Yazı İçeriği

Kişiye özel kanser tedavileri başarıya ulaşabiliyor

Her yıl 14 milyon kişi kanser oluyor

Kan testleri ile mutasyonlar izleniyor

Kanser tedavisinde ciddi gelişmeler yaşanıyor

Daha fazla etki, daha az yan etki

Tedavinin etkisi önceden bilinebiliyor

Gelişmeler olumlu

Ülkemizde her yıl 97 bin erkek, 62 bin kadın kansere yakalanıyor

Kişiye özel kanser tedavileri başarıya ulaşabiliyor

Kanser denildiğinde hep tek bir hastalıktan bahsedilir ama kanserin 200’ün üzerinde türü bulunuyor. Her bir kanser türünün moleküler yapısı birbirinden farklı. Bu nedenle kişi ve mutasyon özelinde yapılan tedaviler başarıya ulaşabiliyor. Bu noktada ise biyopsi testleri ve kandan bakılan likit biyopsi testleri büyük önem taşıyor. Kanserde gözlenen değişimler ve bunlara karşı geliştirilen hedefe yönelik tedaviler kişi özelinde yapılabiliyor.


Her yıl 14 milyon kişi kanser oluyor

İstatistiklere göre dünyada her yıl yaklaşık 14 milyon kişi kanserle tanışıyor. Nüfusun artması ve yaşlanması ile orantılı olarak bu rakamın arttığı gözleniyor. Bu ivmeye bağlı olarak da 2025 yılında her yıl kanserle ilk kez tanışan insan sayısının toplam 19,3 milyon olacağı öngörülüyor. Bununla birlikte günümüzde can kaybı nedenleri arasında kanser, kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almakla birlikte yapılan projeksiyonlarda kanserin 20 yıl sonra ilk sıraya yerleşeceği belirtiliyor.

Kan testleri ile mutasyonlar izleniyor

Kanser, normal hücrelerde mutasyon adı verilen değişikliklerin birikmesine bağlı hasar gelişmesi ve kontrolsüz çoğalması olarak tanımlanıyor. Çeşitli kimyasallar, bazı virüs ya da genetik değişiklerin hepsi kalıtsal geçiş göstermiyor. Ancak hem kalıtsal geçiş gösteren değişiklikler (mutasyonlar) hem de çevresel etkenlerle oluşan değişiklikler saptanabiliyor.

Kanser tedavisinde ciddi gelişmeler yaşanıyor

Bununla birlikte kanserin tedavisi konusunda son yıllarda çok ciddi gelişmeler yaşandığı gözleniyor. Elde edilen bilgiler, kanseri artık tek bir pencereden bakılarak tedavi edilebilecek hastalık konumundan çıkardı. Yalnızca köken aldığı organa ve patolojik tipine göre yapılan tedavilerden elde edilen başarı oranı daha düşük olurken, son 10 yıldır kişiye ve o kişideki tümöre özgü olarak uygulanan tedavi yöntemleri hem yaşam kayıplarının önüne geçiyor, hem de yaşamı uzatıyor. Bu noktaya gelmeyi sağlayan en önemli bilgi ise kanserin moleküler yapısının şifrelerinin çözülmesiyle elde ediliyor.

Gerek dokudan alınan biyopsi testleri, gerekse son 2-3 yıldır kullanılmaya başlanan ve kandan bakılan likit biyopsi testleriyle kanserdeki değişimler ve mutasyonlar hücresel düzeyde saptanabiliyor. Bu değişikliklere karşı geliştirilen hedefe yönelik tedaviler kişiye özel olarak planlanabiliyor. Ayrıca tümör dokusuna bağlı olarak doku biyopsisi yapılamayan durumlarda kan testi ile immünoterapiye uygunluğu belirlemek için gerekli testler de yine kandan yapılabiliyor.

Daha fazla etki, daha az yan etki

Son 10 yıldır dünyada olduğu gibi ülkemizde de başarıyla uygulanabilen ‘kişiye özel tedavi’, etkinliği yüksek ve yan etkisi az olduğu için kişiye daha fazla olanak sunuyor. Aynı kanser türünde bile moleküler düzeyde farklılıklar bulunuyor ve bu nedenle tedavilerde farklı yanıtlar elde edilebiliyor. Likit biyopsi ile kişinin ve tümörün genetik özellikleri belirlenerek o hastalık için en uygun ilacın seçimi yapılabiliyor. Ayrıca kanser hücresi moleküler düzeyde incelenerek 50’den fazla genetik değişiklik açısından sonuçlar elde edilebiliyor. Bu sayede kanser hücresinde saptanan genetik değişime uygun ilaç seçilerek etkinliği yüksek tedavi belirlenebiliyor. Böylelikle, doğru kişiye doğru zamanda doğru tedavinin uygulanması mümkün olabiliyor.

Tedavinin etkisi önceden bilinebiliyor

Özellikle akciğer kanseri başta olmak üzere uluslararası rehberlerde de moleküler testlerin öneriliyor. Tümörün özellikleri belirlenerek hastalığın seyir hızı, uygulanacak tedaviye karşı alınacak yanıtlar da önceden saptanabiliyor. Elde edilen sonuçlara dayanarak tedavi seçimi yapılıyor. Bu sayede kişide gereksiz ilaç kullanımının önüne geçerek yan etkilerin artması ve ekonomik açıdan yük ortadan kalkmış oluyor.

Gelişmeler olumlu

Gelecekte her kişi için hem tanı anında hem de tedavi devam ederken etkinliği ve tedavi direncini saptamak için seri kan testleri yapılarak hastalığın gidişatını erken saptamak mümkün olabilecek. Kandan alınan örneklerde örneğin akciğer kanserinde EGFR mutasyonu taşıyan kişilerde hedefe yönelik tedavi sırasında direnç gelişmesi durumunda farklı mutasyonların (T790M) saptanması ile ilaç değişikliğine gidilebiliyor. Bu durum, diğer kanser türleri için de yakın gelecekte mümkün olabilecek.

Ülkemizde her yıl 97 bin erkek, 62 bin kadın kansere yakalanıyor

Türkiye’de kadın erkek ortalama kanser insidansı yüz binde 215,1 olarak görülüyor. Kanser istatistiklerine göre ülkemizde her yıl yaklaşık 159 bin kişi kansere yakalanıyor. Bu kişilerin 97 bini erkek ve 62 bini ise kadın. Kanser artışında nedenler ise; doğumda beklenen yaşam süresinin uzamasına bağlı toplumda ileri yaş nüfusunun artması, tütün ve tütün mamullerinin tüketiminin artması, obezitenin artması ve çevresel ve mesleki kanser yapıcıların giderek önem kazanması olarak sıralanıyor. Dolayısıyla kanserle savaştaki en önemli güç farkındalığı artırarak gerekli önlemleri almak.