Yazı İçeriği

Sarılık Nedir?

Hepatit Virüsleri ve Sarılık

Diğer Nedenler

Sarılık Nedir?

Hiperbilirubinemi olarak da bilinen sarılık, bilirubin adlı safra pigmentlerinin kan ve vücut dokularında birikmesi sonucu cildin ve mukoza zarlarının sarı renge bürünmesiyle karakterize bir durumdur. İnsan vücudu düzenli aralıklarla eski kırmızı kan hücrelerini parçalayarak onları yenileriyle değiştirir. Bu parçalanma sürecinde bilirubin adlı sarı bir madde oluşur. Normalde karaciğer bilirubini işleyerek safra adlı sıvının bir parçası haline getirir. Karaciğer daha sonra safrayı sindirim sistemine bırakır.

Sarılık genellikle karaciğerin vücudun ürettiği bilirubinin tamamını işleyememesi veya bilirubini serbest bırakmada sorun yaşaması durumunda gelişir. Kandaki bilirubin miktarı çok fazla olduğunda, bilirubin kan damarlarının etrafındaki dokulara sızmaya başlar. Sızan bilirubin ciltte ve gözlerin beyaz kısmında renk değişikliğine sebep olur. Bu renk değişikliği, sarılığın en yaygın belirtisi olarak kabul edilir.

Sarılık hastalığının yaygınlığı hasta popülasyonları arasında farklılık gösterir. Örneğin yenidoğanların ve yaşlıların bu hastalığa daha sık yakalandıklarını söylemek mümkündür. Yenidoğan bebeklerin yaklaşık %20'sinde, yaşamlarının ilk haftasında sarılık görülür. Çeşitli çalışmalarda özellikle hepatit A virüsünün çocuklarda gelişen sarılığın en yaygın nedeni olduğu ortaya çıkmıştır.


Hepatit Virüsleri ve Sarılık

Sarılık ve hepatit birbiriyle ilişkili olsa da farklı iki kavramdır. Sarılık, kandaki bilirubin seviyesinin yükselmesine bağlı olarak ortaya çıkan tıbbi bir durumdur. Hepatitse karaciğerde oluşan iltihabi bir reaksiyonla karakterizedir.

Sarılık; büyük bir hematomun parçalanarak kan dolaşımına geri emilmesi, hemolitik anemi, çeşitli ilaç gruplarının kullanımı; safra kesesi taşları, enzim eksikliği, karaciğer hastalıkları ve sarılık hastalığına sebep olan virüsler (hepatit A, B ve C) nedeniyle gelişebilir.

Hepatitse çeşitli ilaçlar, toksik maddeler, doğuştan gelen karaciğer hastalıkları, karaciğerin yağlanması, alkol; hepatit A, hepatit B ve hepatit C gibi virüsler nedeniyle gelişen bir hastalıktır. Kısacası sarılık hastalığı virüsleri hepatite yol açabilir ancak her sarılık hepatitten kaynaklanmaz.

Hepatit A Virüsü

Hepatit A virüsü, son derece bulaşıcı olan ve karaciğerde enfeksiyona yol açan hepatit virüsü türlerinden biridir. Bu virüsün neden olduğu enfeksiyon karaciğerin işlevini etkileyerek çeşitli semptomlara yol açabilir.

Hepatit A virüsü, dünya çapında hepatit enfeksiyonunun en yaygın nedenlerinden biridir. Hepatit A yaşamı tehdit eden bir durum değildir, belirtileri genellikle hafiftir ve birkaç hafta içinde geçebilir. Ancak nadiren de olsa uzun süren ciddi bir hastalığa yol açabilir. Ayrıca hepatit A virüsü, hepatit B ve C'nin aksine kronik karaciğer hastalıklarına sebep olmaz.

