Obezite cerrahisi sonrası nasıl beslenilmeli?
Obezite tedavisinin temelini tıbbi beslenme tedavisi, egzersiz, davranış değişikliği ve farmakolojik tedavi oluşturur. Morbidite ve mortalite için yüksek risk taşıyan hastalarda obezite tedavisi için farklı cerrahi yöntemler geliştirilmiştir ve bu yöntemlerin kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Kullanılan cerrahi yöntemler besin alımını kısıtlayıcı, emilim bozucu ve her iki yöntemin kombine edilmesiyle geliştirilen kombine yöntemler olarak sınıflandırılır. Cerrahi yöntemler ağırlık kaybı ve komorbid durumlarda önemli düzelme sağlamalarının yanında beslenme ile ilgili risk faktörlerini de beraberinde getirir. Bu nedenle hastaya operasyon öncesi ve sonrası dönemde beslenme eğitimi verilmesi, tıbbi beslenme tedavisinin planlanması, sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırılması ve uzun vadede izlemin sürdürülmesi; optimum kilo kaybının sağlanması, beslenme yetersizlikleri ve beslenme ile ilişkili sorunların yaşanmaması için önem taşır.
Obezite cerrahisi sonrası beslenme tedavisinin hedefleri
Obezite cerrahisi sonrası ilk hedef operasyon sonrası doku iyileşmesi ve ağırlık kaybı sırasında yağsız vücut kitlesinin korunmasını sağlamak için yeterli enerji ve besin öğelerinin alınmasıdır. İkincisi ise ağırlık kaybının optimum düzeyde ilerlemesini sağlarken tüketilen yiyecek ve içeceklerin reflü, beklenenden erken doyma hissi ve dumping sendromu gibi sorunlara yol açma ihtimalini en aza indirmektir.
Evrelendirilmiş beslenme planı
Normal beslenmeye geçiş sürecinde zımba hattına ve dikişlere ek basınç olmadan midenin uygun şekilde iyileşmesine izin vermek ve besinlerin daha iyi tolere edilebilmesini sağlamak için evrelendirilmiş bir beslenme planı oluşturulur. Beslenme evrelerinin uygulanma süresi, hastanın tolerasyon durumuna ve cerrahi yönteme göre değişkenlik gösterse de genel hatları ile benzerdir. Beslemeye berrak sıvı diyet ile başlanarak sıvı diyet, püre diyeti ve yumuşak diyet ile devam edilir. Son olarak katı gıdaların da dahil edildiği, yaşam boyu sürdürülecek olan yeterli ve dengeli standart beslenme planına geçilir.
Obezite cerrahisi sonrası dengeli beslenme
Hastanın midesi yeni yaratılan poşa ve cerrahi şişliğe bağlı olarak sadece çok küçük miktarları alabilir. Bu nedenle başlangıç aşamalarında öncelik protein, sıvı ve vitamin-mineral gereksinimlerinin karşılanmasıdır. Protein gereksinimi bireyseldir; kişinin yaşı, cinsiyeti, ağırlığı ve geçirilen operasyonun türüne göre belirlenir. Renal veya tıbbi herhangi bir etki olmadığı sürece bireylerin 60-80 g/gün veya ideal vücut ağırlığı başına 1-1.5 g/kg protein alımı önerilir. Uzun vadede, günlük enerji ve makrobesin öğesi gereksinimlerini karşılamak; bunun yanı sıra proteinlerin enerji gereksiniminin karşılanması için değil, doku yapım ve onarımında kullanımını sağlamak için yeterli miktarda karbonhidrat ve yağ içeren dengeli bir beslenme planı izlenir. Günlük enerji alımının yüzde 50-55’inin karbonhidratlardan, yüzde 25-30’unun yağlardan sağlanması önerilir.
Obezite cerrahisi sonrası protein alımı kritik önemde
Obezite cerrahisi sonrası protein gereksiniminin karşılanması beslenmenin kilit noktasıdır. Proteinler vücudun temel yapıtaşlarını oluşturur ve fizyolojik pek çok süreçte etkinlikleri bulunur. Ameliyat sonrası yara iyileşmesinin sağlanması ve yağsız doku kaybının önlenebilmesi için günlük protein gereksiniminin karşılanması önem taşır. Postoperatif süreçte mide hacminin küçülmesine bağlı olarak yeterli sindirim ve emilimin sağlanması için protein gereksiniminin her porsiyonda ortalama 15-30 g olacak biçimde güne dağıtılarak alınması önerilir. Protein kaynaklarının yeterince tüketilemediği erken dönemde gereksinimi karşılamak için protein desteklerinden yararlanılır.
