 
  • Bulanık görme veya görme kaybı,
  • Vücudun bir tarafında daha şiddetli hissedilebilen güç kaybı veya felç.

Kan şekerinin aşırı yükselmesiyle ortaya çıkan diyabetik ketoasidoza bağlı koma öncesinde görülen belirtiler şunlardır:

  • Mide bulantısı ve kusma,
  • Karın ağrısı,
  • Hızlı ve derin nefes alma,
  • Meyveli nefes kokusu,
  • Yorgunluk ve halsizlik,
  • Dikkat eksikliği,
  • Kafa karışıklığı ve yönünü kaybetmiş gibi hissetme.

Hipoglisemik şeker komasının belirtileri de şunlardır:

  • Bulanık veya çift görme,
  • Konuşma bozukluğu, 
  • Koordinasyon güçlüğü,
  • Terleme,
  • Endişe hissetme,
  • Yorgunluk veya uyuşukluk,
  • Baş dönmesi,
  • Baş ağrısı,
  • Şaşkınlık,
  • Nöbet geçirme.

İleri Düzey Belirtiler

Bilinçsizlik, göz tepkisi eksikliği, motor tepkilerin olmaması şeker komasının ileri düzey üç ana belirtisidir. Bilinçsizlik durumunda birey çok derin bir uykuda gibidir ve onu uyandırmak neredeyse imkansızdır. Göz tepkisi eksikliğinde gözler kapalıdır ancak ışığa tepki verilmesi gibi bazı refleksler görülebilir. Motor hareket tepkisinin olmamasıysa bireyin bilinçli şekilde hareket edememesi anlamına gelir. Ancak bazı durumlarda belli refleks tepkileri de görülebilir.

Acil Durumda Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bireyde yüksek veya düşük kan şekeri belirtileri görülüyorsa ve bilinç kaybı gibi ciddi belirtilerin varlığı söz konusuysa vakit kaybetmeden tıbbi yardım almak gerekir. Şeker komasına giren bireye uygulanacak ilk yardım adımları ve bu aşamada dikkat edilmesi gereken bazı noktalar şunlardır:

  • Hemen 112 acil çağrı merkezini aranmalı ve yardım istenmelidir.
  • Komaya giren bireye yiyecek veya içecek verilmemelidir. Bu durum komadaki bireyin boğulmasına yol açabilir.
  • Komadaki bireyin nefes almasını engelleyecek tükürük ve kusma gibi durumları önlemek için bireyi yan çevirmek gerekir.
  • Acil yardım gelene kadar sağlık ekibinin verdiği talimatlara eksiksiz bir şekilde uyulmalıdır.

Şeker Koması Tanısı Nasıl Konur?

Şeker koması, tanısı hızlı şekilde konulması gereken, ciddi bir durumdur. Şeker koması tanısı bir doktor tarafından çeşitli testler yapılarak konulabilir.

Kan Şekeri Testleri

Şeker komasının teşhisi için öncelikle bireyin kan şekeri seviyeleri ölçülür. Bu testler komaya neden olan durumun hipoglisemi mi yoksa hiperglisemi mi olduğunu belirlemek, ardından duruma uygun tedavi planını hazırlamak açısından son derece önemlidir. 

Ketojenik Asidoz Testi

Kandaki keton seviyelerini ölçmek için keton testine başvurulur. Aynı zamanda doktor tarafından idrardaki keton seviyesini ölçmek için de özel testler istenebilir.

Doktorun Muayenesi

Şeker koması tanısı için testlerin yanı sıra doktor hastanın sağlık durumunu değerlendirir ve tıbbi geçmişi hakkında bilgi edinir. Koma belirtileri ve hastanın genel durumu muayene sırasında değerlendirilir.

Şeker Koması Tedavi Yöntemleri

Şeker koması kesinlikle profesyonel tıbbi yardım alınması gereken bir durumdur. Uygulanacak tedavi komanın türüne bağlı olarak değişse de komaya giren her bireyin hastanede tedavi edilmesi gerekir. Ayrıca şeker komasında, hipoglisemide ya da hiperglisemide diyabetli bireylere uygulanan yöntemlere başvurulmamalıdır.

Şeker koması tedavisinde uygulanacak adımları şu şekilde detaylandırabiliriz:

Acil Müdahale Adımları

Acil müdahalede öncelikle komadaki bireyin koma pozisyonuna alınmalı ve hemen tıbbi yardım sağlanmalıdır. Tıbbi müdahalede öncelikle şeker komasının nedeni belirlenmelidir. Kan şekeri seviyesinin ölçümü bu anlamda son derece önemlidir. Ardından uygun tedavi planıyla bireye vakit kaybetmeden müdahale edilmelidir.

İnsülin ve Sıvı Tedavisi

Yüksek kan şekerinin yol açtığı koma durumunda vücuda kaybettiği suyu kazandırmak için intravenöz sıvı takviyesi yapılır. Aynı zamanda kandaki glikoz seviyesinin düşürülmesi için insülin enjeksiyonu da yapılır. Düşük kan şekerinden kaynaklı koma durumundaysa glukagon enjeksiyonunun yapılması gerekir. Bu enjeksiyon kan şekerinin hızla yükselmesini sağlar. Ek olarak intravenöz dekstroz tedavisi de uygulanabilir.