Hepatit A Bulaşma Yolları

Hızlı bulaşabilen bir virüs olan hepatit A virüsü, akut karaciğer enfeksiyonlarına neden olabilir. Bu nedenle virüsün bulaşma yolları hakkında bilgi sahibi olmak enfeksiyondan korunmanın en etkili yollarından biridir. Bu virüs sıklıkla fekal-oral yolla nadiren parenteral yolla bulaşabilir. Basit gündelik temaslar, hapşırma veya öksürme yoluyla bulaş gerçekleşmez.

 Hepatit A bulaşma yolları şu şekilde sıralanabilir:

  • Kirlenmiş su içmek,
  • Kirli suda yıkanmış yiyecekleri tüketmek,
  • Tuvalete girildikten sonra el hijyenini sağlamadan yiyecek tüketmek,
  • Kanalizasyon suyuyla temas etmiş deniz ürünlerini tüketmek,
  • Hepatit A enfeksiyonu geçiren bir insanla yakın ya da cinsel temasta bulunmak,
  • Mesleki maruziyet (laboratuvar çalışanları, sağlık görevlileri vb.).

İnsan immün yetmezlik virüsü (HIV) taşıyanlar, kronik böbrek yetmezliği hastaları, organ nakli yapılanlar, immünosüpresif tedavi görenler, bağışıklık sistemi baskılanmış insanlar, kronik karaciğer hastaları, 40 yaş üstü yetişkinler ve hamileler; hepatit A riski taşıyan gruplar arasında yer alır.

Hepatit A Belirtiler ve Tedavi

Hepatit A enfeksiyonunun erken dönemde görülen belirtileri, grip belirtilerine benzerlik gösterir. Bazı hastalarda herhangi bir belirti ortaya çıkmaz ancak bulaş gerçekleşebilir. Özellikle çocukların %90'ında herhangi bir belirti görülmediği bilinmektedir.

Hepatit A'nın kuluçka süresi ortalama dört haftadır. Virüse bağlı ortaya çıkan semptomlar hafiften şiddetliye kadar değişiklik gösterebilir. Hepatit A semptomları genellikle 2 aydan az sürse de bazı bireylerde 6 ay da sürebilir. Bu belirtiler şu şekilde sıralabilir:

  • Düşük ateş,
  • İshal,
  • Mide bulantısı ve/veya kusma,
  • İştahsızlık,
  • Tükenmişlik ve halsizlik,
  • Karın ağrısı,
  • İdrar renginde koyulaşma,
  • Sarılık nedeniyle cilt ve göz aklarında renk değişikliği,
  • Gri renkli dışkılama,
  • Kas ve eklem ağrıları.

Hepatit A'nın iyileşmesi için özel bir tedavi prosedürüne gerek yoktur. Ancak semptomları yönetmek için hekimler çeşitli tıbbi müdahalelerin uygulanmasını talep edebilirler ve birtakım ilaçlar önerebilirler.

Bu virüsün neden olacağı enfeksiyonlardan ve sarılıktan korunmak amacıyla hepatit A aşıları da yaptırılabilir. Özellikle riskli meslek gruplarında bulunan bireylerin bu aşıları yaptırmaları etkili bir önleme yöntemidir.

Hepatit B Virüsü

Hepatit B virüsü potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir karaciğer enfeksiyonuna neden olabilir. Akut (kısa süreli) ve kronik (uzun süreli) olmak üzere iki tip enfeksiyon gelişebilir. Kronik enfeksiyonlar uzun vadede karaciğere ciddi hasarlar verebilir.

Dünya üzerinde yaklaşık 400 milyon kronik hepatit B hastası insan bulunmaktadır. Bu virüsün özellikle çocukları daha fazla etkilediğini de söylemek mümkündür. Enfekte olan yetişkinlerin %5'i kronik enfeksiyon geliştirirken, 6 yaş altı çocuklarda bu oran %30 kadardır.