Yemeğinizi mümkün olduğunca yavaş yiyin
Öğünde tüketilmesi gereken besin miktarı cerrahi yönteme, diyetin evresine, kişinin gereksinimlerine ve tolerasyon durumuna göre değişkenlik gösterir. Diyetisyeniniz ,size uygun beslenme planını oluştururken öğünlerinizin besin içerikleri ve uygun porsiyonlar hakkında bilgi verir. Ancak bu dönemde edinilmesi ve yaşam boyu sürdürülmesi gereken temel alışkanlıklardan biri doluluk ve doygunluk hissi oluşur oluşmaz yeme-içmeye son verilmesidir. Bu alışkanlık epigastrik rahatsızlık, kusma, anastomoz kaçakları ve gatroözofageal reflü gibi gastrointestinal problemlerin önlenmesi açısından önem taşır. Yemekleri mümkün olduğunca yavaş yemek, yudumlar/lokmalar arasında beklemek, lokmaları iyice çiğnemek, yemek sırasında TV, telefon gibi şeylerle ilgilenmemek ve her lokmanın farkında olarak yemek doluluk ve doyma sinyallerini almak ve yemeği sonlandırmak için önem taşır.
Obezite cerrahisi sonrası 30 dakika kuralı
Ameliyat sonrası vücut fonksiyonlarının yerine getirebilmesi için gereken sıvı miktarının karşılanamaması durumunda dehidratasyon meydana gelir. Dehidratasyon ilk haftalarda görülen halsizliğin temel nedenlerinden biri olmakla birlikte kuru ve yapışkan ağız, koyu renkli idrar, baş ağrısı, baş dönmesi, sersemlik ve uyku hali, ciltte kuruma ve buruşukluk, nefes alıp vermede hızlanma ve tansiyon düşüklüğü gibi semptomlara yol açar. Ek olarak uzun vadede yetersiz sıvı tüketimi safra ve böbrek taşı riskinin artışına katkıda bulunur. Ameliyat sonrası süreçte susama hissinin oluşması beklenmeden güne dağıtılarak mutlaka 1.5-2 litre sıvı tüketilmesi gerekir. Operasyon sonrası oral alıma izin verilmesi ile birlikte saat başı 30 ml şeklinde sıvı alımına başlanır, her gün kademeli biçimde artırılarak günlük sıvı alım hedefine ulaşılır. Bu aşamada edinilecek ve yaşam boyu sürdürülecek temel alışkanlıklardan bir diğeri ise ‘30 kakika kuralı’dır. Katı besin içeren öğünlerden 30 dakika önce sıvı alımı sonlandırılmalı, öğün ile birlikte sıvı tüketilmemeli, öğünden en az 30 dakika sonra tekrar sıvı alımına başlanmalıdır.
Obezite cerrahisi sonrası bu besinlerden uzak durun!
Ameliyat sonrası süreçte bazı besinlerden kesinlikle kaçınılması önerilir.
- Şeker, şeker içeren yiyecek ve içeceklerden küçük hacimde yüksek enerji içermeleri ve dumping sendromuna yol açmaları nedeni ile kaçının.
- Yüksek yağ içeren gıdalar ve kızarmış besinlerden hem yüksek enerji içermeleri hem de sindirimlerinin güç olması nedeniyle kaçının.
- Alkol alımından yüksek kalori, düşük besin değeri ve ülser riskini artırması nedeni ile operasyon sonrası 1 yıl ve daha uzun süre kaçının. Operasyon sonrası alkol tolerasyonundaki değişikliğe bağlı olarak alkol bağımlılığı gelişme riskinin artabileceği de unutulmamalıdır.
Bazı besinlerin tüketiminden ise mümkün olduğunca kaçınılması, diyete yeniden eklenmelerinin geciktirilmesi ve sonrasında da sınırlı miktarda tüketilmesi önerilir. Bu besinlerin operasyon sonrası en az 6 hafta tüketilmemesi gerekirken diyete yeniden eklenmesi cerrahi yönteme ve hastanın tolerasyon durumuna göre değişkenlik gösterir. Bu noktada diyetisyeninizin yönlendirmelerine uymanız büyük önem taşır.
- Karbonatlı içecekler ve kafein alımından kaçının, kafein diüretik etkiye sahip olduğu için ilerleyen dönemlerde de tüketimini sınırlandırın.
- Ekmek, pilav, makarna ve hamur işleri yüksek karbonhidrat ve yağ içeriklerinin yanı sıra ‘hamursu yapıları’ nedeniyle iyi tolere edilemedikleri için kaçınının, ilerleyen dönemlerde de tüketimini sınırlandırın.
