Koronavirüse karşı bu kurallara uyalım
Koronavirüs pandemisinin ardından artık daha sık ellerimizi yıkıyoruz, sevdiklerimizle kucaklaşmıyor, hiç sıkılmadan haberleri takip ediyor ve sürekli sosyal medyada dolaşıyoruz. Maskeler adeta vücudumuzun birer uzvuna dönüştü. Zaten koronavirüsle baş etmenin tek yolu da bu tip tedbirleri harfiyen uygulamaktan geçiyor. İşte koronavirüsün günlük yaşantımızda yarattığı değişiklikler...
Selamlaşmada asgari temas
Salgının bulaşma hızının yüksekliğine dair ilk açıklamaların ardından günlük hayatımızda aldığımız tedbirler başında arkadaşlarımızla, dostlarımızla selamlaşmamızı “asgari temas” düzeyine indirmek geldi. Karşılaştığında kollarını dirseklerinden karşılıklı olarak birbirine değdirenler olduğu gibi ayaklarını birbirine vurarak selamlaşanlar da oldu. Ancak kısa bir süre sonra tüm bu yeni selamlaşma çabalarının yerini baş sallama ve içten bir gülümseme aldı. Bu selamlaşma yöntemi virüsün daha fazla kişiye bulaşması önünde önemli bir engel oluşturuyor.
Ellerimizi daha da sık yıkıyoruz
Toplum olarak özellikle tuvaletten sonra, yemekten önce ve sonra el yıkama alışkanlığı konusunda hassasiyetimiz olduğu bir gerçek. Bu alışkanlığımız herhangi bir enfeksiyon riskine karşı önemli bir kazanım. Ama yeni koronavirüs salgınıyla birlikte ellerimizi daha sık yıkar hale geldik. Ayrıca yıkama süremiz de uzadı. Artık en az 20 saniye yıkıyoruz. Sokaktan eve geldiğimizde, iş yerinde ortak kullanılan telefon, bilgisayar klavyesi gibi cihazları kullandıktan sonra ya da bir şeyler yemeden önce elimizi yıkayıp yıkamadığımızı daha çok sorguluyor, yıkarken çabucak değil, en az 20 saniye boyunca dikkatle yıkıyoruz.
Kolonyalar çantalardaki yerlerini aldı
Çantamızda kolonya taşımayalı uzun zaman olmuştu. Özellikle ileri yaştaki büyüklerimizin bir alışkanlığı olan kolonya taşıma ve eve gelen misafirlere ikram etme, koronavirüs sayesinde hatırladığımız bir gelenek oldu. Özellikle alkol derecesi 80’in üzerinde olan kolonyalar büyük talep görürken özellikle toplu taşıma araçlarında çantasından çıkardığı kolonyayı ya da dezenfektanı çevresindekilere de ikram edenlerin sayısı arttı. Ancak aşırı dezenfektan ya da kolonya kullanımının da cildi tahriş edebileceği unutulmamalı. Ayrıca kolonya tercihinde virüsün üzerinde öldürücü etki olması için yüzde 70 alkol kullanılması gerekiyor.
Maske ve eldiven kullanırken bunlara dikkat!
Salgın yeni başladığında sağlıklı kişilerin maske kullanmasına gerek olmadığı belirtiliyordu. Ancak salgının çok geniş kitlelere yayılması nedeniyle, sokağa çıkan herkesin kendini ve çevresini korumak amacıyla maske kullanması öneriliyor. Ülkemizde yapılan düzenlemeler de bu yönde. Maske kullanımında dikkat edilmesi gereken noktalar ise şöyle...
Aynı maske uzun süreli kullanıldığında nemleniyor ve virüsler bu nemli alana tutunarak daha fazla enfeksiyon riskine neden oluyor. Bu nedenle sık sık maske değiştirmek gerekiyor. Ayrıca maskeleri çıkartırken virüsün ele bulaşma riski olduğu için hemen ardından ellerin yıkanması gerekiyor.
Eldiven kullanımı da salgın nedeniyle gördüğümüz bir davranış. Ancak bu yeni alışkanlığımız virüsün yayılmasını önlemek bir yana daha fazla kişiye bulaşmasına bile neden olabiliyor. Eldiven taktığında kendini güvende hisseden kişi, daha fazla yüzeye dokunuyor. Ellerini ağzına, burnuna ve gözlerine daha fazla değdirebiliyor. Bu da riski artırıyor.
Sosyal mesafeyi aşmıyoruz
Yapılan son araştırmalar, koronavirüs taşıyıcısı olan birinin viürüs ortalama 3.3 kişiye bulaştırdığını gösteriyor. Bulaşıcılıkta kişinin sağlık durumu, virüsle temas süresinin uzunluğu etkin olsa da alınabilecek önlemlerin başında mesafe geliyor. Bu salgın ile birlikte dilimize yerleşen “sosyal mesafelendirme” kavramı da buna işaret ediyor. Toplum olarak ‘Evde kal’ çağrısına mümkün olduğunca çok uyuyoruz. Ancak iş için ya da ihtiyaçlarımız için dışarıya çıktığımızda herkesle aramıza en az 1 metre mesafe koymamız gerekiyor.
Temizlikte sirke kullanımı arttı
Sirkenin temizlikte kullanımı özellikle son dönemlerde arttı. Ancak koronovirüsün ardından sirkenin yüzey temizliğinde, mutfak ve banyoda kullanımının da arttığı görülüyor. Koronovirüsün bulaşıcılığının sirke ile önlenmesinin söz konusu olmadığını belirten Dr. Beril Bahadır Erdoğan özellikle sosyal medyada yayılan her habere itibar edilmemesi ve bilimsel verilerden yararlanılması gerektiğini kaydediyor. Buna karşın bir ölçeğe 10 ölçek su ile sulandırılan çamaşır suyu, virüsü öldürmede etkili oluyor.
Banyo yapma sayımız arttı
Temizlik denince akla gelen ilk konulardan biri de sık banyo yapmak. Virüs haberlerinin yayılmasından itibaren günlük banyo sayısını birden üçe çıkardığını söyleyenlerin sayısı artarken uzmanlar, bu konuda da aşırıya kaçmanın olumsuzluklarına dikkat çekiyor. Zira cildin koruyucu bariyerinin zarar görmemesi virüslere daha açık hale gelmemize yol açabiliyor.
Evden çalışıyoruz
Her şey dijitalleştiği için evden çalışanların sayısı artmış olsa da koronavirüsün yayılmasını önlemek için alınan önlemlerin başında “Evinde kal” çağrısı oldu. Birçok iş yeri de bu çağrıya uyarak çalışanları için “ev-ofis” dönemini başlattı. Bu da günlük yaşamın yeniden düzenlenmesi anlamına geldiği için ilk başlarda özellikle uyum konusunda güçlük yaşanmasın normal. Bu konuda evinizin bir yerini ofis haline getirmek çalışma disiplini için size yardımcı olacaktırr.