Hepatit B Bulaşma Yolları

Hepatit B'nin bulaşması virüsün enfekte bireyden, bu virüse karşı bağışıklığı olmayan bireylere çeşitli yollarla aktarılmasıyla mümkündür. Toplumun tamamında hepatit B enfeksiyonuna yakalanma ihtimali söz konusudur. Ancak kanla temas eden sağlık ve güvenlik çalışanları, enfekte bireylerle temas halinde olanlar, hemodiyaliz ve diyabet hastaları, Hepatit B'nin yaygın olduğu bölgelere sık seyahat eden insanlar için risk daha yüksektir.

Hepatit B virüsü, korunmasız cinsel birliktelik ve mukozal temas yoluyla bulaşabilir. Mukozal temas hastanın tükürüğüyle, vajinal salgısıyla, menisiyle veya kanıyla gerçekleşebilir. Ortak enjektör, diş fırçası, tıraş bıçağı veya tırnak makası kullanımı da bulaşa neden olabilir. Ayrıca bu virüs anneden yenidoğana doğum sırasında vücut sıvıları yoluyla da bulaşabilmektedir.

Hepatit B Belirtiler ve Tedavi

Hepatit B enfeksiyonu birçok bireyde ilk aşamada hiçbir semptom göstermeyebilir. Yetişkinlerde ve 5 yaş üstü çocuklarda semptom görülme olasılığı daha yüksektir. 

Kronik hepatit B enfeksiyonu olan bireylerde uzun süre herhangi bir belirti yaşamayabilirler. Ancak kronik hepatit B zamanla daha ciddi komplikasyonlara yol açabileceğinden hepatit B taraması yaptırmak son derece önemlidir. Akut hepatit B'li hastalardaysa semptomlar enfeksiyondan 1 ila 4 ay sonra ortaya çıkabilir.

Bu semptomlardan kısaca şu şekilde bahsedilebilir:

  • Mide bulantısı ve kusma,
  • İshal,
  • Ateş,
  • Aşırı yorgunluk ve halsizlik,
  • Eklem ağrıları,
  • Koyu renkli idrar,
  • Gri renkli dışkı,
  • İştahsızlık,
  • Karın ağrısı,
  • Ciltte ve gözlerde sarılık.

Akut hepatit B enfeksiyonu geçiren hastalar çoğunlukla tedaviye ihtiyaç duymadan iyileşebilirler. Ancak doktorlar belirtilerin daha iyi yönetebilmesi için bazı ilaçları önerebilirler.

Kronik enfeksiyonlar karaciğere zarar verebileceğinden tedavi edilmelidir. Antiviral ilaçlarla enfeksiyon kontrol altına alınabilir. Ancak bu durum yaşamın geri kalanında karaciğer sağlığı için özel bakım gerektirir. Enfeksiyondan korunmanın en etkili yoluysa aşıdır. Hepatit B aşısının enfeksiyonu önleme oranı %90-95 arasındadır. Dünya Sağlık Örgütü de bebeklerin doğumdan sonraki 24 saat içinde hepatit B aşısı olmalarını önerir.

Hepatit C Virüsü

Sarılık hastalığının virüsleri arasında bulunan bir diğer virüs de hepatit C’dir. Hepatit C virüsünün yol açtığı enfeksiyonlar akut veya kronik şekilde gelişebilir. Akut enfeksiyonlar kısa sürelidir ve semptomlar birkaç haftadan 6 aya kadar sürebilir. Bazı vakalarda vücut enfeksiyonla savaşarak kendiliğinden iyileşebilir. Kronik hepatit C ise uzun süreli bir enfeksiyondur. Genellikle vücut virüsle savaşamadığında ortaya çıkar. Akut hepatit C’li bireylerin yaklaşık %75 ila 85'i kronik hepatit C geliştirir.