- Sert kabuklu yemişler, patlamış mısır, kuru meyveler, çiğ sebze ve meyveler, kereviz, lahana, asma yaprağı gibi lifli besinlerin sindirimleri güç olduğu için kaçının, yeniden diyetinize eklenmeleri konusunda diyetisyeninizin yönlendirmelerine uyun.
- Bonfile, antrikot, biftek gibi sert, kuru, çiğnemesi zor etlerden sindirim fonksiyonunuz tamamen düzelene kadar kaçının, yaklaşık 5 ay boyunca tüketmeyin.
Diyet ne kadar sürdürülmeli?
Çoğumuz için diyet kelimesi belirli bir ya da birkaç besini veya besin grubunu ‘bir süreliğine’ sınırlı miktarda tüketmeyi veya hayatımızdan çıkarmayı, beslenme düzenimizde yine ‘bir süreliğine’ değişiklik yapmayı ve hedefe ulaştıktan sonra eski alışkanlıklarımıza yavaş yavaş geri dönmeyi çağrıştırıyor. Ancak asıl anlamı ile diyet kelimesi ‘sağlığı korumak ve düzeltmek amacı ile uygulanan beslenme düzenini’ ifade etmek için kullanılır. Bu nedenle benzer amaç ile operasyon geçiren birey için başlangıçta önerilen geçiş diyetleri belirli bir süreliğine uygulansa da normal gıdalara dönüş ile birlikte hayat boyu sürecek beslenme düzenine geçilmiş olur. Obezite cerrahisi ile amaç; ağırlık kaybı sağlarken aynı zamanda kişinin beslenme alışkanlıkları ve yaşam şeklinde kalıcı değişiklikler yaratmaktır. Başarılı bir operasyon sonrası optimum kilo kaybının sağlanması ve sürdürülmesi için cerrahi öncesi ve cerrahi sonrası dönemde kapsamlı bir beslenme eğitimi verilmesi, vücut ağırlığı ve beslenme durumunun düzenli aralıklarla değerlendirilmesi ve yönetimi önem taşır. Bu amaçla beslenme ve diyet uzmanı ile görüşmelerin kişiye özgü biçimde başlangıçta 1-2 haftalık, sonrasında 1,2,3,6 ve 9 aylık ve en az 5 yıl boyunca yıllık periyotlarla sürdürülmesi önerilir.
Obezite cerrahisi sonrası psikolojik destek önemli
Ameliyat sonrası kişinin günlük yaşamında ve beslenme alışkanlıklarında pek çok değişiklik yapması gerekir. Ancak hastanın, ameliyatın kendi çabasını gerektirmeyen mucizevi bir yöntem olduğunu düşünmesi, gerçek dışı beklentilerinin olması, ameliyat sonrası uyulması gereken kurallar ve yaşam değişiklikleri hakkında yeterli bilgi sahibi olmaması hayal kırıklığı ve depresyona kadar uzanan psikolojik sorunlara yol açabilir. Olumsuz duygular karşısında veya stresi yönetmek için yemek yeme davranışı obez bireylerde sıkça görülür. Her olumsuz durumda tepki vermek veya baş etme stratejisi olarak yemek yiyen kişi ameliyat sonrası yeme kapasitesi azaldığı için bu yanıtı veremez ve sıkıntı yaşar. Bu nedenle obezite cerrahisi adayının gerekli yaşam tarzı değişikliklerine adaptasyonun değerlendirilmesi ve var olan psikiyatrik hastalıkların saptanması için psikiyatrist tarafından görülmesi ve operasyon kararının psikiyatrist onayına sunulması gerekir. Operasyon sonrasında ise psikolojik destek hastanın değişime uyumunun kolaylaştırılması, yeni baş etme stratejileri geliştirmesine destek olunması ve psikiyatrik problemlerin izlemi açısından büyük önem taşır.
Düzenli doktor takibi önemli
Hasta operasyon sonrası uzun dönemde düzenli aralıklarla görülür, kilo kaybı ve genel sağlık durumu değerlendirmesi yapılır. Diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi, karaciğer yağlanması gibi mevcut komorbid hastalıkların takiplerinin yapılması ve tedavilerinin düzenlenmesi için gerekli tetkikler yapılır. Sindirim ve emilimdeki hem anatomik hem işlevsel değişiklikler, yetersiz besin alımı, supleman kullanımına uyumun yetersiz olması, kusma veya ishale bağlı kayıplar ve gıda intoleransları sonucunda protein, vitamin ve mineral eksiklikleri meydana gelebilir. Bu nedenle beslenme durumunun saptanmasında biyokimyasal izlem önem taşır. Tam kan sayımı, demir, kalsiyum tiamin, B12, folik asit, 25(OH) D vitamini gibi önerilen rutin tetkiklere ek olarak belirli bulgular doğrultusunda hekiminin gerek gördüğü tetkikler yapılarak değerlendirilmeli ve gerekli müdahalelerde bulunulmalıdır.