Elektrolit Dengeleyici İlaçlar

Elektrolit seviyelerinin düzenlenmesi şeker komasının tedavisinde önemli bir rol oynar. Bu nedenle elektrolit dengesizliğini gidermek için elektrolit dengeleyici ilaçlar kullanılması gerekebilir. Hiperglisemik komada genellikle insülin, fosfat, sodyum ve potasyum gibi elektrolit takviyeleriyle vücudun elektrolitlerini yenilemesi sağlanabilir.

Şeker Komasını Önleme Yöntemleri

Diyabet hastaları veya teşhis edilmemiş diyabet hastası olan herkes şeker koması riski altındadır. Bu nedenle diyabetin etkili bir şekilde yönetilmesi ciddi komplikasyonların önüne geçmek açısından büyük önem taşır. 

Düzenli Kan Şekeri Kontrolü

Kan şekerini düzenli olarak ölçmek şeker komasını önlemenin en etkili yollarından biridir. Düzenli ölçümlerle uzun süre yüksek veya düşük seyreden kan şekerini takip etmek mümkündür. Özellikle yemeklerden sonra ve egzersiz yaptıktan sonra kan şekerini ölçmek gerekir. Bu sayede şeker koması gibi ciddi bir durum yaşamadan önce gereken önlemler alınabilir.

Sağlıklı Beslenme ve Egzersiz

İyi bir diyabet yönetiminin bir diğer adımı da sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizdir. Yulaf, Brüksel lahanası, brokoli, avokado ve bezelye gibi kan şekerini dengede tutacak besinler tüketmek ve öğün planlarına sadık kalmak bu anlamda oldukça önemlidir. Ayrıca bir doktora danışarak birey için hangi tür egzersizin daha uygun olduğunu öğrenmek de faydalı olabilir. Haftada iki ila üç kez 30 dakika boyunca yapılan orta düzeyde egzersizler, kan şekeri üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Özellikle bu egzersizin öğünlerden yaklaşık 1 ila 2 saat sonra yapılması hipoglisemi riskini azaltıp kan şekeri yüksekliğini önleyebilir. Dehidrasyon (vücudun aldığından daha fazla sıvı kaybetmesi) kan şekeri seviyelerini etkileyebileceğinden egzersiz esnasında bol su tüketmeye de özen gösterilmelidir.

Tıbbi Takip ve Reçeteli İlaçlar

Diyabeti olanların düzenli olarak tıbbi kontrol yaptırmaları gerekir. Bu durum diyabet yönetimi açısından oldukça önemlidir. Aynı zamanda reçete edilen ilaçların ve varsa insülinin önerilen dozlarda aksatılmadan kullanılması da büyük önem taşır.

Ameliyat Öncesi ve Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Diyabetli bireylerin ameliyat öncesinde ve sonrasında dikkat etmeleri gereken bazı noktalar bulunur. Ameliyat sürecinin vücutta oluşturacağı stresin kan şekerine etkisi nedeniyle hastanın daha sıkı takip edilmesi gerekebilir. Aynı zamanda kullanılan tüm ilaçların alınması gereken dozları ve alınma saatleri doktora bildirilmelidir. Doktor ameliyattan önce bazı bireyleri bir diyetisyene de yönlendirebilir. Ameliyattan önceki hafta kan şekerinin kontrol altında olduğundan emin olmak için bireye özel bir yemek ve aktivite planı hazırlanabilir. Böbreklerde ya da kalpte herhangi bir sorun varsa veya ayaklarda his kaybı yaşanıyorsa doktor birtakım testler yapılmasını da isteyebilir. 

Ameliyattan sonra diyabetli bireylerin kan şekeri seviyeleri sıkı bir şekilde takip edilmelidir. Diyabetli bireylerde yaranın iyileşmesi daha uzun süreceğinden enfeksiyon riskine karşı yara bakımına özen gösterilmesi, enfeksiyon belirtilerinin iyi izlenmesi ve yatak yarası oluşumunun önlenmesi gerekir. Aynı zamanda hasta takibi diğer diyabet komplikasyonları riski açısından da önemlidir.

Şeker Koması Riski Olan Hastalar İçin Öneriler

Şeker koması riski olan hastaların kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmaları, diyabetlerini iyi yönetmeleri ve yakınlarına riskler hakkında bilgi vermeleri önemlidir. Ameliyat sürecinde tüm önerilere uyulması da büyük öneme sahiptir.

Şeker Koması Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Diyabetik koma ve şeker koması arasındaki fark nedir?

Diyabetik koma ve şeker koması birbirinden farklı kavramlar değildir. Şeker koması veya diyabetik koma, diyabet hastalarının uzun süre çok yüksek ya da çok düşük kan şekeri seviyelerine sahip olmaları durumunda ortaya çıkan ve acil tedavi uygulanmadığında yaşamı tehdit eden bir durumdur.

Şeker koması ne kadar sürer ve kalıcı etkileri var mıdır?

Şeker komasının ne kadar süreceği uygun tedavinin ne kadar hızlı alındığına bağlıdır. Şeker komasını sonlandırmanın en etkili yolu vakit kaybetmeden tıbbi yardım almaktır. Bu tedaviyle komadaki hastanın kan şekeri seviyeleri ideal aralığa ulaştırılabilir. Uygun ve zamanında uygulanan tedavinin sonucunda diyabetik komadan çıkmak mümkündür. Ancak diyabetik koma tedavi edilmezse kalıcı beyin hasarına yol açabilir ve yaşamı tehdit edebilir.