Sanatın Ruh Sağlığı Üzerindeki Faydaları Nelerdir?
Yaratıcı olmak ve sanattan ilham almak insanlık tarihinin geçmişine kadar uzanır. Bilim de sanat ve beyin arasında güçlü biyolojik bağlantıyı destekler. Amerikan Rehabilitasyon Tıbbı Kongresi sadece sanatı gözlemlemenin bile insan beyninde serotonin salınımını ve beyne giden kan akışını artırabileceğini belirtmektedir.
Sanatın ruh sağlığı üzerindeki faydaları şu şekildedir:
- Endişe, gerginlik, huzursuzluk gibi olumsuz duygulara yol açan anksiyete bozukluğu dünya genelinde oldukça yaygın görülen bir sorundur. Günlük hayatın koşuşturmacasından bağımsız farklı bir alan sunan sanat dalları, bireyin rahatlamasını sağlayıp anksiyete semptomlarının azalmasına yardımcı olabilir.
- Stres yönetimi bireyin ruh sağlığını iyileştirmek ve yaşam kalitesini artırmak açısından son derece önemlidir. Bireyin üzerinde çalıştığı işe iyice konsantre olmasını sağlayan sanat, zihni rahatlatabilir. Sanat sayesinde sıkıntılarından ve hayatın karmaşalarından uzaklaşma fırsatı bulan bireylerin stres seviyeleri de azalabilir.
- Depresyon, yaşamın birçok alanını olumsuz etkileyebilen ve iş gücü kaybına neden olabilen psikolojik bir sorundur. Bireyin psikososyal işleyişini olumsuz etkileyen depresyonun tedavisinde başvurulabilecek pek çok yöntem bulunur. Sanatla ilgilenmek de depresyona iyi gelebilen yöntemler arasındadır. Bilimsel araştırmalar sanatla uğraşan veya sanat terapisi alan bireylerin depresyon semptomlarının azaldığını göstermektedir.
- Sanat beyindeki ödül sistemini de etkiler. Yaratma eylemi dopamin üretimini uyarır. Bireye haz ve motivasyon veren dopamin, sanatsal yaratıma devam etmek için bireyi teşvik edebilir.
- Sanatla uğraşan bireylerin öz saygısı ve öz farkındalığı yükselebilir. Yaratıcılık sürecinde bulunduğu ortamlar ve kullandığı teknikler, bireyin duygularını daha iyi anlamasına yardımcı olabilir. Ayrıca sanatsal faaliyetler bireyin kendi içine dönmesine de fırsat tanır. Birey sanattaki zorlukların üstesinden gelip kendi ürününü ortaya çıkardığında başarı kazanmanın gururuyla öz saygısını geliştirebilir.
- Sanat genellikle bireyin kendini duygusal anlamda ifade edebileceği bir alan açar. Deneyimleri hakkında konuşmakta zorlanan, duygularını kelimelere dökemeyen bireyler için büyük bir fırsattır. Sanat icra etmek bireyin duygularını serbest bırakmasını, kendini farklı ve yenilikçi bir şekilde ifade etmesini sağlayabilir.
Sanat Terapisi Nedir ve Nasıl Çalışır?
1940'larda bir disiplin olarak başlayan ve 1970'lerde daha yaygın hâle gelen sanat terapisi, yenilikçi bir tedavi yöntemidir. Bu terapi yöntemi bireylerin duygularını ve düşüncelerini anlamalarına, yorumlamalarına, ifade etmelerine yardımcı olmak için çizim, resim veya heykel yapımı gibi araçları kullanır. Bireyler duygularını keşfetmek, sıkıntı yaşamalarına neden olan çatışmaları çözmek, stresle veya geçmiş travmalarla baş etmek için sanat terapistiyle birlikte çalışırlar.
Terapi esnasında birey sanatçı olsun veya olmasın kendi duygularını ifade etme ve keşfetme sürecine girer. Olağanüstü bir sanat eseri ortaya koymayı amaçlamayan ancak yaratıcı bir etkinliği içeren bu süreç, bireyin iç dünyasını özgürce ifade edebilmesi için sanat terapistiyle birlikte çalışmasını kapsar.