Obezite cerrahisi sonrası yeniden kilo alımı
Ağırlığın geri kazanılması obezite cerrahisinin uzun dönem etkileri arasında yer almakta olup görülme sıklığı ile ilgili değişik oranlar bulunur. Yeniden kilo alımında ilk faktör obezitenin oluşumunda ve medikal tedavide temel olan yaşam tarzı değişikliğinin gerçekleştirilememesidir. Hatalı beslenme alışkanlıklarının sürdürülmesi, düzenli egzersizin yaşamın bir parçası haline getirilmemesi, tanı konulamamış veya yeteri kadar tedavi edilemeyen psikososyal sorunlar yeniden kilo artışına yol açabbilir. İkinci faktör hormonal-metabolik imbalanstır. Obezite cerrahisi sonrası kilo kaybının sağlanmasında iştah kontrolü üzerinde etkiye sahip gastrointestinal sistem hormonlarının konsantrasyonlarındaki değişiklikler önemli rol oynar. Ancak her olguda bu hormonlarda aynı düzeyde değişiklik görülmeyebileceği ve bunun yeniden kilo almanın bir nedeni olabileceği düşünülmektedir. Cerrahi yöntemle ilgili sorunlar üçüncü bir etkendir. Operasyon sonrası poş ve mide hacminin artması ve gastrogastrik fistül yeniden kilo artışına yol açar. Bu olgularda ikinci bir cerrahi işlem gerekebilir.
Obezite cerrahisi sonrası kritik beslenme uyarıları
1- 30 dakika kuralını mutlaka uygulayın. Hiçbir zaman sıvı gıdalar ve içecekler ile katı gıdaları bir arada tüketmeyin.
2- Su içmek için susamayı beklemeyin. 30 dakika kuralına uyarak ve güne dağıtarak günde en az 1,5-2 litre su tüketin.
3- Öğünlerinizde daima önce protein kaynaklarını, sonra lif bakımından zengin gıdaları (sebze ve meyveler gibi) ve son olarak karbonhidrat kaynaklarını tüketin.
4- Yavaş yemeye ve iyi çiğnemeye özen gösterin ve doyduğunuzu hissettiğiniz anda yeme içmeye hemen son verin. Öğünde tüketeceğiniz besin miktarı az olsa dahi öğününüzü en az 20 dakikaya yaymaya, küçük lokmalar almaya ve her lokmayı iyice çiğnemeye özen gösterin.
5- İlk kez tüketeceğiniz besinlere temkinli yaklaşın. Tolere edemediğiniz besinleri kolay ayırt edebilmek adına aynı gün içinde birden fazla yeni besin denemek yerine beslenmenize her gün yeni bir besin ekleyin.
6- Öğün düzeninizi oluşturun. Mide hacminizin küçük oluşunu göz önünde bulundurarak günlük enerji ve besin öğesi gereksinimlerinizi karşılayabilmek için 3 ana, 2-3 ara öğünden oluşan bir öğün düzeni oluşturun. Ana öğünlerinizi kesinlikle atlamayın. Planladığınız öğünler dışında, aralarda atıştırma alışkanlığınız varsa sonlandırın.
7- Doktorunuz/diyetisyeniniz aksini belirtmediği müddetçe protein ve multivitamin takviyelerinizi düzenli olarak kullanmaya devam edin.
8- Pişirme yöntemlerine dikkat edin. Yiyeceklerinizi hazırlarken kızartma, kavurma gibi yöntemlerden uzak durun. Fazla yağ, sos içeren, kızartılmış veya fazla pişirilerek suyunu kaybetmiş/kurumuş yiyeceklerin (özellikle etlerin) sindiriminin güç olacağını unutmayın.
9- Etiket okuma alışkanlığı edinin. Paketlenmiş gıdaların enerji, protein, karbonhidrat (özellikle şeker), yağ, lif ve soydum içerikleri hakkında bilgi sahibi olmak için etiket okuma alışkanlığı edinin.
10- Yüksek şeker ve yağ içeren yiyecek ve içeceklerden kesinlikle uzak durun. Mide hacminizin küçük oluşunu göz önünde bulundurarak küçük hacimde yüksek enerji içeren besinlerden ‘boş kalori’ almak yerine temel gereksinimlerinize uygun kaliteli besin alımına yönelin.