Kısırlığın psikolojiye etkileri
Araştırmalar, kısırlık (infertilite) tedavisi gören kişilerin stres düzeylerinin hayati derecede önem taşıyan hastalıklarla mücadele eden kadınlarınkinden farklı olmadığını, hatta sıklıkla, bir parça daha fazla olduğunu gösteriyor. Kısırlık tedavisi gören çiftler, ilk önce gebelik elde edebilmek için, sonrasında ise tedavi başarısız sonuçlanırsa yaşadıkları hayal kırıklığı nedeniyle her ay kronik bir stres süreci yaşıyorlar.
Kısırlık başarısızlık değildir!
Kısırlık nedenleri ortaya konduktan sonra eşlerden biri psikolojik olarak kendini problem kaynağı olarak görmeye başlar. Çocuk sahibi olamamak kişisel bir başarısızlık olarak algılanabilir. Her tedavi döneminde, umut ile umutsuzluk arasındaki çizgide beklentilerin tutulması ve bu beklentilerin alınan tetkik sonuçlarına göre kolayca değişebilir olması, endişe, korku, kızgınlık, mutluluk ve neşe gibi çok çeşitli duyguların iç içe yaşanmasına neden olabilir. Bu duygular zaman içerisinde güçleşerek eşler arasında kızgınlık, endişe, korku ya da kırgınlıklara dönüşebilir.
Çocuk sahibi olmak ilişkinin kurtarıcısı değil
Çiftlerin bu süreçte gösterdikleri psikolojik tepkiler; eşlerin birbirlerine çok yakın hale geldiği ya da kendilerini ciddi bir ilişki problemi içinde bulundukları gözlemlenir. Uyumlu birlikteliği tercih eden çiftler, ilişkinin olumsuz taraflarını tehdit edici olarak algılar ve olumsuz herhangi bir duygu ve düşünceyi ilişkiye getirmezler. Düşmanca birliktelik yaşayan çiftler ise ilişkilerinin olumlu taraflarını kaybederek, ilişki içindeki olası problemleri çocuk sahibi olamamalarının nedeni olarak düşünürler. Böylelikle çocuk sahibi olmak ilişkinin kurtarıcısı haline gelir.
Erkek ve kadınlar farklı mı düşünür?
Yapılan araştırmalarda çocuk sahibi olmamakla ilgili yaşanan yoğun duygular her iki taraf içinde benzer olmasına rağmen ifade edilme şekli ve bu dönemde kullanılan baş etme mekanizmalarının farklı olduğu görülmüştür. Kadınlar erkeklere göre daha gözlenebilir stres yaşarlar, erkeklerin ise genelde içe çekilme, uzaklaşma, inkâr gibi tepkileri sıklıkla verdikleri gözlenmekte. Eşler arasında stres benzer şekilde algılanırsa evlilik uyumları artar ve tedavi süreci daha rahat geçer.
Stres kısırlığa neden olur mu?
Kısırlık stresli bir deneyim olmasına rağmen stres yüzünden ortaya çıkabileceğini iddia eden çok az bulgu mevcut. Bununla birlikte, bazı durumlarda yüksek seviyelerdeki stres, kadınlarda hormon seviyelerinin değişmesine ve yumurta oluşumunda bozulmaya neden olabilir. Buna ek olarak, aşırı stres kadınlarda fallop tüpü spazmlarına, erkeklerde ise sperm sayısının azalmasını da etkileyebilir. Kronik stresin depresyona neden olabileceği göz önüne alındığında, depresyonun yumurta kalitesini olumsuz etkilemesi ve depresyondaki kadınların iki kat düşük tehlikesiyle baş başa olması, stresin dolaylı olarak kısırlık tedavisini olumsuz etkilediğini gösteriliyor.
Kısırlığın stres yaratmasına izin vermeyin
İnfertilite çiftlerin hayatında ciddi bir kriz yaratabilir, çünkü hayatın önemli gayelerinden biri olan ‘ebeveyn olmak’ belirsiz bir süre için gerçekleşemiyor. Bu sorunla karşılaşmadan önce, hayatları boyunca belli bir konuda emek sarf edip gayret gösterirlerse başarılı olabileceklerini görmüşken, tedavi sürecinde bunu gerçekleştirememek çiftler için çok zor bir deneyim oluyor. İnfertilitede stres, kronik olarak yaşanabileceği gibi, tedavi sırasında uygulamalara ve test sonuçlarına bağlı kısa dönemli de yaşanabilir. Özellikle, tedavinin birden çok tekrarlandığı çiftlerde stres oranlarının daha yüksek olduğu saptandı. Bazı çiftler ise kimi zaman stres olmamanın stresini ve suçluluğunu hissediyorlar. Ayrıca, tetkikleri işlemler ve tedavi sürecindeki iğne ve ilaç kullanımı fiziksel, duygusal ve maddi olarak yoğun bir stres kaynağı.