Terapi esnasında birey kille çalışabilir, resim ya da heykel yapabilir veya sadece şekilleri boyayabilir. Egzersizler sanat terapistinin rehberliğinde gerçekleşse de ortaya çıkan ürünler bireyin herhangi bir filtreden geçmeyen iç dünyasının yansımalarıdır. Bireyin kendini açabilmesi için bir araç olan terapide birey ve sanat terapisti ortaya çıkan sanat eserini tartışabilirler. Böylece ortaya çıkan ürünün içerisinde hangi nesnelerin, insanların ve imgelerin göründüğünü veya görünmediğini keşfedebilirler.
Sanatla Kendinizi İfade Etmenin Zihinsel Etkileri
Sanat ve beyin fonksiyonu arasında doğrudan bir ilişki bulunduğundan sanat bilişsel yetenekleri teşvik edebilir. Birey sanat yaratma sürecindeyken işine tamamen odaklandığı derin bir akış durumuna girer. Sanatla uğraşan birçok insan bu akışın onlara yoğun bir neşe, heyecan, mutluluk hissettirdiğini belirtir.
Sanat zihnin ağrıyı yönetme ve algılama becerilerini de etkileyebilir. Birey sanat vasıtasıyla duygularını ve deneyimlerini yaratıcı bir şekilde keşfedebilir. Kronik veya travmatik ağrı yaşayan birey, bu ağrının etkisini yönetmek için sanattan faydalanabilir. Yaşadıklarını daha iyi anlamak için yaratımları üzerine düşünebilir. Yaptığı işe odaklanarak dikkatinin dağılmasını, yaşadığı ağrının ve olumsuz duyguların ona zarar vermesini önleyebilir.
Sanat ve Beyin: Yaratıcılığın Bilişsel İşlevlere Etkisi
Birey bir sanat eseriyle karşı karşıya geldiğinde beyninde karmaşık bir algılama ve yorumlama süreci başlar. Bu süreç görsel korteks, frontal lob ve amigdala aracılığıyla gerçekleşir.
Görsel korteks ayrıntıları işler; görülen nesnelerdeki renkleri, hareketleri ve şekilleri ortaya çıkarır. Frontal lob, görsel bilgileri bireyin hâlihazırdaki bilgileriyle ve deneyimleriyle ilişkilendirerek sanatı anlamasını sağlar. Amigdalaysa sanatla duygusal bir bağ kurulmasına yardımcı olan bölümdür. Sanat beyindeki tüm bu bölümleri harekete geçirerek onları aktif hâle getirir.
Yaratıcı faaliyetler gerçekleştirildiğinde beyin benzersiz bir duruma girer. Beynin belirli bölgeleri arasında bağlantı sağlayan ve hayal kurmayla ilişkili olan varsayılan mod ağı (DMN) son derece aktif hâle gelir. Bireyin farklı kavramlar arasında bağlantı kurmasını ve yeni fikirler üretmesini sağlayan bu ağ, yaratıcılığın merkezinde yer alan bir süreçtir.
Sanatın Sosyal ve Ruhsal İyileşmeye Katkıları
Sanat bireyin kendi iç dünyasını ve kültürel kodları farklı şekillerde ifade etmesini sağlayan önemli bir araçtır. Bireyin kendine dair farkındalık kazanma sürecinde faydalı olan sanat, bir toplumda sosyal bağların güçlenmesine de yardımcı olur.
Sanatın bireye ruhsal ve sosyal açıdan sunduğu katkılar şu şekilde sıralanabilir:
- Sanat, bireyin hayatın gerçeklerini daha derinden anlamasına yardımcı olur.
- Bireye insanın temel ihtiyaçlarından biri olan yaratıcı olma fırsatını tanır.
- Coşkunluk duygusunu artırabilir, bireyin kendini daha neşeli ve mutlu hissetmesini sağlayabilir.
- Bireyin ruhsal anlamda kendisini ifade etmesine imkân tanır.
