Yazı İçeriği

Psiko-onkoloji kanser tedavisinin önemli bir ayağı

Kanser tedavisinde psiko-onkolojinin faydaları

Çocuklar için oyun terapisi

Kişinin yakınları da bilinçlendirilmeli

Yatağa bağlı kalınmamalı

Psiko-onkoloji kanser tedavisinin önemli bir ayağı

Kanserle mücadele, pek çok alanda titizlikle yapılması gereken bir süreç. Ameliyatlar, ışın tedavileri veya kemoterapi bu sürecin parçalarından birkaçı. En az onlar kadar önemli bir diğer unsursa kanser tedavisinde psikolojik desteğe de yer verilmesi. Kanser tedavisinde yapılan psikolojik tedavi sayesinde kişilerdeki kaygı azalıyor ve en önemlisi kişinin mücadele ve yaşama gücü yükseltiliyor.


Kanser tedavisinde psiko-onkolojinin faydaları

Kişiye kanser teşhisi konduktan sonra, kemoterapi ya da radyoterapi seanslarına başlamanın yanı sıra bir psikologla görüştürmek, kişinin tedaviye olan bakış açısını anlamada faydalı oluyor. Bazen de psikoloğun kendisi, onkologlar ya da hematologların ziyaretlerine eşlik ederek kanserli kişilerin yanına gidiyor ve onlar hakkında bilgiler edinerek, psikolojik destekte bulunuyor. Tedavi olan kişi açısından da yaşadığı sorunları anlatabileceği birini karşısında görmek psikolojik bir rahatlama sağlıyor. Bu sayede kişiler hem hastanede hem de dışarıda daha uyumlu ve mutlu olduklarını söylüyor.

Çocuklar için oyun terapisi

Erişkin ve çocukların tedavi süreçlerinde, yaş gruplarının ilgilerine bağlı olarak değişik yaklaşımların uygulanabiliyor. Psikolojik desteği tamamlayan konulardan biri de; kişinin ilgi alanlarını tespit ederek tedavi imkânlarını iyileştirebilmek. Örneğin çocuklara ‘oyun terapisi’ desteği verilmesi gibi... Çünkü çocuklardaki tedavi sürecinde, dikkat, algı ve el-göz koordinasyonu gibi nöro-bilişsel eksikliğin ortaya çıkabileceğinin bilincinde olarak ve çoğu zaman oyun terapisinin desteğini alarak hareket etmek gerekiyor. Çocuklarda algının zayıflamaması ve becerilerini geliştirebilmeleri için alternatif oyunlar ya da aktivitelerin hastanede sağlanması gerekiyor. Çocuklar, yapmış oldukları boyamalar veya el işleriyle beyinlerinin işlevselliğini devam ettirirken, zaman zaman yapılan masal okuma gibi aktivitelerle de algılarının genişlemesine imkân tanımış oluyorlar.

Kişinin yakınları da bilinçlendirilmeli

Kanserlilere moral ve motivasyon sağlamada, onların yakınlarına da büyük görev düşüyor. Bu anlamda kanserlilerin yakınlarının kişiye nasıl davranacakları konusunda yönlendirilmeleri gerekiyor. Kanser olan kişinin motivasyonu düştüğünde ya da morali bozulduğunda, yakınlarına buna nasıl müdahale edebilecekleri konusunda fikir verilmeli. Kanserli kişinin sigara gibi kötü bir alışkanlığı varsa, bunun üstesinden gelebilmeleri için yakınlarının iyi bir ‘destekçi’ olmaları sağlanmaya çalışılıyor. Kişilerin onkoloji servisindeki yatış sırasında zamanlarını nasıl değerlendirmeleri gerektiği gibi konularda da konuşmak, kişinin hastane içinde bulunduğu zamanları kaliteli bir şekilde geçirmesine olanak sağlıyor.

Yatağa bağlı kalınmamalı

Yetişkin onkoloji hastalarında, yatağa bağlı kalmanın tedavi sürecinde hastayı dinlendirmenin aksine onu daha çok yatağa bağladığı görülüyor. Bunu önlemek için, kişinin moral ve motivasyonunun artırılması gerekiyor. Sürekli yatmak motor fonksiyonlarını tembelleştiriyor. Hasta, kendini düzenli olarak yatakta zaman geçirmeye ikna etmişse, bu tutumun altında yatan nedenlerin neler olabileceğinin incelenmesi gerekiyor. İlgi alanları geliştirmeye çalışılan kişiler, yatağa bağımlı bir sürece ihtiyaçları olmadığını görüyorlar.