Kısırlık tedavisinde stresi azaltmanın 6 yolu
- Eşinizle açık ve etkili iletişim kurmaya özen gösterin.
- Yoga, meditasyon gibi stres azaltma tekniklerini psikoloğunuza danışarak öğrenebilirsiniz.
- Değişik sanatsal, yaratıcı kurslara katılabilirsiniz (Örneğin resim yapma, ahşap boyama, vb.)
- Fiziksel ve duygusal gerilimi azaltmak için, abartılı olmamak kaydıyla ve uzmanınıza danışarak, spor (özellikle yavaş tempolu yürüyüşler) yapabilirsiniz.
- Siz ve eşinizin ortak bir görüş birliğinde olduğu bir tedavi planınız olsun.
- İnfertilite probleminizin nedeni ve uygun tedavi seçenekleri hakkında tam bir bilgi edinin.
Kısırlıkta psikolojik destek
Kısırlıkta çiftlere yönelik psikolojik desteğin hedefi, bu dönemin birey üzerinde yaratacağı etkileri en aza indirmektir. Psikolojik destek sırasında bireyin kısırlık tanımının yarattığı belirsizlik duygusunu nasıl algıladığı, kayıp yaşantısı, kriz döneminde kullandığı başa çıkma mekanizmaları, eşle iletişim gibi konularla ilgili bilgi alınır. Çalışmalarda, bireysel çalışma hedeflerinin yanı sıra, çiftlerin iletişim becerilerinin artırılması da hedeflenir. Ayrıca, bedeni tanımaya yönelik rahatlatıcı aktivitelerle desteklenen bireye ya da çifte özgün çalışma programları düzenlenir.
İnfertilite sürecinde kadın-erkek olarak psikologlardan yardım almanız gereken durumlar şunlardır:
- Süreklilik gösteren üzüntü, suçluluk ya da değersizlik hisleri
- Sosyal olarak içe kapanma
- Gündelik aktivitelere ve başkalarıyla ilişki kurmaya karşı ilgisizlik
- Hiç bitmeyen bir iç sıkıntı, kendini bir yere ait hissedememe
- Artış gösteren duygusal dalgalanmalar
- İnfertilite ile ilgili konularla fazlaca meşgul olmak
- Eşle olan ilişkinin bozulması
- Konsantrasyon güçlüğü ve unutkanlık
- Artış gösteren alkol ya da sigara tüketimi
- İştahta ve kiloda bir değişim (artış/azalma)
- Uyku düzeninin bozulması (çok fazla uyuma/gece uykudan uyanma/hiç uyuyamama)
Kısırlık tedavisi cinsel yaşamı etkiler mi?
Cinselliğin çiftler için yapıcı ve onarıcı etkisi, infertilite tedavisiyle birlikte terk edilir. Cinsel ilişki tatmin olmaktan çok belirli zamanlarda yapılması gereken bir görev haline dönüşebilir. Cinsellikte yaşanan tatminsizlikler çiftin doğal etkileşimini olumsuz etkileyebilir. Bu süreçte çiftler cinsellikten soğuyabilir.
En zoru beklemek…
Kısırlık tedavisi sürecinde bireyleri en çok etkileyen konular beklemek ve belirsizlik duygusudur. Beklemek ve belirsizlik; içinde umudu barındırdığı gibi umutsuzluğu da barındırır. Her alınan başarılı sonuç, çocuk sahibi olmakla ilgili olumlu bir ışığın yanmasına neden olurken, olumsuz bir test sonucu birey üzerinde tam tersi bir etki yaratabilir. Özellikle, kısırlık tedavisi bekleme sürecinde psikolojik destek sağlanması bu dönemin daha rahat geçirilmesine katkıda bulunur. Kısırlık tedavisinde dönemin yarattığı etkiler eşler tarafından farklı yorumlanabilir.