- Bireye hayattaki anlam arayışında çıkış yolları, alternatif yöntemler ve yeni bakış açıları sunabilir.
- Kelimelerin kifayetsiz kaldığı deneyimler için ifade alanı açabilir.
- İnsanlara kendi yeteneklerini keşfetme fırsatı tanıyarak ruhsal olarak derinleşmelerine imkân verebilir.
- Farklı insanlar arasında köprü kurulmasına yardımcı olur. Farklı kültürlere, geçmişlere ve deneyimlere sahip bireyler, sanat aracılığıyla ortak bir dil bulabilirler.
- Sanatın birleştirici gücü bireyin aidiyet duygusunu pekiştirebilir, bireye kimlik ve topluluk duygusunu geri kazandırabilir.
- Sosyal etkileşimi artırabilir. Grupça yapılan sanat terapileri bireylerin topluluk içerisinde bağ kurmalarına ve sosyalleşmelerine yardımcı olabilir.
Sanatsal deneyimleriyle ilgili yorumda bulunan bireylerin çoğu, sanatla uğraşma sürecinin onlar için dönüştürücü bir ruhsal deneyim olduğunu belirtir. Sanat sayesinde kendi iç dünyasına dönen bireyler sevgi ve şefkat hissedebilirler. Ayrıca kendilerini keşfetmeye başlayan bireyler, kendilerinin ötesindekilere karşı da yakınlık hissi geliştirebilirler.
Hangi Sanat Dalları Ruh Sağlığına İyi Gelir?
Yaratıcı süreçlerden yararlanan sanat terapisi, bireyin ruhsal sağlığını iyileştirmeye yardımcı olabilecek teknikleri kullanır. Hemen her sanat dalı, bireylerin duygusal iyileşme süreçlerini farklı şekilde destekler. Bu sanat dalları şu şekilde sıralanabilir:
- Dans terapisi,
- Drama terapisi,
- Yazma terapisi,
- Müzik terapisi.
Dans Terapisi
Dans/hareket terapisi olarak da adlandırılan bu terapi, bireyin ruh hâlini iyileştirmek için fiziksel hareket biçimlerinden yararlanır. Depresyon, post travmatik stres bozukluğu ve öz saygı sorunları da dâhil olmak üzere birçok psikolojik rahatsızlığın tedavisinde dans terapisine başvurulabilir. Bireysel veya grup hâlinde uygulanabilen bu terapi çocuklar ve yaşlılar gibi farklı yaş gruplarındaki bireyler için de uygundur.
Dans terapisinin fayda mekanizması zihin ve beden arasındaki bağlantıya dayanır. Güvenli ve yargılayıcı olmayan bir ortamda bireyin dans etmesi, duygularını sözel olmayan bir şekilde özgürce ifade etmesine izin verebilir. Böylece beyin ve beden arasındaki bağlantı da güçlenebilir. Birey duygularını dans yoluyla dışa vurarak rahatlayabilir ve kendini daha iyi ifade edebilir.
Drama Terapisi
Drama ve tiyatro tekniklerini kullanan drama terapi, bireyin öz güven kazanmasına yardımcı olmayı ve bireyi sorunlarını çözmek için yeni yollar aramaya teşvik etmeyi amaçlar. Drama terapistleri eşliğinde yapılan bu terapi, hastaneden okul ve rehabilitasyon merkezlerine kadar pek çok farklı ortamda uygulanabilir. Drama terapi esnasında birey izleyicilere kendi hikâyesini anlatabilir, başkalarıyla etkileşim içinde olduğu bu alanda kendi sorunlarına farklı açılardan bakmayı öğrenebilir.
Yazma Terapisi
Hem bütçe dostu hem kolay ulaşılabilir bir terapi türü olan yazma terapisi, bireyin kendini ifade edebilmesi için ona özgür bir alan sağlar. Birey duygularını ve düşünceleri kaleme alırken iç dünyasına daha yakından bakabilir ve sorunlarını çözmesini sağlayabilecek farkındalığı kazanabilir.