Hepatit C virüsünün erken teşhisiyle ve doğru tedaviyle karaciğer hasarı önlenebilir. Ancak bu durum tedavi edilmediğinde oldukça ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Hepatit C Bulaşma Yolları

Hepatit C virüsü genellikle içinde virüs bulunan kanla temas yoluyla bulaşır. Enfekte bireyin hapşırması veya öksürmesi, enfekte bir insanla ortak su içmek ya da yemek yemek ,el ele tutuşmak ve el sıkışmak, ortak eşya kullanmak veya enfekte birinin yanında oturmak genellikle bulaşa neden olmaz. Ayrıca bir bebeğe anne sütünden de hepatit C bulaşmaz.

Hepatit C şu yollarla bulaşabilir:

  • Enfekte birey kullandığı iğnenin ya da şırınganın kullanılması,
  • Steril olmayan dövme ve delme işlemleri,
  • Enfekte bireyin kanıyla veya açık yarasıyla temas etmek,
  • Daha az yaygın olmakla beraber hepatit C’li bir anneden doğmak,
  • Enfekte bir insanla korunmasız cinsel ilişkiye girmek.

Hepatit C Belirtiler ve Tedavi

Kronik hepatit C enfeksiyonları genellikle akut bir fazla başlar. Akut dönemde semptomlar nadiren gelişir ve genellikle virüse maruz kalındıktan 1-3 ay sonra görülmeye başlar. Kronik hepatit C virüsünün neden olduğu belirtiler şu şekildedir:

  • Cilt dokusunun kolayca kanaması ve morarması,
  • Tükenmişlik hali,
  • İştahsızlık ve kilo kaybı,
  • Ciltte ve göz aklarında sararma,
  • Kaşıntılı cilt,
  • Göbek-karın bölgesinde ağrı,
  • İdrar renginde koyulaşma ve gri renkli dışkı,
  • Bacaklarda şişlik ve ödem,
  • Mide bölgesinde asit birikmesi,
  • Kan kusma,
  • Kafa karışıklığıyla ve konuşma bozukluğuyla karakterize hepatik ensefalopati,
  • Deride örümcek benzeri kan damarları.

Hepatit C enfeksiyonu için etkili tedaviler mevcuttur. Bu tedavilerin amacı hastalığı iyileştirmek ve uzun vadeli karaciğer hasarını önlemektir. Bazı vakalarda vücut virüsle etkili bir şekilde savaşır ve tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Ancak kronik hepatit C hastaları her zaman tedaviye ihtiyaç duyar ve uygulanan en yaygın tedavi prosedürü antiviral ilaçların kullanımını içerir.

Ciddi karaciğer hasarına sebep olan enfeksiyonlar nakil de gerektirebilir. Ancak karaciğer nakli tek başına hepatit C’yi tedavi etmeye yetmez. Nakilden sonra ilaç tedavisine de devam edilebilir. Alkolden uzak durmak ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek hastalığın seyrini iyileştirebilir. Hepatit A ve hepatit B’nin aksine hepatit C’nin bir aşısı da yoktur. 

Diğer Nedenler

 

Sarılık hastalığına neden olan virüsler dışında birçok faktör de hastalığın ortaya çıkışında rol oynayabilir. Bu faktörlerden kısaca şu şekilde bahsedilebilir:

  • Pankreas kanseri,
  • Kan hastalıkları,
  • Gebelikte karın bölgesinde oluşan baskı nedeniyle safra kesesinde bilirubin birikimi (gebelik sarılığı),
  • Siroz,
  • Bazı ilaçların kullanımı veya diğer ilaçlarla etkileşimi ya da aşırı doz,
  • Zehirlenme ve toksik maddelere maruziyet,
  • Gilbert sendromu, Dubin-Johnson sendromu, Rotor sendromu veya Crigler-Najjar sendromu gibi doğuştan gelen ve bilirubinin parçalanmasını zorlaştıran bozukluklar,
  • Alkol kaynaklı hepatit,
  • Safra kesesi taşları, kanseri veya safra kesesinin iltihaplanması,
  • Kan pıhtıları ve hemolitik anemi.