Müzik Terapisi
Bireyin herhangi bir müzik aleti çalmasını veya profesyonel olarak şarkı söyleme yeteneğine sahip olmasını gerektirmeyen bir terapi türüdür. Müzik terapisi öncesinde terapist bireyin müzikal geçmişiyle, müzik zevkiyle ve psikolojik sorunlarıyla ilgili bilgi edinir. Terapi esnasındaysa birey şarkı söyleyebilir, enstrüman çalabilir, duygularını ifade edecek şekilde doğaçlama yapabilir. Ayrıca müzikle dans edebilir, şarkı sözleri hakkında konuşabilir veya sadece müzik dinleyebilir.
Sanatı Günlük Yaşamınıza Dâhil Etmenin Basit Yolları
Evde yapılabilecek ufak değişikliklerle ya da edinilebilecek bazı hobilerle sanatı günlük yaşama dâhil etmek mümkündür. Bu konuyu şu şekilde detaylandırabiliriz:
- Evi Sanatsal Bir Bakış Açısıyla Dekore Etmek: Ev birçok insanın günün büyük bir kısmını geçirdiği yerlerden biridir. Bu nedenle evin bireyin sanatsal yönünü ortaya çıkaracak bir dekorasyona sahip olması sanatı günlük yaşama dâhil etmenin etkili bir yolu olabilir. Bu amaçla evin duvarlarına sevilen sanatçıların tabloları asılabilir, sehpalara heykeller ve süs eşyaları konulabilir. Ayrıca sevilen sanat akımlarına uygun bir ev dekorasyonuyla evi tematik hâle getirmek de etkileyici bir sanatsal alan yaratılmasına yardımcı olabilir. Örneğin barok, klasisizm veya rokoko gibi farklı sanat akımlarının unsurlarını yansıtan dekoratif ögeler evin genelinde kullanılabilir.
- Müzik Dinlemek: Müzik bireyin ruh hâlini iyileştirecek güce sahiptir. İşe veya okula giderken ya da günlük aktiviteler esnasında müzik dinlemek zihni rahatlamaya ve motivasyonu artırmaya yardımcı olabilir.
- Fotoğraf Çekmek: Fotoğrafçılık, bu alanda verilen pek çok eğitim sayesinde kısa sürede öğrenilebilecek sanatsal faaliyetlerden biridir. Bireyin fotoğraf makinesiyle manzara veya durum fotoğrafları çekmesi bakış açısını ve gözlemlerini yansıtmasını sağlayabilir. Ayrıca fotoğraf çekimi için doğada veya sevilen mekânlarda zaman geçirmek bireyin stres seviyesinin azalmasına ve rahatlamasına da yardımcı olabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Sanat terapisi kimler için uygundur?
Sanat toplumun farklı sosyokültürel katmanlarından gelen ve çeşitli kişisel sorunlara sahip olan birçok bireye yardımcı olabilir. Kişisel hayatında birtakım sıkıntılar yaşayan, toplumsal düzeyde zorluklarla karşılaşan, hastalıklarla mücadele eden veya engelleri olan bireyler sanat terapisiyle hayattaki zorlukları aşma sürecinde ilerleyebilir.
Sanatın stresi azaltma mekanizması nedir?
Memnuniyet ve motivasyon gibi duygu durumlarından sorumlu bir nörotransmitter olan dopaminin seviyeleri genellikle anksiyeteye, depresyona sahip veya aşırı stresli bireylerde düşüktür. Sanatsal yaratım süreci dopamin seviyelerini artırarak stresin ve diğer rahatsızlıkların azalmasına yardımcı olabilir.
Sanatla ilgilenmek için yetenekli olmak gerekir mi?
Sanat genellikle çaba harcadıkça ve belirli becerileri kazanmak için pratik yaptıkça deneyim kazanılan bir alandır. İlk başta yeteneği olmayan bireylerin zaman içerisinde sanatsal becerilerini geliştirmeleri mümkündür. Bu nedenle sanatla ilgilenmek için önceden yetenekli olmak şart değildir.